• the golden age albümünü bugün baştan sona tekrardan dinledim. albümü uzun senelerdir biliyor olmama rağmen şarkıların bağlantılarına hiç dikkat etmemiştim. aslında, albüm baştan sona üzücü bir hayat hikayesini anlatıyormuş ve ben hiç fark etmemişim.

    1- the golden age: hikaye, değeri bilinmeyen ve yakında bitecek olan bir çocukluk dönemi , "the golden age" olarak isimlendirilerek başlıyor.

    "did you ever feel
    we're falling as we grow?"

    2- run boy run: daha önce de belirtildiği gibi altın çağ biter ve çocuk hayata atılır. şimdi ise çocuk, içinde bulunduğu bu yolda karşılaşacağı zorluklar için uyarılır.

    "run, boy, run! this world is not made for you
    run, boy, run! they’re trying to catch you"

    3- the great escape: artık çocuğun yanında bir yoldaş vardır. üstelik kaçmışlardır. yani özgürlerdir. ama yine de hayatın bilinmezliğinden dolayı bir korku içerisindedirler. görüş açıları genişlemiş olsa da ne olacağını bilmiyorlardır.

    "tell me that we'll always be together"

    4- boat song: bütün bilinmezliklere rağmen bir yolculuğa çıkılır. korkuyorlardır ama korkudan daha üstün olan bir şey bu yolun kapısını açmıştır.

    "we packed our bags and said farewell
    untied our knot and raised the sail"

    5- i love you: korkudan daha üstün olan bir şey? aşk? evet evet aşk. ama tek taraflı olanından. sevgisinin karşılığını bulamayan çocuğun çaresizliği artık dayanılmaz bir hâl alır.

    "whatever i feel for you
    you only seem to care about you
    is there any chance you could see me, too?
    'cause i love you"

    6- the shore: karşılıksız aşk hikayesi güzel gitmiyordur. aşkla çıkılan yol yarıda kalmıştır ve çocuk ne yapacağını bilmiyordur.

    "i wonder what i am made for
    if i'm not meant to be with you"

    7- ghost lights: her şeye rağmen çocuk pes etmiyor ve yapacakları konusunda kararlı bir şekilde ilerliyordur.

    "no matter what it takes, i’ll try to save the ghost lights
    how ever hard i pray to remake you mine
    i will never feel down"

    8- shadows

    9- stabat mater: karşılıksız aşk hikayesi kötü devam ederken çocuk savaşa katılmaya karar verir. bunun doğru bir karar olup olmadığını sorgularken aslında artık geri dönmek için çok geç olduğunu fark eder.

    "now the wind ventures to other plains
    hey, when will i see you again if i go?"

    10- conquest of spaces: "uzayların fethi" tabiri aslında çocukla sevdiği arasındaki mesafeyi anlatan bir metafor. savaşa giden çocuk artık olması gerektiğinden çok daha uzaktadır. ama içinde hâlâ tek bir istek vardır.

    "i'm ready to start the conquest of spaces
    expanding between you and me"

    11- falling

    12- where i live: seçimlerinin hayatını nasıl etkilediğini anlayan çocuk, kendi gözünden hayatı anlatır. içinde ukte kalmış şeyler vardır ama artık her şey için çok geçtir.

    "no matter how wise i was, i feel wrong
    to forget that i never followed
    that man that i adored"

    13- iron: çocuk, katıldığı savaşta masumluğunu kaybetmiştir. kaybolmuşluğunu ve ölümü nasıl beklediğini anlatır.

    "i'm frozen to the bones, i am
    a soldier on my own, i don't know the way"

    14- the other side: artık ölüm kapıdadır. çocuk, ölümü kucaklar. çünkü aklında hâlâ tek bir kişi vardır.

    "it's like a cold hand on my shoulder
    i'll see you on the other side"

    "hayat" aslında bu albümde çok basit bir şekilde açıklanmış. hepimiz kendi irademizle belki de bir şeylerden kaçabilmek, uzaklaşabilmek için kararlar veriyoruz. ama bazen verdiğimiz kararlar, bizi geri dönülemez bambaşka bir yola sokuyor. ve sonunda tamamen farklı insanlara dönüşüyoruz.

    bu albümün yeri bende her zaman ayrı olmuştur. ama bugün, normalde olduğundan daha bir farklı duygulandırdı.

    "but the golden age is over"
  • çok başarılı şarkılarla birbirinin devamı klipler çeken müzisyen.

    iron: uyuyan çocuk, çapraz anahtar logolu kitap ve bayrak, savaşçılar, savaş, org boruları vb. bir yapı, bulutların ötesinde bir bilinmeyen, bir kule.

    run boy run:kule. uyanan çocuk uyanmış ve kuleden koşarak uzaklaşmakta, yolda kendine eşlik eden yaratıklar var ve bulutların ötesindeki çapraz anahtar bayrağın dalgalandığı şehre doğru gitmekteler.

    i love you: koşan çocuk yerde yatmakta ve yenilmiş. bir kilise orkçusu, aşkı anlatan şarkısı ve intiharı. çapraz anahtarlar gerçek olarak kilisedeki birinin elinde görülebilir, keza org boruları gerçek ve taştan benzer görüntüleri var. sonunda öyküde taşlaşan adam gerçekte de taşlaşan orkçuya dönüşüyor, muhtemelen 4. klipte bununla başlayacak.

    son yılların hem müzik, hem klip hem tarz olarak en başarılı işlerinden.
  • geçen gün durduk yere adamın amına koyan şarkılar kategorisinde dinlediğim gruptur. ve i love you harbiden durduk yere adamın amına koymuştur.

    olmayan sevgilimi özledim amk.
  • iron isimli şarkıları assassin's creed revelations'ın cinematic trailer'ina ses vererek orgazmik bir bileşim oluşturmuştur.

    http://www.youtube.com/watch?v=yka4vwa4rew
  • http://www.youtube.com/watch?v=vskb0kdacjs

    şuradaki video'nun sahibi olanı, aynı zamanda şarkının da sahibi olanı... efsane diyorum, başka söze gerek yok zaten.
  • ben davulcuyum ama bu adamlar alsın beni davul diye çalsın..
  • "i want people to feel like heroes when they listen to my music."
    - woodkid
  • wasteland şarkısı haksız yere geri planda kalmıştır.
hesabın var mı? giriş yap