• 77 peckinpah ın sayılı yapımlarından film savaşa elmanların yakasından -aslında bir müfreze birliğinden- bakar.. filmde dikkate değer ağır çekim sahneleri her zaman ki gibi mevcuttur.. filminin konusu kubrick in paths of glory adlı filmine yakın(kurmay subayların madalya düşkünlüğü) ve bir o kadar da karanlıktır.. james caburn un canlandırdığı rolf steiner adamlarının ve belkide dünyada artık tek tanıdığı insanların-çünkü askerliği artık meslek haline gelmiş- hayatları ve bunun karşısındaki şeref düşkünü şerefsiz captan stansky arasında çıbanoğlu pozisyonunda kalmış onbaşı(çavuş) canlandırır.. savaşın savaş olduğu çatışma sahneleri başka filmde bulunmmayacak bir tatta ayrıca askerlerin yeis içinde yüzüp görevlerini yerine getirme azimleri insanın afallatıp piç bırakıyo .. esir rus çocuk da sanırım peckinpah ın andrei tarkovsky e bir selamı olarak görebiliriz...
  • (bkz: iron cross)
  • --- spoiler ---

    steiner ve takiminin, sinir cizgisinde kendi adamlari tarafindan kursun yagmuruna tutulduklari sahne sinir bozar, hemen arkasinda steiner'in subayi öldürmesinden hemen önceki flash back'leri, yonetmeni takdir ettirir.

    --- spoiler ---
  • marduk albumu.
  • başında ve sonunda belgesel tadı yakalayan, geri kalanıyla ağır ağır kan gösteren, yüzbaşı stransky'e küfür ettiren, harika film.

    "spoiler" serpiştirdim az.
    izlerken insanın "baba gördün mü bak t-34-85", "oha ne şanslı çocuk luger'e dokundu" şeklinde şeyler saçmaladığı film. ayrıca afişine dayanarak, en azından bir adet tiger görmeyi umut ediyorduk ama yoktu, ı-ıh. ama bol bol mg42, schemisser, mauser k98 gördük, iyidir. döneme meraklı kimseler olarak, hollywood üretimi som wasp kahramanlık hikayesi filmlerinden iğrenmiştik haliyle, gözümüz gönlümüz açıldı. evet.

    ayrıca filmin başındaki halk şarkısı için bakınız:
    (bkz: hänschen klein)

    edit: unuttum, aslının almanca olarak çekilmiş olduğunu ummuştum, umduğumu bulamadım. bana göre de tek eksisi budur.
  • --- spoiler ---

    2. dünya savaşını alman ordusunun gözünden objektif biçimde anlatma başarısını gösteren nadide bir film. naziler söz konusu olunca hepsi aynı bokun suyu diyerek piskopat portreler çizmek ve araya en iyi ihtimalle schindler gibi melekvari nitelikte gerçeğin dışına çıkartılacak kadar abartı iyiler serpiştirmenin "hala" revaçta olduğunu hesaba katarsak sırf bu özelliğiyle bile dikkat çekiyor. bunda ingiltere/batı almanya ortak yapımı olmasının da etkisi vardır elbet.

    savaşın bitmeye yakın olduğu, rusyadan çekilmenin hemen öncesinde geçen zamanda anlatılan hikayede nazi ordusu, yolun başında yaratılan efsanevi hitler almanyasından çok uzak bıkkınlık dolu bir portre çizmektedir. filmin ana konusu, etik değerlere sahip olduğu her sahnede vurgulanan sıradan alman vatandaşı steiner ve 1940larda hitler'in güçlenmesine büyük katkıda bulunan itibar heveslisi alman aristokrasini simgeleyen stransky arasındaki gerilim üstünedir. stransky hiç hak etmediği halde bu savaştan bir "cross of iron*" alıp şöhretini arttırmak istemektedir ancak bunun için karakterli alman halkını sembolize eden steiner'ın üstüne basması gerekmektedir. steiner gerçek hayatta alman halkının yapamadığını yapar ve buna müsaade etmez. filmin mesajı çok açıktır: ey alman vatandaşı, savaşın efendilerine bir daha hizmet etme.

    konu itibariyle platoon filmini etkilediğini düşünmekteyim.

    --- spoiler ---
  • filmin başında kız çocuğunun söylediği almanca şarkı, 1980 senesinde de basılmakta olan saip egüz'ün mandolin metodunda türkçe sözlerle yorumlanmış bir çocuk şarkısı olan "kuş uçar" adlı şarkının orjinalidir.
  • --- spoiler ---

    rusya'nın bütün o soğukluğunu hissettiren atmosferi içinde, insanı darmadağın eden çok (traji)komik bir sahnesi vardır bu filmin. cepheden gelen yaralıların yattığı hastaneye bir alman generali ziyarete gelir. adetten olduğu üzere, durup birkaç gaziyle sohbet etmek ister (askerde kolum kırıldığında bana da tümgeneral hal hatır sormuştu. ne büyük onur!). tekerlekli sandalyede oturan bir askere tokalaşmak üzere elini uzatır. asker de elini uzatır. o da ne? askerin kolu dirseğinden itibaren kopmuştur. general kopmuş-sargılı eli tutmuş bulunur. minnettarlıkla askere bakar. bu kez elini askerin diğer eline doğru uzatacakken, asker de ceketinin altında gizlenmiş olan öbür elini çıkarıp, generale doğru uzatır. o da ne? askerin öbür kolu da kopmuştur. general afallar, irkilir, acır, tiksinir, kitlenir. işte o anda asker, oturduğu yerden "şaaaaak" diye ayağını uzatır generale doğru. hem komik, hem trajik, hem ironik, hem de çok şey anlatan bir sahnedir bu.

    --- spoiler ---
  • ikinci dünya savaşına ayrı bir pencereden bakmamızı sağlamış olan film.
    o döneme göre oldukça iyi bir kurgu ve kalite barındırması ile diğer yapımlardan bir adım öne çıkıyor. bence savaş filmi özellikle ikinci dünya savaşı filmlerini takip edenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.
  • filmin senaryosu willi heinrich'in aynı adlı romanına dayanmaktadır. romanın asıl adı almanca das geduldige fleisch olarak geçmektedir fakat amerika ve ingiltere baskılarında willing flesh ve the cross of iron şeklinde piyasaya sürülmüştür.
    kitap konusu itibariyle askeri terimleri barındırdığı için kelimelere aşinalık yoksa bazı yerlerde ağırlaşabiliyor. ama zihinde oluşturduğu tasvirler ile savaşı görsellik olmadan da anlatabilme kapasitesine sahip bence.
    filme gelince izlemedim ama kitabı bitirdikten sonra bir şekilde bulup izlemeyi düşünüyorum. hollerbach'ın tankın altında ezilmesi, rus kadın askerlere karşı steiner ve müfrezesinin tutumu, captan stansky ve dalavereleri gibi kitaptaki birkaç yer filmde geçiyor mu diye de baya merak ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap