• 12. ve 13.yy.da fransa’da yaşamış lirik şairler ve şair müzisyenlerin genel isimleri. bu şair ve müzisyenler almanyada minnesanger ve meistersanger, fransa’da jongleur ve menestrel gibi adlar da alırlar. troubadourlar fransa’nın güneyinde yaşamış ve provencal dilinde (langue d’oc) eserler yaratmışlardır. trovereler ise fransa’nın kuzeyinde yaşayıp fransızca eserler yazmışlardır. kullandıkları dil de fransızcadır. (longue d’oil).

    trobadour şarkılarının ilk merkezi poitierz’dir. ama en sıklıkla görüldükleri alan atlantik sahilinden bordeaux’nün kuzeyi ve batıda alplere ve italya’nın doğusuna kadar olan bölgedir. ayrıca italya’nın güneyinde ispanya’nın güney doğusunda ve katagonya’da troubadour okulları vardır. bununla birlikte troubadour şiir ve müziğinin etkisi çok daha geniş bir alanda gözlenmektedir.
    meşhur müzikologlardan pilled ve carstens (1933) günümüze kadar 460 tane troubadour, 2206 civarında da şiir ulaştığını bulmuşlardır.

    belli başlı troubadourlar şunlardır

    aimeric de peguilhan (1175-1230), arnaut daniel (1150-1200), arnauth de mareuil(1170-1200)
    bernarth de ventadorn (1130-90), bertran de born (1145-1210), folquet de marseille (1150-1231), gaucelm faidit (1150-1220), guillaume ıx duke of aquitaine(1071-1127), girauth de bornelh (1140-1200), guiraut riquier (1230-1300), jaufre rudel (1250), marcabru (1110-1150), peire cardenal (1180-1278), peire vidal(1175-1210), peirol (1160-1221), raimbaut de vaqeiras (1150-1207) raimon de mıraval(1180-1215) ve sordel (1225-69).

    bütün bu bilinen troubadourlar ve şarkıları alfabetik olarak pilled ve carstens’in 1933 tarihli bibliographie adlı çalışmasında listelenmiştir.
    troubadourların şarkıları üzerine yapılan en iyi ve genel çalışmalardan bir tanesi 1961 yılında davenson tarafından yapılmıştır. bununla birilikte daha eski olan troveres et troubadours(1909-aubry) adlı çalışma çok daha geniş bir içeriğe ve bilgiye sahiptir.1973 yılında boldin tarafından yapılan çalışma ile bir araya getirilen antoloji ise bir diğer önemli kaynaktır.

    troubadourlara ilk kez fransa’da rastlıyoruz. şovalye ve prens troubadourlar olduğu gibi şatodan şatoya dolaşarak müziğini dinleten gezgin şarkıcılar da vardır. bu gelenek giderek bütün avrupa’ya yayılır. orta fransa’dakilere troubadour, kuzey fransa’dakilere trouvère, almanya’dakilere minnesinger, italya’dakilere travatore adı verilmiştir. ingiltere’de harper, ispanya’da trovador olarak bilinirler. troubadour sanatında dönüm noktası 12. ve 13. yüzyıldır.bu dönem boyunca şiir, teknik ve stilde büyük ilerlemeler görülür.kilise müziğine karşı alternatif olarak büyük bir güç kazanan troubadour geleneği, haçlı seferlerinin ardından gücünü yitiren kilise karşısında söz sahibi haline gelen halkın müziği olarak büyük bir kitleyi etkisi altına almıştır. bu büyük etki halkı arkasına alan bir şiir ve müzik dili oluşmasını doğurur. şiir ve müzik sanatı latin kilise şarkılarında bulunmayan özellikler kazanır. temalar tanrıdan insana doğru evrilir. limoges ve toulouse en önemli müzik merkezleri haline gelir.

