ödünleme

• psikoloji ilminde bir savunma mekanizmasi. bir konuda eksiklikten dolayi, ba$ka bir konuda abartili davranmak.
  ornek:
  ustten kel adamin uzun favori birakmasi.
  sozluge kabul edilmeyenin, kendini edebiyata vermesi.
• bir alandaki başarısızlığın doğurduğu eksiklik, yetersizlik ve aşağılık duygularını başka bir alanda başarı sağlayarak ortadan kaldırmaktır.
  
  örneğin: futbolda başarılı olamayan bir bireyin boksta kendini ispatlamaya çalışması, derslerinde başarısız bir öğrencinin espirileriyle arkadaşlarının dikkatini üzerine çekerek tatmin olması..
• alfred adler'e göre aşağılık duygusundan kurtulmak için sarfettiğimiz çabalardır bunlar. (bkz: #37379004)
• kişinin kendisini eksik gördüğü bir alandaki özelliğini aynı veya başka bir alanda başarılı olarak tolere ettiği savunma mekanizması.
  
  ör: tarihteki en büyük hatip olarak görülen cicero aslında kekemeymiş. kendisi sahile gidip ağzına çakıl taşları alarak aylarca çalışma yaptıktan sonra bu özelliğini yenip ünlü bir hatip olmuş.
  
  okulda dersleri çok iyi olmayan öğrencinin okulun futbol, basketbol vb. takımına girerek ders konusundaki başarısızlığını spor alanında elde edeceği başarıyla unutmaya, unutturmaya çalışması.
  
  eşinden şiddet gördüğü için evi terk eden bir kadın, kendi ayakları üzerinde durmak ve hayatını devam ettirebilmek adına bir iş bulur ve hayatına devam eder. aradan zaman geçtikten sonra kız çocuklarının eğitimi ile ilgili bir kuruluşta aktif görev alması da ödünlemedir. tekrar evlenip eğitimli, başarılı bir kız çocuk yetiştirmesi de yine ödünlemedir.
  
  normalde aşırı derecede içine kapanık olan kafka'nın yazdığı romanlara bakıldığında da bu savunma mekanizmasının kullanıldığı anlaşılır.
  
  kendimden örnek verecek olursam çok iyi yemek yapmadığım için bulaşık yıkama ile bu açığı kapatır hatta fark atarım.^*
• çirkin kızların zeki olması.
• insanları sevmeme kamuflajı ve ödünlemesi olarak hayvan sevgisi..
  
  çirkin kızların muamelesi.
  
  telafi etmek, öç almak gibi, hayatta çok işlevsel.
  
  "inkarın izini sürmek şüphesiz gerçeğin çok geç ortaya çıktığı duygusunu hissetmek ve bunun acısını çekmektir, öte yandan geç kalmışlık duygusu inkar etmekle kaybedilen o zamanı telafi etme arzusunu açığa vurur." helene l'heuillet - gecikmeye övgü
  
  (bkz: dengeleme), telafi, telafi etme
• nerdlerin bi sosyal ortama girmeyi basarirsa anira anira orospuluk yapmasi. halbuki etrafindaki herkes ne mal oldugunu cok net gorur ama o kendisini artik buyudum ve kul oldum sanir.
• pipisi kısa kalanda neyse..
  (ara: pippi)
• (bkz: savunma mekanizmaları)
• engellenen ve doyurulmayan dilek, istek, hâl ve hareketlerin yarattığı tedirginliği; yerlerine geçebilecek başka dilek, istek ve davranışlarla giderme durumuna ödünleme denilmektedir. savunma mekanizmaları geçici çözümler getirir ve geçici fayda sağlar.
  
  düzeltme: imlâ