• (bkz: babil kulesi)

    insanlık ile erkek tanrı'nın iktidar savaşı.
  • devrilen/indirilen/yakılan bayraklar.

    (bkz: bayrak indirmek)
  • iktidar çok kutuplu bir şey ya. fallus dediğimiz ve müthiş olmak üzere kurgulanmış, yükseleen yapıların bazıları, iktidar mübadelesi içinde diğer tarafın şiddetine maruz kalabiliyor. taş, metal, nasıl tanrısal gücü simgelemek için kurgulanmış bir basit araçsa, onu yıkmak, boynunu vurmak da karşıt tanrısal gücün sembolü gibi.

    alın işte size karşılıklı fallik yıkım sahneleri. 11 eylül, neokapitalist wasp abd iktidarının yaşadığı en büyük fallik yıkım ise, bu kastrasyona verilmiş yanıt saddam heykelinin yıkılması olabiliyor.

    peki insan nerede burada? sayılarda efenim. 5000 orada, 500000 burada. başka da bir yerde değil malesef ki? evet, ceset efendim. iktidarın fallus'unun kölesi toplumlarımızda insan maalesef ki, yaşadığında gösteri'de temsil ettiği kimliğin, öldüğünde ise istatistiki sayıların aracı sadece.

    lanet olsun.
  • bu başlık lacan'ı anmama sebep oldu, sağolsun. lacan'a göre fallus erkek cinsel organı değil, asla ulaşılamayandır. yani eksiği vurunca boynu vuruyosunuz hihi.

    şaka bir yana, konu hakkında bilgim olduğundan değil isimlendirmelere karşı hislerim olduğundan söylüyorum; eleştiriye baya açık tanımlamalardır bunlar.
    insanlar olarak ilkselliğimizi dibimizde ve derinimizde; belki de hiç olmadığı kadar yüzeyimizde bulunduruyoruz. bu bulunma hali zehirli bir boşluk olarak deviniyor benliğimizde veya insanlığımızda. bu zehirli boşluğu farklı gözlükler takıp bu gözlükler aracılığıyla izleyerek, gözlemleyerek boşluğu bir görünmezlik pelerinine sarıp sarmalamamız bana mantığın kendi kendine bakan kör bir gözden başkası olmadığını bildiriyor. bu kör gözü uyandırmanın yolu da inançtan geçiyor olabilir, artık ne boksa. tüm kitaplar çöplüktür bir yerde. çöp bu yüzden en iyi dostumuzdur. temizliği olanaklı kılar. bak lacan gibi konuşmaya başladım ben gidiyorum çok zekiyim.
hesabın var mı? giriş yap