• bir arkadaşımla televizyonları kıyaslamak üzere gittiğimiz izmir optimum mağazasından çıkarken kadın güvenlik görevlisinin arkamızdan seslenerek beyler bakar mısınız demesi ve arkamıza döndüğümüzde oyun bitti buraya kadar diyerek etrafımızı saran 3 güvenlik görevlisi ve amirinin bizi 2 metre karelik bir yere sokarak çıkartın üstünüzdekileri arayacağız demeleriyle başlayan rezalet. polis çağırın siz bizim üstümüzü arayamazsınız diyerek polisleri beklemeye başladık. o sırada odaya 15 - 16 yaşlarında başka bir hırsızlık şüphelisini getirdiler. güvenliklerden biri bize kendi telefonundan çekilmiş 3 kişinin fotoğrafını göstererek bu sensin bu o bu da şu, siz sürekli gelip burdan hırsızlık yapıyorsunuz. çetesiniz. bu çocuğa gözcülük yapıyorsunuz gibi mesnetsiz paranoyak suçlamalarda bulunuyor. başka bir güvenlik üstümüze yürüyüp göreceksin sen falan diyor. bana sen diye hitap edemezsiniz dediğimde ise kimsin ki sen. sen kim oluyorsun vs gibi cevaplar. gelen iki sivil polise de paranoyak senaryosunu anlatan güvenlik görevlisi karakola gideceğimizden emin bir şekilde beklerken polisler kimliklerimizi sorgulayıp başka bir mağazadan aldığımız alışverişleri ve fişlerini karşılaştırdılar. çalıştığımız yerleri söyleyip personel kartını da gösterince her aklı başında kişinin yapacağı gibi olayla ilgimiz olmadığını anladılar. güvenliklerden şikayetçi olduğumu söylediğimde polisler önce beni ikna etmeye çalıştı. bu arkadaşlar asgari ücretle çalışıyormuş. çalınanlar da maaşlarından kesildiği için gerginmiş. o yüzden böyle davranmışlar. özür dilesinler geçermiş. şikayetimde ısrar etmem sonucunda da o zaman karakola gidin deyip başlarından savdılar. iki dakika içerisinde gururuma ve insanlık onuruma tecavüz edildi ve özür dileyerek herkesin bu rezaletten paçasını sıyırabileceği düşünüldü. müşteri hizmetlerini arayıp şikayetçi oldum. akşam mağaza müdürü aradı. defalarca özür diledi ve bunun telafisinin mümkün olmadığının farkında olduğunu, tekrar uygun bir zamanda mağazaya uğramamı ve bizi ağırlamak ve yüz yüze de özür dilemek istediklerini falan anlattı. buraya kadar güzel en azından müdürün sesindeki üzüntüyü ve söylediklerindeki samimiyeti fark etmek bile iyi gelmeliydi. gelmedi. psikolojim nasıl bozulduysa uyku tutmadı. sakinleyemedim. hayatında bir tane trafik cezası yemeyen, engelli otoparkına aracını koymayan, kırmızıda geçmeyen, arkadaşından kitap ödünç almayan, herkese büyük küçük siz diye hitap eden, metroda inenlere öncelik veren kısacası insanca yaşamaya çalışan ve takıntı derecesinde prensipleri olan ben hırsızlıkla suçlandım. sindiremiyorum.
    edit: yazım hatası
  • 23.08.2016 tarihinde istanbul bayrampaşa forum istanbul media markt'dan lenova k5 akıllı cep telefonu aldım eve gelip ürünü kutusundan çıkarttım kullanmaya başladığım ilk andan itibaren üründe şu problemle karşılaştım telefona arama geldiğinde zil sesi çalıyor fakat ekranda ne kimin aradığı ne arayan numara hiç bir şey görünmüyor normal menü görüntüsü var arama bitiyor arayan numara öyle ekrana düşüyor. hemen media marktı aradım bana telefonu servise gönderin 20 iş günü içinde hallolur dendi ben ürünün tamir olmasını istemediğimi biraz empati kurmasını istedim sonuçta sıfır bir telefon alıyorsunuz arızalı çıkıyor serviste tamir ediliyor kabul edilebilir bir işlem değil. böyle bir işlem istemediğimi iade etmek veya yeni bir ürünle değiştirmek istediğimi söyledim bana kutusu açıldığı için yardımcı olamayız dendi. lenovayı aradım aynı gün durumu anlattım bana %100 hak vererek size yanlış aktarmış mediamarkt 7 gün içinde arızalı/ayıplı ürünü değiştirmek zorunda ister mağzaya götürün ister bize getirin ürünün değişimini yapalım dendi bende bana bir mail adresi verin durumu anlatan bir mail atayım sizde ona istinaden bir yazı verin ben mediamarkta bu yazıyla gideyim neticede olumluz bir cevap verdiler tekrardan mağazada aynı problemle karşılaşmayayım dedim tamam dedi telefondaki bayan ve ben dün sorunuma ilişkin bir mail gönderdim bu akşam maile dönüş gelmedi sabah 09:00 da tekrar lenovayı aradım bu sefer telefona çıkan farklı bir bayan dün konuştuğumuz şeylerin aksine servise gönderin dedi şok oldum.
    hata bizde kendilerini kurumsal gören bu mağazalar amatör personelle çalıştıkları sürece mağazalarından içeriye girdiğimiz için suç bizde...
    son olarak hakkımı yasal yollarla aramayı düşünüyorum bu entry de siz değerli arkadaşlarım mağaza seçerken dikkat etsinler diye yazdım...
  • okurken benim bilgisayar başında kudurduğum durum.
  • rezalet puanı 10/10.

    öncelikle suser'a geçmiş olsun. herkesin başına gelebilecek bir durum, bana inanın. bir mağaza müdürü olarak deneyimlerimi paylaşmak ve fikir belirtmek, bir de örnek bir olay üzerinden işletme gözüyle olaya bakmak isterim.

    öncelikle başınıza benzer bir durum gelirse ne yapmanız gerekiyor bunu paylaşayım.

    yapılması gereken:

    1) sizi durduran ve üstünüzü aramak isteyen güvenliğe mağaza müdürünü çağırmasını söyleyin.
    2) durumu anlatın. hala ısrarcılarsa polisi siz çağırın, onlara bırakmayın. sonrasında onlar da arayacaktır zaten.
    3) kesinlikle bir odaya veya depoya gitmeyin. kamera olan bir yer seçin ve orada durmak istediğinizi söyleyin. gerekirse bir sandalye isteyip oturun bir bardak da su isteyebilirsiniz.
    4) mağaza kapısından uzak durun, yakın durmanız kaçabileceğiniz düşüncesi yaratabilir.
    5) polis gelince şikayetçi olun.

    evet kendinizi aşağılanmış hissedeceksiniz bu normal. çünkü daha önce böyle bir pozisyonda bulunmadınız. fakat bana inanın bu gözler, ''yemin billah'' edip hırsız çıkan, atarlanıp hırsız çıkan, çocuğum sakat bu yüzden silikon tabanlık çaldım deyip bekar çıkan, alışveriş sepetiyle koşarak mağazadan çıkan ve nicesi olayı gördü. dolayısıyla aslında güvenlik için oldukça rutin bir iş. ayrıca fransız menşeli bir şirkette çalışıyorum. bu tip durumlarda türkiye'de uygulanan ve orada uygulanan protokol aynı. tek şart %99 değil, %100 emin olmaktır. bu önemli bir ayrıntı.

    işletme açısından düşünelim, bir kişiyi mağazada takip ettiniz ve bir şeyleri alıp cebine koyduğunu gördünüz. kapıdan çıkmadan hırsız diyemezsiniz. kapıdan çıkarken alarm aldığınızı düşünün. o kişinin %100 hırsız olduğuna eminsiniz, fakat ne durdurma, ne arama yetkiniz var. kişi elini kolunu sallayarak çıkıp mağazadan gidebilir.

    hem müşteri, hem de yönetici olarak düşündüğümde, en akılcı olanın arama izni vermeniz olduğunu düşünüyorum. tabi her şeyin bir adabı var. klasik yüzeysel üst araması ve çanta araması kendimi müşteri olarak düşündüğümde sınırımdır. gerçi şu an böyle konuşuyorum fakat durum tatsız bir durum, çok fazla değişken var. herkesin kendi bileceği iş.net

    ekleme: konunun çok fazla işletmeyle alakalı olduğunu düşünmüyorum. suçları sadece kayıtsız kalmak olabilir. asıl yerden yere vurulması gereken, ilgili güvenlik şirketidir. konunun içinde olmayan bilmiyor olabilir, türkiye'de securitas güvenlik hizmetleri a.ş. gibi bir elin parmağını geçmeyecek, ve bir çok büyük perakende şirketine aynı anda hizmet veren büyük güvenlik firmaları var. asıl şikayetçi olunması gereken onlardır.

    mülga fıkra: rg-05/05/2005-25806)
    önleyici arama yapılması
    madde 14- görev alanında, can ve mal güvenliğinin ve kamu düzenin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasaklanmış her türlü silah, patlayıcı madde veya eşyanın tespit edilmesi amacıyla detektörle, x-ray cihazından geçirerek veya kanunda belirtilen durumlarda gerektiğinde üst araması yapılabilir.
    (değişik fıkra:rg-11/9/2011-28051) kamuya açık alanlarda üst araması, 1/6/2005 tarihli ve 25832 sayılı resmî gazete’de yayımlanan adli ve önleme aramaları yönetmeliği hükümlerine göre yapılır. bu alanlarda özel güvenlik görevlilerince yapılacak üst araması genel kolluğun gözetim ve denetiminde yapılır. arama sırasında yakalanan kişiler veya el konulan madde ve cisimler, yasal işlemi yapılmak üzere bir tutanakla genel kolluğa teslim edilir.
    arama kişinin aynı cinsiyetindeki görevli tarafından yapılır.
  • #69968723 iftiranın yeri adliyedir deyip bir çocuk için itlaf edilmelidir diyen adalet düşkünü yazar beyanı da gördük.
  • yıllar önce trafik ışıklarında karşıdan karşıya geçerken çantamda bir el hissettim iyi giyinimli bir kız çantamı açmaya çalışıyordu, o an öyle bir utandım, başım ağrıdı, o gün izmir'i terk etmek istedim. başkası adına utanmayı yaşadım.soyulmak değil o anı görmekten iki gün uyuyamadım. hırsızlık çok utanç verici bir durum, bunun yaftasını yemek çok öte bir utanç.
    bu rezalettir fakat özrünü dileyecek olanlar ne müdür ne başka bir sorumludur. güvenlikçilerin bizzat kendisi bunu yapmalı.
    en azından geç kalınmış eğitimin bir parçasını tamamlamış olurlar.

    şimdi fark ettim ben de "sen" diyenlerden nefret ederim acaba bu bir
    travmaya yatkınlık mı.

    karşılıklı dialogla çözülecek bir olay ama asla unutulmayacak bir yara.
  • özel güvenliklerin kendileri dedektif sanmaları sonucunda gerçekleşen durum.

    lütfen bu teröre maruz kalmamak için 5188 sayılı mevzuat'ı okuyun, öğrenin.

    geçmiş olsun.
  • yazara önce hak verdim. konuya halen hak veriyorum.

    ancak bu über prensipli iyi insan yazar, gidip kendini eleştiren başka bir yazarın farklı bir konudaki yazısını alıp link verip ad hominem yapınca yazara olan saygım sıfıra indi.

    çok da övündüğü gibi biri olmadığını düşünüyorum.
  • "game over guys."
  • insanı insana kırdırmak bu olsa gerek. üç kuruşa kapında kul ettiğin insanları sal milletin üstüne. onlarda üç kuruşlarını kaybetmenin korkusuyla kuduz köpek gibi saldırsın.sokakta polis dehşeti, ünilerde avmlerde güvenlikçi dehşeti her bir yanımızı sarmış. bu münferit değil sıradan hergün bir çok kişinin yaşadığı adi bir vaka halini almaya başladı. geçmiş olsun.
hesabın var mı? giriş yap