• kuran'ın ingilizce çevirilerinde "polytheist" olarak çevrilmiş kişi. sanırım birden fazla tanrıya inanan putperestleri kastediyor.

    mesela tevbe suresi 5. ayet: http://quran.com/9/5

    şimdi bu duruma göre ateistlerin müşrik kabul edilmemesi gerekir, çünkü allah'a eş koşmayı bırakın ona bile inanmıyorlar. hatta kutsal addettikleri hiçbir şey yok. şirk fiilinin uzaktan yakınından geçmiyorlar. yani bu hükme göre ateistleri müşrik kabul edip saldıranlar yanlış yapmaktadırlar.
  • islam çıktığında ortada tanrı yoktur diyen bir kimse olmadığı için tanım gereği ateisti içine alamamış kavram. şimdi "sebep sonuçları allaha ortak koşuyo", "onun emirlerine karşı çıkrarak nefsini ortak koşuyo" gibi hem post-hoc hem edebi şiirsel benzetlemelerle (tam da yapamamışlar ama aktarayım derken ben daha iyi yaptım) ateiste de müşrik denir diyorlar..

    kardeşim ateist islam'ın kafir tanımına girer ama müşrik tanımına girmez, adama göre tanrı yok ki ortak koşsun. nefsim ondan büyüktür desin, sebep sonuçlar tanrıyı döver falan desin, yok öyle bir şey.
  • "şirk tanrısızlık demek değildir,zira müşriklerin bizden daha çok tanrıları vardır.müşrik bir tanrıya inanmayan ve ona ibadet etmeyen kişi değildir,birden çok tanrıya inanan ve tapan kimselerdir,öyleyse müşrik duygu bakımından dindar olan bireydir,fakat bağlandığı din yanlış bir dindir,yanlış bir dine mensup olmak dinsiz olmaktan farklı bir durumdur,kısacası şirk bir dindir,hatta insanlığın tanıdığı en eski din şekillerinden biridir."

    ali şeriati-dine karşı din
  • muslumanlikta kendilerini yada baska bir insani allah ile es koyan insanlar.
  • müşrik yaygın kanaatin aksine allah'ı inkar eden değil, allah'ı var kabul eden fakat birlemeyen kişidir.

    bu birlememe iki tane allah'a inanma şeklinde değil, müşrik zihin tarafından ulaşılmaz olarak tasavvur edilen allah ile aralarına o'na yaklaştırıcı bir takım aracılar yerleştirmeleri ve bu aracılara allah'a has olan fiil ve sıfatları vermeleri sonucu gerçekleşir.

    islam inancına göre allah'ın bütün isim, sıfat ve fiilleri kemaldir. bunlardan hergangi birini yaratılmışlardan birinde tahayyül etmek şirk'e yol açar.
  • müşrik için bir çok tanım vardır. allah ile arasına birilerini koyan herkes müşriktir mesela;

    (araf 7/30): “allah (insanlardan) bir kesimin doğru yolda olduğunu onaylar. bir kesimi de sapık sayılmayı hak eder. sapıklar, şeytanları allah’tan daha yakın konumda tutan, üstelik kendilerini doğru yolda sananlardır.”

    allah’tan yakın konumda tutanlar için “şeytanları evliya edindiler” şeklinde de meal verilmesi daha uygundur. ama gelin görün ki böyle bir meal bulmak zordur. “şeyatine evliyae min dunillahi” ifadesi aynen bu şekilde ayettin metninde vardır. evliyâ, velinin çoğuludur. burada veli, bir çocuğa veli olmak veya bir vilayete vali olmak gibi başkasını bağlayıcı söz söyleme yetkisine sahip olmak anlamındadır. bu ayete göre, allah’tan başka kayıtsız şartsız emrine uyulan her varlık, allah ile araya konulmuş şeytan konumundadır. sapıtanlar da bu şeytanların emrine girenlerdir. bunlar, allah’ı ikinci sıraya koydukları için müşrik olurlar. her müşrik de kafirdir;

    (al-i imran 3/151): “hakkında hiçbir delil indirmediğimiz bir şeyi bize şirk koşmaları sebebiyle kâfir olan herkesin kalbine korku salacağız. varıp kalacakları yer o ateştir. bu yanlışı yapanların yerleşecekleri yer ne kötüdür!”

    allah ile arasına birilerini koyarak yardıma çağıranların durumları budur;

    (enam 6/108): “siz (müşriklerin), allah ile aralarına koyarak yardıma çağırdıkları hakkında çirkin sözler söylemeyin ki onlar da taşkınlık edip bilgisizce allah hakkında çirkin sözler söylemesinler. her toplumun yaptığını kendilerine işte böyle süslü gösterdik. sonra dönüşleri rablerinedir. o, onlara bütün yaptıklarını bildirecektir.”

