• 8/8 kusurlu bir yayaya çarpmıştır. hafız bu arada, izmit tem otoylu üzerinde bir üst geçitten, intihar etmek amaçlı yola atlayan şahsa çarpan bizim servis şöförü 8/2 kusurlu bulundu herifin ebesi zikildi mahkemelerde.
  • kuzeni kilolarca uyusturucuyla yakalanmis, iciciyim diyerek yirtmistir.
  • babası vicdandan, insanlıktan, demokrasiden, haktan-hukuktan sık sık bahsediyor olabilir. içindeki boşluğu doldurmaya çalışıyor olsa gerektir.
  • inancına göre bütün hesabı öte alemde vereceğine kani olduğundan, mahkemeye gereksinim duymamış olandır.
  • gün gelip hesap sorulacağını hayal ettiğim katil. babası sayesinde asla unutulmayacak suçludur. hep beraber yargılanacakları günü beklemekteyiz allah'ın izniyle.
  • bugün cenazeleri var. fatih camiinde
  • kağıt üstünde ahiret korkusu sahibidir.
  • sevim tanurek'in kocasının olayı özetleyişi;
    "tayyip'in oğlu kırmızı ışıkta hızla geçiyor. peşine siren çalarak ekip takılıyor. kaçarken, yaya geçidine 5 metre kala eşime çarpıyor. 30 metre sürüklüyor. eşim 6 gün sonra vefat etti. yakalandığında polislere tayyip'in oğlu olduğunu söylüyor. zaten o andan itibaren her şey değişti. karakola gittik, çocuğun ehliyetini sormuyorlar. polislere bunu hatırlattığımızda ‘siz ukalalık etmeyin, biz ne yapacağımızı biliriz' dediler. kazadan hemen sonra caddemize belediye arazözleri geldi. tarihte ilk kez, caddemiz baştan aşağı yıkandı. 35 metre fren izi vardı ve her şeyi bir anda yok ettiler. çocuğun ehliyeti yoktu. kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi ehliyet düzenlediler. mahkeme başladı, çocuk bir kez olsun gelmedi. babası tarafından yurtdışına gönderilmişti! ama tayyip'in adamları hep oradaydı. karımın hakkını ararken bir şey söylediğimizde dirsek yedik, tehdit edildik, tacize uğradık.

    hakime çocuğun ehliyeti olmadığını, kazadan sonra babasının forsuyla düzmece ehliyet verildiğini söylediğimizde ‘ne demek yani, siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz' diye azar işittik. sakin bir insanımdır ama o anda elimde bir şey olsaydı kafasına fırlatırdım.

    olayın oluşunu gören tanıkların hepsi tehdit edildi ve korkutuldu. buna bir yakınımız dahildir. sadece bir tek genç kız tanıklık yapmakta direndi. fakat işin rengi değişmişti. başına iş gelmemesi için ona da tanıklık yaptırmadık. şişli karakolunda çocuğun ehliyetini sormayan polislerin ve sahte ehliyet veren trafikçilerin aileleri dava görülürken defalarca gelip yalvardılar, işin üzerine gidersek kocalarının görevine son verileceğini, aç kalacaklarını söylediler. onlardan da şikayetçi olmadık!

    kapımızda her gün belediye araçları durur, tayyip'in adamları önümüze çıkardı. tanıklara olduğu gibi, bize de, uğraşmayalım diye en az 20 ‘ricacı' geldi. tayyip belediye başkanıydı. o zaman anladık ki, karşımızda bir ‘dev' vardır ve onunla baş etmek mümkün olmayacaktır. biz bu durumda aile meclisi olarak toplandık ve işin ucunu bırakmaya karar verdik… çünkü bir sonuç çıkmayacaktı. onlar çok güçlüydü. sonuçta efendim, mahkeme kararını verdi! 8'de 4 kusurlu olan çocuk 3 ay hapis cezası aldı. bu da paraya çevrildi…"[7]
hesabın var mı? giriş yap