• israfin bir yasam tarzi oldugu okyanus otesi bir memlekette, is cikisi igne atsan yere dusmeyecek telasli kalabaliklarin arasinda yururken gozune ilisen, yolun ortasina atilmis bir parca ekmegi iliklerine islemis bin yillik bir terbiyenin etkisiyle egilip ayaklar altindan alan ve vefali bir hurmetle bir kenara koyan birisi varsa emin olun o turktur. siz de bu derin kulturun varisleri olarak, o bereketli topraklarda yasamis ve medfun ecdadinizin ervahina bir fatiha gonderir ve memleket insaninin kadrini daha bir iyi anlarsiniz bu uzak ulkelerde..
  • karin boşluğuna doğru "muujjjccck" diyerekten taarruz edilir.."anan" derse türktür "your mother" diye başlarsa değildir.
  • motorlu deniz tasitina binen turk, sigarayi yakar.
    evet efendim, bilindigi uzere sigara tiryakisi yurdum insaninin en buyuk keyfidir, vapurda sigara tellendirme hedesi. bogaz manzarasi, efil efil esen ruzgar, ince belli turk cayi vb. bir nebze olsun kabul edilebilir hale getirir vapurda sigara icmenin olmazsa olmazlar arasinda gorulmesi durumunu. lakin anlasilan odur ki turk vatandasi, deniz tasitinda sigara yakma adetini her kosulda surdurme egilimi gostermektedir. soyle ki,
    yer, karayiplerde bir ada ulkesi. adaya demir atan seyahat gemilerinin yolculari icin, limandan sehir merkezine giden, water taxi diye bir sey yapmis gavurlar. kara taksisi ile sehir merkezi 20-25 dakika surerken, bu deniz takisisi hedesiyle 5 dakikada downtown da buluveriyosunuz kendinizi. ne olup bittigini anlamadan, o denli kisa bir yolculuk yani. yine bir gun, bu deniz taksisi ile sehir merkezine inmemiz icap etti. gidis-gelis pesin odeme yapildigina dair bir bilezik neyim taktilar kolumuza, siraya girdik, biri doldu gitti, digeri geldi, falan filan... bir seferde yaklasik 50 yolcu tasiyabilen, inmesi binmesi, limana yanasmasi son derece basit tasarlanmis bir deniz tasiti. yolda gecen maksimum sure 5 dakika. dolustuk iceri. sira sira koltuklardan birine kurulduk. yanimizda bir cift oturuyo. yani adam ve kadindan olusan bir cift. ama birlikte tatile cikmis kari-koca havasindan kilometrlerce uzak, daha ziyade birbirinden tiksinen, mutsuz orta yas evliligi havasi hakim ciftin uzerinde. sanki tatile gelinen yer karayipler degil, hafta sonu icin geldikleri mesire yeriymis gibi. her bir ecnebinin elinde, en dijitalinden bir fotograf makinasi, otun bokun fotosunu cekiyolar, bizimkileirn elinde kodak in tek kullanimiklarindan bile yok. bir ara amcanin yanindaki adam, amcaya biseyler soyler gibi oldu. bizim mutsuz amca da, "no ingilish, no ingilish" gibilerinden, iki eliyle "bilmiyorum" isareti yaprak biseyler soyledi. ama tam tam vakif olamadim diyaloga. bu sira amcayla teyzenin sifatini soyle inceden bir suzme istegi hasil oldu bende, niyeyse. goz ucuyla baktim, ikisi de peynir gibi bembeyaz. amca biyikli. serce parmaginda yuzuk var. teyzenin elinde bir plaj cantasi, mubarek lojistik destege gidiyo sanki, silme dolu bir canta. fotograf makinasi disinda her sey var. o sira icimden geciriyorum, ulan acaba turk mu bunlar diye. ama kardesim, ecnebi memlekettesin, bir de bulundugun yer almanya hollanda degil ki, karayiplerin ucra adasi. toplamda karayiplerde kaldigim surede kac tane turk gormusum diye dusunuyorum gayri ihtiyari. tam ben boyle ic catismalar yasarken, bizim taksi harekete gecti. daha taksi harekete gecer gecmez, amca elini sortunun yan cebine atti, duty-tax free adalardan birinden aldigi isvicre marlborosunu cikardi, zipposuyla yakti, arkasina yaslanip efkarli efkarli tellendirmeye basladi. bir an beynimde simsekler cakti. kisa bir flash back ilen, vapurun hareketiyle sigarasini tutusturan istanbullulara gittim. sonra bir flash forward ile de amcanin yanina geri dondum. evet evet, bu amca turktu. zira turkten baska kimse, toplamda 3, bilemedin 5 dakika surecek deniz yolculugunda sigara yakmazdi. bir sekilde ogrenmem gerekiyor gibi hissettim. kari-koca iki kelime laf etsin diye bekledim yolun sonuna kadar. etmediler. downtown a geldigimizde amca daha sigaranin yarisina bile gelmemisti. " ulan ya denize atarsa izmariti" diye korktum bir an. atmadi. zenci gorevliye "sigarayi sondurme" isareti yaprak kul tablsi sordu. zenci izmariti aldi. iki nefes de kendisi cekip sigarayi denize atti. sigara izmariti denize gitti nihayetinde ama en azindan turk amca tarafindan yapilmis bir hayvanlik olarak kayda gecmedi. bu ara ben iyice sartlandirdim kendimi amcanin turk olduguna. taxiden indik. cesaretimi topladim. turkce kelimelerle turk olup olmadigini soracaktim.
    garibim tatili suresince, ingilizce bilmediginden yes-no kalibini oyle kazimis ki kafasina, diyalogu aynen yaziyorum:

    + selamun aleykum amca, turk musun sen? ( cesareti fena toplamisim ki direk selamun aleykum ilen yaptim girisi)
    - yes... aleykum selaaaaamm, vaay hemserim yaavvv, nerden ciktin sen...

    bir sarilmaca, bir opusmece. amcanin gozundeki "seni allah gonderdi" mutlulugunu dun gibi hatirlarim. baya zorlanmislar dil yetersizliginden dolayi. amca bizi birakmadi haliyle. birlikte yemek yedik. amca gittigimiz restoranda raki sordurdu bana. "yok abi olmaz burda raki" dedim. "ya bi sor belki vardir" diye israr etti. gonlun olsun diye sorduk tabi. teyze hic konusmadi, ne bizle ne de amcayla. bu da boyle bir animdir...
  • berlin'de iki türk kızı, gece yarısına doğru, şehrin merkezine oldukça yakın olan pansiyonlarına yürümektedirler ve bir grup genç koşarak gelip "ooohhşşş yavrulara bak be!" diyerek kızları ellemeye çalışır. bu gençler türktür.

    hemen ertesi gün, galatasaray-fenerbahçe maçı vardır kızlardan biri* bu maçı mutlaka izlemek istemektedir. kara kara düşünürken bir kafede yanlarında sevimli bir çocukla birlikte oturmakta olan, türkçe konuşan 40 yaşlarında iki amca görür. yanlarına gider ve: "merhaba, benim berlin'e ilk gelişim ve akşamki maçı izlemeyi çok istiyorum, acaba bize maçı izleyebileceğimiz düzgün bir yer tarif edebilir misiniz" diye sorar. amcalar hemen "biz maçları her zaman bir türk balıkçısında izleriz; ailelerimiz ve arkadaşlarımızla bu akşam da oraya gidiyoruz, lütfen siz de gelin derler." kızlar başta ayıp olmasın diye kabul etmek istemezler; ama amcalar o kadar gönülden ısrar ederler ki kabul ederler. o arada amcalar "berlin'de nereleri gördünüz" diye sorar. kızlar sadece 1 gündür orada olduklarını ve şehir hakkında fazla bir bilgileri olmadığını söyler. amcaların biri hemen "berlin duvarı müzesini görmeden bu şehirden gidemezsiniz" der ve maç saatine kadar müzeyi gezebilmeleri için arabasıyla kızları müzeye bırakır; oradan alıp maçın izleneceği balıkçıya götürür. kalabalık bir grup halinde güle eğlene maç seyredilir; mezeler, balıklar yenir. maç sonrası orada bulunan yeğenlerini görevlendirir, kızları parlamento binasına ve birkaç ilginç yere götürmeleri için. evet tabii ki, bütün bunları yapan harika insanlar da türk'tür. ve kızlar hayatları boyunca kendilerini hiç bu kadar mahçup hissetmemişlerdir.
  • sac rengi goz rengi ne olursa olsun bu prosesi hizlandirmanin en kolay yolu yaya gecidinde karsidan karsiya gecerken, tramvaydan inerken araba geliyo mu duracak mi diye bakan insanlari belirlemektedir...bu kisiler yuzde yuz turktur..standart sapmanin sifir oldugu yontemdir..

    (ara: turk oldugunu belli etmenin yollari)
  • cuma aksamlari aldigi alkolun etkisiyle aslan kesilip otobus duraklarinin camlarini indiren, toplu tasima araclarini, taksileri kusmuk coplugune ceviren, en yakin arkadasiyla bile birlikte yemek yedikten sonra faturanin sadece yarisini masaya koyan, metroda yaninda yetmis seksen yasinda yasli insanlar guc bela ayakta durmaya cabalarken yer vermek aklina bile gelmeyen, yuzune gulen ve fakat hele hele saclarin kaslarin gozlerin siyahsa ve esmersen arkandan mutlaka konusan, dunyaya kan kusturma pahasina kendi refah seviyesini garantilemeye calisan, kendi ulkesindeki bankalarda dunyadaki milyarlarca insanin ragmina uc bes yuz hirsizin, zalimin, despotun, katilin calinti kanli trilyon dolarlari sir gibi saklanirken hic yuzu kizarmadan son derece piskin bir sekilde insan haklari, demokrasi, ozgurluk tellalligi maskelerinin arkasindan nutuk ceken, yillardir altalta ustuste oturdugu komsularina bir kase tatli yapip goturmeyi bir kenara birakin onlari tanimayan, yoksul memleketlerdeki ac sefil cocuklarin kurbani oldugu kahrolasi uckur turizminin bas mudavimleri olan, yillarca anne babasini kardeslerini (varsa tabi) gormeden yasayabilen ve hatta onlarin varligini bile unutabilen, uc kurus bahsis icin bes takla atabilen, olur da heyecanlanip metroya dogru hizlica kosarsan kafana 7 tane kursun sikabilen, sonra da 'sorry' deyip adami cileden cikaran ve bir nefes alip arkasindan 'but' diyerek devam edip insani insanlik terimini sorgular hale getiren, kendisini ezelden 'innocent until proven guilty', anasini aglattigi tum diger cografyalarin insanlarini ise 'guilty until proven innocent' olarak goren paranoyak ve egoist bir toplumsal bilincaltina sahip olan, yuzyil somurup imanini gevrettigi afrika ulkeleri kitliktan acliktan kirilirken yardim kutularini bozuk paralarla dolduran, cocuk basi iki paket biskuvi dagitip acliktan sinirleri altust olmus birbirine girmis bir sekilde bir gunluk de olsa cocugunun karnini doyurmak icin birseyler almaya calisan zavalli insanlari fon olarak kullanip cektigi goruntuleri televizyon kanallarinda bangir bangir yayinlayan..ne kadar vicdani kokunden cikarilmis insan musveddesi varsa kesinlikle turk (kulturel, cogragi anlamda bir cati terim olarak..) degildir, o kadar.. turkiyede yasayan sefil isbirlikci kompradorlar dahil..
    esmermis, mangal yaparmis, valizini iple baglarmis..
    sizin o disi beyaz ici kara disi kilsiz beyni vicdani killi cigeri bes para etmez efendileriniz dunyayi koymuslar mangal komurunun uzerine cizir cizir..
    insanligin umugunu iple baglamislar..
    guldurmeyin adami
  • kırmızıııııı diye yüzüne yüzüne bağrilir, beyaaaaaz sesi gelirse "çak" yapilir ve yola devam edilir.
  • dunyanin herhangi bir yerinde yururken sokagin, caddenin artik ne varsa tam ortasinda aniden durup araliksiz yukariya bakin. uc dakika sonra etrafinizda toplanan 5 kisiden 3'u buyuk ihtimalle turktur. doya doya hasret giderebilirsiniz.
  • bir tabak yaprak sarması uzatın.
    "allaaaaah" diyorsa türktür.
    özlemiştir işte, ne var ki.
    ha eğer dolmades diyorsa bilin ki yunandır.
    sarmayı ikram edin.
    o da özlemiştir.
  • clubda dansına, keyfine, eğlencesine bakacağına onun bunun ayağına, ne giydiğine bakan bir arkadaş varsa kendisi cok büyük ihtimal türktür.
hesabın var mı? giriş yap