    ayetin metninde geçen (dûn) kelimesi yakınlaştırma, aşağı görme, üstün altı ve altın üstü anlamlarına gelir (tâcu’l-arûs). müşrikler, kutsadıkları varlıkları, bir yönüyle allah’a, bir yönüyle de insanlara benzeterek allah ile insan arasında bir yere yerleştirir ve o yolla allah’a ulaşmaya çalışırlar. ayetlerdeki (min dûn’illah ) daha çok bu anlamı ifade eder. hristiyanlar isa’yı allah’ın oğlu, mekkeli müşrikler tanrılarını allah’ın kızları, günümüzde ise büyüklerini aracı koyanlar da onları allah’ın dostu sayarak allah ile aralarına koyarlar. bu davranış bize şah damarımızdan yakın olan allah’ı ikinci sıraya koymaya sebep olur ve kişiyi müşrik yapar;

    (kaf 50/16): “and olsun ki insanı biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; biz ona şah damarından daha yakınız.”

    yine başka bir ayette allah teala müşriklere yapmaları gerekeni de söylemiştir;

    (araf 7/194): “ (ey müşrikler!) allah ile araya koyup yardıma çağırdıklarınız sizin gibi kullardır. iddianızda haklıysanız hadi onları çağırın da size cevap versinler.”

    müşriklerin allah’a inanmadığı iddiası tamamen mesnetsizdir hatta kur’an tüm ademoğullarının allah’ın varlığı, birliği ve kendisi dahil her şeyin sahibi olduğunu bildiğini söyler. müşrikler ise;

    (yusuf 12/106): “onların çoğu ancak (araya aracı koyup) müşrik olarak allah’a inanırlar.”

    müşrikler, allah’ın varlığını ve birliğini kabul eden ama onunla kendi aralarına bir başkasını koyup onun aracılığı ile allah’a yaklaşmaya çalışan, buna rağmen kendilerini mümin sayan kişilerdir;

    (enam 6/82): “ inanıp güvenen ve imanlarına zulüm /şirk bulaştırmayanlar var ya, güven içinde olmak işte onların hakkıdır. onlar doğru yolda olanlardır.”

    (zümer 39/3): “ bil ki allah’ın dini, katışıksız dindir. allah ile aralarına evliya yerleştirenler şöyle derler: “bizim bunlara kul köle olmamız, sırf bizi allah’a yaklaştırsınlar diyedir.” allah, onların tartışıp durdukları her konudaki hükmünü, onların yüzüne karşı verecektir. allah, yalancı olan ve âyetleri görmezlikte (kâfirlikte) direnen birini yoluna kabul etmez.”

    tekrarlamakta fayda var, evliya, veli’nin çoğuludur, en yakın olanlar anlamındadır. allah ile arasına, başka birini koymayan herkes allah’ın velisi, allah da onun velisidir;

    (bakara 2/257): “ inanıp güvenenlerin en yakını /velisi allah’tır; o, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. kâfirlerin en yakınları /velileri ise tağutlardır; onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar. onlar o ateşin ahalisidir, orada ölümsüz olarak kalacaklardır.”

    müşriklerin acınası durumu ve nasıl bir körlük içinde oldukları şu ayette ifade edilmektedir;

    (rad13/14): “ doğru dua, yalnızca allah'a yapılandır. müşriklerin allah’ın dışında dua ettikleri, onlara hiçbir şekilde karşılık veremezler. müşriklerin durumu, ağzına su gitsin diye iki avucunu suya uzatıp durandan farklı değildir; halbuki su, bu şekilde ağza ulaşmaz. ayetleri görmezlikte direnenlerin /kâfirlerin duası sadece boşa giden bir duadır.”

    benzer ayetler ile “mekkeli müşriklerin allah inançları” hakkında yazmaya çalıştığım yazıyı da buradan okuyabilirsiniz. (bkz: #121146751)
  • sanılanın aksine allah'a inanmayan değil, allah'a ortak koşan demektir. kuran'da kendisinden çokça bahsedilir. bu kişiler peygamberin ahirette kendilerini kurtaracağına inanırlar. bu dünyada alıştıkları üzere allah'ı da torpil yapan bi varlık olarak görmektedirler. böyle bir inanış da beraberinde kaçınılmaz olarak ahlaksızlığı getirmektedir. etrafınızda bu insanlardan çokça görebilirsiniz. hatta gittiğiniz her yerdedirler. kuran'a göre affedilmeyecek bir durum içerisindedirler.
  • müşrik, bir şeyin kıymetli olma sebebini bilmeyen demektir. rüya bazen zihinsel bozukluk özlemidir. her konuda şuurun doruklarında olmaya çalışmak vakit kaybına ve asli işini unutmaya sebep olabilir.
  • islam dinine gore inanmayan, inanmadigi gibi inananlara karsi agresif hareketlerde bulunan, saldiran
hesabın var mı? giriş yap