• üretilen, icat edilen, ortaya çıkarılan bir nesnenin, malın hakkını alma, onaylatma, kullanım iznini, ruhsatını alma yada al, ben ona karışmam.
  • ön edit: 2016 güncellemesi geldi

    yıl olmuş 2015, daha hala "marka patenti", "baklavanın patent tescili alındı", "o filmin patentini aldık" gibi saçma sapan şekillerde kullanılan sınai hak. aşağıda ne olduğunu, nasıl doğru düzgün kullanılacağını açıklıyorum:

    - marka (trademark), patent (patent), endüstriyel tasarım (industrial design) birbirinden farklı şeylerdir. birbirinin yerine kullanılamaz.

    - bunların üçü de sınaî haktır. farklı farklı şeyleri korurlar.

    - çok kabaca;
    -- patent, buluşları korur.
    -- marka, genellikle isimleri korur. bununla birlikte logoları ve benzer şekilleri, sloganları, sesleri ve kokuları da koruyabilir.
    -- tasarım ise adı üstünde tasarımı korur diyebiliriz.

    karışık gelebilir, aşağıda açacağım biraz daha.

    - bir akıllı telefon düşünün. hadi bu iphone olsun diyelim.

    1) iphone ve apple markadır. apple, bu noktada şemsiye markadır. apple iphone ise, apple'ın telefon markasıdır.
    2) bu telefonun dış görünüşü endüstriyel tasarımdır. tekrar ediyorum, endüstriyel tasarım tamamen dış görünüş ile ilgilidir. içerik, teknoloji vs. gibi şeylerle ilgilenmez. home tuşunun nerede yer aldığı, hoparlörün konumu, arkasındaki çizgiler vs. dış görünüşte gördüğünüz unsurlar tasarım tescili ile korunacaktır. unutmayın, tasarım=estetik unsurlar. tasarım, işlev değildir, fonksiyon değildir, teknolojik yenilik değildir.
    3) patent ise telefonun teknolojisidir. işletim sistemi olur, donanımı olur aklınıza ne gelirse. yukarıda home tuşunun nerede yer aldığı tasarım tescili ile korunur demiştik. home tuşundaki parmakizi teknolojisi, 3d touch teknolojisi patentin konusudur, çünkü bu teknolojiler işlevle ilgilidir.

    bu durumda (kabaca) marka, bir ürünün ya da hizmetin adıdır (coca-cola, iphone, adidas vs. gibi). patent ise onun içerdiği teknolojidir.

    devam ediyorum.

    telif hakkı ise fikri eserlerde (kabaca sanat eserleri diyebiliriz) geçerli bir kavramdır. telif hakkı (istisnalar haricinde) tescile bağlı bir hak değildir. mesela bir kitap yazdığınızda, o eser üzerinde mali haklarınız ve manevi haklarınız doğar. bu hakların toplamı, genelde halk arasında telif olarak adlandırılabilir.

    neler telife konu olabilir? (kabaca) kitaplar, çeviriler, fotoğraflar, tablolar, resimler, illüstrasyonlar, müzik eserleri vs.

    yukarıda bahsettiğim kavramlar nasıl kullanılır?

    a) bahsettiğiniz şey bir buluş ile, teknolojik bir yenilikle alakalı değilse "patent" lafını unutun.
    b) herhangi bir sanat eserinden bahsediyorsanız "patent" lafını unutun.
    c) bir ürünün veya hizmetin isminden bahsediyorsanız, muhtemelen "marka"dan bahsediyorsunuz. "iphone isminin patenti" gibi bir cümle olamaz. iphone, apple'ın telefonlarına verdiği isimdir, dolayısıyla marka.
    d) bir başka nokta: eğer içinizde dayanılmaz bir şekilde "isim patenti" veya "marka patenti" deme arzusu varsa, aslında "marka" demeye çalışıyorsunuz.
  • yapilan bulusun tapusu denilebilcek belge.

    bulus gercekten bir bulus olsa bile patent alinmadan önce yayimlanmamis olmasi gerekir. aciklayici olmasi acisindan su örmek verilebilir: arabasina siktiriboktan bir kumanta takip da show haberde uzaktan kumanda eden mucit insan "bunun icin patente de basvuracagim" dediginde tv karsisinda "avcunu yalarsin" diyebiliriz. cünkü mucidimiz patentini almadan önce televizyon vasitasiyla bulusu ilan etmistir (make public).

    bu nedenle patenti alinmasi düsünülen buluslar kesinlikle makalelerle yayimlanmamalidir.
  • bazen orospu çocukluğunun tescilidir.

    dün, dünya sağlık örgütü başkanı margaret chan, suudi arabistan'da ve başka yerlerde öldürmeye başlayan koronavirüsle* ilgili laboratuvar çalışması yapamamaktan yakındı. sorun laboratuvar personeli, alet edevat ya da sarf malzemesi eksikliği değil. bir orospu çocuğu virüsün patentini almış, o yüzden üzerinde çalışamıyorlar.

    bir virüsün patentlenebilmesi garip geldi, doğrulayım dedim. patent var, baktım, isim veriyorum: albert osterhaus ve ron fouchier, erasmus medical center (hollanda). boyunuz devrilsin lan.
  • hep koruma ve tescil kelimesi ile genelleştirilen ve/veya karıştırılan bir kavram olup özelliği,
    - sadece yeni olan buluşların 7 ila 20 yıl tekelcilikle korunmasını sağlayan kanun hükmünde hükümler yumağıyla karakterize edilmektedir.
    - yukarıdaki isteme uygun yazılan bir belge olup kırmızı kurdelesiyle göz doldurmasıyla karakterize edilmektedir
    - içerdiği cümleler hep bu yazdığım türde olup patentli bi ürünün taklidi halinde jandarma baskınıyla iş yerinin basılmasıyla karakterize edilmektedir. khk 551 (anlayan anladı)
  • bir patent'in verilmesi için istenilen 3 evrensel kriter:

    - yenilik (novelty)
    - tekniğin bilinen durumunu aşma (inventive step); ve
    - sanayii'ye uygulanabilirlik (industrial applicability)
  • çığrından çıkmış olay. salak salak icatlara(!) patent almakta insanlar. şöyle bir gezinin:

    http://www.patentlysilly.com/
  • bir nevi ekonomik gelişmişlik ve aktivite göstergesi.
    yunanistan, irlanda ve portekiz gibi avrupa'nın batık/batmaya yüz tutmuş ülkelerinin patent başvuru/kabul oranları da finansal çöküntüyü doğruluyor:
    http://www.zerohedge.com/…-even-after-restructuring
  • bu hakkı ihlal edenler için "patent ve marka ajanlığı" diye bir birim mevcuttur. ülkemizde pek yaygın değildir ne yazık ki.
hesabın var mı? giriş yap