    troubadour geleneği müzisyen ve şairler arasında yayıldıkça müzik üzerinde kalıcı formüller aranması gerektiği ortaya çıkar. o dönem için oldukça ileri sayılabilecek notasyon yöntemleri geliştirilir. 9. yüzyılda tek çizgili olan porte, 12. yüzyılda dört çizgiye çıkar (beş çizgili porte ancak 16. yüzyılda kullanılmaya başlanır).perde sorununu büyük ölçüde çözen porteden sonra süre sorununu da çözmeye yarayan kuyruk ve saplar eklenir. 11.yüzyıl başında iki zamanlı birimlere ayrılarak yazılan süreler 12. yüzyılın başlarına gelindiğinde üç zamana kadar ulaşır.trovere ve troubadour’lar ritimli müziğin meydana gelmesine de yardım etmişlerdir;bundan başka bu şairler,eski gregorius makamlarını da yavaş yavaş bırakmışlar, kullandıkları modlara arıza işaretlerini ve bilhassa fa diyez ve do diyezi sokmak suretiyle bu günkü tonalitenin hazırlanmasına yardım etmişlerdir.

    troubadourların en sonuncusu adam de la halle’dir ve 1287 yılında ölmüştür. en ünlü eseri olan “leu de robin et marion” oparanın habercisi olarak kabul edilir. bu eser ard arda gelen birçok madrigalden oluşmaktadır. opera’nın gerçekten hayata geçmesi için gereken 300 yıl zarfında bu tür eserler daha da sıklaşmış, dramatik aksiyon artmış, heyecan ve anlatımın yanı sıra işlenen konularda büyük bir genişleme görülmüştür.

    daha önceki genel kanı, troubadourların yalnızca hayatlarını sürdürmeye çalışan zavallı şair ve müzisyenler olduğu yönündedir. oysa 19. yüzyılda yerleşen bu romantik bakış açısı troubadourların gerçek niteliklerine tamamen ters düşmektedir. aubry ve ezra pound’un çalışmalarında tamamen orijinal metin ve bilgilere dayanılarak ortaya çıkartılmış genel karakteristik özelliklerine göre troubadourlar son derece iyi yetişmiş, eğitimli, ciddi, ağırbaşlı ve soylu kişilerden oluşmaktadır.

    örneğin bir troubadour olan jeufre rudel ( ? – 1250), blaye prensidir ve sosyal yaşam içerisinde oldukça önemli bir mevkidedir. buna karşın diğer troubadourlar arasında daha da önemli kişilere rastlanmıştır. genellikle “troubadorların ilki” olarak anılan aquitaine’lı ıx. guillaume, bir düktür ve büyük kız kardeşi aquitaine’lı eleanor ilk önce fransa kralı vıı. louis ardından da ingiltere kralı ıı. henry ile evlenmiştir. raimbaut d’aurenga ise bir diğer önemli troubadour olarak birçok kaleye sahip olan bir soyludur. sosyal yelpazenin diğer tarafında ise cercamon (1135-45) yer alır. cercamon hayatını jonglörlük ve şarkıcılıkla kazanan profesyonel bir müzisyendir.

    troubadourlar hakkındaki en kesin bilgi, bu insanların müzik ve şiir sanatını fin’ amors (saf aşk) hizmetinde icra etmiş olduklarıdır.

    stil ve teknik

    troubadourlarda olduğu gibi bilinçle ve kendinden emin olarak oluşturulmuş repertuvarların sayısı oldukça azdır. teknik tartışması şiirlerde önemli bir yer tutar ve troubadour şairler tarafından yaratılan şiirlerin tamamı dante hariç olmak üzere ortaçağ şiirinin en yetkin örneklerini oluşturur. “toulouse’lu yedi troubadour” tarafından oluşturulan bir konsül bütün birliği sistematik hale getirerek “gai-savoir” yani öğrenme/öğrenim derecelerini bachelor ve doctor ünvanları ile derecelendirmiştir.

    troubadour şarkılarının büyük çoğunluğu descort hariç olmak üzere strophic yani dönüşlü veya tekrarlıdır. bu formda belirli bir kalıp parça boyunca tekrar ederek sürer. melodi sabit kalmakla beraber sözlerde değişiklikler olur. son kıta veya eserin son melodisinde tekrarlı kalıbın değişmesi karakteristiktir. bu formu: a – a – b , c – c – b şeklinde formüle etmek mümkündür.

    ilk kez dante tarafından dile getirilen ve tüm troubadourların desteği ile etraflıca ele alınan sözlerin müzikle ilişkisi konusu ortaçağ’dan itibaren tüm şiir anlayışını temelinden değiştirecek bir ilerlemenin kaynağı olmuştur. sözlerin müzikle ilişkilendirilmesinden önce şiirin kendi içerisinde ritmik açıdan tutarlı olması gerekliliği görülmüş ve bu sayede müzikle sözlerin çok daha kolay uyumlu hale getirilebileceği fark edilmiştir

    soylu aşk ve troubadour şarkılarının kökeni

    geçtiğimiz 100 yıl içerisinde troubadour şarkılarının içeriği ve bu içeriğe dayanarak troubadour deneyimlerine dikkat çeken birçok çalışma yapıldığını görüyoruz. yaşantı ve duyguların yapısı açısından teknik ve yapısal olarak birçok hipotez bulunmaktadır ancak bu teorilerden hiçbirisi genel bir kabul görmemiştir. yanıtlanması gereken sorular çok fazladır ve doğru yanıtları bulmak oldukça güçtür. örneğin troubadour şarkılarının kökenine ilişkin bir araştırmada “köken” ile “etkilenim” arasında bir ayrım yapmak neredeyse mümkün değildir. buna karşın bugün her biri kendi içerisinde tutarlılık gösteren sekiz teoriden söz etmek mümkün.

    1- arap kökenli
    2- kelt kökenli
    3- katar kökenli
    4- din kökenli
    5- feodal-sosyal kökenli
    6- klasik latin kökenli
    7- goliard (ortaçağ latin) kökenli
    8- folklorik kökenli

    dönem, tema ve motifler

    troubadour şarkılarını dönemlere göre sınıflandırmak oldukça gereklidir. dönemin şairleri form ve stil üzerinde büyük bir hakimiyete sahiptir ve yapacakları şey üzerinde son derece tutarlı ve emin tavırları vardır. ayrıca retorik sanatı üzerine aldıkları eğitim onların şiiri diğer yazın türlerinden temelde çok da farklı olmadığını; normal prosedürün bilinen bir konuyu alıp bu konuyu uygun bir dekoratif form ve stil üzerinde uygun bir dille iletişimi mümkün olan en etkili hale getirmek olduğu şeklinde ele almalarını getirmiştir. bu bir başlangıç noktası olarak kabul edilebilir ancak, büyük şairlerin sıradışı orijinalliği yalnızca “kişisel” ve “tek” deneyimlerinin duygusal dışavurumunda gizli değildir bu post romantik lirik şairlere özgü bir durumdur, troubadour, trouvere veya herhangi bir ortaçağ şairinin ilk amacı veya konusu kendisi değildir ve hatta aşk duyguları beslediği belirli bir kimse de değildir. konu aşkın kendisidir.

    troubadour aşk şiirlerinde belirlenen motifler arasında; aşk ve soyluluk, aşk ve düşmanlar (karşıt güçler, kişiler vb.), bir idol kadın peşinde aşka hizmet, tutkular ve duygusal güçlüklere direnç, aşk uğrunda hastalanma ve ölüm, aşkın verdiği mutluluk-sevinç (özellikle ilham kaynağı olarak), kadının gücü, aşkın kişileştirilerek hasım, tanrı ve benzeri kılıklarda işlenmesi gibi konular yer alır. bu ve benzeri motiflerin ifade şekilleri troubadour şiirinde dönemleri meydana getiren unsurlardır. ancak, şiire seçilen temanın uygunluğuna bağlı olarak bu motifler zaman zaman ait olmadıkları dönemlerde de işlenir.

    troubadour şiirini dönemin terminolojisi ile dönemlere ayıracak olursak:

    1- canso: soylu aşk şarkısı.özellikle provençal tipi sözlerin ana stili. canso, daha önce görülmemiş ciddiyet ve yüksek stilde eserler verilmesine olanak sağlayan bir dönemdir.

