• hızlıresim - imgur

    biletlerin iki tanesi yeğenlerim için.

    yaşları 5 ve 7.

    çocuk filmine geldik. (göbeklitepe bilmem ne)

    ödediğimiz para budur.

    şimdi serbest piyasa şudur budur diyerek kabahati bana atacaksınız biliyorum.

    evet haklısınız.

    ama pişmanım.

    bir daha asla.

    diyeceklerim bu kadar iyi günler.

    ek: yemek ve yol masraflarıyla birlikte 400 liraya dayandık. kızlar kanada'dan ziyarete gelmişlerdi. o yüzden kıramadım. bayağıdır dışarı çıkmıyordum. benim için de bir değişiklik olur diye düşünmüştüm... oldu.
  • sinemada bir filmi izlemek için bu parayı verip daha sonrasında da yan koltukta ağlayan çocuk, önde telefonunun brightness ayarını sonuna kadar açıp maç izleyen adam -yaşanmıştır-, arkada filmin her sahnesine yorum yapan arkadaş grubu vs çekiyorsunuz. asıl rezalet budur bence. senelerdir sinemaya gitmiyorum, gitmem de. evde kendi konforumda sakin ve sessiz filmin keyfini çıkarmak varken bu etkinliğe bu kadar para vermek sadece kerizliktir.
  • vertical integration dedigimiz olaydan oturu, hic bir sinema salonu asil kârini biletten saglayamaz. bilet gelirlerine amerikali dagitimcilar konar. sinema salonu isletmecisi de fahis fiyattan junk food satar ki kâr marjini arttirsin.

    amerikali dagitimci kazandigi turk parasini abd dolarina cevirdiginde cok komik bir kazanc saglamis oldugundan, hem bilet hem de abur cubur fiyatlari, fakir eglencesi olan sinema sektorunu lukse tasimis durumda. ilginc. bu konudan ekonomi tezi cikabilir. yuksek ogrencilerine tavsiye olsun.

    edit: nedir bu vertical integration?

    amerikali film dagiticilarinin, film yapimcilarinin, cast ajanslarinin, film gosterimcilerinin birleserek, thomas edison’a savas acmasi ve new york’u terk ederek los angeles’a tasinmasiyla baslayan gucler birligi hareketidir. bu hareket edison’un tröst’ünü saf disi biraktiktan sonra, zaman icinde monopollesmeye ve big five (paramount, mgm, warner bross, fox, rko) ile little three (columbia, universal, united artists) konsorsiyumlari arasinda savasa neden olmasindan oturu amerikan ana yasa mahkemesince 1949’da yasaklandi.

    birbirine giren iki buyuk konsorsiyum bu yasak henuz gelmeden 1948’de devlet izni ve destegiyle once fransa’ya girip fransiz sinemasini bitirdi. 1949’da supreme court yasagi gelince, fransa bunu firsat bilerek marshall yardimlarinin holywood filmlerini kapsayan dayatmasini tek tarafli fesh etti. daha sonra bu iki konsorsiyum hays yasalari dogrultusunda devlet zoruyla kanka olup tum avrupaya yayildi. 1980’de de turkiye’ye giris yaparak, 1990 yilinda turk sinemasini bitirdi. 90’larin sonunda aciyarak kendi kontrollerinde sinemayi yeniden dogurdular. zira 1990’lardaki egzajere amerikan ruyasi, turkiye’deki x jenerasyonunu oldugu gibi amerikaya tasidigindan, “kontrolsuz goc, goc degildir” ideasi uyarinca turk toplumu yeniden izole edilmek istendi. tabi bu izole icin yalnizca goc halini sorumlu tutamayiz. nedense turkiye, icsellestirilmeye bu kadar yakinken, ansizin hedef tahtasina oturtuldu ve kontrollu pazar stratejisinin zoraki aktoru konumuna itildi.

    simdi vertical integration demek, abd sinirlari disinda tek vucut halinde hareket eden dev bir korsorsiyumun (ki bunlar gunumuzde walt disney ve pixar oluyor) x ulkesindeki sinemaya dair herseyi yonetmesi durumu. yani filmin cekimi, dagitimi, gosterimi tek bir elden yapiliyor. bu yapida salon sahibi bir slave gorevi goruyor. amaci kopek baliginin yaninda takilan mutualist baliklar gibi kopan parcalardan beslenmektir.

    edit2: atlas, beyoglu, emek gibi sinemalarin kapanmasini/yikilmasini istemeyen solcu guruhun, pek disariya yansitamadiklari arguman da buna dayanir. beyoglu semtinde kalan sinema salonlari, amerikali monopollerin elinde bulunmayan nadir salonlardandi (sahipleri osmanli/rum ya da osmanli/yahudi olduklarindan) ve avangard filmlerin oynatilabildigi mekan islevini gormekteydi.
  • almanya'daki bilet fiyatının 11€ olduğunu söyleyen arkadaş gelir düzeyi farkını göz önüne al. elin almanı bilete 11 birim para verirken konuyu açan arkadaş tam bilete kişi başı 36 birim para vermiş. almanya bizi bu konuda da kıskanmıyor merak etme.

    ek:maaş olarak türkiye'de 2324 tl alan birinin avrupa'da 1162€ yani yarısını aldığını bile saysak yine de avrupa'daki 105 bilet alabilirken bizim ki 65 bilet alabiliyor. hesap açık mı?

