• rıza mirkarimi'nin 2005 yapımlı, uzun metrajlı dördüncü enfes filmi. türkçe'de çok uzak, çok yakın; ingilizce'de ise so far so close olarak isimlendirilmiştir. melodram türünü sevenler için, güzel soundtrackler eşliğinde ağır ağır işleyen kurgusuyla kaçırılmayacak bir fırsat. bir tıp profesörünün, onlarca hayat kurtaran bir doktorun, kendi oğlu saman'ın ölümcül bir hastalıkla malul olduğunu öğrendikten sonraki hikayesi... astronomi gezisi için bir grupla çöle (farsça'da kevir) giden oğlunun peşinde koşan doktorun önemsemediği, belki de burun kıvırdığı tabiatla başbaşa kalması; oğlunun sevdası olan gökyüzü ve yıldızlarla ilgili çok tatlı alegoriler...

    filmin ismi de yıldızlar ile insan arasındaki ilişkinin baba ile oğul arasındaki ilişkiye izdüşümlenmesinin bir sonucu: hem çok uzak, hem çok yakın...
  • iran sinemasının bir başkalığını yeniden hatırlatan güzel film.çok yakın olan,onu aramayı bilmeyince,onun kıymetini değerlendirmeyince en uzak oluverire bir gönderme.

    edit;editlenecek
  • uzak ve yakın ilişkileri irdeleyen nefis bir film.

    baba oğluna göründüğünden çok daha uzak, yıldızlar bir bakımdan aslında bize çok yakın, tanrı insana, insan ölüme sandığımızdan daha yakın olabilir. uzak olduğunu varsaydığımız ilişkileri yakına almak üzerine, müthiş doğa manzaraları içeren görüntüler ve enfes müzikler eşliğinde şölen havasında izlenesi bir yapım.

    bağ kurmayı ihmal ederse insana çocuğu bile çok uzak olabilir. diyalog kurmayı başarabilirse insana tabiat ve tanrı çok uzakta değil.
  • kaliteli bir film. inanç, çaresizlik ve aile bağları ile ilgili oldukça dokunaklı , sıfır atraksiyonlu ama yalın ve net anlatım tarzıyla enteresan şekilde akıcı bir film olarak güzel bir tat bırakıyor. tavsiye ederim.

    ıran sineması bazen inanılmaz işler çıkararak beni şaşırtmaya devam ediyor. uzun zamandır takipçisiyim. takip edenlerin de önerilerine açığım.
  • * farsça: kheili dour, kheili nazdik, ingilizce: so close so far, türkçe: çok yakın, çok uzak..

    * 2005 yapımı iran filmi.

    * yönetmenliğini reza mirkarimi'nin yaptığı dram filmi, oscar'a en iyi yabancı film dalında aday olur.

    * filmde alireza kohany, masoud rayegany, afshin hashemi ve elham hamidi gibi isimler yer alıyor.

    * hayatın koşuşturmacası içinde ailesini geri plana atan bir uzman doktor, oğlunun beyin tümörü rahatsızlığı nedeniyle en kısa sürede şehirler arası seyahatte bulunan oğlunun yanına gitmeye çalışır. söz konusu yolculuk esnasında, hayatın anlamını sorgular, birbirinden farklı insanlarla yolu kesişir, kendi yaşamı ve başkalarının yaşamı arasında duygusal bir arayışı derinlemesine inceler.

    * küçük bir köyde, hekimlik mesleğini mütevazi bir şekilde yerine getiren genç kadın doktorun hastalarına yaklaşımı ve çabası takdire şayandır.

    * onlarca hayat kurtaran bir doktorun, kendi oğlunun ölümcül bir hastalığa yakalanması sonucunda çaresizliğin trajedisi..

    * yeni yıla ailesiyle girmek isteyen köylünün tavrı ders niteliğindedir..

    * kesinlikle izlemeye değer bir film..

    * afiş

    * imdb puanı 7.5/10
  • "yıldızlar elimizi uzatsak dokunabilecek kadar yakın gibiler ama çok, çok uzaklar."

    baba oğul ilişkisi gibi.
    insan tanrı ilişkisi gibi.
    tabiat hayat ilişkisi gibi.

    yani herşey bakışta.

    bakmayı bilmeli.

    sevgiye.
    inanca.
    dünyaya.

    en uzak yıldızları en yakınlardaymışcasına görebilmek için.

    bu iyimser, taptatlı film gibi.

    "çok uzak, çok yakın."
  • rıza mirkerimi'nin kelimerin yetmeyeceği 2005 yapımı filmi. izlediğim en iyi iran sineması filmlerinden ilk beşe kafadan girer. henüz bitirdim. mükemmel bir film bu. hissettirdiği duygular, muazzam manzaralar... sinematografisiyle bir şölen. ne yazsam yetmeyecek. tarif edemeyeceğim. hele ki son 10 dakikasının o son sahnesi yok mu... tüylerim diken diken oldu. bu filmi hiç unutmayacağım.

    bir film olsam, bu film olmak isteyebilirdim. bu yüzden, iyi ki iran var, iyi ki sineması var.
  • nebulalar bütün yıldızların doğum ve ölüm yeridir.”

    bazı ışıklar görürüz onlar ölen yıldızların ışıklarıdır, sadece yaşayan yıldızların ışıkları yoktur.

    farkında olmasak da (sanki uzakmış gibi algılasak da ) her şey bize aslında çok da yakındır.

    evren, insan merkezlidir.

    insan duygusaldır, anlam arayışı içerisindedir, bunların karşılığını yaratıcının tasarladığı evren ile doldurmaya çalışır.

    evreni anlamak .. gökyüzünü gözlemleyip dehlizlerinde kaybolmak..her gün yaklaşık iki yüz milyon yeni yıldızın doğduğu..

    insanlarla sınırlı mesafeli bir ilişkin vardır *. sonra bir yola çıkarsın, çölleri geçersin, aslında kendi içinde de bir yolculuktur bu, insanlarla daha yakın bağlantılar kurarsın, gerçeklerinle yüzleşirsin senle bağlantılı her şeyle.

    sonra sana uzakmış gibi görünen ölüme oğlundan daha çok yaklaşırsın; oğlun gelir, seni bulur, uzatır elini, seni çeker kurtarır.

    dualite üzerine bir film.
  • zıtlıkların bir arada olduğu güzel bir iran filmi..başrol oyuncusu masoud rayegan müthiş bir oyunculuk sergilemiş adeta yaşamış filmi..
  • hayatımda en çok korktuğum duygu pişmanlık... tüm film boyunca mahmudun hissettiği şey de tam olarak bu.yaptiklari, yapamadıkları....hayattan kaçırdıkları ailesine vermedikleri..benim için en can alıcı sahne ise asad 'a kendisini götürmesi için para teklif ettiğinde ailemle vakit geçireceğim deyip kabul etmediği sahne oldu.
    paranın gücün statünün ailenin önüne geçmemesi gerektiğini geç de olsa öğrenmiş oldu mahmud.
    ayrıca filmin son dakikalari o kadar gerildim ki bunu en son kurak günlerin son dakikalarında yaşamıştım.velhasıl iran sinemasi bu işi iyi yapıyor.
hesabın var mı? giriş yap