• bir yetenek sahibiymiş gibi lanse edilen.

    ne diyor camus: "insanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermektir."

    ne diyor sevgilisiz yaşayabilenleri övenler: "aabi adam sevgilisiz olmaya dayanabiliyor inanabiliyor musun?"

    adam kendine bile katlanmış güzel kardeşim, sevgilisiz olmak koyar mı ona?
  • 3-4 yıldan beri içerisinde bulumduğum insanlar topluluğu. madem konu açıldı kahvemi kapıp geldim hazır bugün boşluğum var bir kaç kelime yazayım, neydi lan şu şarkının adı heh tamam başlıyorum.

    sene 2011 aylardan mayıs gün hatırlamıyorum, zaten günlerle aram hiç iyi değildir. bir hatun var baya zamandır beraberiz siz diyin 6 sene ben diyim 8 sene.. yıllar o kadar çabuk geçmiş ki saymak için abaküse ihtiyaç duyar olmuşuz ikimizde. insanlar birbirlerini severken zamanın nasıl geçtiği anlaşılmıyor derlerdi büyüklerim, pek anlam veremezdim ama haklı olduklarını yaşayınca anlıyormuş insan. yaşadık bizde baya baya uzun yıllar sevdik birbirimizi son 2 senemizi aynı evde yaşayarak geçirdik. güzeldi aslında sevdiğin kadınla aynı evde yaşamak, onun yaptığı yemekleri yemek, onunla uyanıp, onunla aynı havayı solumak. günler haftalar birbirlerini kovaladı sevgi, aşk, kavga, ihtiras hepsi bizimle beraberdi en azından biz öyle düşünüyorduk..

    10 gün var düğünümüze , salon tutulmuş, davetiyeler dağıtılmış, evin eşyaları yenilenecek herşey alındı bekliyor, deniz aşırı gelecek insanlar bile var. saatler biraz sıkıntılı geçiyor, stres üst düzeyde sarmış bedenleri, duygu kaybı yaşanıyor, beynin hükmetmeye başlıyor. mantığın devreye giriyor ve bütün ruhunu ele geçiriyor.

    günlerden pazar, ben bir masadayım eski arkadaşlarla votka içiyorum. eve gitmem gerekiyor sonuç olarak şule bekliyor fakat eve gidesim gelmiyor. yo hemen yanlış anlamayın aldatma yada rusa gitmek yok o gece sadece eve gitmek istemiyorum. oturuyorum bir bardak bir bardak daha, bir şişe bir şişe daha. kafamda soruların en büyüğü beliriyor.. ' biz bunu istiyormuyuz'

    taksiye atlayıp eve gidiyorum, şule uyumuş eve girince uyanıyor, yüzünde hadi konuş bakışı, sanırım tek soruları olan ben değilmişim..

    oturuyoruz yatak odasında nasılsın diyoruz birbirimize ikimizde yorgunuz, sanki yıllardır birbirimizi sırtımızda taşımış gibi boynumuz eğik...

    antik diyor şule biz hata mı yapıyoruz..

    duruyorum hani bir yarışma programının en kilit sorusu sizin bildiğiniz yerden gelir ya, işte öyle rahatlamaya yaşıyorum. bende aynı şeyi düşünüyorum diyorum, sanırım bu evlilik olmamalı..

    evet diyoruz ikimizde sakince başımızı sallayarak, bir sigara iyi giderdi aslında ama yatak odasında sigara içmek yasak, hatunun nefes alma sorunu var..

    sabah diyorum eşyalarımı toplayıp kendi evime gitmem gerekiyor, tamam diyor istersen beraber toplayalım..

    sabah çıkıyorum evden validenin yaşadığı eve gidip onunla konuşuyorum, peki oğlum diyor.. sadece peki oğlum..

    aradan 4 sene geçiyor ne ben onu bir kere arıyorum, ne o beni bir kere arıyor..

    4 senenin ilk senesi çok sıkıntılı geçiyor, büyük boşluk, byük bir hayal kırıklığı. ikinci senesi karşı tarafı hayal kırıklığına uğratmanın verdiği üzüntü.

    3. senesi herşey unutuluyor yeni kadınlar, yeni bedenler, yeni gözler giriyor hayatına, dördüncü senesi sanki hiç yaşanmamış gibi herşey, sanki olgunlaşma evremin en büyük katkısını sağlamış gibi şükran duyuyorum ona.

    şimdi düşünüyorum sevgilisi olmadan da yaşayabiliyor insan, hayal kırıklığı olmaktansa, hayal kırıklığı yaşayıp yaşamaktansa sevgilisiz de olmayı öğreniyor insan.

    yüzün gülüyor, gözün görüyor, aynaya baktığında ben hata mı yapıyorum diye düşünmüyor..

    eğer aynaya geçip ben napıyorum hata mı yapıyorum diye düşünmek mi sevgilisiz yaşamak mı diye soruyorsan kendine, kesinlikle sevgilisiz yaşa dostum, kesinlikle..
  • en azından psikolojisini bozan sevgilisi yoktur.
  • 5 yıldır içinde bulunduğum guruh.

    emin olun bir süre sonra sevgilisizlik alışkanlık yapıyor ve karşı tarafa nasıl davranacağını unutuyor insan. en basit yavşama cümlesi bile ağızdan çıkmıyor.

    bu kadar ağır eleştirmeyin lütfen. bizim de bir kalbimiz var. :/
  • gerçek bir şeyler hissetmeyip karşı tarafı oyalayacağına yalnız kalmayı tercih eden kişidir.bana göre oldukça da cesurdur.zira yalnızlık cesaret işidir.
  • sevgilisiz geçen süreyi geçici bir süre olarak kabul edip bir gün mutlu olabileceği kişinin karşısına çıkacağı umuduyla hayatına devam edebilen insandır.
  • sevgiliyi ihtiyaç olarak görmeyen, gerçekten kendisini tamamlamış ve kendisiyle mutlu olabilen, illede hayatımda biri olsun değer verilmek istiyorum deyip yeri geldiğinde sanki herkes onu yaşatmak için varmış bencilliğine girmeyen insandır.
  • sevgilisiz yaşayabilmek != hiç sevgili sahibi olmamak

    önce bir şurada anlaşalım.

    ayrıca yaşayabilmek denmiş, bunu tercih etmek denmemiş. hayatında sevdiği / kendisini seven biri yoksa sadece "aman tanrım! sevgilim olmadan nasıl yaşarım ya hemen birini bulmam lazım!" kafasıyla gidip birine yapışmak istemez bu insan.

    idareten ilişki yaşayıp "sevgilim var" diye kendini iyi hissedemeyeceğini bilir. değecek birini bekler, o sırada da kendi başına hayatını idame ettirebilir.

    tercihe bağlı şekilde bu dönemde cinsel ihtiyaçlarını da giderebiliyorsa hiçbir şey için birine muhtaç değildir.

    sevgili, olması gerektiği için edinilen bir şey değildir çünkü. kıymetli ve zor bulunan bir şeydir, bunu bilir bu insan. sırf yoksunluk hissetmesin diye o kelimenin anlamını eksiltecek ilişkilere girişmez.

    aşk, herkesle yaşanmadığı için güzeldir zaten. esas, aşkı tatmış olan insan rastgele birine sevgili demek istemez. aşkı bilmeyen değil.
  • yaşadığım ilişkiden vazgeçemeyeceğim bir tat almıyorsam, o ilişkinin peşinden her yere gitmeyi istemiyorsam benim de dahil olduğum insan grubu. sırf hayatımda biri olsun düsturuyla yaşamadım, yaşamam.
hesabın var mı? giriş yap