• ürünlerini kullananların, kullanmayanları yerli sermaye düşmanı, kullanmayanların da, kullananları irtica destekçisi ilan ettiği şirket. kimseyi ülker ürünleri kullanmıyor diye kınayacak değilim. beni hiçbir şekilde ilgilendirmez herkesin kendi tercihidir. nasıl ki biskrem'i tutku'ya, eti'nin brownie'sini ülker'inkine tercih ediyorsam, bu firmanın da hoşuma giden ürünlerini alıyor, beğenmediklerimi almıyorum. bunun da kimseyi ilgilendirmemesi gerekir. ama anlamadığım bir nokta varsa, ürünlerini kullanıyoruz diye benim gibileri irtica şakşakçısı ilan edip sanki ağzıma böcek tıkmışım gibi tiksinmiş surat ifadeleriyle "ayy nası yiyorsun o şeyi" diye burun kıvıran arkadaşlar, mcdonalds, burger, coca cola vs. gibi firmaların ürünlerini kullanınca, verdikleri paraların kendilerine yol, su, elektirik olarak döndüğünü, bu firmaların bizden kazandıkları paraları daha güzel bir dünyada yaşamamız için harcadığını mı zannediyorlar da ülker ürünü kullananları bu kadar rahat suçlayabiliyorlar? işin enteresan yanı, mutaassıp kesimin, abd ve israil'e destek veriyorlar diye kimi firmaların ürünlerini boykot etmesini komik bulan insanlar, aynı davranışları kendileri yaptığında cumhuriyetin bekçisi olduklarını sanıyorlar. halbuki bu çok prensipli arkadaşlar doğalgaz ve benzin kullanarak irticaya ülker ürünlerini alanlardan daha fazla hizmet ediyorlar.. ödedikleri paralar benim değil, iran'daki molloların, ortadoğu'daki şeyhlerin cebine gidiyor.. oradan da nerelere gittiği belli.. e bunu da boykot etsenize..
  • geçenlerde bir marketten bunların x bir ürününü aldım ağzım tatlansın diye. bir de baktım ki pakette ve üründe sıkıntı vardı. belki dönerler diye sitelerinden form doldurup gönderdim.

    telefonla aradılar, elimdeki sorunlu ürünü alıp yerine bir poşet dolusu hediye ürün verdiler. vallahi şaşkınım. hiç cart curt etmediler.

    ama allah var, ürünlerin kalitesi de hiç eskisi gibi değil. tadı tuzu yok gibi. onu da artık enflasyona bağlıyorum.
  • dünyanın üçüncü büyük püskevitçisi ama türkiye pazarında son zamanlarda eti'nin ürünlerini taklit etmekten daha ileri bir iş yaptığını görmedim...

    efsaneleri var mı evet, bir çikolatalı gofret, bir halley, bir biskrem eşsiz ürünler ama bunlar 80 öncesinden kalma efsaneler.

    televizyonda 'dido black' reklamına denk geliyorum sürekli... ürün birebir eti karam gurme'ye rakip olarak çıkarılmış ve bildiğin taklit!

    yeni bir şeyler yapıyor mu ülker bilmiyorum... bu konuda eti açık ara önde.
  • kendi ürününün *taklidini yapan etinin *de taklidini yapan * dünyadaki yegane firma.. valla bravo diyorum kendilerine..
  • ürünlerinin neredeyse tamamında glikoz şurubu, fruktoz şurubu, mısır nişastası, gdolu soya kullanan firma. türkiye'de bu gdolu, ve bilimum katkı maddelerini en çok kullanan, ilk kullanan firma(lardan). tuzlu kraker ile çizide de kullandıklarını gördüm, artık hiçbir ürününü tüketmiyorum, ne kadar yakınım tanıdığım varsa da hepsini uyarıyorum. uyaralım, uyarılalım türkiye:)

    bu glikoz şurubu nanesi uzmanların açıklamalarından anladığıma göre, beyindeki iştah merkezini kontrolsüz şekilde açıyor. yani madde her neye katılmışsa, tüketim modu camış on oluyor. 1 kg= 22 kg şeker kalorisi denmiş, fazla tüketim-obeziteyi geçtim, kansorejen deniyor. dikkatli olalım. maliyeti ucuz ve ürününün tüketimi arttırıcı diye insan sağlığını hiçe sayan firmaları, ürünlerini almayarak protesto edelim, mutlu yarınlara hücum bot açalım, torpil atalım.