    2- dansa: dans formuna dayanan popüler şarkı. en önemli örneği: “a l’entradadel tens clar”.

    3- descort: uyumsuz şarkı. kişisel, uyumsuz, ritmik ve melodik olarak çeşitlilikler içeren ayrıca birçok farklı dilin bir arada kullanıldığı bir türdür. birçok sequence barındırmasına karşın düzensizliği en karakteristik özelliğidir. rimbaut de vaqeiras beş dil içeren bir descort yazmıştır.

    4- escondig: aşık olan kişinin aşık olduğu kadına karşı sergilediği davranışlar karşısında özür ve mazeretlerini içeren bir tür canso. en önemli örneği: “ıeu m’escondisc, domna, que mal no mier”.

    5- gap: kahramanlık ve cesaret duygularını içeren bir şiir.

    6- pastorela: çoğunlukla şovalye ve çobanları konu edinen popüler stilde şarkılardan oluşur. en tanınmış örneği macabru’ya ait “l’autrier jost’ una sebissa”dır.

    7- partimen: tenso ile aynı özelliklere sahiptir.

    8- planh: kral veya önemli kişilerin ölümü üzerine yazılan ağıt. cercamon’un kont 8. guillaume’ın ölümünden sonra yazdığı “lo plaing comenz iradamen” adlı eseri en önemli örneklerden biridir.

    9- sirventes: politik, ahlaki veya edebi konularda hicivli şiirlerden oluşan ve alıntı melodiler üzerine kurulan bir tür. bertran de born’un “un sirventes on motz no falh” adlı eseri tanınmış örneklerden biridir ve giraut de bornelh’in bir melodisi kullanılmıştır.

    10- tenso, partimen, joc-partit: çeşitli formlardan oluşan şarkılar. iki kişi tarafından yaratılan örneklere de rastlanır ancak parçalar birbirinin devamı olmak durumunda değildir.

    11- vers: çoğunlukla ilk troubadourlar (1100-1150) tarafından canso ve benzeri şarkılarını tanımlamak amacıyla büyük ihtimalle edebiyattaki karşılığından esinlenilerek kullanılmış bir terimdir.

    trouvere şiiri

    trouvère şiirinde kullanılan dil fransızca olmakla birlikte merkez paris’te konuşulan ve standartlaşmış fransızcadan oldukça farklıdır. trouvère şiirinde kullanılan dil daha çok çeşitli diyalektlerin bir arada kullanılmasından meydana gelen bir fransızcadır. bu diyalektler arasında champagne, picardy, normandiya ve ingiltere edebi açıdan en üretkenler olduğu için trouvère şiirinde sıklıkla kullanılırlar. ilk trouvèrelerden olan chrétien de troyes, champagne’de yetişmiş ve diğer trouvèrelerden farklı olarak oldukça iyi bir anlatımcı şair olduğu için trouvère şiirinin merkezi diyalektini champagne bölgesinde kullanılan fransızca olduğunu söylemek mümkündür.

    diğer önemli trouvèreler

    blondel de nesle (1180-1200), chastelain de couci (ö. 1203), colin muset (ö.1230), conon de béthune, (1160-1220), gace brulé (1160, 1213), gautier de coincy (1177-1236), raoil de soissons (1215-1270), richard de fournival (ö.1260), roi de navarre (1201-1253).

    raynoud tarafından 1955 yılında yapılan standart bibliyografik çalışmada 2130 civarında şaire yer verilmiştir.

