• bir canlının öğrendiklerini genetik olarak çocuğuna aktarması
  • sadece kendi aile cevremde bile rastladigim, yoklugu ihtimali bile evrim teorisinin i$ini cok zorla$tirdigindan varliginin kuvvetle muhtemel oldugunu tahmin ettigim canli ozelligi.. (bkz: dna)
  • dedikodu yöntembilimi ile kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi küre. o yuvarlanırken büyür gideriz biz de işte..
  • evde doğmuş, annesi ölmüş, hayatında başka hiçbir akranını görmemiş kedinin, durup duruken kamburunu çıkartması veya balkondaki kuşları gördüğünde, abuk subuk ve komik bir şekilde bıyıklarını titretmesi, konuya güzel bir örnektir.
  • petshopta doğmuş, hayatında yılan görmemiş bir papağanın yılana benzer bir obje (hortum) gördüğünde çıldırması.
  • bir uyarıcı.
  • irksal hafiza da jung'un kolektif bilincdisi teorisine gore genetik hafiza ornegine girebilir. mesela daha yani dogmus bir bebege gosterilen zenci ve beyaz insanlarin resimlerine gore verilen farkli tepkiler vs. herhangi bir yerden henuz kazanilmamis veya deneyimlenmemis bir bilgiyi kullanabilme yetisidir.

    genetik hafiza ise bu durumda, yukseklik korkusu olabiliyor mesela. buyuk buyuk atalarimiz agac evlerde her an dusme korkusu icinde yasadiklari bir donem gecirdiler. onlarin bu korkusu genlerine isledi ve sonuc olarak bizim genlerimizde tasindi. simdi bir genetik bilgi olarak, yuksegin tehlikeli olabilecegini biliyoruz. ayni sekilde mesela yine bebekler uzerinde yapilan bir deneyde, bebegin zemini mat ve hemen ardindan zemini seffaf (asagisi gorunen) bir yerde emeklerken olculen kalp atislari, ve bebegin ikinci durumda kalp atisinin hizlanmasi bunu ornekliyor. ya da gozlemlenen baska bir ornege gore, daha once hic findik kirma deneyimi gozlemlemeyen bir tur sempanzenin, bu bilgiyi bir tasi arac ederek findigi kirma seklinde aciga cikarmasi, gibi.

    ne kadari bilim kurgu bilmiyorum ama, hem deneyler yapip hem de bilim kurgu demek delikanliliga sigar gibi degil hic.
  • yalnızca dna değil, rna aracılığıyla da sağlanan bir hafıza özelliği olabilir.

    canlılığın bilgisinin en uzun süreli olarak dna'da saklandığını biliyoruz. bu bilgi, kısa ve orta vadede değişmez olarak kabul edilebilir. araştırmalar sonucunda ortaya çıkıyor ki, orta vadeli hafıza problemi için canlıların geliştirdiği bir metod daha var; bu metodun çekirdeği ise rna molekülleri.

    bilimadamları, hafızanın ne menem bir şey olduğunu öğrenmek için basit canlıları deneylere tabi tutup kimyalarındaki değişimleri incelemişler. özellikle hücrelerdeki rna moleküllerinden şüphelendikleri için rna'ya odaklanmışlar. deneylerden biri şu şekilde tasarlanmış: solucanlar, bazı bölgelerine elektrik verilmiş bir alana yerleştiriyorlar. rastgele gezinmekte olan solucanlar, elektrikli bölgelerde çarpıldıkça zamanla bu bölgelerin özelliklerini tanımaya başlıyor ve elektriğe yaklaşmıyorlar. tamam, elektrikli bölgelerden sakınmayı öğrendiler.

    işin bu noktasından sonrası biraz korku filmlerine benziyor, diyor hoimar von ditfurth. bu 'öğrenmiş' solucanları doğrayıp güzelce öğüten manyak bilim adamları, bu yemekleri konudan tamamen habersiz başka solucanlara yediriyorlar. ve görüyorlar ki, elektrik hakkında kaydedilen bilgi yeni solucanlara aktarılmış! bu yeni solucanlar, elektrikli bölgelerden sakınma davranışı gösteriyorlar. ancak burada bilgi rna sayesinde mi, yoksa olası başka maddelerin sayesinde mi aktarılıyor çok açık değil sanırım.

    bir başka deneyde de, yine bir bilgiyi öğrenmiş bir canlıdan alınan rnaların bir başka canlıya aktarılıp, bu yeni canlının bilgiyi edindiğinin olumlu işaretleri gözlenmiş hatırladığım kadarıyla.

    görüyoruz ki, edinilmiş bir bilgi maddeye dönüştürülüp bir başka canlıda kullanılabilir hale bile gelebiliyor. [öldürdüğü cesur ve heybetli düşmanının kalbini yiyerek onun ruhunu kendine aktarmak isteyen aztekliyi bu bilgiler ışığında yeniden değerlendirmek gerekebilir.]

    gen transdüksiyonu olsun, bu örnekteki gibi bilginin molekül dizilimi şeklinde kaydedilmesi olsun, bunun gibi örnekler canlılar dünyasında bilginin oluşturulması, kaydedilmesi ve aktarılmasının varsaydığımızdan çok daha yoğun bir şekilde mevcut olduğunu gösteriyor. bu açıdan, 'kendini öğrenmekte olan bir evren' görüşüne kayıyor aklım ister istemez.

    edit 2015: fazla spekülatif, bilimsellikten uzak bir entri olmuş bu. dikkate almayınız.
hesabın var mı? giriş yap