• yüzellibinsekizyüz kez yazıldı yeniden kısa ve öz yazalım, mrna aşıları hücre çekirdeğine girmediği için dna'yı etkilemez ve etkileşime girmez. dolayısıyla teknik olarak öyle nesilden nesile kalıtsal bir değişime sebep olması mümkün değil.
  • millet ikinci dozu bitirdi üçüncü dozu vurdurmaya başladı* ancak hala hakkında gırla dedikodu dönüyor.

    öncelikle:

    - corona / korona ispanyolca (ve belki latince) taç* demektir ve korona virus, yuvarlağımsı şeklinin etrafındaki taçlardan ötürü bu ismi alır

    - işte bu vurduracağınız mrna aşısı da en basit tabirle o taçları vücuda tanıtıyor ve böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini öğretiyor

    - mrna ile önceden eğitim yapmış olan vücut bağışıklık sistemi de gerçek taç başlıklı covid'i görünce allah verdi demeden başlıyor kenetlenip vurmaya

    - bunu da işte her 100 olayın 95'inde başarıyla yapıyor ki pfizer biontech aşısının %95 başarı oranı böylece ortaya çıkıyor

    - mrna nucleus içine girmediği için dna'nızı değiştirmiyor. hoş girse de nasıl değiştirecek o ayrı konu

    - türkiye'nin üzerinde en azından burada oynanan herhangi bir oyun yok. bütün israil ve amerika birleşik devletleri'nin çoğunluğu bu aşıyı kullandı. israil bu aşı sayesinde covidden ölen sayısını sıfırladı

    - son olarak uğur şahin ve özlem türeci'ye sevgiler, saygılar ve teşekkürler

    haydi hayırlı vurdurmalar.
  • geliştiricisi 2 türk olmasaydı, büyükbaşlar haricinde türk halkının rüyasında bile göremeyeceği aşı. kazara almanlar ya da amerikalılar tarafından geliştirilmiş olsa şimdi ne pandeminin aslında türk dnasını bozmak için büyük oyun olduğu, ne hamilelerde iki başlı doğuma sebep olduğu ne de erkekleri gay ettiği kalmıştı. cnntürk spikerlerinin sık dokuma takma kirpiklerinin ardından attıkları "nasıl yalan söylüyoruz lan ama" bakışlarının moderatörlüğünde mrna aşılarının ne kadar kötü, ne kadar zararlı, nasıl da pis olduğu konuşulup sabahlara kadar coronavac övülüyordu. dünyayı yarattığından beri "ehh aklı olan kendini kurtarır, gerisi ne bok yerse yesin" diyerek köşede kokteylini yuvarlayan tanrı tarihte ikinci kez şekerlemesini yarıda kesip şu zavallı türk bireylere bi ufak yardımım dokunsun dedi de çok şükür almanya'da yaşayan 2 türk bu aşıyı geliştirdi. tanrı kimseyi şüphelendirmemek için türk'ün türkiye'de bu aşıyı geliştirmesi gibi anca yerli dizilerde olacak bir saçmalığa girişmedi tabi, çünkü makul biri.
  • --- spoiler ---

    -aşı yan etkisi olarak 'miyokardit tanısı konulan insanların yarısı' 5 yıl içinde, %75'i 10 yıl içinde ölecek.
    --- spoiler ---

    aşıdan sonra miyokardit gecirenlerden biri de benim.

    bakın arkadaşlar, ben bunu takmam ama bunu okuyup üzülecek ve gidip hayatını karartacak bir sürü insan var.

    böyle kanıtsız anlamsız şeyleri paylaşarak insanları üzüyorsunuz ve iyi bir şey yapmıyorsunuz haberiniz olsun.

    3 5 fav için attığınız su adımlara ben hem kendim hem de diğer insanlar için hakkımı helal etmiyorum.
  • sars-cov-2 vuı 202012/01 güncellemesi: uğur şahin'in yaptığı açıklamalara göre şu an ki geliştirdikleri aşı yüksek olasılıkla bu varyanta da etkiliymiş. ancak kesin sonucu yaklaşık 2 hafta sonra açıklayacaklarmış, çalışmaları sürdürüyorlarmış.

    --------------------------------

    ema güncellemesi: ema da fda gibi 16 yaş üzerine kullanım yetkisini verdiğini duyurdu.

    --------------------------------

    fda güncellemesi 2: fda acil kullanım yetkisini 16 yaş ve üzeri için verdiğini duyurdu.

    --------------------------------

    fda güncellemesi: değerlendirmeler açıklandı. kuruldan 17 kişi evet, 4 kişi hayır 1 kişi çekimser oy verdi. önümüzdeki haftaya acil kullanım izni/onayı hakkındaki kesin karar çıkacaktır.

    --------------------------------

    kanada güncellemesi: kanada bu aşıya onay verdiğini duyurdu.
    şu ana kadar verilen kararların yanı sıra bu aşı için yarın(10 aralık 2020) çok önemli bir gün. çünkü fda bu aşının acil kullanım onayıyla ilgili değerlendirmelerini açıklayacak.

    --------------------------------

    debe editi: çok sayıda mesaj gelmiş. hepsine tek tek dönüş yapamadığım için üzgünüm. teşekkür ve destekleyici mesajlarınız için çok sağolun.
    hangisi güvenli hangisi etkili yahu bu yeni teknolojiymiş yahu öbürünü çin üretiyormuş ne yapalım tarzında çok soru gelmiş toptan cevap olması açısından şunu yazmak istiyorum. benim hem coronavac hem de biontech entrylerini yazmaktaki amacım yakında aşılama başlayabileceği için bir takım kimseler tarafından ortalıkta bilimsel olmayan bilgiler çok fazla gezdirilmeye başladığından, gerçekte açıklanmış bilimsel verileri paylaşmaktı. güvenlik ya da etkinlik derecesi açıklanan makale/raporda ne diyorsa onu yazdım, linklerini bıraktım. bunun dışında da herkesin anlayabilmesi açısından oldukça basite indirgenmiş bir biçimde bu iki aşı nasıl çalışıyor onu anlatmaya çalıştım. bakın her entryde ya da dönmeye çalıştığım mesajlarda da söyledim, benim ya da başka kimselerin ne dediği önemli değil, bilimsel veriler ne diyor o önemli, ona bakınız. bize gerçeği bilimsel veriler söyler, kişilerin dayanaksız yorumları değil. bu bilimsel verileri değerlendiren bağımsız kurumlar ne diyor onlara bakınız. sonuç olarak sağlık otorü kurumlar tüm bilimsel verileri süzgeçten geçirerek hangi aşı ya da aşılara onay verirse istediğinizi seçer yaptırırsınız.

    bilime inanın, sağlıkla kalın.

    bnt162b2 : daha çok bilinen adıyla biontech (alman) aşısı. pfizer (usa) ile beraber medyada daha çok alman amerikan iş birliğiyle lanse edilse de fosun pharma (çin) ortaklığı da vardır.

    bu aşı bir m-rna aşısıdır. eğer ipi göğüslerse ilk kez bu teknolojiyle bir aşı insanlar için piyasaya sürülecek.

    bu aşı nasıl çalışıyor?

    ön bilgi: insan genomu dna’dan oluşur. hücremiz bir protein sentezlettireceği zaman dna’dan bir takım yöntemlerle bir rna kodu çıkarır. bu kod son aşamada m-rna türünde olur ve hücremiz istediği proteini bir takım hücre içi elemanlara bu m-rna kodu aracılığıyla sentezlettirir.
    virüsler ise dna ya da rna genomuna sahiptir. ikisinden birisi olur. sars-cov-2 rna virüsüdür.

    ön bilgi 2: sars-cov-2 vücuda girdikten sonra bağışıklık sistemimizden kaçarsa hücrelerimize gelip tutunuyor. sars-cov-2’nin spike proteini denilen bir parçası var ve bu parça bizim hücrelerimizle bağlantıyı kuran hücrelerimize tutunan kısmı. (bu tutunan parça çokomelli unutmayın.)
    bu bağlantıyı sağladıktan sonra çeşitli proteinlerini ve genetik materyalini(rna) salıyor hücremize. bu salınan proteinlerin vs. etkisiyle hücremiz adeta imperius lanetinin etkisindeymiş gibi virüsten gelen tüm emirleri dinleyerek istediği her şeyi yapıyor ve sonucunda binlerce virüs kendi hücrelerimizin içinde oluşuyor. sonra bunlar yeni hücrelere tutunuyorlar olay katlanarak bir artışla ilerliyor.
    şimdi bu mekanizmada virüsün tutunması olayının en önemli rolde olduğunu basitçe öğrendik. çünkü tutunamazsa, çoğalamaz çoğalamazsa hasta edemez diyebiliriz.

    ön bilgi 3: bağışıklık sistemimiz vücudumuzdaki her şeyi tanır. bağışıklık sistemimiz sürekli olarak elinde bir listeyle gördüğü herkese gbt yapar. bu sayede en ufak yabancı bir şeyi bile farkeder. eğer elindeki listede gbt yaptığı şeyin kaydı yoksa onu kendi içindeki mekanizmalarla yok etmeye çalışır.

    bu kadar ön bilgi yeterli şimdi aşı nasıl çalışıyor kısmına geri dönelim. rna aşılarında virüsün bu genetik kodunun (rna’sının) tamamı kullanılmaz. virüsün genetik kodunun belirli bir parçası (rna’sının tamamı değil de bir kısmı) kullanılır. bu virüste de bizim açımızdan en önemli parça yukarıda da çokomelli unutmayın dediğim spike proteini. işte bu spike proteininin m-rna kodlarını (yukarıda da yazdığım bizim hücremizde protein sentezlettirebilen kod türünü) aşıda kullanmışlar.

    komplo teorisyenleri için ara not: bize aşılayacakları genetik materyal parçası ile genetiğimiz değişemez çünkü genomumuza dahil olamaz. çünkü enjekte edilen materyal rna kodunda, biz ise dna kodundayız.
    zaten genomumuza dahil olabilecek olsaydı virüsle enfekte olan herkesin genetiği bozulurdu. yukarıda da anlattığım gibi virüs hücrelermize tutunduğunda tüm genetik materyalini salıyor hücremize, bu da genomumuza dahil olmuyor, sonucunda kendini çoğaltıyor.
    tüm bu mekanizmaların dışında virüs enfekte ettiği hücrede genomumuza dahil olsa bilse işlev göremeden o hücre bir şekilde iptal olur.
    yani demek istediğim basitçe şu ki gün içinde virüslerden de bağımsız olarak da tüm vücudumuzda milyonlarca reaksiyon oluyor ve bazılarında mutasyonlar gerçekleşiyor ki bunların sayısı da gerçekten de çok çok fazla. bazen kodlamada bir sıkıntı oluyor (yani illa dış mihrakların kodumuzu bozmasına gerek yok kendi kendimize yetiyoruz *) yanlışın farkına varan hücre intihar ediyor, etmezse savunma sistemi gbt yaparken "al bunun al al al" diyor yok ediyor. yanlış kodlar oluşsa bile oluşan her kodun bir karşılığı yok evrimleşirken kendimizi öyle bir güvenceye almışız.
    tabi bazen bu yanlışlıklar silsilesi çözülemiyor ve kansere neden oluyor. ama kansere neden olması öyle kolay bir olasılık değil. her gün vücudumuzda sürüyle mutasyon oluyor. trilyonlarca yaşam boyu devam ettirdiğimiz mutasyonlar sonucunda kanser görülebiliyor. yani 3 basamakta anlattık diye hesaplanabilecek bir olasılık değil. (piyangovari bir olay tabii yok sayılabilecek olasılıklar ne yazık k gerçekleşiyor.)
    dolayısı ile bu aşı kanser yapacak çığırtkanlığı yapmak bana saçma geliyor. yüzde yüz yapmaz diyebilecek birisi de değilim zaten böyle bir kararı bir kişi de veremez böyle bir karar kurumlardan çıkar. fda gibi ema gibi kurumların vereceği onaylara bakacağız. komplo teorisyenleri için ara notumuz bitmiştir.

    aşıya bu rna parçaları lipid kılıflarla konuluyor. neden lipide konuluyor? çünkü hücre zarımız herkesi damsız içeri almaz. elini kolunu sallayarak giremezsin öyle. lipid dediğimiz şeyden komplo teorisi zaten çıkmaz bildiğin yağ. evet böylece enjeksiyonlar sonrasında genelde o bölgedeki hücrelerimiz bu lipid kılıflı rna parçalarını içeriye alıyor. stoplazmamızda(hücre içindeki organize sanayii) bir takım hücre içi elemanlar tarafından kodlar okunuyor ve spike proteini üretiliyor ve hücremizin dışında yüzeyinde bir yere geçiyor. işte tam bu noktada bağışıklık sistemimiz gbt yaparken bir bakıyor ki elindeki listeyle hücrenin yüzeyi uyuşmuyor. oradaki yabancı proteini gören bağışıklık sistemi amerikan başkanı dahil herkese haber verip ortalığı ayağa kaldırıyor ve saldırıyor. işte bu noktada aslında tek başınayken bizim hücre yüzeyimizde hastalık yapamayan spike proteinini bağışıklık sistemimiz tanıyor nasıl yok edeceğini öğreniyor ve bağışıklık sistemimiz bu proteinle bir daha karşılaştığında onu hemen yok etmek için timler ayarlıyor.
    ileriki bir dönemde vücudumuza sars-cov-2 virüsü girdiğinde bağışıklık sistemimiz tek tek gbt bakarken yine bir yabancı protein olarak virüsle de karşılaşacak. virüsün spike proteini parçasını etkisiz hale getirmeye eğitimli ve hazır olduğu için derhal harekete geçecek spike protein başta olmak üzere saldıracak ve virüsün hücrelerimize tutunmasını önleyecek. beklenti yukarıda da yazdığım gibi şudur, virüs hücreye tutunamayacak, tutunamayınca çoğalamayacak, çoğalamayınca hasta edemeyecek.

    aşı 1 kişiye 2 doz uygulundığında istenilen etki düzeyine ulaşıyor.
    yani ilk doz vurulduğunda bağışıklık sistemimiz gbt yapıyor yakalıyor öğreniyor sisteme atıyor. ama ilk kez karşılaştığında yeterince uyarı oluşmuyor. aradan fazla zaman geçmeden 28 gün sonra ikinci dozda bağışıklık hücrelerimiz gbt yaparken bu sefer ciddiye alıyor ve artık uzun bir süre nasıl saldırması gerektiğini unutmuyor, birlikleri de hazırda tutuyor.
    mekanizma herkesin anlayabileceği şekilde basitçe böyleydi.