    halbuki;

    http://haber.gazetevatan.com/…uyecek/274614/4/haber

    (bkz: #17248365)

    not: iki firmayla ilişkim sadece yiyicilik.
  • pazarlama stratejisi olarak saldırgan bir tavır sergileyen gıda işletmesidir.şöyle ki:
    milka çikolatalarını kıskanır, ben de yaparım der, pazarda zaten var olan ve iyi olan bir şeye alpella üretip saldırıya geçer. bunu öyle yapar ki, ambalajında milkayla bütünleşmiş renk olan moru seçerken saldırı aracı ürüne milkanın sloganının parçası olan "alplerden gelen süt" e karşılık ismini "alpella" koyar. (bkz: alpler) tabiki de saldırıda başarılı olmak için bu kadarı yetersizdir ve bir de reklam gerekmektedir. reklamlarda da bu stratejiye devam eder tutarlı bir biçimde. birininki alpella olmak üzere çikolata yiyen iki kişi çıkar karşımıza, değişik çiklatayı yiyenin hayalinde inekler görülür, inek milkayla özdeşleşmiştir, milka ineği bile vardır,burda ona gönderme yapılmaktadır. alpella yiyen ise hayalinde canlı heyecanlı, yepyeni şeyler görmektedir. diğerine dönüp bırak ineği mineği gel sen de yeniliğe katıl der bu reklam bize.
  • ırak ile amerikan askerleri arasında oynanan futbol karşılaşmasında ırak takımına forma reklamı vererek çakallığın kralını yapmış helal olsun dedirtmiş şirket..
  • dün öğleden sonra saat 16 civarı ofis arkadaşlarımın benden habersiz alıp, diğer odada güplettikleri mini halley* in sondan üçüncüsüne minik bir ısırık attıklarında birde bakıyolar ki minik beyaz bir tüy topluluğu... (niye minik ısırık atarlar onuda anlamam, zaten ufacık bişey yut gitsin, ne o öyle tırnak keser gibi ısırmak ondan sonra amanın nidalarıyla gremlin gibi zıplamak...) daha sonra amerikan eyalet efsanelerinden etkilenen ve kendini gelişmişlik yolunda bir nefer zanneden tüm yurdum insanı gibi görev bilinci ile ülkeri aramalarına ve de bir yandan şikayet mektubu yollamalarına bir anlam veremeyen bendeniz kalan iki halleyi hiiiç öyle minik ısırıklara girip içinden bişiler çıkması gibi ihtimallere meydan vermeden hart diye yemişimdir.

    bugün sabah ülkerden birileri arıyor binbir kibarlık vs vs gelip ürünü alacaklarını söylüyor. sonra şu satırlarımdan yaklaşık bir saat önce kapı çaldı baktım diğer odadan bi sesler geliyor, e tabii olarak bir gittim baktım güler yüzlü hafiften suçluluk ifadesi takınmış bir adam ve bu arada masaya bırakılmış içi ülker ürünleri dolu bir hediye çantası... ( bizim arkadaşların niye bu kadar bilinçli müşteri triplerine girdiğine dair jeton düşüyor)

    oturduk adam ürünü istedi. baktı ve bu içindekinin bir çalışanın bone veya maskesinden düşmüş bir tüy parçası olduğunu söyledi. (zaten bizde öyle düşünmüştük) ve sonra dediki bu ürünün ambalajındaki bilgilerden üretildiği saate dakikaya ve o anda o birimlerde çalışanlara kadar her türlü bilgiye ulaşabileceklerini bununla ilgili gerekli takibin yapılacağını vs söyledi. ayrıca eğer istenilmesi halinde bu ürün içindeki yabancı maddenin incelenerek labaratuvar sonuçlarının verilebileceğini söyledi. tam bu noktada ben devreye girerek.

    - yok yahu ne gerek var alt tarafı bir tüy (bu arada hediye olarak getirdiği paketleri açmış ve içinden yeni bir halleyi bi yandan yiyerekten) ne olacak canım raporu ne yapacaz diyorum ama kızlar gözüme alık alık bakıyo... evet canım ne gerek var falan demiryolar. ben devam ediyorum abicim diyorum sizin şanssızlığınız o halleyi bu kızların yemesi, onu ben yesem tek seferde atardım azıma içindekiyle bi güzel yerdim baksanıza minicik ısırmış olacak şeymi diyorum, adam gülüyor...

    daha sonra bizim arkadaşlar ülkeri ne kadar sevdiklerini her gün tükkettiklerini bu olayın onları nasıl üzdüğünü geceler boyu nasıl uykularının kaçıp hüngür hüngür hıçkırarak ağladıklarını, almanyadaki teyzelerini arayıp dertleşmek istediklerini fakat çerolasıca türkselin nasıl giydirdiğini falan anlattılar. o ara ben halleyden doyup bisstike dalıyorum hatta hızımı alamayıp adama ikram ediyorum adam teşekkür edip almıyor, kıllanıyorum ama aldırış etmiyorum yinede yiyorum...

    derken ayrılık vakti gelip çattı adam müsade istedi bizde müsade sizin dedik ve ülkerin güler yüzlü gönülalmacısını kapıya kadar uğurladık adam rahatsız olmayın lütfen falan dedi ama yinede uğurladık. bu arada kapıya en yakın ben varım, adamı yollayıp kapıyı kapatmamla arkamdaki arkadaşların-ki bunlar hanımefendi zapır zapır ayak seslerinin dolbi sorrağund ex uzaklaşma gümbürtüsü bir oldu. bir döndüm yoklar. bir baktım hediye gelen paketin başındalar bildiğin gremlin vıcır vıcır sesler dahil.

    hatice netice derdi rahmetli dedem * ;

    adamlar diğer firmaların yaptığı gibi arızalı ürünü herhangi bir adres verip ödemeli yollayın deyip sonra da bir hediye kolisi yollayabilirlerdi.

    yahut kötü ihtimalle cevap bile vermeyebilirlerdi. (bkz: aras kargo) (bkz: #12112586)
    yahut iki ay sonra geri dönüş yapıp üzgünüz bi kahve içmeye bekleriz diyebilirlerdi. (bkz: iş bankası)
    veyhut biz konuyu inceledik gereğini yapıcaz başka yardımcı olabileceğimiz bir şey var mıydı deyip, kaldıkları yerden düzmeye devam edebilirlerdi. (bkz: turkcell)

    lakin yapmadılar. 20 saat gibi bir sürede kapımıza kadar gelerek hatalarını samimiyetle telafi yoluna gittiler. teşekkürler ülker.
  • şirketler üzerine düşünürken, ince eleyip sıkı dokunmasını bir kez daha hatırlatan şirket. vakti zamanında kurulmuş, başarılı olmuş ve şu anda bir çok ülkeye ihracat yapan türk gıda üreticisi ve markası. türkiye cumhuriyeti'ne karşı şeriat düzeni getirmek isteyenlere lojistik destek verdiği iddia edilmiş ama bir delil bile bulunamamış şirket. öyleyse, hırpalamamak lazım. çünkü nereden baksanız, hepimiz hem de dünya ölçeğinde binlerce insanın kanına girmiş, girmeye devam eden şirketlerin ürünlerini kullanıyoruz. misal bütün petrol şirketleri, (sayısız cinayet, darbe, çevre katliamı) misal çikita muzları.(güney amerika çiftçilerinin, kızılderililerin kanı üzerine kurulmuş imparatorluk) saymakla bitmez. ülker'in bunlara benzer bir hırtlığı tespit edilmiş değil. bilen varsa söylesin elbette. ama sahipleri dindar diye markayı yoketmek hiç de akıllı davranış gibi gelmiyor bana.
  • urunlerinde kucultmeye gitmis firma. hayirdir batiyor musunuz da gramajdan kar etmeyi dusunuyorsunuz?
    cok ayip. bos cerceveye o kadar para verip sonra da boyle seyler yapmak yakisik almaz.
hesabın var mı? giriş yap