    sosyal durum ve içerik

    troubadour ve joglar arasındaki ayrım, trouvèreler ile jonglörler arasında da bulunur. trouvère şair-müzisyendir ve bazen yüksek sosyal bir tabakadan olduklarına rastlanır, örneğin ıv. thibaut de champagne, navarre kralı’dır. jonglör ise genellikle yaşamını gezgin olarak sürdürür ve profesyonel çalgıcılık, şarkıcılık ve aktörlük yapar. burada da ikisi arasındaki ayrım net değildir. örneğin bir jonglör olan colin muset yeteneği sayesinde tanınmış bir şair ve besteci olmuştur. trouvèreleri troubadourlardan ayıran en temel özellik formlarından ziyade sosyal çevrelerinde görülür. troubadourlar daha soylu bir çevreden insanlardan oluşan ve soyluluk çerçevesi üzerinde şekillenen bir yapıya sahipken trouvèreler için biraz daha halka yakın oldukları söylenebilir. her iki grup da aşk temasını eksen olarak kullanır. trouvère geleneğinde karşımıza çıkan fine amors troubadourlarda görülen fin’ amors’un kuzenidir ve kuşkusuz bu anlayış doğrudan troubadourlardan geçmiştir. trouvère şiirinin sosyal içeriğinin daha yoğun olduğu belirgin özelliklerden biridir. trouvèreler için aşk, sosyal olmanın önemli bir sonucudur ve bu açıdan bakıldığında sosyal veya halk temaları üzerine kurulu bir anlayış aşkın varlık olarak doğrulanması anlamına gelecektir ki ancak bu şekilde kökleri var olabilmektedir. trouvère geleneğinin dönemleri de troubadour geleneğinin bir uzantısı şeklinde ele alınmalıdır.

    stil ve teknik

    trouvèreler de troubadourlar gibi dil üzerinde oldukça yetkin ve hakimdir. trouvère stilinde en göze çarpan yapısal özellik şiirin veya müziğin veya her ikisinin birden varyasyon formunu kullanmasıdır. trouvère stil ve tekniği troubadour stil ve tekniği ile büyük benzerlikler gösterir.troubadourlar için söylenenler trouvereler için de geçerlidir

    fin’ amors amacı

    truobadourların arayış ve tutkuları tam olarak “saf aşk” etrafında toplanmıştır. her ne kadar saf aşk konusu 12. yüzyılda yeni bir eğilim değil ve sadece batı avrupa ile sınırlı değilse de yüksek tabaka ve aristoktatik çevrelerde yeniden önem kazanması bu dönemde olur. 19. yüzyıl akademisyenlerinin daha sonra “soylu aşk” olarak isimlendirdiği bu akımın özünde bulunan “saf”lık teması gerçek aşk peşinde herşeyini feda etmeyi göze alan bir takımın ruhunu yansıtmaktadır.

    troubadour ve trouvere şarkılarındaki tema, vurgu ve motifler orta çağ boyunca farklılıklar gösterir. bu akımın karakteristik özelliklerini belirleyen çerçeve ancak 12. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde tam anlamıyla belirginleşir. bu özelliklerin belirlenmesi büyük ölçüde troubadour şairlerin eserleri ile mümkün olur.

    kaynak:
    the new grove dictionary
  • ortaçağ avrupasında 11. ve 13. yüzyıllar arasında faaliyet göstermiş olan şövalye-ozanlara verilen isimdir. ilk olarak o zamanlarda provence olarak adlandırılan güney fransa'da ortaya çıkmışlardır. ortaçağ romansı bu sanatçılar tarafından geliştirilmiştir. troubadourlar çalgı eşliğinde uzun şiirler okurlardı. bu şiirlerin büyük çoğunluğu occitan diliyle yazılmıştır. en tutulan türleri sirvente (politik şiir), planc (ağıt) , alba (şafak türküleri), pastoral (kır türküleri) ve jeux-partis (atışma) olarak adlandırılır. troubadour kültürü kathar mezhebiyle girdiği yakın ilişki yüzünden albigene haçlı seferlerinin kurbanı olmuş ve 14.yüzyılda çökmüştür. fakat onların mirasını kuzey fransa trouvereleri devralmış; ayrıca alman minnesaengerleri tarafından taklit edilmişlerdir. italya ve ispanya'da da etkili olmuşlardır. günümüzde 1090 ile 1242 yılları arasında yaşamış 400 kadar troubadour'un isimleri bilinmektedir. bunlar arasında ingiltere kralı aslan yürekli rişar ile kastilya ve leon kralı 10. alfonso gibi hükümdarların da olması dikkate değerdir.
  • bardların biraz daha müziksel ilim irfana sahip cinsi. bu kişiler muhtelif derebeyleri, lordlar, dükler, vs yanında bir süre maaşlı çalışarak kendileri için besteler yapıp, çalıp eylendiren kişilerdir. doğal olarak müzikleri monofoniktir. gerçi zamanla müzik endüstrisinin gelişmesi ile polifonik eserler ortaya çıkmış ve günümüzde metallica'ya kadar gelmiştir.
  • travattore de denir bu gezgin sairlere....
    ...........
    sasirtici degil bütün oteki sarkicilardan
    daha guzel sarki soylemem
    cunku yuregim beni sevgiye daha cok cekiyor
    ve ben onun emirlerini dinlemeye hazirim
    yurek ve govde,bilgelik ve zeka
    guc ve iktidar hepsini ortaya koydum
    bu sevgi darbesini o kadar nazikce
    ve tatlilikla indirdi ki kalbime
    ah acidan gunde yuz kere olmuyormuyum
    ve neseden canlaniyorum ya yine yuz kez
    benim hastaligim gercekten muhtesem
    .......
    bööle seyler soylerlermis iste...
  • fransiz tipi asik
  • kimi, flaman mutfak resimlerini dinlemeye benzer. fiyakayı yakmaktan önce, gazete resimlerinden önce, tanışmazsa yatışmayacak resimden önce. tüyleri yolunmuş bir hindi, sallanır durur.

    (bkz: dirilmez o dirilmez)
  • ortaçağda onbirinci ve ondördüncü yüzyıllar arasında fransa'da yaşamış gezgin şarkıcılar. trubadurlar, jongleurs denilen çalgıcıların eşliğinde dolaşırlardı. özellikle epik şarkılar, pastoreller, jeux-parties denilen savaş şarkıları, estampies, bir kısım danslara ait şarkılar, balladlar, rondolar söylerlerdi. ispanya ve güney fransa'dakiler daha çok arapların etkisinde kalmışlardır. söyledikleri şarkılarda oryantal bir etki görülür. kilise müziği ile kilise dışı müziğin birarada kullanımı ve kaynaşımı sürecinde etkili oldukları söylenebilir.
  • gerçek olamayacak kadar güzel olan bir tim buckley şarkısı, özellikle sonlara doğru tim buckley vokal tonuyla insanı uçurur.
  • tim buckley'nin eseri(ne)dir (sözüm):
    pek muhtemel, çingeneler zamanıydı,
    yoldaydı, aylak adamlığı tuttu;
    söz uçtu, yazı kalmadı,
    hayal ettiği gibi duydu, dinledi,
    dinletti, açık uçlu.
  • aynı zamanda bir tim buckley sarkisidir ki enfestir.

    as she steps near me my blood feels the chance
    all spinning and swirling it yearns for the dance
    to become part of me poor one to take part of her

    don't say that tomorrow will bring me her love
    don't let me wait for words undestined from above
    let me laugh through her fingers and smile through her hair
    let me love the one i see for i know that she's there
    for tomorrow and today aren't here anymore

    lalalalala

    sing songs for pennies tip my hat couldn't get many
    all around the city are the troubadours

    lalalalala

    sing songs for pennies tip my hat couldn't get many
    all around the city see the troubadours
    singing songs sadly sing songs so lonely
    all around the city see the troubadours

    as she steps near me my blood feels the chance
    all spinning and whirling it yearns for the dance
    to take part of her fair one
    to know
    part of her
hesabın var mı? giriş yap