aynı isimde "saygı (dizi)" başlığı da var
  • çocuklarimiza ogretmemiz gereken ilk ve en onemli davranis bicimi. insanlara saygı duymak turk halkınin en buyuk eksigi. kaba davranmaya, insanlari incitmeye o kadar merakliyiz ki, her firsatta tepelerine binmeye hazir bir halde bekliyoruz. (bkz: acik yakaladıgını herkese duyurma merakı)
  • "saygı. sevgiden arta kalan boşlukları doldurmak için uydurulmuş bir sözcük." (tolstoy / anna karenina)

    arzunun sustuğu yerde başlayan, arzularla her daim çatışma içinde olan oto ve sosyo kontrol aracı.
    halbuki insanlar, en karanlık arzularında, hayatlarında hiçbir boşluk hissi kalmayacak kadar çok sevilmek isterler.
    o kadar çok sevilmelidirler ki, diğer kavramları telaffuz etmeye ihtiyaç duymamalıdırlar.
    bir insanı çok severseniz, onu gerekirse kelimenin en bayağı anlamıyla saygısızlık yapacak, hiçe sayacak kadar çok sahiplenirsiniz.
    hayatının her alanına tecavüz edesiniz, sahip çıkasınız, dahil olasınız gelir.
    hardcore bir ruh halidir bu, doğası gereği ekstremdir, özneldir, sınırları yoktur.
    saygı ise mesafe ihtiyacını ifade eder. sınırlara, baltalamalara, durlara, duraklara yakın bir kavramdır..
    o derece sevmediğiniz, o derece hayatınıza dahil etmek istemediğiniz,
    egonuzun sınırlarından içeri girmesini istemediğiniz herkese, her şeye saygı duyarsınız..
    üstelik onların egosuna saygı duyarmış gibi yapar, saygıyı oynamaya, alışılageldik kalıplara, toplumun arzuladığı pozlara dökmeye başlarsınız.
    saygısızlık dediğimiz çoğu şey aslında sevginin egoya yenilmesidir.
    o derece sevmek ise, insanın kendi egosuna, karşısındakinin egosuna saygısız olmasıdır, üstüne üstlük saygısız olmaktan keyif almak, ancak o şekilde varolabilmektir..
    toplumsal alanda aranan bir şeydir saygı..
    özel alanda, özel alanın en hususisinde, mahreminde, mesturunda ise,
    herkes saygısızlığın en dehşet verici formlarını* arar, tecavüz etmenin ve edilmenin keyfini sürmek ister..

    "saygı. sevgiden arta kalan boşlukları doldurmak için uydurulmuş bir sözcük." (tolstoy / anna karenina)
  • küçüklere de en az büyüklere duyulduğu kadar duyulduğunda adam olmamızı sağlayan duygu.
  • bu kavram dilimizde ve kültürümüzde daha çok sevginin kardeşi olarak yer etmiş olsa da aslında kendine münhasır bir yerde tutulmalıdır. münferiden algılanmalıdır. sevgi daha çok aşkın integrali gibi görünse de saygıyla bağdaştırılıverir hemen. oysa saygı başlı başına bir algılama biçimidir.
    korkulan, sevilen, aşık olunan, ihtiyaç duyulan hayatımızı saran daha da bir çok unsura saygıyla yaklaşmayı olağan biliriz. ancak şu var ki; belki de en önemlisi, bizimle alakası olmayan, faydalanmayacağımız hatta kendimize aksi olana bile beslenmesi gereken bir duygudur. öyle ki sevmeyip nefret ettiklerimize bile. bir iranlı sevgi için yeryüzünün türlerinden değildir der oysaki saygı yeryüzündeki en temel sosyal birlikteliklerin harcıdır. sevmemek tüm zamanlarda olağandır, nefret etmek modern dünya sayesinde ziyadesiyle olağandır, küçümsemek artık legaldir. tüm bu yaklaşımların içerisinde; çözüm, birliktelik, beraberlik, huzur ve barıştan bahsedilecekse en temel yaklaşım saygı üzerine olmalıdır.
    ruhun geniş düşünebilme yeteneğidir saygı.
  • bes* yil boyunca her sabah saygiyi buyukler, sevgiyi kucukler yonunde hapseden zihniyetin* de etkisiyle milyonlarca insanin ozumseyemedigi kavram.
  • küçük bir çocuğun verdiği anket defterini doldururken 'en sevdiğin renk' sorusu geldiğinde elindeki tükenmezi bırakıp üşenmeden kırmızı kalem aramak..
  • bunu göstermek zorunda kaldığım ortamlarda gerildiğim kadar başka nerede geriliyorum bilmiyorum. (aslında durum bu kadar vahim değil zannediyordum. cümle şöyle başlamıştı, ''bunu göstermek zorunda kaldığım ortamlarda gerildiğim kadar, birde...'', ama devamı gelmedi. düşündüm, düşündüm. bunun kadar gerildiğim başka bir zaman dilimi bulamadım kavanoz götlü dünyada)
    ama nasıl biliyor musun, bahsetmeye çalıştığım böyle eski usul saygı değil. onu severim. ve kolay da oluyor bence göstermesi. mesela anneannem karşısında sigara içilmesini saygısızlık olrak görüyor ve bende içmiyorum. al sana saygı. iki saat sigara içmedim diye ölmemekle birlikte, kadının saygı kavramına da, saygı ile yaklaşmış oluyorum. saygı gösterdim mi? evet. mutlu da oldu. tamam.
    yahut yaşı fazlasıyla büyük bir meslektaşın halletmesi gereken ufak bir iş var ve adam belli etmese de o saçma havale alma işlemi için çıkacağı 3 kat merdiven, onun gününün geri kalanının negatif yönde ilerlemesine neden olacak. verin ben yapayım diyorum. genciz mına koyim. elimize mi yapışacak. saygı sonsuz.
    ve fakat;
    bazen öyle durumlar oluyor ki, saygı göstermek bir zul, bir cehennem azabına dönüşüyor bünyede. çoğu zaman istenmeyen saygının dahi peşinden koşan ben, orada, o saygı gösterin bağnaaaa çığlıkları arasında masayı karşımdakinin kafasına geçirmek istiyorum.
    bunlara en bariz örnek; açık görüşlü yaşlı, nam-ı diğer, çocuğuyla arkadaş gibi olan adamdır bence.
    genelde eski solcu yahut tiyatrocu işte ne bileyim sanatçı falan oluyorlar. genç genç oturduğunuz masaya gelip (masadakilerden birinin babası bu arada kesin)

