• tdk'ya göre 'bir kişi amaç edindiği işte kazaya uğrar' demek. internette genel olarak rastlanılan tanım ise 'bir kimse ya da şey, iyi ya da kötü hangi amaca hizmet ediyorsa o uğurda ölür ya da bir kazaya uğrar, yok olur.'

    bu atasözü genellikle toplumun dayattığı ahlak kurallarına sıkı sıkıya bağlı olmayan kadınların başına tecavüz, alıkonulma, dayak ve hatta ölüm geldiğinde kullanılan, 'o saatte orada ne işi varmış?' benzeri bir suçlama şablonuna dönüştü. aklımdaki en belirgin örnek ise hıncal uluç'un defne joy foster'a bu yakıştırmayı yapması.

    toplumun dayattığı ahlaki kurallara uygun yaşamamanın doğal sonucu öldürülmek değildir. hiçbir ilişki, hiçbir şekilde bir tarafın diğerini öldürmesinin normal olacağı bir bağ kurmaz tarafları arasında. bir insanın cinsel/duygusal yönelim ve tercihleri, ahlak anlayışı ne olursa olsun, size ne kadar ters gelirse gelsin, bedeli o insanın canı olamaz. bunu normalize edemiyor olmalıyız. bu olamıyor olmalı, nasıl olabiliyor, nasıl bir hoyratlıktır bu, anlayamıyorum.

    eşcinsellik, sadakatsizlik, çok eşlilik, evlilik dışı cinsel ilişki, fuhuş, hiçbiri bir insanın yaşamının elinden alınmasını makul kılan gerekçeler değil.

    alkollü araç kullanırken kaza yapıp ölen insana diyormuşcasına diyorsunuz, demeyin. arada öyle bir illiyet bağı yok. bir insanın sırf yahudi veya eşcinsel olduğu için ölmesi gerektiğini düşünen zihniyetten farkınız olduğuna eminim, bunu hoyratlığınıza kurban etmeyin.
  • "eşcinsellik, sadakatsizlik, çok eşlilik, evlilik dışı cinsel ilişki, fuhuş, hiçbiri bir insanın yaşamının elinden alınmasını makul kılan gerekçeler değil."

    malesef bu kulaga güzel gelen cümle, çözümden uzaklaştıran cümleyle aynı.

    ya arkadaş evet biliyoruz makul kılan gerekçeler değil. ben idam cezasına da karşıyım.
    sebepleri tamamen duygusallıktan arınarak düşünüldüğünde belli
    1-hatalı idam olasılığı (sürüyle örnek var)
    2-caydırıcı olmaması (bilimsel çalışmalarla sabit, idam olan yerde suç azalmıyor)
    3-idam cezası olan yerde gücü elinde bulunduran erk'in bahane ile rakiplerini/düşmanlarını idam edebilmesi ihtimali. (yine sürüyle örnek var)

    bunlar benim şahsen idam cezasına karşı olmama yeterli sebepler.

    öte yandan birisi bana cocuguma sevdiklerime zarar verse duygusal olarak ne isterim? ölmesini isterim. ama devlet böyle düşünemez. devlet objektif ve duygusuz olmak zorunda. bu sebeple de idam olmamalı.

    bak suçu sabit birinin dahi öldürülmesinin makul olmadığını düşünüyorum. çünkü üstteki sebepler.

    şimdi elimizde ne var? cinayet olgusu.

    cinayet olgusunu perspektife koyalım.

    öldürülen insanların 80%i erkek. 20%si kadın. bu istatistiklerle sabit.

    öldürülen kadınların katili çoğunlukla eşi sevgilisi vs. bu da istatistiklerle sabit.

    demek ki burada bir pattern var. hem de global bir pattern var. borç kavgası, maç kavgası yüzünden ölen kadın sayısı mikro düzeyde. tüm dünyada öldürülen kadınların 1 numaralı katili, yakın ilişkide olduğu insanlar.

    burada bir pattern var ise, burada önleyici bazı taktik ve stratejiler geliştirmek mümkün.

    erkekler için cinayete kurban gitme riskini artırıcı şeyleri düşünelim:
    illegal işlere karışmak.
    illegal-karanlık kişilerle parasal işlere girmek, ortaklık.
    trafik, maç vs kavgalarını eskale ettirecek silahları taşımak, taşınan ortamlarda bulunmak.
    alkol, uyuşturucu etkisinde olmak.

    yani bir erkek illegal işlere bulaşmaz, silah taşıyan bireylerin olma ihtimali olan ortamlarda kavgaya karışmaz, tefeciden para almaz, kendini kaybedecek kadar alkol uyuşturucu almaz ve alınan ortamlarda bulunmazsa cinayete kurban gitme riski azalıyor.

    "kadın için benzeri önlemler alınamaz" demek esas tehlikeli tavsiyedir.

    bu katili meşrulaştırmak, makulleştirmek değil ki?