    şimdi gelelim verilere.
    biontech firmasının 18 kasım 2020 tarihinde yaptığı basın duyurusuna göre etki süresi henüz belli değil. ancak ne kadar etkili onu yaptıkları açıklamalardan biliyoruz.
    aşı çalışmaları şu an faz 3 aşamasında 6 ülkede (amerika birleşik devletleri, almanya, türkiye, güney afrika, brezilya ve arjantin) devam ediyor. 150 farklı yerde klinik deney yapılıyor.
    43.000'den fazla gönüllüde yapılan çalışmalar sonucunda tüm gönüllü gruplarında önemli bir yan etki gözlemlenmemiş. (baş ağırısı yorgunluk vs gibi ufak tefek yan etkiler.)
    tüm gruplar içinde sadece 170 kişide covid-19 gözlenmiş. bunların 162'si plasebo grubundan 8'i ise aşı olan gruptan. başarı oranı %95 olarak verilmiş. bu 170 vakadan 10 tanesi ağır vakaymış ve bu ağır vakalardan sadece 1 tanesi aşı yapılan gruptanken 9 tanesi plasebo grubundanmış. tüm denek gruplarında önemli bir yan etki gözlemlenmemiş.
    (plasebo grubu: bu gruba denenen aşı yapılmıyor, gönüllü kendisine yapılanın denenen aşı mı plasebo aşı mı olduğunu bilmiyor. kabaca söylersek, aşı çalışmasını etkilemeyecek bir şeyler veriliyor vücuda. plasebo aşıyı uygulayan doktor da plasebo aşı mı denenen aşı mı uyguladığını bilmiyor. yani çift kör sistemle çalışılıyor. her bir gönüllüye yapılan plasebo ya da denenen aşının kendi kodu var merkezdekiler biliyor kime ne uygulandığını. istatistikler o şekilde çıkıyor. bu tüm aşı-ilaç geliştirmelerinde kullanılan gerekli bir yöntem.)

    paylaştıkları tüm bu istatistikler gerçekten insanı heyecanlandırıyor ama şunu unutmayın bu verilere biontech ve pfizer şirketlerinin yaptığı basın açıklaması üzerinden ulaşıyoruz. yani henüz uluslararası geçerliliği olan bir dergi-hakem vs. inceleyip "evet bu bilgiler doğrudur gardeş haklısığız" demedi.
    bunun yanı sıra şirketler, fda'dan, acil kullanım onayı(eua) almak için gerekli kriterlere ulaştıklarını 18 kasım tarihli basın açıklmasında duyurmuştu ve fda'dan acil kullanım onayı almak için 20 kasım'da başvuru yaptıklarını duyurdular.
    bu basın açıklamasında şu detaya da ulaşıyoruz, uğur şahin tüm bu çalışmalar süresince european medicines agency ile veri paylaşımı yapmış.
    ema ile sürekli veri paylaşımı sonucunda onaylar beklediğimizden hızlı gelebilir diye düşünürken ingiltere, mhra'nın (medicines and healthcare products regulatory agency) kararı üzerine ülkede kullanıma geçeceklerini duyurdu.
    20 kasım tarihli basın açıklamasından öğrendiğimiz kadarıyla avustralya, kanada, japonya'daki kurumlara da başvuruları yapmışlar süreç devam ediyor.

    not: bu entry gelişmeler ışığında zaman içerisinde güncellenecektir.
    not 2: fahrettin koca'nın 50 milyon dozluk anlaşma yaptık diye duyurduğu çin aşısı yani sinovac firmasının geliştirdiği coronavac aşısı hakkında detaylı bilgi için #116184913 nolu entrymi okuyabilirsiniz.

    komplo teorisi güncellemesi 1:

    --- spoiler ---

    bize aşılayacakları genetik materyal parçası ile genetiğimiz değişemez çünkü genomumuza dahil olamaz. çünkü enjekte edilen materyal rna kodunda, biz ise dna kodundayız.

    --- spoiler ---

    buna takılarak retrovirüsler üzerinden revers transkriptaz enzimi var denmiş. hakikaten ilginç bir enzimdir rna'yı dna, sağcıyı solcu yapar öyle bir enzim bu. (sağcıyı solcu yapması birbirinden farklı şeylere çevirebildiğini anlatmak için destekleyici bir örnek yoksa kimsenin siyasi düşüncesini etkileyebilecek bir enzim değildir. aman diyim yeni komplolara yelken açmayalım.)
    spoiler verdiğim yerin devamında aslında bu olay gerçekleşip bu genoma dahil olsa bile neler olabileceğini anlatmıştım. her şeyi çok basit bir dille detaylara girmeden anlattığım için kafa karışıklığına neden olmasın. hadi bu revers transkriptaza gelin bakalım biraz ufak tefek.

    (devam etmeden önce her gün milyonlarca yapılan sars-cov-2pcr testleri rt-pcr zaten. sars-cov-2'nin rna'sı bu testle doğrulanıyor ve öyle pozitif tanı alıyoruz.)

    revers transkriptaz enzimi retrovirüs ailesinde bulunan istisnai bir enzim. istisnai derken bir tek retrovirüs ailesine özgü değil ancak nadir bir enzim.
    sars-cov-2, coronavirüs ailesindendir bu enzime sahip değildir. bu enzimi yönetecek, ürettirecek vs kodu yok.

    insan hücresi rna replike etmez. dna'dan, rna'yı transkripte eder. rna virüsleri de evrimleri boyunca buna göre seçilime uğramışlar. kimi rna virüsü kendi içinde rna polimerazını taşır kimisi konak hücreye bu enzimi ürettirir ve kendi rna'sını replike eder. coronavirüsler pozitif kutuplu olduklarından rna polimeraz enzimini taşımaz. konak hücreye ürettirir. bütün işini sitoplazmada görür.

