müzikal
-
muzikal, opera ve operetten gelismistir.. 1920li yillarda genellikle populer sarkilarin bir sekilde tiyatroya entegre edilmesi yontemi kullanilmistir, bundan mutevellit en erken muzikaller daha cok bir revu havasindadirlar.. 1927deki show boat kendi konusunu bastan sona inceleyen, gunumuzun muzikal anlayisina uyan ilk muzikaldir..
30lu yillarda, show boatun basarisi uzerine artik yeni muzikaller bu formata sokulmus, of thee i sing 1931 yilinda pulitzer odulune aday gosterilen ilk muzikal olmustur.
broadwayin altin cagi 1940larda, oklahomadan* sonra baslar.. yine oklahomanin yapimcilarinin* elinden cikan kimi diger eserler arasinda carousel*, south pacific*, the king and i*, ve the sound of music* var..
bu donemin one cikan pek cok muzikal tiyatro eseri, sonradan hollywoodca filme cekilir ve hala da zaman zaman cekilmektedir. muzikaller olarak yazilan eserlere ek olarak uyarlamalar da bu donemde onemli bir yer tutar, cole porterin hircin kizdan uyarladigi kiss me katei* ya da pygmaliondan esinlenerek olusan my fair lady*, o zamanin new yorkuna uyarlanmis bir romeo ve juliet olan west side story* gibi ornekler cogaltilabilir..
hair* ise muzikallerin altin caginin son urunu olarak kabul edilmektedir.. bu donemde daha once belirli kaliplar icinde kalmis olan muzikal farkli tarzlara yonelmekte, rock muzik ya da ciplaklik gibi onceden hos karsilanmamis ogeler muzikallere girmektedir.. donemin diger onemli rock muzikalleri arasinda jesus christ superstar*, godspell* ve the two gentlemen of verona* sayilabilir..
1975'te bir muzikali konu alan muzikal, a chorus line aday oldugu 12 tony odulunden 9unu ve de pulitzer odulunu alir.. oyunculari arasindaki cingeneler ve gercek hikayelerden uyarlanan kisimlari ile klasik muzikal cizgisinin daha da disina cikan a chorus linein basarisi ile broadway artik degisikliklere hazir oldugunu gosteriyor.. vodvil teknigi uzerine kurulu chicago* ve cabaret* gibi muzikallerin yaninda, annie* ve 42nd street* gibi klasik cizgiyi koruyan muzikaller de yapilmaya devam ediyor.
1980-90li yillarda avrupa pop operalarinin etkisi yogun olarak goruluyor broadwayde, les misérables* ve evita*, cats*, the phantom of the opera*, sunset boulevard* gibi bir cok eser bu akimin ornekleri arasinda sayilabilir..
disney de yine bu donemden baslayak muzikal-animasyonlarini yaratiyor, beauty and the beast ve aslan kral ya da opera versiyonu cok iyi bilinen ve elton john tarafindan muzikallestirilen aida gibi..
90li yillar ve 2000lerle ise muzikaller, eski populerliginin kaybedip, sadece ilgilenen kisitli bir kitlenin takip ettigi bir alan haline geliyor.. -
insanlık bir gün bu ayıbı tarihin tozlu sayfalarına gömdüğünde dünya daha yaşanılır bir yer olacak.
-
türkiye'de yapılsa kast seçiminde kuyruk olur gibi geliyor, hangi ünlünün röportajını okusak "en büyük hayalim müzikalde oynamak" müzikal, müzikal, müzikal görüyoruz, broadway'de üç-beş tur atan aydınlanıp geliyor.
-
meraklısı için [http://www.accuradio.com/broadway/ http://www.accuradio.com/broadway/]
(bkz: accuradio) -
malum bunlarda yapılan her şeyin şarkısını söylemek gibi bir yükümlülük var. aşık mı oldun? hemen başlayacaksın şarkıya. oradan geçenler de katılacak sana. sonra gelsin cüceler, gitsin trompetler. işte tam olarak bu nedenle hiçbir müzikalde tuvalet sahnesi yoktur. olamaz zaten abi, nasıl olsun?
- kahverengii! işte en sevdiğim renk! bokum 10 santimden düşecek!
koro: 10 santimden, 10 santimden, 10 santimden düşecek!
müzikal dediğin steril ve seviyeli bir ortamdır, laubaliliğe yer yoktur.
p.s.: lenyo tarafından şu video ile aksi kanıtlanmıştır:
https://www.youtube.com/watch?v=ii40se_6ccc
lenyo; müzikalde önder isim. lenyo; cici insan, güzel insan.
lenyo, bayinizden ısrarla ve muhabbetle isteyiniz. -
(bkz: once more with feeling)*
-
acayip bir şey, hem oyunculuk hem de ses yeteneğine sahip olmak lazım bu türün castında yer alabilmek için. eğer kaliteli bir senaryo ve repertuar seçildiyse her türlü keyfi yaatıyor insana. sinema veya tv örneği çok çok olmasa da broadway gibi üretim yerindekileri deörmek lazım. görsel medya için yapılan örneklerde çok güzel şeyler çıktığını biliyoruz. müzik dozu herbirinde farklı olan örnekler mavcut. hair, fame, chicago, across the universe, the boat that rocked, taking woodstock, hairspray, dream girls gibi filmler glee gibi diziler.
-
bir filmi piç etmenin sanatsal yolu. en kısa zamanda yok olması dileğiyle.
(bkz: sweeney todd the demon barber of fleet street) -
müziğin kendisi kadar güzel olmayandır.
-
bir duygu sozle ifade edilemeyecek kadar yogun oldugu zaman sarkiyla ifade edilir muzikallerde, sarkilar yetersiz kaldigi zamansa yerlerini dansa birakirlar.. bu sebeptendir bir muzikalde duygularin en yogun oldugu anlar konusma anlarindan ziyade muzikli-dansli sahnelerdir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap