• üstesinden gelinebilecek, çok rastlanan bir durumdur...

    yukarıda anlatılan önleyici yöntemler geçerli olup, eklemem lazım gelir ki:

    uçaklar havada iken düdüklü tencere gibidir: içerideki basınç neredeyse cruise'a in - çık yaparken sizin ağrı dağına inip çıkmanıza eşit gelir ( ortalama kabin basıncını 7500-8500 iken 8000ft alirsak bunu da 2500-2800metrelere tekabul ettirebiliriz sanirim )

    yani siz yukari cikinca, oradaki hava basincina maruz kalmiyorsunuz aksine, kalmamaniz isteniyor.. duz mantik olmayalim.. lakin bu olurken kontrollu bir sekilde olur...

    belirli yuksekligin uzerinde ucacak ucaklarda artik " hypoxia " olacaginiz icin ya oksijen maskesi, daha da coklari icin kabin basinclandirma sistemleri sart haline gelmekte..
    cogu liner ucak'ta gerek otomatik gerek manual olarak ucaga; " uculacak seyir irtifasi " ve " inilecek meydan irtifasi " girisi yapilir; ucak bu irtifalar arasinda once otomatik, ariza durumunda pilotun kontrolunde manual sekilde, ic basinci uygun irtifaya ayarlanir...

    bahsi gecen kabin basincinin degisimi, " cabin rate of climb - rate of descend " seklinde de tabir edilir ki mesela siz normalde ucak ile dakikada 1500-2000ft aliyorken; kabin irtifasi da 450-500ft aliyordur mesela..

    ucak -> fl300'a cikacak -> 20 dakikada -> 1500ft/min ile ( v/s ile degil simdi karistirmayin onu )
    kabin-> 8000ft'e cikacak -> 20 dakikada -> 400ft/min ile

    bu "kabin irtifasi" 10.000ft in ustune cikarsa maskeler otomatik olarak dusmektedir... bu ekstra oldu
    __________

    tum bu bilgiler isiginda soylemeliyiz ki: ucak bir duduklu tenceredir. ucaga her bindiginizde yavas yavas, alistira alistira: agri dagina cikar - inersiniz... ayrica izmir 0 rakim van bilmemkac bin metre rakim iken, siz teorik olarak kulaginizda hicbir hissiyat olmadan inersiniz, kara yolculuguna benzemez yani cunku: bu gecisi alistira alistira yaparsiniz.. aslinda ucakta bu durum karayolundan daha iyidir!

    ama yukarida belirtildigi gibi, valsalva yapmanizi engelleyecek, burun tikanikligi gibi seylerle ucaga binmeyin, cok eziyet cekersiniz bir de o gurultu kulaginizda cok farkli uguldar!

    aksinde de lutfen doktora basvurunuz, agrinizin sebebi basinc degisimi olmayabilir sadece...

    keyifli ucuslar efendim, kaptaniniz konustu =)
  • östaki borusunun falan ilgisi var bu olayla..ya kesin vardır o borunun bi olayı

    basınç değişiminden ötürü oluşan bi durum sanıyorum.

    iniş kalkışta ağzınızı bi kaç santimetre ayırın hiç bir şeyiniz kalmaz...
  • atlasjetle yapılan uçak yolcukuklarının bonusudur. garantidir.
  • ozellikle kalkis ve inis aninda agzinizdan nefes almak yardimci olabilir. eger is isten gecmisse agziniz ve burnunuz kapali yutkunma ise yarayabilir.
  • ilginc tecrubelere neden olabiliyor.

    hersey yolculuk sonundaki "simdi alcalmaya basliyoruz" anonsuyla basladi. kulaklarimda hafif bir baski hissettim, onceki tecrubelerden alisik oldugum icin onemsemedim. sonra baskinin artmasiyla olagandisi birsey oldu, ucaktaki butun sesler sanki televizyonun sesi kisiliyormus gibi azalarak kayboldu. ne motor sesi ne de ondeki koltugun gicirtisi, korkutucu bir sessizlik ortaligi kapladi. olup biteni anlamaya calisirken fisiltilar duymaya basladim, 4 koltuk onumde fisildayan iki hostesin konusmalarini duyabiliyordum. isin garibi normal konusmalari duyamamama ragmen fisilti frekansindaki sesleri duyabilmemdi.

    etrafima baktim, diger yolcularda sorun gorunmuyordu. nezle oldugum icin piyango bana patlamisti. korku filmi izler gibi etrafi izledim, sanki beni bir ucak similatorune koymuslar, camlara bulut efekti vermisler ve iceriye aktorleri doldurmuslar gibi hissettim. elimi camin kenarina koydugumda motorun olusturdugu titresimi hissedebiliyordum ama motorun calistigini belli eden hicbir ses duymuyordum. ucak inis takimlarini acarken hidroliklerin cikardigi "fisss" sesi sanki yan koltuktan geliyordu.

    ucaktan indikten sonra hava alaninda hicbir sey duyamadim. gumruk memurunun sorularini 2-3 defa tekrar ettirdim, adam da benden suphelenip bir suru soru sordu. derdimi anlatmaya calisirken kulagimin agrisini unuttum. simdi eve geldim ve bir kulagim hala az duyuyor, duzelene kadar izdirapli agrilar devam edecek.
  • kulak zarını ölçüt alırsak, iç kulak basıncının, dış kulak basıncına eşit olmama ve acı hissetmemize sebep olan hadisedir.

    yukarıdaki havacılıkla alakalı fiziksel entry e ek olarak, bu biyolojik entry de eklenilmesi uygun görülmüştür.

    eğer içkulağınızda valsalva hareketini iki türlü de yapmazsanız, iç kulağınızda son yaptığınız haldeki hava ve basıncı, dış kulağınızda da dışarıda tırmanıyor-alçalıyor olduğunuz havanın basıncı yer alacaktır...
    bu basınçları eşitlemek lazım...

    yukarıda kısmen anlatılmış ama toparlamak adına

    1- tirmanista iken: iç kulağınızda deniz seviyesinin/alçak seviyenin basıncı ve sallayalım 100psi basınç bulunması lakin, tırmanışla basınçsızlaşan dış ortam ve havadan ötürü dış kulaktaki basıncın git gide irtifa arttıkça azalması durumunda:
    + burnumuzu tutup yutkunarak, östaki borumuzda kalmış olan havayı aşağı çekip, kütlesini ve miktarını azaltıp, içkulağa yaptığı basıncı da azaltıyoruz.
    2- alçalmada iken: iç kulağınızda yüksek irtifaların seviyesinin basınçsız ve sallayalım 20psi basınç bulunması, lakin alçalışla basınçlanan dış ortam ve havadan ötürü dış kulaktaki basıncın git gide irtifa azaldıkça artması durumunda:
    + burnumuzu tutup nefes vererek, basıncı az olan östaki borusuna hava yollayıp, kütle ve miktarı arttırıp, içkulakta basınç ortamı oluşturup dengeliyoruz.

    yani kısaca yutkunma ve burnu tutup nefes verme... çok sık tekrarlamayın, baş ağrısı yapar ciddi uyarıyorum! birkaç defa yapılması kafidir.

    __
    kaptanınız tekrar konuştu ve susuyor artık iniş hazırlıklarına geçicek...
  • sinüzit hastalarının özellikle dikkat etmesi gereken rahatsızlıktır.
    ben istanbula yaptığım uçuşlarda bunu yaşamadım, birgün ankaradan batman'a iş için giderken anons edilen uçuş yüksekliğimizin istanbula giderken olan yüksekliğimize göre çok yüksek olduğunu farkettim (rakamları hatırlamıyorum).
    inişe geçerken birden kulaklarımda inanılmaz bi basınç hissettim, devamında şakaklarımdan çene kemğine her iki yönde korkunç bir ağrı oldu. aynısını ilk dalma deneyimimde yaşamıştım ve anında yukarı çıkmıştım. aklıma o geldi, yanımdaki arkadaşa ben bayılabilirim beynim kafamdan çıkmaya çalışıuyor dedim. sonuçta kaçacak bi yer yok, bu rahatsızlık geçici midir öldürücü mü, bi fikrin yok, yusuf yusuf bekliyorsun. uçak indikten sonra bi süre daha devam etti ve geçti, tabi dönüşte aynı şeyi yaşar mıyım diye korktum, korktuğum başıma geldi.
  • aslında bu ağrı uçuş sırasında başlar, o nedenle uçuş başında ve sonunda yudum yudum su içerek yutkunma hareketini yapmak, sakız çiğnemek önleyici olabiilir. ama sinüsleriniz tıkalıyken uçağa binerseniz, boyun damarlarınıza kadar inen bir ağrı, kulağınızda ve alnınızda garip sıvı sesleri eşliğinde korkunç bir ağrı çekebilirsiniz. kulağınız tıkalı dolaşmak zorunda kalabilirsiniz 1 hafta 10 gün.
  • istanbul-adana uçuşunda başıma geldi. şu anda sol kulağım duymuyor. iniş anonsuyla uyandım, kulak zarım sanki yelken olmuş ve şişmiş. çene kemiğine kadar inen ve yer yer çok şiddetlenen bir ağrı elektrik gibi dalga dalga geliyor. tüplü dalış yaparım 40 metreye indiğimde böyle perişan olmadım eşitleme problemi yaşamadım. dalışta valsalvayı ya da hangi teknik olursa olsun eşitlemeyi minik minik yaparak kademe kademe kulakta pıss pıss (isteyen fiyyt fiyyt da diyebilir) yaparsan sorun yok ama bir atladın mı kendine haşin davranman gerekiyor ve o da ya kulağın açılmayıp ağrı yapmasına ya da birden fosurrt (isteyen çötönk diyebilir not kırmam) diye ağrılı açılmasına sebep oluyor. anladım ki uçuşta da benzer bir mantık var bütün uçuş boyunca mal gibi uyuyup en sonda bu işi çözerim diyorsan yoo dostum çok yanılıyorsun. valfleri zorlama alırsın kulağı sonra eline benim gibi.
hesabın var mı? giriş yap