    retrovirüsler ise istinai olarak rna transkriptaz ile bir dna dizisi oluşturur. enzimin rna az etkisi ile rna yıkılıp komplementer dna iplikçiği tamamlanır ve çift iplikçikli bir dna ortaya çıkar. bu viral genom çekirdekte integraz ile konak hücrenin dna'sına yerleştirilir. konak hücre rna polimerazını kullanarak m-rna transkripsiyonunu yapar.

    bu revers transkriptaz enzimi rna'yı dna'ya çevirirken bir sürü hata yapar. çeşitli mutasyonlara neden olabilir.

    komplocuların işaret ettiği gibi aşı kokteylimizi m-rna + revers transkriptazla oluşturalım. hadi diyelim bir şekilde oluşan dna iplikçiğini çekirdeğe soktuk e kokteyle integraz koymamışız bizim genoma dahil olamadı.
    hadi durun durun kokteyli değiştirelim m-rna + revers transkriptaz + integraz yaptık.
    bir kısım hücrelerimiz de bunu aldı genoma kattı. kulağımızı ters elle tutmuş olduk. olmayacak bir yolla proteini ürettik diyelim. ya da üretemedik ve revers transkriptaz mutasyona sebep oldu. e zaten ya hücre intihara gider ya da bağışıklık sistemi farkedip yok eder ya da kanser veya başka bir hastalık olabilir. ki aşı bu yolla verilmediği için böyle bir mutasyon endişesine gerek yok.

    2008'den beri klinik deneyleri yapılıyor rna aşılarının. böyle bir olay izlenmemiş. bu arada rna aşılarının geliştirilmeye çalışılmasının sebeplerinden birisi kanseri yenmek.

    yok yok aslında komplocular diyor ki bunla başka kod verecekler ne spike proteini sekansının m-rna'sı be kardeşim diyorlar. pandemi zaten hikayesi bu işin diyorlar.

    komplucalar için eskiden olan bir olayı yazmak isterim. dünyada ilk kez çiçek aşısı üretilirken inek çiçek virüsü (cowpox) kullanılmıştı. o zamanlar aşı karşıtları siz bizi ineklere çevireceksiniz diyorlarmış. aşıyı olan kimse ineğe dönüşmedi. tarih sahnesinden insan çiçek virüsü silindi.

    diyeceğim o ki dünyanın en önemli onay kuruluşlarından geçecek bu aşı ya da diğer aşılar farketmez. otor kurumlar fda, ema gibi onay veriyorsa, sorun yok diyorsa yoktur. acil kulanım onayı için de prosüderler basit/kolay değil. bilime güvenin.
  • burada olan olsun olmayana ne karışıyorsunuz yazan bir grup var.

    bilale anlatır gibi anlatayım.

    40 milyon kişi 2 doz aşılandı, 40 aşılanmadı diyelim.

    sonbaharda aşılanmayan 40 milyon kişi arasında hastalık bir daha pik yapacak, hastaneler yine dolacak, sizin yüzünüzden 80 milyon yine kısıtlamaya girecek.

    onu da geçtim, virüs ne kadar çok kişiye bulaşırsa o kadar mutasyon geçirme ihtimali var, aşının etkisini düşürebilir bu durum.

    onu da geçtim, hastalık 1-2 sene daha devam ederse şimdi aşı vurulanlar seneye tekrar aşı vurdurmak zorunda kalacak, her sene tedarik sıkıntısı, yarak kürek tekrar çekilecek.

    hala diyor ki ben vurdurmayacağım özel kararım. o zaman nasıl vurduranlar aşının yan etkilerini kabul eden kağıt imzalıyorsa vurdurmayanlar da hastalandıklarında sağlık hizmeti almayacaklarını kabullensinler. ben aşılanıp, aşının risklerini alıyorsam aşılanmayan bir dalyarrak yüzünden ileride başıma gelebilecek farklı bir sağlık durumu sebebiyle yoğun bakım yatağı aramak istemiyorum.

    herkes kararının sonucunu çeksin, çünkü aşı olanlar çekeceklerine dair kağıtlarını imzaladı.
  • bugün, öğrendiklerim, duyduklarım sebebiyle yuh dediğim aşılardan biri.

    ne mi öğrendim ? bazı insan görünümlü artıklar, randevu alıp randevuya gitmeyerek aşıyı heba etmeyi biraz daha ileri götürüp, aşı olacakları hastaneye gelip, onam formunu doldurup, teslim etmeyerek aşıyı olmuyorlarmış. bazıları da onam formunu verseler bile aşı olmadan hastaneyi terk ediyorlarmış.

