• "sana mahkeme açıcam" biçimiyle, "bugün bir mahkeme açmak kaça patlar, nasıl döner, vergisi var şeyi var.." sorularını akla getiren, tehdit amaçlı kurulmuş cümlenin nesnesi.
    hem dava açsan kazanıcaksın belki de, hı?
  • konuyla ilgili diger basliklar icin (ara: mahkeme*)
  • (bkz: davacı olmak)
    (bkz: dava açmak)
    (bkz: avukat)
    (bkz: yargıç), (bkz: hakim)
    (bkz: hakim)
    (bkz: mübaşir)
    (bkz: tanık)
    (bkz: sekreter)
  • sarkini orjinal ismi yanilmiyorsam mahkemeye versem seni asarlar ve yine yanilmiyorsam ilk soyleyen 70'lerin ulkucu sarkicilarindan mürüvvet kekilli...
  • mahkeme, mutlak adaletin dağıtıldığı bir mekan olmaktan çok, devlet gücünün burjuvaziye ve onun siyasi-ekonomisine uyum sağla(ya)mayanlara gösterildiği, diretildiği ve dayatıldığı bir bürokrasi masasidir... mahkemelerde hakim, adil olan ve olmayani ayirt etmek icin yoktur, ki zaten bunun için de herhangi bir eğitimi yoktur. hakimin rolü, prosedürel adalet diye tanımlanan ama adaletle pek de bir alakası olmayan kanunları uygulamaktır, adaletin bürokratlaridir.

    mahkemeler, okul gibi, ordu gibi; insanların sisteme uyum sağlamaya itildiği; daha önemlisi düzenli refah devleti imajına zarar veren tüm aykırıların ortadan temizlendiği bir bürokrasi masasidir... ne de olsa, siyasi ekonomik sisteme karşı hareket, kaçınılmaz olarak onun yasalarına da karşı olmaktaydı... aslında kapitalizmde örneğin, işçi hareketlerinin gerçek bir mücadele alanı yaratıp yaratmadığı tartışmalıdır... işçi grubu proleterleşmişse, zaten sistemde yerini almış, kendisini proleterleşmemişten ayırmış durumdadır. o zaman, foucault'un da dediği gibi, proleterleşmemiş olanları marjinal olarak görmeye başlayacak, aykırı olarak görmeye başlayacak, ve onların hareketlerini kendi refahına zararlı görecektir... bu nedenle suç aslında sistemle asli savaşma yöntemiyken, işçi sınıfı için bile ortadan kaldırılması gereken bir pislik olarak görülecektir... mahkemeler de bunun devlet adına yapıldığı ofislerdir...

    mahkemelere bir de adalet ve halk maskesi takılmıştır... özellikle jüri sistemi, insanlara "adalete halkın karar verdiği" ilüzyonunu vermiştir ki bu da hegemonyanın ve sahte bilinç oluşumunun ta kendisidir... zaten insanlara neyin iyi neyin doğru olduğunu gösteren, bu koşullara göre eğiten devlet sistemi; o jürileri de eğitmiş ve sosyalleştirmiş olacaktır... ne de olsa, daha önce suç işlemiş olanlar; ya da suçlu ile aynı sosyoekonomik ve kültürel profili olan insanlar jüriye alınmamaktadır...

    mahkemelerin çoğu halkın izlemesine açıktır... çünkü ordaki amaç, adaleti sağlamak değil, zaten ne olacağı belirli bir bürokratik karari bir şova ve izleni şölenine dönüştürmektir...

    adalet mülkün temeli, mahkeme de mülkün polisidir... mülkü korur, mülk sahibini korur; tabi proudhona göre mülküyet hırsızlıktır; mahkemeler de hırsızı koruyan devlet gücüdür...
  • davacı olsanız bile, hakim izin vermedikçe oturmamanız gereken yer.
  • "
    tevekkul ile
    basini egdi
    yorgun gozlerini
    kapadi
    gectigi sirat koprulerinin
    sonunda
    ne cennet ne cehennem
    hic bisey bulamamisti.
    ruya gormezdi pek
    baskalarinin hulyalarini
    hayallerini paylasirdi
    ama bir gece
    birden
    sabaha yakin
    daha yeni yatmisken
    uyandi.
    bir tas meclisin ortasinda
    kendini seven
    esinin dostunun
    onu
    mahkeme ettigini
    gormustu.
    ve
    aglamayan genc adam
    ruyasinda agliyordu.
    sabahin huzurunda
    icinden yurumek geldi
    derince ruhunda
    yasadigi acilarin
    ve guzelliklerinin hesabini yapti,
    ama her dost
    bir ayna ise eger
    bizi bize yansitan
    her seyimiz ile
    aynasiz iken
    kendine bakamadigini anladi.
    kimse yok mu?
    diye haykirsa da
    gunler ve geceler
    her seyi ondan almis
    ayirmisti
    kasinin uzerinde gozun var
    diyecek
    bir sese muhtac
    kendini mahkemede sandi,
    yargicsiz avukatsiz
    ve davacisiz.
    hissettigi bosluk,
    bir noktanin
    cogalip
    evreni doldurmasiydi.
    "
  • ingilizcesi court olan kelimedir.
  • çok temel bir ifadeyle mahkeme devletin insan öldürmeyi meşrulaştırmak amacıyla kurduğu kurumun adıdır. neden? çünkü, siz kendi haklı gerekçelerinize göre birini öldürürseniz suç işlemiş olursunuz ve toplum size katil der; ancak devlet bu kişiyi "kitabına göre" yargılayıp öldürürse bunun adı adalet olur ve toplum hak yerini buldu der. bunun üzerine siz devlete katil derseniz yine suç işlemiş olursunuz. ancak bu defa adınız devlete göre illegal, topluma göre anarşist olur. *
  • resmi muhakeme ortamıdır
hesabın var mı? giriş yap