    ek2: hem avrupa'daki bilet fiyatlarının daha ucuz olduğuyla alakalı hem de hesaplama ile alakalı birçok destek mesajı geldi. herkese çok teşekkür ederim. yazılanları buraya eklemiyorum çünkü alım gücü hesabı bu kadar netken 'avrupa'da aynı maaşı nereye alıyorsun' münakaşasıyla değerli bir bilgi paylaşımından çok uzak olduğumuz açık.
  • rezalettir tabi. ondan sonra vay efendim niye 2019 yılında seyirci %45 azalmış diye ağlarlar. yazık bu endüstri bu dandik filmlerle bu paraları hiç haketmiyor.
  • o parayla osmangazi köprüsünden geçer, bir de geri gelirim. rezalet puanım 2002/2020
  • imax filmleri haricinde cinemaximum'a gitmememin ne kadar doğru olduğunu göstermiştir, hele ki aplus, hilltown gibi yerlerde aman diyim uzak durun.
  • aktrolün biri de şükret demiş. böyle bir konudan şükür malzemesi çıkarmak tam diyanet maaşlılarının işi olur herhalde. şikayet etme şükret! öğrenci biletinin 33, tam biletin 36tl olması normal herhalde, ona eleştiri yok.

    ben burada “şu saatte şu semtte git daha ucuz oluyo keriz” diyen tipleri vallahi anlamıyorum. adam yeğenlerine bir etkinlik yapmak için bağcılar’a mı gidecek? dahiyane çözümünüz bu mu?

    memlekette bal gibi kriz var, hayat ikamesi giderek pahalılaşıyor. sinema sektöründe başkaca aktörlerin de bunda etkisi var ancak sonuç itibariyle bu halk bir sosyal aktivitesinin daha lüksleşmesiyle karşı karşıya.
  • istiyorlar ki halk isyan etsin, korelilerin ve bunlara müsade eden yetkililerin götüne o mısırları tek tek soksun. bunlar mazoşist, başka mantıklı bir izahını bulamıyorum.

    dün türkiye'deki arkadaşlarımın yeni yıllarını tebrik ederken laf arasında ne yapacaklarını sordum. maddi durumu iyi olan dahi dışarıda bir şeyler yapmaktan çekinir halde. arkadaşlar arasında bir evde toplaşmaca veya evde çekirdek mandalina modunda insanlar. dışarısının pahalılığı bir yana, ülkenin geldiği durumdan ötürü parasıyla rezil olmaktan korkuyor insanlar. ben şu durumu vahim bulurken insanların sinemaya dahi gidemiyor olduğunu idrak etmek canımı çok sıktı.

    ne günlere kaldık. ülkenin beyaz yakalısı dahi sinemaya gitmeye imtina eder hale gelmiş. sinema ulan sinema! bazı ülkelerde o paradan daha ucuza golfe kayağa gidiyor insanlar. çekirdek aile sinemaya gideyim dese bir haftalık mutfak parasını bırakıyor oraya. evde faturadan korktuğu için doğalgazı elektriği kullanamıyor. yılbaşında bir şişe rakı içmeye imtina ediyor maliyetinden ötürü. asgari ücretle çalışan zaten kılını kıpırdatamıyor. onların ki zaten yaşamak değil bildiğin ultimate survivor.
  • havaalanlarında herşeyin pahalı olması gibi sinemada da bu pahalılık normalleştirilmiş ve ekşi sözlüğün multi zeki bilirkişileri başlığı açan arkadaşı aşağılamışlardır.
    cinemaximum trump towerda 17.5 tl olan baba parası filminin fiyatı
    hilltownda 55tl. anlamayanlar için tekrar yazayım aynı film bu ha.
    şu anki güncel fiyatlardan bahsediyorum.
    adamlar göz göre göre alım gücüne göre fiyat sunuyor. ne oldu hani mecidiyeköyden ataşehire giderken çılgınca benzin mi yaktı? kirası mı çok fazla? (şimdi şakşakçılar gelecek adamları savunmak için siz söylemeden ben yazayım). hayır amk kirası mirası fasafiso.
    bunun tek bir adı var o da adam sikmece. neden mi? ben hafta içi etiler akmerkeze sinemaya gidiyorum 17.40 tl lan sinema. hemde aynı film. baba parası filmi.

    simdi ultra zekalılara soruyorum beylikdüzü birmot bayiinden aldığın bir fiat araçla istinye birmot bayiinden aldığın bir fiat aracın fiyat farkının %300 farklı olması doğru olur mu? (araçlar aynı kabul edilmiştir)
    cinemaximum'un bunu yapmış olması size normal mi geliyor? hepsi aynı hizmeti veriyor, hepsi birbirine çok yakın kira bedelleri ödüyor ama iş sinemaya gelince cinemaximumun götü başı oynuyor.

    sonuçta bu bir ev değil ki etilerde alırsan 10x lira olur ama gültepede alırsan x lira olur diye bir şey söylenemez. akıl dışı. ama bu ekşi sözlük olayı da değil. türklerin genelinde bu mantık eksik ve adamlar sikildiklerini anlamıyorlar.

    bilemiyorum belki de hoşunuza gidiyor.
hesabın var mı? giriş yap