• tam adi queer eye for the straight guy olan reality show nanesi..
  • 2003 yılında queer eye for the straight guy olarak yayınlanmış, şimdilerde ise netflix tarafından yeniden çevrimi yapılan program. her bölümde farklı alanlarda uzman 5 farklı gayin hetero erkeklere mentorlük yapmaları işleniyor.

    ilk 3 bölümü izlemiş biri olarak, hem öğretici, hem iyi hissettiren, zaman zaman da duygulandıran bir program olmuş. sanatla ilgilenmek, giyimine kuşamına hayatına özen göstermek güzel şeyler. o yüzden keyifle izliyorum.

    son olarak jonathan'a kocaman sarılmak istemekle beraber, antoni'ye aşıkım diyerek bitireyim.
  • günün 24 saati mountain dew içen neckbeard'ları, instagram'da %10 indirim kodlu daniel wellington paylaşımları yapan adamlara çeviren program. tüm programı anlatabileceğim bir gif olsa, o gif kesinlikle bu olurdu*. hitler gif'i koyarak olayı ofansifleştirmiş olabilirim, siz bana aldırış etmeyin, bayılarak izledim. bir bölüm izler uyurum diye diye bokunu çıkarmışım.

    heteroseksüel erkeklerin, özellikle izlemesi gereken bir program. giyinmeyi bilmiyoruz beyler, kabul edelim. queer eye'dan öğrendiğim birkaç tüyoyla kadinumu etkileyeceğim. pomadımı sürdüm seni bekliyorum.

    hayatının belli bölümlerinde gay erkeklerden hoşlanan heteroseksüel bir erkek olarak, tekrardan yönelimlerimi sorgulatmayı başardılar. programdaki "hipster or hobo" tipli adaylardan bahsetmiyorum; kimden bahsediyor olabilirim? the strokes tişörtü giyen joker ağızlı antoni'den elbette. tüm gün sangria içip gepçük mimiklerini izleyebileceğim bir erkek. fakat gay. fakat gay. fakat gay. gayoğlu gay hatta. dünyadaki en yakışıklı adamların gay olmasından rahatsızım. evet matt bomer, sana diyorum! bakma bana öyle...

    jonathan'la birbirimize esmer şekerli diy lip balm'lar yapıp sürmek, şişen göz kapaklarımıza poşet çay koymak, manikür pediküre gitmek istiyorum. bana simli oje sürsün, kardaşyanlardan, jenner'lardan bahsedelim. jonathan, arkadaşım ol asap.

    --- spoiler ---

    ikinci bölümde, uygulama dünyasının martha stewart'ı diye bahsedilen * hintli neal, ayyyyynı kim thayil'di. bi an korktum, kim thayil ne arıyor lan yarışmada dedim.

    programda her siyasi görüş, meslek grubu, renk ve ırktan tip var. altı çocuklu katolik adamlardan, grab them by the pussy'ci redneck polis memurlarından, ailesine açılamamış gay'lere kadar. hepsinin ortak noktası, konfor alanlarından çıkamamış, pasif, salmış, özgüvensiz adamlar olmaları. tabii, kimse bir günde hayatlarının değişmelerini beklemiyor, "muhteşem beşli" sayesinde ufak adımlar atıyorlar sadece. çevresine şebeklik yaparak kırılganlığını örtmeye çalışan, 33 yaşına gelmesine rağmen stone temple pilots ve evil dead'li posterlerle yaşayan adamlar vardı yahu. allah dedim gelecekteki halim, yetiş ya scott weiland -yetişemedi-. hele yedinci bölümdeki ev blaxploitation filmlerinden çıkmaydı, korktum.
    --- spoiler ---
  • heteroseksüel erkek arkadaşlarımın büyük bölümünün izleyip feyz almaları gerektiğini düşündüğüm, yer yer reality show tadı veren baştan yarat programı. beş adet vizyonlu gay adamın bir araya geldiği yerde eğlence ve duygular şelale tabii. keşke jonathan kankam, antoni de müstakbel kocam olsa.
  • bir grup gay erkeğin, muhteşem enerjileri ve estetik algılarıyla heteroseksüel erkeklere giyinmeyi, kişisel bakımı, ev düzenini, yemek yapmayı ve sosyal kabiliyetleri öğrettikleri eğlenceli netflix programı.