    -raatsız olmayın gençler, beni arkadaş gibi bilin, diyerek masaya oturuyor.
    vayyy anasını, işte orada, masadaki gençler arasında, ''vayyyy beee abiye bak, benim babam olsa skertir, gel abi buyur'' gibi yaklaşımlar oluyor. sigarasını söndürmeye çalışanlar karşısında açıkgörüşlüçocuğuylaarkadaşmükemmelbaba abi durur mu?

    - yooo yooo arkadaşım, diyor. sigarayla saygı olmaz. ben oğlumla karşılıklı sigara içiyorum yahu, siz niye rahatsız oluyorsunuz?
    vayyy vayyyy vayyy. işte masadaki kopuş anı. abimm uyur şöyle yahu baş köşeye anlat hadi.
    lan arkadaş. tamam sigarayla saygı olmaz da, bundan niye prim yapıyorsun ki bu şimdi? ya da genç arkadaşım? bi dakika cıvıma istersen ya.

    - biz babamızın yanında, değil sigara, oturuş biçimimize bakardık gençler. şimdi öyle mi? ben oğlumun bana baba demesini yasakladım. bana yusuf diyor.
    gençler, ne duruyorsunuz yıkılın hadi.
    -vayyyyyy kralsın be yusuf abi.
    -bana yusuf deyin gençler.
    (hımm.. tamam yusuf abi, bize her türlü uyar, yusuf derim abi derim de, acaba oğlunun baba diyeceği başka biri var mı toplum içinde? bir de onu mu düşünsek? sigarasını içsin tamam da, en azından baba desin be abi.)

    - yaşamayı bileceksiniz gençler, saygıyla sevgiyle olmaz bu işler.
    - helallll... yusuf!!kralsın bee!
    (lan nasıl saygıyla sevgiyle olmaz be, gençlere iki dakika hava atıcam diye yıktın attın lan ne varsa, ne demek saygıyla sevgiyle olmaz.)

    öyle gençler. bana git deyin. beni arkadaş bilin. öyle saygıyla sevgiyle olmaz :/
  • aynı aşk gibi bir duygudur; sadece insanın kendi tecrübeleri ile gelişebilir. sarsılmaz bir duygu da değildir, son derece kırılgandır.

    hal böyleyken her şeye saygı duymamız gerektiği yönündeki çağdaş dayatma, görücü usülü evliliği andırıyor. duymadığımız saygının gösterisi, ufak sorunları çözer gibi görünse de daha ciddilerinin doğmasını kaçınılmaz kılıyor.
  • süper gereksiz bişi olduğunu iki saattir babamın konuştuğu genç adamdan anlıyorum. bizim bi arkadaş araba değiştirecekmiş bi şey et bilmem ne diye iveco'da çalışan adamın beynini sikiyor. çocuk da sebatla cevap veriyor. karın napıyor çocuklar napıyor memlekette ne kadar kalacaklar diye bile sordu sdlkfsjk hatta 1 ay cevabını alınca oo çokmuş bile dedi sdlkfjsdlkdslkjsdlk ama neyse havalar zaten sıcak falan diyor. eleman sabırla dinleyip cevaplıyor, full + full saygı. bu arada babamın hattım faturalı olduğu için su siparişi verirken bile gelip benden telefonu alması başka bi entry konusu. acayip bişi bu saygı yaa aşk gibi onla da olmuyor onsuz da olmuyorrrr :))
  • falancanın karşısında sigara içmemek, ceket iliklemek, bacak bacak üstüne atmamak gibi davranışlar önerisiyle öğretilir çoğunlukla.

    sana değer vermiş insanları arayıp sorma, arandığında "şu an uygun değilim, ben seni ararım." diyerek günlerce arama, "gelicem" diyerek ağaç et, senin her derdinle ilgilenmiş insan hasta olunca, telefonla bile"geçmiş olsun." deme ve ceket ilikle sen. yaşlı komşuna rastladığında elini öp. eğil bükül.

    saygının çokça vefa barındırdığını sana öğretirlerse bir gün, sana vefa ve sevgi gösteririm, ek olarak ceketimi de iliklerim istersen . merak etme sen.
hesabın var mı? giriş yap