    "tefeciden para almayacaksın" tavsiyesinden farksız.

    kız cocuklarını, agresif ve saldırgan davranışları fark edip tanıyacak şekilde eğitmez, sorumluluktan sıyırır, tüm sorumluluğu toplumun engelleyici kurumlarına (cezai neticeler) bırakırsan size garanti ediyorum ki daha çok kadın cinayeti yaşanır.

    çünkü erkek fiziksel olarak agresif. istediğin kadar as kes idam et hapset agresif. doğuştan agresif, bebeklikten agresif. bu agresifliği cocuklukta kontrol etmeye başlıyor.

    kadınlar da sosyal olarak agresif. çünkü fiziksel olarak erkekle kıyaslanamıyor. kadın arkasından konusuyor, erkek yumruk atıyor.

    erkeğin agresifliğinin kontrolden çıkması biyolojik bir gerçek, toplumsal bir gerçek, tarihsel bir gerçek. bu yokmuş, ortadan kalkacakmış gibi davranmak önleyici değil, besleyici.

    bunun varlığını kabul edip, ona göre adapte olmaktan başka seçenek yok. çünkü suç işlenene kadar kimseye "senin potansiyel katilsin" diye içeri atamıyorsun. adam kızınca bardağı duvara attı diye hapse atamıyorsun. ama kızınca bardağı duvara atan adamla ilişkiye de girmek zorunda değilsin. yalnız başına kalmak zorunda değilsin. bunlar riski artırıcı faktörler.

    bunu yokmuş gibi ahlaki ahkam kesmeniz pratikte faydası olmayan bir virtue signalling'den öteye gitmiyor.

    "erkek öldürmesin" he yapma ya thank you captain obvious. biz düşünemedik bunu.

    amk bunu kaç bin senedir düşünebilmiş insanoğlu ama demek ki yetmemiş işte?

    demek ki bir yerde farklı bir yaklaşım gerekiyor. niye farklı yaklaşım ne olabilir diye düşünmek yerine farklı yaklaşımları ayıplıyoruz tu kaka diyoruz? belki daha az insanın ölmesini sağlayacak? hepimiz bunu istemiyo muyuz? bizim "kızlar dikkat edin, sinyalleri iyi okuyun, en ufak şüphede sanki kesin gibi hareket edip riski azaltın" dememiz sinsi bir "daha çok kadın öldürelim" taktiği gibi mi görünüyor oradan?
  • bu atasözünün çok üstüne gidiyorlar. halbuki ölümü basitleştiren ve alaya alan bir söylem değil bu. (hıncal uluç olayı ayrı) hayatı boyunca alkol ve uyuşturucuyu uçlarda kullanan amy winehouse'ın başka hangi sebepten ölmesini bekliyordunuz gerçekten? eğer bunları uçlarda kullanmak süper bir şey diyorsanız onu bilemem tabi.

    kullanımına örnek verelim;

    hayatı boyunca mafya ile içli dışlı olmuş, insanları tehdit etmiş, hatta şiddete teşvik etmiş ibrahim tatlıses'in vurulması bir su testisi olayıdır mesela. insanlar şaşırdı mı ibrahim tatlıses vurulunca? sanmam.
  • hıncal uluç'un geçtiğimiz aylarda patavatsız kullanımı ile hakaret seviyesinde algılanmaya başlamış bir eski söz. oysa kadercilikle ilgili bir atasözüdür, aslında hakaret içermez. "bir kişi amaç edindiği işte zarar görür" manasındadır.

    bi de şu var, (bkz: testisi elinde)
  • niyeyse, hep, erkenden ve talihsizce yaşama gözlerini yuman kadınlar** için kullanılan bir tanımlama biçimi olmaya başladı.

    bunu söyleyen bir kişi kendisini asla "su testisi" adayı görmüyor, haliyle egosunu yüceltiyordur.
    medine memi'yi, ceylan soysal'ı bu dünyadan koparan zihniyete sorsan, o da aynısını söyleyecek; kendisini sıyırarak.
  • fransa da öldürülen 3 kadın teröristin ardından mhp grup başkanvekili oktay vural ın değerlendirmesi.
    darısı kandil'dekilerin başına *
  • inşallah bir gün rte için kuracağım cümle...
  • kötü bir işle iştigal eden şahısların o işle ilgili olarak başlarına kötü bir şey gelmesinin şaşılacak bir şey olmadığını belirten atasözü. (bkz: anneme böyle uzun cümleler kurduğumu söylemeyin)
  • son zamanlarda gündemde olan insanların ölümünün hemen arkasından, ünü azalmış kişilerin bir şekilde gündeme gelme çabası içinde sarf ettiği cümle. tamam ölen insanların örnek davranışları olmayabilir ama azıcık da insan olmak lazım...
  • henuz amortisman kelimesi icat edilmedii yillarda kullanilan kisaltma
hesabın var mı? giriş yap