1 entry daha
  • roma imparatorluğu'nun birleştiricisi ve toparlayıcısı olan efsanevi general ve imparator. bilhassa modern tarihçiler tarafından ciddi biçimde hakkının yendiğini düşünsem de yeri kesinlikle spurius cassius vecellinus'un, quintus fabius maximus rullianus'un, scipio africanus'un, gaius julius caesar'ın, augustus'un, hadrianus'un, traianus'un yanıdır; roma'yı roma yapmış idarecilerdendir.

    bir kere roma'yı roma yapmak demişken bunu sadece imparatorluk için değil, ebedi şehir için de rahatlıkla söyleyebiliriz. zirâ, kendisinin projesiyle inşa edilen ve katlinden kısa bir süre sonra tamamlanan aurelianus surları, şehri tamı tamına 1600 sene korumuştur.

    (bkz: aurelianus surları/@ncpzbsn)

    ama bu surlar, kendisinin en büyük başarıları listesinde muhtemelen ilk üçte bile yer almayacaktır. çünkü aşağı yukarı kırk senedir taht çatışmaları, praetorian muhafızları'nın hainlikleri, barbar akınları, ekonomik çöküş ve doğu cephesinde sasaniler'e sürekli kaybedilen savaşlar nedeniyle idari ve askeri anlamda yıkılmanın eşiğine gelmiş bir imparatorluğun başında kendisini bulan sirmium doğumlu karizmatik adam, sadece beş sene içerisinde imparatorluktan kopmuş olan iki görece büyük merkezi devleti yıkarak yeniden imparatorluk bünyesine dahil etmiş ve imparatorluğu m.s. 260 senesinden beri ilk kez tam anlamıyla birleştirmiştir.

    doğuda tam bir halk kahramanı olan septimius odaenatus'un eşi zenobia, eşinin ölümü sonrasında doğudaki pek çok valiyi huzuruna çağırarak kendi hükümdarlığını tanımalarını isteyip kabul etmeyenleri de öldürtünce m.s. 267 senesinde ankara'dan iskenderiye'ye kadar uzanan devasa bir alanda topladığı askeri güçle palmira imparatorluğu adını verdiği bir devlet kurmuş oldu. bir de m.s. 260'tan beri galya ve britanya'da kurulmuş olan ayrılıkçı galya imparatorluğu da düşünüldüğünde, sadece beş sene gibi bir sürede bu iki devasa firari devleti de adeta ezmiş olması, aurelianus'u hakikaten çok özel yapıyor. bu zaferlerin arasına bir de fano savaşı'nda kendisinden sayıca ciddi şekilde üstün olan alemanni ordusunu mağlup edip barbarları po nehri'nin gerisine çekilmeye zorlayarak başkent roma'yı kurtarmış olması, palmira seferi esnasında tuna nehri'nde durup gotlar'ı darmadağın edip liderlerini öldürüp got kabilelerini seneler sonra tuna'nın gerisine itmesi ve bunun üzerine de sol invictus'u ana tanrı olarak belleyip askerlerin koruyucusu ilan ederek yepyeni bir dini ve sosyal doku oluşturmuş olması ve her ne kadar sonunu hazırlasa da bir hayli gevşemiş lejyonerlere yeniden disiplin tesis etmesi kendisini gerçekten çok ama çok sıradışı bir imparator yapıyor.

    (bkz: sol invictus/@ncpzbsn)

    hıristiyan tarihçi lactantius'a göre aurelianus eğer daha uzun süre yaşayabilseydi sol invictus'u imparatorluğun tek tanrısı haline getirerek hem kadim pagan tanrıları hem hıristiyanlığı hem de museviliği yasaklayacaktır. görüp görebileceğimiz en öznel tarih yorumcularından birinin bunu iddia ediyor olması bir yana, aurelianus'un böyle bir niyeti olduğuna işaret eden hiçbir kanıt da mevcut değildir.

    m.s. 275 senesinde sasaniler üzerine çıkılan seferde imparator ve ordusu çorlu'da konaklamıştır. katibi eros'un disiplin abidesi imparator tarafından cezalandırılmaktan korktuğu için bazı praetorian muhafızları'nın isimlerinin bulunduğu bir idam listesi hazırlayıp altına da imparatorun imzasını taklit etmek suretiyle bu belgeyi ilgili muhafızlara ulaştırması sonucunda restitutor orbis, bu belgeye inanan muhafızları tarafından oracıkta katlediverilmiştir. senato tarafından sevilmediği bilinen aurelianus hakkında ölümünün hemen ardından bir damnatio memoriae postuma hükmü çıkarılmış, ancak bu daha sonra haklı olarak geri çekilmiştir.

    (bkz: restitutor orbis/@ncpzbsn)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap