• flavius theodosius, i. theodosius veya büyük theodosius ismiyle müsemma muhterem, anadolunun, doğu avrupa'nın ve hatta cümle akdeniz ahalisinin gelecekleri konusunda en büyük etkiye sahip olan son doğunun ve batının hükümdarı.

    anadolu'dan binlerce tanrı'yı kovarak piyasayı monopol haline getiren değerli theodosius'un dünya kültür mirasına attığı bir başka büyük kazık ise, mısır hiyeroglifleri'nin okunup yazılmasını yasaklayarak, bizi mal gibi bir muammaya varis etmesidir.

    neyse ki, sonra rosetta taşı filan çıktı, jean françois champollion'u anası doğurdu da, birşeyler anlayabildik.
  • rivayete göre frigidus savaşı'nın son gecesine kadar içten içe pagandır bu amca.

    savaşın son gecesi düşünde bir haç görmüş ve ilahi bir ses o anda işte bu sembolün altında savaşı kazanacaksın demiştir. tabii uyandıktan sonra düşünü anlattığı andan sonraki on beş dakika içinde bütün ordu aynı rüyayı gördüğünü iddia etmiştir, o da ayrı mesele.

    her ne kadar kendi döneminden itibaren roma imparatorluğu ikili bir yapı altına girmişse de bu ikili yapı arasındaki gevşek bağın adı da theodosius hanedanlığı bağıdır.

    bir de bu amca zamanında ortaya çıkan ve daha derin incelenmesi gereken konu roma'nın iki parçalı bir bütün olmasından ziyade imparatorluğu istila etmeye başlayan cermen kavimlerinin yaygın olarak kabul ettiği pagan ve arian görüşlerinin halka açık yerlerde kesin olarak yasaklanması ve iki roma'nın da iznik ortodoksluğunu resmi din olarak benimsemesidir, ki bu dönemde alınan kararlara theodosius kararları da denilir. paganlık hakkında din adamları şöyle buyurmuşlar bu amcanın vaktinde:"kimsenin insan eliyle yapılmış tapınaklara gitmeyeceğini, tapınaklarda yürümeyeceğini veya heykellere bakmayacağını." bu durum bir zaman sonra doğu roma imparatorluğu içinde ikonoklazm sorunu ile kendini tekrar edecektir, fark ise bu sefer hristiyan bakış açısıyla olayların gelişeceğidir.
  • iskenderiye kütüphanesinin de bulunduğu şehrin bizans’a ait olduğu dönemin imparatoru.

    şehirdeki kütüphane, insanlığın en önemli zamanlarına ait, üç ciltlik, tevrat’tan yüz kat zamanı barındıran bir cildi -432 bin yıllık periyottan oluşan- bir berossus kitabı gibi hikayelerin ve gerçeklerin anlatıldığı binlerce kitap barındırmaktaydı ve bu dünyanın en önemli merkez üssü diye tabir edeceğimiz bir potansiyeldeydi. binlerce yıldır insanlıkla ilgili sırların, yaşanmış büyük olayların hepsi oradaydı. en nihayetinde yine dönemin karanlık tarafı şehirde bir yaygara kopartır ve din üzerinden kitaplarla sözde saldırılara maruz kaldıklarını öne sürerek iç savaş çıkartırlar. ve bunu sadece merak eden impatator, valiye sorar ve vali de propagandaya dahil edip yalan bilgilere dayanınca yakın diyor bütün kütüphaneyi. işte bu adam bir tarihi bir kelimeyle sorumsuzca ve akılsızca yok ediyor. tarihler boyunca emredilen milyonlarca hüküm bunlardan oluşuyor. bildiklerimiz ve asla bilemeyeceklerimiz.
  • büyük müyük olmayan roma imparatoru. augustus gibi idari bir deha değildir, diocletianus gibi reformist ve önder değildir, magnus pompey gibi bin senede bir gelecek efsanevi bir komutan değildir, büyük konstantin gibi tevhid-i iktidar için bir dini kendine araç yapmayı akıl edecek kadar cesur değildir, aurelianus gibi imparatorluğu gözü karalığı ve stratejistliğiyle kısa sürede birleştirebilecek bir lider değildir, aleksios komnenos gibi karşısındakini karizmasıyla ve bilgeliğiyle kontrolü altına alabilecek zekada değildir, gaius julius caesar gibi askeri, idari, kültürel anlamda ve insan ilişkileri ile hitabet açısından tarihte eşi benzeri olmayan biri hiç değildir. ambrosius başta olmak üzere pek çok din adamının etkisi altında kalarak bulunduğu eylemlerle gelenek ve inanç kırıcılıktan öteye gidememiş ve hatta dolaylı yoldan batı roma imparatorluğu'nun sonunu getirmiş bir imparatordur; daha fazlası değildir.

    kendisine "büyük" lakabını takanların neredeyse hepsinin dönemin koyu hıristiyan tarihçileri olması da tesadüf değildir.

    m.s. 379 senesinde daha imparator olur olmaz aryusçuları dinsiz olmakla itham etmiş ve yargılamaya yönelmiştir. önemli bir not düşelim: kendisinden bir evvelki doğu imparatoru olan valens, bir aryusçudur.

    m.s. 380 senesinde iznik hıristiyanlığını imparatorluğun resmi dini ilan edip bunu da yegane katolik inanç olarak deklare etmiştir. aryusçular senato ve diğer idari pozisyonlardan birer birer uzaklaştırılırken theodosius'un talimatıyla istanbul patriği, apollon ve makedon inanışlarını da alenen sapkınlık olarak bellemiştir.

    tahttaki ilk yıllarında paganizme ve pagan halka ciddi manada sempatiyle bakıyormuş imajı çizmiş, bunu yaparken de tek amacı orduyu doldurduğu gotlar'a sempatik görünmek olmuştur. adrianople savaşı'nda valens komutasında imparatorluğun doğu sınır ordusunun neredeyse tamamen yok olması, kendisini orduyu yenilemeye itmiştir; bu doğru. ancak, tam rakam belirli olmasa da yalnızca üst düzey askeri makamlara 100'e yakın got kökenli generali getirmiş olması bile kendisinin nasıl bir gotçu* olduğunun ispatı niteliğindedir. flavius bauto, oğlu arbogast ve hatta alaric'in doğrudan theodosius'un desteği ve/veya kararıyla imparatorluğun her iki yakasında magister militum olmaları ile başlayan bu akım, batıda hiç tersine dönememiş ve çöküş sürecinde flavius ricimer ve gundobad gibi barbar kökenli generallerin adeta imparatorluğun askeri gelenekleri ve teamüllerini dümdüz etmesiyle zirve dönemini yaşamıştır. doğu'da ise yaklaşık 90 sene süren bu sorun, bir diğer got kökenli magister militum olan aspar ile yaşadığı sorunlardan sonra aklı başına gelen trakyalı leon* döneminde kısmen çözüme kavuşturulmuş ve got general ve askerlerin yeri kademeli olarak önce isauryalı, daha sonra da daha 'romalılaşmış' bölgeler olan trakyalı ve iliryalı askerler tarafından doldurulmuştur.

    ordunun dokusunu darmadağın eden theodosius, burada kalmayarak bilhassa aziz ambrosius adındaki radikal milano piskoposunun etkisine girmesiyle birlikte roma'nın pagan gelenekleri ve halklarına karşı şiddetli bir sindirme ve hatta yok etme politikasına girişmiştir.

    vesta bakireleri'nin kutsal ateşi onun talimatıyla söndürüldü. iskenderiye'de bulunan serapis tapınağı onun döneminde yıkıldı. m.s. 392 ile 394 seneleri arasında sayısız pagan senatör ve aristokratın mallarına, taşınmazlarına ve hatta yaşam haklarına kendisinin talimatlarıyla el konuldu. ara victoriae olarak bilinen ve augustus tarafından inşa ettirilmiş meşhur zafer sunağı onun döneminde temelli olarak kaldırıldı. yıllardır imparatorluk himayesinde devam eden ve commodus ve galerius da dahil olmak kaydıyla bazı imparatorların bile katılım gösterdiği olimpiyat oyunları, yine theodosius döneminde yasaklandı. bin senelik romano-hellenistik medeniyet çizgisi, kendisinin döneminde koyu bir ibrahimi eksene kaydı.

    tüm bunlar yetmezmiş gibi, imparatorluğu birbirinden beceriksiz** iki oğlu arasında doğu ve batı olarak ikiye ayırmayı vasiyet etmiştir. kendisinin ölümünden sonra arcadius'un yönetiminde doğu'da dini tartışmalar patlak vermiş ve olaylar, eski magister militum flavius bauto'nun kızı olan ve aynı zamanda arcadius'un eşi olan eudoxia önderliğinde düzenlenen bir komplo ile ioannes hrisostomos gibi çok sevilen bir din adamının sürülmesine kadar varmıştır. batı ise çok daha vahim bir durumda kalmış; honorius denilen gerizekalı tarafından italya'yı adeta pamuk ipliğine bağlı vaziyette korumuş olan magister militum stilicho'nun idam ettirilmesiyle m.s. 410 senesinde roma, alaric kontrolündeki gotlar tarafından yakılıp yağma edilmiştir.

    (bkz: honorius/@ncpzbsn)
    (bkz: radagaisus/@ncpzbsn)

    son tahlilde; kendisinin yaptığı ve yapmadığı pek çok şey, batı roma imparatorluğu'nun sonunu hazırlamış ve doğu roma imparatorluğu'nun da yüz yıl dini, askeri ve idari anlamda büyük sıkıntılar yaşamasına yol açmıştır. roma medeniyetinin özünü yitirmeye başlaması hususunda genel kanı yeni bir dini yapı ile başkenti taşıyan büyük konstantin ya da resmi dili yunanca'ya döndüren heraklius üzerine yoğunlaşsa da bu imparatorlara göre çok daha zayıf karakterli ve çok daha beceriksiz olan theodosius döneminde bu değişimin, hem de büyük bir şiddet ve hızla, yaşandığını söylemek abes olmayacaktır.
  • bir roma imparatorudur.

    ariusçu imparator valens, gotlarla yaptığı savaşta ağır bir mağlubiyet aldı ve savaş meydanında öldü. onun ölümünden sonra tahta çıkan theodosius, sıkıca iznik itikadına bağlıydı ve ariusçuluk düşmanıydı. theodosius, tahta çıktıktan kısa bir süre sonra bir kanun çıkardı. buna göre bir hıristiyan, “baba, oğul ve kutsal ruh’un eşit olarak tek bir varlıkta olduğuna ve ortodoks teslise” inanması gerekiyordu. ariusçulara ve diğer muhaliflere cezayı hakeden çılgınlar diyordu. 380 yılında -nullis haereticis-kafir yok- adlı bir kanun çıkardı. kanunda “iznik itikadını kabul edenler katolik dinine inanmış gerçek dindarlardır” yazıyordu. böylece ilk defa bir imparator kendi hıristiyanlık yorumunu evrensel itikat ve devletin resmî dini olarak kabul etmiş oluyordu. ariusçular ve diğer muhalif hıristiyanlar ise kafir ilan edilerek kiliselere girmeleri ve toplanmaları yasaklandı. 381 yılında ariusçu fikirleri savunmanın ve ariusçu belgeler bulundurmanın cezası ölümdü.

    muhalifler tamamen sindirilip imparatorun hıristiyanlığı resmî din olarak ilan etmesinden kısa bir süre sonra callinicum’da bir olay meydana geldi. keşişlerin önderliğindeki bir hıristiyan kalabalık yahudi sinagogunu ve valentinianusçular olarak bilinen hıristiyanlara ait bir kiliseyi ateşe verdi. theodosius, bir emir göndererek zarar görenlerin zararının telafisini ve kalabalığı yönlendirenlerin cezalandırılmasını buyurdu. fakat emir uygulanmadan önce milano piskoposu ambrose buna karşı çıktı. ambrose, yahudilere ve kafirlere saldırdıkları için neden hıristiyanların cezalandırıldığını sormaktaydı. theodosius’un yaptığı büyük bir günahtı. ambrose, imparatoru ikaz ederek kendisini hıristiyan cemaatinde tutmakta zorlandığını ifade etti. imparator, bir anda aforoz tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı ve emrini geri aldı.

    bu olayı takiben kısa süre içinde keşişlerin önderliğinde oluşan çeteler mezopotamya’da, suriye’de, mısır’da, filistin’de ve kuzey afrika’da sinagoglara, pagan tapınaklarına, kafirlerin toplanma yerlerine, zengin inançsızların evlerine saldırdılar. iskenderiye piskoposu theophilus, halkı kışkırtarak antik dünyanın en büyük ve muhteşem yapılarından biri olan serapis tapınağını ve kleopatra’nın yaptırdığı kütüphaneyi yıktırdı. piskopos cyril tarafından kışkırtılan hıristiyanlar 415’te ayaklandı ve eflatuncu filozof hypatia’yı öldürdü. böylece muhaliflerin sindirildiği şiddet dalgası artarak devam etti.

    bu yıllardan sonra artık hıristiyanlık, siyasi bir oyuncağa dönüşerek özünü yitirmiştir. devletin ve kişilerin politikaları doğrultusunda kullanılarak bir baskı ve zorlama aracı olarak işlev görmüştür. ne yazık ki içine yerleştirilen dogmalarla içinden çıkılamaz bir döngüye hapsolup kalmıştır. constantine’in başlattığı bu hareket, theodosius’la sona ermiş hıristiyanlık artık politize edilmişti.
  • sultanahmet'teki dikilitaşın üzerinde taç tutan imparatordur aynı zamanda.
  • her iki romayı birden yöneten bu son imparatorun mezarı istanbuldadır.
  • bizans gozuyle baktigimiz dogu roma tarihinde onemli bir isim, ki "buyuk" theodosius diye de bilinir. konstantin ya da justinian (hatta julian) tarzinda cok sasaali bir takim islere imza atmis olmasa da, tarihsel olarak onemli kararlar almistir. mesela neler? gothlarla anlasma yapmis, kendilerini oraya buraya saldiran barbar takimi olmaktan, imparatorlugun efendi kullari konumuna terfi ettirmis, hatta kendi korumalari arasina goth kokenli askerleri dahil etmistir. dogunun sinirlarini barbar saldirilarindan korumak acisindan onemli bir karar oldugu tartisilmaz. bunun disinda, donemin standartlarina gore hayli esitlikci bir takim yasalar cikarmis, ozellikle miras kanunlariyla halkin gonlunu almasini bilmistir (ozellikle idam mahkumlarini ilgilendiren acilardan.) bunlara bir de arianism gibi bir cok farkli gorusun savastigi bir ortamda ortodokslugu sonuna kadar savunan bir yonetici oldugunu, bununla kalmayip, hristiyanlik disindaki dinlere halka acik ortamlarda tapinmayi yasaklamasini da eklersek dogu imparatorlugu icin birlestirici acidan neden bu kadar onemli oldugu anlasilabilir.

    neye benziyor bu theodosius diyenler missorium of theodosius diye bilinen gumus tabaga bakabilirler. yalniz 19. yy'da bir ciftci tarafindan tarlasinda calisirken bulundugundan ta orta yerinden catlaktir.
  • kral bir arkadaşımız.
    edit : eski yunanca ile philous basileus
  • babası gibi bir askerken gratianus'un isteği üzerine roma'nın doğu yarısının yöneticisi* olmuştur. 392'de gratianus'un kardeşi ii. valentianus öldüğünde, batı'daki eski dine mensup büyük ailelerin desteğiyle batı augustus'u olan eugenius'u (ki aslında eugenius hıristiyandı), 394 yılında yenip roma tarihinde son kez iki yarının da hükümdarı olan imparator olmuştur.

    eski roma inancına son darbeyi koyan, eugenius'u yendiği frigidus savaşı'ndan ve bütün roma'yı yöneten son kişi olmasından başka şeylerle de ünlüdür. örneğin vesta bakirelerinin tapınağındaki kutsal ateşi söndürmüştür. antik dünyadaki son olimpiyat oyunları onun zamanında yapılmıştır ve bir daha yapılmasını yasaklamıştır -- ta ki 1896'ya kadar olimpiyatlar bir daha yapılmamıştır. katolikliğin temelini oturtmuştur ama ilginç bir şekilde aynı zamanda aforoz edilen ilk hıristiyan hükümdar da olmuştur! aziz augustinus'u derinden etkileyen milano başpiskoposu ambrosius, bir isyanı bastırırken gösterdiği şiddetten dolayı theodosius'u aforoz etmiştir. 8 ay sonra theodosius özür dilediğinde ve kilisenin büyüklüğünü kabul ettiğinde aforoz kalkmıştır.

    ilginç şeyler...
hesabın var mı? giriş yap