tezene

• aslen baglama calarken yoreden yoreye degi$en, tellere vurulma $ekline verilen addir. her parcanin da yoresine gore bir tezenesi olur, yani parcalar hem nota olarak ayri$ir hem de tezeneleri olarak... mesela konya tezenesi vardir cok bariz, hemen anla$ilir dinlerken iki yukari bir a$agi idi galiba... oyle i$te!
• günlerdir derdimle yatıp derdimle kalkan adam. yüreğim hafiflemeden yazamazdım bunları, o yüzden şimdi aklım başımda, yüreğim hafiflemişken yazıyorum.
  sabahın köründe işe gidecek olmasına rağmen sabahlara kadar uzaklardan gözyaşlarımı silmeye uğraşmış, bir insan ne kadar avutulabilirse, bir insana ne kadar temiz yürekle yaklaşılabilirse öyle yaklaşmış, hani soyu tükenen cinsten adam gibi adam.
  
  bir insan, bir konuda düşmeyegörsün sözlük. hele ki kadınsa, hele ki en zayıf anıysa...
  yorgunsa yüreği, ağlamaklıysa.
  etraftaki onlarcası "benim olacaksın fıstık hmpss elime düştün en zayıf anında!" diye denizde kan kokusu almış köpek balığı misali etrafınızda turluyorsa...
  bir insan bir dost sesine, bir sırt sıvazlayana ihtiyaç duymasın sözlük...
  ama eğer duyarsa...
  
  işte bu adam kalbinizdeki ağırlığın yarısını sırtına koyar, taşır sizinle birlikte. sizinle birlikte sevgiliniz için şarkılar tutar. yeri gelir şerefe der. yeri gelir fırçasını kayar kendine getirmek adına. yeri gelir unutturmak için makaraya sarar insanı.
  siz ah edip inlerken der ki "dayan!"
  sahi kaldı mı böyle adamlardan?
  
  kalmış.
  işte bu adamın böyle bir yüreği var. adam gibi adam yüreği.
  sırtlanların arasında kocaman bir aslan yüreği...
• tele vurur, aşınır, erir zamanla... razıdır ama. yeter ki tel titresin. titresin ki ses gelsin.
  hele bir de hicazsa çalınan türkü, yarım saatte yarı yarıya tükense de gam yemez tezene.
• telli çalgılar ve özellikle bağlama çalarken kullanılan alet, (bkz: pena)
• acımasız (bkz: bozkirin tezenesi).
• bir zamanlar sözlükte ki woryzover ^*.
  kendisi bu gece ay ışığına çıkarmış olduğu, digital ortamda çekilip korunamamış olsa yıllara yenik düşüp bugün kesin sararmış olacak alem fotomuzla beni eblehçe monitöre baktırmıştır. yanarım yanarım da başbaşa bir fotomuzun olmayışına yanarım..
  bana her daim var oluşunu bilmemle süper gelen ama her daim yanımda olmayışıyla canımı acıtan kişi.
  "bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!" deseler ilk bu adamı söylerim, ne olduğum %100 ortaya çıkar.^{* *}
• penanın asya'lısı.
• şahane bir dinleyici, müthiş bir katılımcı, en asil duyguların içerik sağlayıcısı.
  hastasıyız kompile.
• bir gece, yayında, hoppidi hoppidi türkü çalarken ansızın hayatıma giren ve o gün bugün hayat inşaatımın temel direklerinden olan adam.
  dostum, canım, marifetim, gözyaşım, hastalığım, sağlığım, sağ yanım, sol yanım.
  sözlükteki dostluklar çok rererö'ye inat. ne zaman ağlasam kafamı çevirdiğimde mendille bulduğum, ağlama demek yerine canımı yakanın izlerini silmeye gayret eden, bir kutu can eriği ile kapıdaki kutuda bitiveren.
  
  bizi takvimlerden hem ayrı, hem bir düşüren zaman, sana sevileni getirdi bu yıl. fesleğenler açtı.
  iyi ki doğdun dostum, zamanla daha da güzel yıllara, daha da mutluluğa...
  aşk'la, sağlıkla, mutlulukla bir aile olmaya,
  iyi ki doğdun.
• yıllardır beklediği fesleğeni kendisine bir melek getirmiştir. sanırım yavaş yavaş kırabiye kadar adidasların da vakti gelecek. adım kadar emindim bir gün kendi gibi has, saf ve net bir sevdiceği olacağından. şükür tez oldu, fesleğenler beyaz beyaz çiçek açtı.
  
  [ pisti kırıcaz dünür! ]