• where is it that we were together?
    who were you that ı lived with?
    walked with?
    the brother
    the friend
    darkness and light
    strife and love
    are they the workings of one mind?
    the features of the same face?
    oh my soul , let me be in you now
    look out through my eyes
    look out at the things you made
    all things shining...
  • sıkıcı diyen insanların, silah sesleri ve bomba görüntüleri bekleyip, bulamadıkları ve "bi filmde çok silah sesi varsa eğlencelidir" mantığıyla gidenlerin sıkılmakta haklı olduğu film. halbuki bence savaş, savaşın içinde olan bir askerin ruhsal çöküntü ötesi psikoljisinden ele alınıp bu kadar başarılı anlatılabilir.müzikleri de gayet başarılıydı ama askerlerin harap bir köye vardıkları, çadırın önündeki kızın göründüğü sahnede arkada çalan bir müzik var ki anlatılamaz dinlenir... nitekim ben bi daha dinleyemedim çünkü bulamadım.
  • 20 yıldır film çekmeyen terrence mallick’in yönettiği, oynayabilmek için birçok hollywood starının sıraya girdiği, james jones'ın aynı adlı romanından beyazperdeye uyarlanmış şaheser sinema klasiği.
    mallick, önceleri yalnızca filmin senaryosunu yazmaya karar vermiş ve kitabın yazarı jones’un dul eşinden film haklarını almak istemiş. fakat film yapımcıları belirlenip de ortaya büyük ve mallick’in hayalinde canlandırdığı proje çıkınca, filmin yönetmenliğini de üstlenmeye karar vermiş.
    guadalcanal tüm ekibin toplanabileceği bir mekan olmadığından filmin çekimleri için birebir uygunluk gösterebilecek olan avustralya’da queensland uygun görülmüş. guadalcanal’da ise sadece çekimlerin dört haftalık kısmı yapılmış. filmi çekerken en önemli görüntü ögelerinden biri doğanın çok yeşil olmasıdır. bu yüzden çimenleri daima ezilmemiş bir halde ve uzun tutmaları gerekmiş. fakat devamlı çevredeki inekleri setten uzak tutmaya ve seti yemelerini engellemeye çalışmak zorunda kalmışlar.
    filmin yapımcıları her ne kadar quadalcanal görüntüleri daha gerçekçi olsun diye avustralya’daki sete solomonadasındaki yerlilerden getirilmiş. filmiantropolojikaçıdan incelersek aslındayerliler`in doğal yaradılışlarına savaşmak ve savaşarak birşeyler elde elde etmek çok terstir. bu daha önce ii dünya savaşı’nı işleyen hiçbir filmde işlenmediği için oldukça ilginç bir temadır.
    mallick, tıpkı jones’un kitabında vurguladığı gibi fiziksel ve antropolojik açıdan bu bir grup erkeğin çevreleriyle olan ilişkilerini inceliyor ve bu arada da kendileriyle barışık, aile üzerine kurulmuş bir yaşam süren yörenin sakin yerli halkı ile kendilerini kıyaslamalarına zemin yaratıyor.
    ama filmin en önemli ve ilk dikkat çeken noktası john toll'un şiir tadındaki muhteşem görüntüleri. bu inanılmaz görüntülerle malick anlatmak istediği konuya müthiş bir görsel yapı katmış. bir yandan witt'in kafa sesini duyarken diğer taraftan savaş sahnelerinin aralarına giren doğa görüntüleri ile bize bir kez daha savaşın doğanın kendisinden gelip gelmediğini sorgulatıyor. witt'in kafasındaki soruların cevaplarının da bu görüntülerde yattığı söylenebilir (yine de film bu soruları tamamen cevaplamaya yeltenmiyor ve seyircinin düşünmesine fırsat tanıyor). filmin hemen başında gördüğümüz ve daha sonra neredeyse açıkça cennet olarak tanımlanan ada bize dünya üzerinde savaşmaya gerek olmadığını, savaşmadan da yaşanabileceğini açıkça gösteriyor.
  • cok guzel bir savas filmi. saving private ryan gibi harala gurele hadi aradan cikaralim da amerikan kahramanligina zaman kalsin seklinde degil, agir agir, sindire sindire veris savas karsiti mesajini. savas filmi deyip aksiyon bekleyenler hayal kirikligina ugrayabilir.
  • (ing. deyim) savaş durumundaki britanya piyadeleri. bu deyimin kökeni, kırım savaşına (1853-56) dayanır. iskoç highlander piyadeleri 1854'teki balaclava muharebesinde, âdet olduğu üzere kare biçiminde değil, ince bir hat halinde mevzilendiklerinden, bu şekilde adlandırılmışlar ve daha sonra bu ad bütün piyadeler için kullanmaya başlamıştır.
  • sahane doga goruntuleri uzerinde birbirini desen askerleri gorup te ulan ne manasi var savasmanin dedirten, en guzel sahneleri askerin karisina mektup yazdigi, onu dusundugu sahneler olan, bir tablo gibi akip giden film.
  • savas sahnelerinde mavi kelebeklerin ucustugu 170 dakikalik belgesel tadinda film*.
  • filmdeki askerlerin bir tanesi de gaz olmaz mı, hepsi ödleğin önde gideni, bi tanesi de vatan millet sakarya desin yallah bismillah desin ölümüne dalsın. hepsi yok karım yok hayatım duygusallık psikoloji. filmde bir tanesi şöyle diyordu:
    - savaş çıkacağını bilsem askere yazılmazdım...
  • uçuşan kelebekler acaba all is quiet on the western fronta bir gönderme mi diye düşündüren savaş filmi.
  • izledikten sonra yönetmenine teşekkür mektubu attırası film
hesabın var mı? giriş yap