    ( neden hastaneye gidiyorlar ? çünkü, yetkililer bu duruma uyandığı için, aşıya vaktinde gelmeyenler sebebiyle, aşı boşuna gitmesin diye, randevuya gelenleri bir sonraki gruba ya da bir başka tam dolu güne aktarıyorlarmış. onam formunun verilmesini de bir kontrol mekanizması olarak araya sıkıştırıp, formu vermeyen varsa, grubu aşıya dahil etmeyip tekrar randevularını düzenliyorlarmış. çünkü bir ya da daha fazla kişi, bu davarlar yüzünden aşıdan yararlanamayacak demek oluyor. böylece, belli bir algoritma ile, bu davarlık gösterisinin önüne geçilmiş.)

    amaç sanırım, biontech aşısı vuruldum kartını alıp yasaklardan yırtmak, aynı zamanda yurtdışına çıkarken sorun yaşamamak.

    bu şekilde hesaba girişip şu algoritmayı kendince birleştirebilenlerin, verdikleri oylarla ülkenin siyasetini şekillendirmesi gerçekten gücüme gidiyor.

    aynı davarlar yüzünden mesela, kosgeb'de yeni iş kuranların burnundan getiriyor. kredi vermeyi inanılmaz zorlaştırmıştı. neden ? bu davarlar, kosgeb'den aldıkları teşvik, faizsiz ya da çok düşük faizli kredilerle ev - araba alıyordu.

    ülkede, dürüstlük, ahlak, etik falan yok. sonra kalkıp, sözüm ona bazıları bu ülke, 1 yıla kalmadan düzelir diyorlar...
  • 1.önce , covid-19 mrna aşıları üst kol kasından vücuda enjekte edilir. belirli nükleik asit dizisine sahip, hücreye girmesi için dışı yağ kaplı parçacıklar (mrna), bağışıklık hücrelerine taşınınca, hücreler virüsün amino asit dizilimine benzer protein yapımına başlar. proteinler üretilince, hücreler alınan mrna'yı parçalar ve yok eder. hücrenin çekirdeğine girmediği için dna ile herhangi bir ilişkisi yoktur.

    2. adımda hücre yüzeyinde protein parçasını gösterir. bağışıklık sistemimiz sanki doğal yolla virüs enfeksiyonu olmuş gibi bu yabancı proteini tespit eder ve bağışıklık için antikor üretimine başlar.

    3. süreç sonunda bağışıklık sistemimiz artık virüs kaptığında nasıl savaşılacağını öğrenmiş olur. böylece virüs kapmanın vereceği hasarları almadan vücudunuz hastalığa karşı savaşmaya hazır hale gelmiş olur.
  • mrna aşısı. basitçe vücuda virüs girmiş gibi simülasyon yaptırıyor.
    aslında bu başlığa hiç bir şey yazmayacaktım ama sözlükte dahi aşı karşıtlarını görünce dayanamadım.

    öncelikle sakin olun. bu aşıyı israil, abd ve avrupa kendi vatandaşlarına uyguladı.
    bakın israil diyorum.
    dolayısı ile elde yan etkileri ile ilgili tüm veriler var.
    kabaca 18-55 yaş arasında %83 kolda ağrı, %47 halsizlik, %42 baş ağrısı, %21 eklem ağrısı, %11 ishal ve %4 ateş yapıyor. bazı yan etkiler birlikte görülebiliyor.

    ikinci dozda halsizlik, kas ağrısı ve ateş oranı daha fazla.

    55 yaş üzerinde ise yan etkiler daha az görülüyor.
    işte burası zurnanın zırt dediği yer. neden yaşlılarda yan etki daha az?
    çünkü mrna aşısı da diğer aşılar gibi bağışıklık sistemini tetiklemeyi hedefliyor. bunu sanki vücuda virüs girmiş gibi simülasyon ile yapıyor. bu sayede vücut iltihaplı kimyasallar üretiyor ve bunlar da işte o yan etkilere sebep oluyor.
    yani yan etkiler aslında aşının değil vücudun virüse karşı bağışıklık sistemini devreye sokmasının etkileri. yaşlıların bağışıklık sistemleri gençler kadar iyi tepki veremediği için aşının yan etkileri de bu nedenle daha az gözlemleniyor.
    yani burada yan etki olarak yazılan her şey aslında gayet güzel etkiler.
    vücudunuz antikor oluşturuyor. rahat olun.

    biontech aşısından norveç huzur evindeki tam olarak ne olduğu anlaşılamayan vakalar haricinde ölüm, kalıcı sakat kalma gibi durumlar olmadı.

    israil tüm halkını aşıladı yahu. sanırım, %70' i biontech aşısını yaptırdı. beklenenin dışında yan etki olmadı.

    o halde neden bir kağıt imzalıyoruz? çünkü şu an bir savaş dönemi var ve normal koşullara göre daha hızlı aşı üretimi yapıldı. haliyle uzun vadeli etkiler gözlemlenemedi.

    ileriye dönük olarak elbette bazı sorunlar ortaya çıkartma ihtimali var ama bu ihtimaller, covid19 hastalığında yoğun bakıma düşme ihtimali kadar yüksek değiller. bunu afaki söylüyorum tabi ama risk analizi yapınca aşının uzun vadeli riski hastalığa karşı oluşacak riskten daha az. covid19 geçirmiş kişilerde de ileride farklı sağlık sorunları çıkması riski var ayrıca. bunu da unutmayın.

    biontech yapısı gereği alerjik bünyeleri tetikleyecek bir madde taşıyor. yine alerjisi olup da biontech olmak isteyenler olursa bunun bilincinde olarak bu aşıyı olduğunu devlet yazılı olarak almak istiyor.
    şahsi kanaatim çok ciddi yüksek alerjisi olanlar haricindeki basit alerjisi olanlar için korkacak bir şey olmadığı yönünde. benim de toz ve polen alerjim var mesela ama aşıdan dolayı bir şey olmadı.

    yine ileride nrna aşısı olan insanlar hasta oldukça belki biontech'i suçlayacaklar. bu imza bunları da engelliyor.
    hatta biraz beyin fırtınası yaparsak işler aşı tarafında ters giderse mrna aşısı olanlar belki daha yüksek ücretli hayat sigortası ile karşılaşabilir veya sağlık sigortası yapılmaya bilir bu kişilere. bunlar çok üç örnekler tabi.
    yani bi süreç yaşıyoruz, ileriye dönük belirsizlikler var ve bu nedenle devlet de kendi açısından bir tedbir alıyor ve bu çok anlaşılabilir bir şey.

    ama tekrar ediyorum biontech ile ilgili ölüm, kalıcı hasar şu bu durumları yok. türkiye'de dahi milyonlarca insan bu aşıyı oluyor kaç aydır ve olumsuz birsey yok ortada. rna'daki bir değişikliğin uzun vadede bir sorun çıkarma riski teorik olarak da mümkün değil.

    son olarak alkol alımı da burada çok sorulmuş.
    bununla ilgili kesin bir araştırma yok ama genel kanı aşıdan önce 48 saat, sonra 72 saat alkolün hiç alınmaması veya az tüketilmesi. alkol vücudun bağışıklığını düşürdüğü için antikor üretilmesini engelleyecegi yönünde bir endişe var. aynı 55 yaş üzerindekilerde az tepki vermesi gibi alkolun de bağışıklık sisteminin doğru tepkiler vermesini engeleyebileceği düşünülüyor.

    velhasıl aşısı gelen olsun. biontech'in türkiye'de olması çok büyük bir nimet.
    bunu ilerleyen süreçte herkes çok daha iyi anlayacaktır.

    zorunlu not: sağlıkçı değilim, mühendisim ama analitik düşüncem iyidir, sağlam da araştırırım.

    velhasıl aşı sırası gelen gözü kapalı olsun.
  • yukardaki arkadaslarimiz yine secmece bir tabloyla isin basinda.

    hep dedigim gibi bu halka ortaokul seviyesinde bile matematik ogretemezsen, buraya gelip sacma sapan tablolara inanirlar ve asi karsiti olurlar.

    bu tablodan hiçbir veri elde edilemez.

    -ısrail en cok asilama yapan ulkelerden biri. asi olmayan, 1 doz asi olan ve 2 doz asi olan kac kisi var? bunlara gore nasil bir yuzde soz konusu? 20-29 yas araliginda asisiz pozitif 61 kisi kac asisiz arasindan, 2 doz asili 217 pozitif kac asili kisi arasindan? 100 asisiz kisiden 61 , 500 asili kisiden 217 mi ornegin?
    -bahsedilen doz aşıdan ne kadar süre geçmiş ve pozitif vaka oluşmuş?
    -asinin esas amaci olan soru: aşı olan kaç kişi hastahaneye yatmış ?
    -aşı olan kaç kişi ölmüş ?
    -aynı sorularin cevabi aşı olmayanlar icin nedir?

    once bunlarin cevaplarini verin, sonra sacma sapan cimbiz ile cekilen tablolara inanin.

    debe editi:

    asi icin cekincesi olan dostlarimizi anliyorum ancak icleri rahat olsun, is bu ek edit ortada dolasan kasitli yalanlar icin yazilmistir.

    gelelim hem buradaki argumanlara hem de asi karsitlarinin genel argumanlarina.

    yalan 1: her sene olunan asi mi olur,daha simdiden baslamislar yeni asi hazirlamaya siz de salak gibi olun.
    gercek 1: evet, ortaokul seviyesi biyoloji bilgisi bunun icin yeterli. grip asisi da her sene olunuyor, neden biliyor musunuz? inanmazsiniz ama grip virusu da mutasyona ugruyor ve bu yuzden her sene asi olunuyor. yine inanmayacaksiniz ama grip asisinin icerigi de her sene cikan mutasyonlara gore degisiyor. tanidik geldi mi? sunu bile bilmeyen kitle burada mutasyon, asi degisecek, her sene asi mi olunur diye sizleri kandiriyor, lütfen izin vermeyin.

    evet covid asisi da her sene olunacak, evet mutasyonlara karsi her sene icerigi degisecek. farkli bir durum yok.

    yalan 2: hani asilarla hastalik bitecekti, asilar ise yaramiyor, vaka sayisi artti ya da asilar varyanta karsi korumuyor.
    gercek 2: bu hastalik hicbir zaman bitmeyecek. kimse bitecek demedi, asi karsitlari bilgi uydurup sonra kendi argümanları olarak kullaniyorlar. lütfen inanmayın.

    asilar, delta varyantina karsi koruyor. biontech, %64 bulasmayi engellerken, %90 hastaneye yatisi engelliyor. vaka sayisi artan ingiltere ve israil gibi ulkeler maskeyi birakti nerdeyse, maclari siz izlediniz. ona ragmen vaka sayisi artisi dusuk, hastane ve olum oranlari daha da dusuk, onlemleri daha da gevsetecekler.

