harikulade
-
benzeri görülmemiş, eşsiz derecede, şaşırtıcı, olağanüstü benzeri abartı bir kelime, (bkz: harika), (bkz: muhtesem), (bkz: yuh yani).
-
(bkz: harkulade)
-
(bkz: fevkalade)
-
safkan bir erkeğin hayatta ağzına almayacağı bir kelimeymiş, modacılara ve koreograflara ait bir ifade olup tribün gibi, bilardo salonu gibi daha "erkeksi" yerlerde ve işyerinde kullanılması kulağın arkasına iliştirilmiş bir gül gibi tabu sayılırmış. die okumuştum bi yerde.
bu durumda kendimden kıllandım, severek kullandığım bir kelimeydi oysa ki. -
-
muhtemelen harika ve alade kelimelerinin birleşiminden ortaya çıkan, pek kullanılmasa da arada sırada duyulması ya da telafuz etmesi zevk veren sözcük. aynı yolla türetilmiş bir diğer kardeşi de alelade'dir ama anlamsal açıdan pek bi alakaları olmasa gerek
-
nedense az kullanılır olmuş, unutulmaya yüz tutmuş sıfat. halbuki bir marifetmiş gibi her şeye süper demek yerine derecelendirmeye gitmekten imtina etmeyip harika-muhteşem-olağanüstü-harikulade arasında bizim için küçük ama insanlık için büyük farkı yakalayabilsek daha iyi olmaz mı? gerçi okan bayülgen mütemadiyen kullanıyor ona da ifrit oluyorum nedense. her sözümle bir çelişkiler yumağıyım ey sözlük..
sanırım en süper kullanımı bilmemne bilmemneler bilmemnesi tamlaması olarak şuradadır: (bkz: harikulade işler şatosu) -
harika lafinin zeki muren edasiyla soyleni$idir.
-
yedinci nesil çaylak.
-
ahmet haşim'in tarifi şöyle: "başka bir münasebetle de söylediğim gibi, sırf krndi dimağımızın bir ameliyesi mahsülü olan ve sinema şekli gibi bir menbadan dışarıya vuran "hârikulâde" birkaç alelâdenin birleşmesinden meydana gelir: öküz alelâdedir, ağaç alelâdedir, vakıa ki öküz ağaca çıkar, harikulâde vücut bulur"
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap