• ''yalnızlığın dezavantajlarından birisi vardır ki, bilincine varılması ötekiler kadar kolay olmaz. bu dezavantaj; sürekli evde kalmak yüzünden, dış etkilere karşı çok duyarlılaşan bedenimizin en küçük bir hava akımında bile hasta olmasıdır. sürekli köşeye çekilmişlik yüzünden ruhsal durumumuz öyle duyarlı olur ki, en önemsiz olaylar, sözcükler ve hatta salt tavırlar yüzünden huzursuz olur, hastalanır ya da inciniriz. oysa sürekli kalabalığın içinde kalan biri, bunları dikkate almaz bile.''

    demiş arthur schopenhauer.
  • başkalarıyla birlikte gülüyor fakat onlardan ayrı ağlıyorsanız yalnızsınızdır.
  • ''yalnızlık, bir daha kırılmayacağın ve üzülmeyeceğin bir huzurdur. onu çekilmez yapan tek şey ise yenilmişlik duygusudur.'
    rene descartes - düşünceler
  • kordon bağının kesilmesiyle başlar.
  • "anladım ki; hayatında birinin olmaması değil, birinin hayatında olamamakmış yalnızlık." *
  • tercihinizse dunyanin en guzel seyi
    zorunlulukla intihar (bkz: intihar) nedeni olabilecek duruma verilen ad
  • yıl 2015. yapayalnızım. öyle yalnızım ki hiç kimsem yok. hiç kimsemin olmadığı bir şehirde iş sebebiyle yaşıyorum, ne bir arkadaşım ne bir dostum. iş arkadaşlarımla bile sadece mesai saatlerinde konuşuyorum. zorunlu haller dışında bir muhabbet yok.

    neyse bir akşam eve geldim. her zamanki gibi yapayalnız olduğum soğuk evime. telefonum yok. yok amk. kaybolmuş. bulamıyorum. sağa bakıyorum yok. sola bakıyorum yok. bir çaldırsana diyeceğim biri bile yok. bir iki saat telefonumu aradım. en sonunda kafama dank etti, bilgisayardan ekşi duyuruya girdim. beni bir çaldırırır mısınız evde yalnızım telefonum kayboldu bulamıyorum diye. bir iki dakika sonra hatunun biri aradı. :) telefonu buldum. ben ezile büzüle teşekkür ederken laf arasında işe yarıyor mu bu taktik ya dedi. şok oldum. anlattım. inanmıyor. gerçekten bakın böyle böyle diyorum. ya bırak hehehe falan diyor.

    neyse biz böyle üç dört gün muhabbet ettik. mesajlaştık falan. bir türlü inanmadı. bir ay sonra sevgili olduk. bir sene sonra evlendik. şu an 3 yaşında dünyalar tatlısı bir kızımız var. 2.çocuğumuz da yolda...:)

    nasıl oldu anlamadım.

    debe de bu başlığı az önce görünce aklıma geldi, yalnızlık bir çaldırsana diyeceğin birinin bile olmamasıdır. ama varsa, her şey olabilir.

    bu arada hala o gün telefonumun kaybolduğuna inanmıyor.
  • budur. kimse yalnızım diye ağlamasın, ayıp olur.

    edit: evinde öldükten 20 yıl(gibi bi şeydi) sonra bulunmuş haberdeki kişi, olay oydu.
  • bugün tüm okulu sinemaya götürdük. araçları temin edense ilçe belediyesi. bizi taşırlarken belediye otobüsü şoförlerinden birisinin telefonu çaldı. annesi arıyor. anne diyor, işim var. başka şehirde tek başına yaşıyormuş kadıncağız. kapatmıyor anlatıyor sürekli. şoför dedi ki anne öğrencileri sinemaya götürüyoruz yoğunuz. annesi o kadar konuşmak istiyor ki adama şöyle dedi: hangi film? hiç tanımadığı bilmediği bir şehrin çocuklarının gittiği filmi merak etmiş.

    bence bu soru çok yalnızlıktı. kimse duymadı, hissetmedi. her yalnızlık gibi havada asılı kaldı. bir sonraki yağmurlarda üstünüze yağabilir, sinebilir içinize dışınıza, sinsi de bir şey çünkü. gözünüzün içinden bakar dünyaya sizmiş gibi, farkına varamazsınız.
hesabın var mı? giriş yap