    olay da bu olacak zaten, onemli olan grip gibi ayakta atlatabilmek, hastaneye dusmeden.

    bunu yapabilmek icin de herkesin asi olmasi lazim. sizler asi olmadikca olmeye, hastaneye dusmeye devam edeceksiniz, toplum sagligi icin tehdit olmaya, saglik sistemini kitlemeye devam edeceksiniz ve her guclenen varyantla olme ya da hastanelik olma ihtimaliniz artacak.

    amerika’da haziran ayında gerceklesen yaklaşık 10 bin olumun %99’u asi olmayanlar oldugunu biliyor muydunuz?

    yalan 3: bu asilar onaysiz ya da faz 3 bitmedi.
    gercek 3: asilar onayli, faz 3 calismalari da bitti, gerekli lisanslar da alindi.

    yalan 4: bu asi 1-1.5 senede cikti. diger asilarin bulunmasi yillar surmustu
    gercek 4: 30 sene onceki teknolojida asilarin bulunma suresiyle gunumuz teknolojisini kiyaslamanin salaklik olmasinin yani sira, bu asinin 1.5-2 senede cikabilmesinin tek sebebi sars ve mers sayesinde hastaligi, virusu biliyor olmamiz ve hali hazirda bunla ilgili 15-20 senedir uzerinde calisiyor olmamiz. hepsi ayni aileden geliyor. biliyor muydunuz bilim adamlarinin her sene wuhan'da magaralardan insana bulasabilecek bir virus varyantini onden tespit edebilmek icin covid virusu ornekleri topladigini? muhtemelen hayir, evet bunu tespit edemediler ama bu asi, 15-20 yillik bir bilgi birikimi sonunda cikan bir asi. 1 sene degil. o yüzden kafanız karismasin.

    yalan 5: 'kaynim asi sonrasi kalp krizi gecirdi / su bu oldu'
    gercek 5: iste burada matematik bilgisi devreye giriyor. turkiye'de gunde ortalama 1164 kisi hayatini kaybediyor, bu kesimin de cogunlugunun yaslilar oldugunu varsaymak yanlis olmaz. ayni zamanda turkiye'de gunluk min 500 bin doz asi yapiliyor, milyonlara ciktigi da oluyor ve bu asi once yaslilardan basladi. simdi bu asilardan sonra olumun denk gelmesi normal degil mi? turkiye’de 59 milyon doz asi oldu, kaç kisi öldü? dunyada 3 milyardan fazla doz asi yapildi, kac kisi oldu? kac kisi rahatsizlik gecirdi?

    mesela benim enistem de asidan 2 ay sonra kalp krizi gecirdi, benim asi karsiti amcam da su an etrafa buradaki potansiyel katiller gibi asi oldu o yuzden diyerek asi karsitligi yayiyor. kalp krizinden sonra doktora gitti, tam 4 damari tamamina yakini kapali cikti! 4 damar! bu adam kalp krizi gecirmeyecek, kim gecirecek? asi yuzunden mi simdi?

    istisnalar var mi evet, az bir kesimde etki olacak mi? evet ama leblebi gibi agri kesici ya da antibiyotik tuketen bir millet olarak bir kez olsun prospektuse ve olasi yan etkilere baktik mi? inanin cok daha kotu yan etkilere sahipler ve ihtimali daha fazla!
    twitterda bunlari yazana soruyorsun direkt tanidigi bile yok, arkadasimin arkadasi, bizim burada balikesir erdek'te bi esnafin tanidigi gibi sacma argumanlarla insanlara asi yuzunden oldu diyip asi karsitligi yapiyorlar.

    ek olarak asi ile söylenen pihti, kalp zari iltihabi gibi yan etkiler covid ile cok daha büyük ihtimalle yasanacak yan etkiler. ımzaladiginiz dokuman garip gelebilir, hiç tetanoz asisi oldunuz mu? olurken cok daha uzun bir kagit imzalıyorsunuz.

    yalan 6: neden ilac gelistirilmiyor, sizi asiya zorluyorlar.
    gercek 6: ilaçlar uzerinde calisiliyor. bunu yazan kisiler google’a cok basit -ingilizcesi bile yoksa- ‘covid-19 ilaç calismalari’ yazarak oldugunu ogrenebilecekken gelmis burada ilac calismasi yok, size zorla asi yapiyorlar diye sallayabilecek kadar kotu niyetli ya da cahil. hangisi oldugunun kararını size bırakıyorum.

    maalesef anlamadigim asi ile gelen daha dusuk vaka sayisi, bu vaka sayisina ragmen hic olmadigi kadar dusuk hastane ve olum oranlari, asinin olayinin grip gibi atlatmak olacagini, grip asisinin de senelik oldugunu, grip asisinin da iceriginin her sene degistigini ve bunun sebebi mutasyonlar oldugunu ve covid icin de aynisinin olacagini bakan bile televiyzonda cok basit bir sekilde anlatabilecekken neden bu yalanlara goz yumuluyor ve bu iliski kurulamiyor.
hesabın var mı? giriş yap