    yer yer kişisel gelişim zırvaları yer alsa da ekip öyle tatlı ve samimi ki yapılanlar ve söylenenler asla itici gelmiyor. hayatlarına değdikleri erkeği baştan aşağı değiştiriyorlar ve bunu muhteşem bir saygı, anlayış ve hoşgörü çerçevesinde gerçekleştiriyorlar. bence erkeklerin de kadınların da bu programdan öğreneceği çok şey var.

    ekibin kuaförü olan ve kişisel bakım öğreticiliği yapan (bkz: jonathan van ness) ise gerçek bir ikon. bayılarak seyrediyorum.
  • aslında queer eye dediğimiz şey olmasa giyim, kuşam, mimari herşeyin ne kadar renksiz olacağını alttan alttan gösteriyolar bize. zevkle seyrediyoruz.
  • göynümün fahri julian casablancas'ı antoni'ye, ikinci sezonda da bayıldığım program. yıllardır platonik hisler besleyip en sonunda açılabildiğim erkek gay'miş gibi hissediyorum. yaşadığım travmanın haddi hesabı yok, antoni, neden gay'sin yani şimdi, neden tüm yakışıklı erkekler gay olmak zorunda... hayatın pandik atma yolu sanırım, yakışıklısın, çok güzel yemek yapıyorsun (adam şef ulan), sporunu aksatmıyorsun, tatlısın, ama gay'sin ya allah kahretsin. seni ağlatanları skeyim antoni, üç kuruşluk dünya, gel ağlama. sana çok güzel bakacağım, elini sıcak sudan soğuk suya sokmayacağım, gel allahsız, çağırmazdım acil olmasa... o koca gebeş ağzına, ara sıcak, ana yemek ve tatlı aynı anda girer. ahh benim kınalı yapıncağım, anan baban sevmedi mi seni?

    "öyle arada bir bakma içim gidiyor
    gözyaşını verme baharın yerine"

    jonathan'ın crop top'larına bayılıyorum. canıtın'la arkadaş olsak, bağıra çağıra konuşup maria sharapova'nın desibel rekorunu egale ederdik. adamın, sadece 1 saat uğraştığı saç kesimi, boya, bakım gibi şeylere bakarak paçozluğuma sinirleniyor ve gebeşliğimi üzerimden atmam gerektiğini düşünüyorum. gel bi el at saçıma, yanık saçlı görümce gibi geziyorum ulan. şaka maka, programı izleyip saçlarıma ayar çektirme kararı aldım. canıtın kardeş, sümüğünü dahi atmayacağın, allah'ın siktir ettiği bir yerde yaşıyorum, bebeksiliğinle beni bile etkileyip "şuraya röfle mi attırsak abla, nasıl durur? bence de yakışmaz, ne bileyim sormak istedim sadece." diyen insanlara çevirdin, bebişim.

    kadın-erkek fark etmez; programa katılan insanların genel sorunu, iş-ev arasında gidip gelmekten aynaya bakmayı unutup içlerinde bulundukları uzun süreli bu durumu normalleştirmeleri. herkes depresyonda, genellikle hepsi çok çalışmalarının aksine, yoksul diyebileceğim tipler. içlerinden sıyrılan var mı? var. o da çok çalışmaktan salmış, ne fark eder? götü göbeği salıp fast food'a yönelmişler, bin yıldır aynı kıyafetleri giyiyorlar, saçlar kesilmiyor, bir ton cilt hastalıkları var, hiçbiriyle uğraşamadıkları için en az 10 yaş büyük ve çökmüş görünüyorlar.

    yeni sezonla birlikte, çeşitliliği iyice arttırmışlar, belediye başkanları, transeksüeller, 18'ine yeni basmış singer songwriter'lar vs. bernie sanders delegelerinden hipster belediye başkanı ted terry'nin değiştirildiği son bölümde çok eğlendim. belediye başkanına bak ya, 20 cm sakalla geziyor, dövmeli kız arkadaşı var, fesleğeni sarmaya çalışan antoni'ye "joint mi o:)) mrk etmeyin bizim şehirde yasal ahı ahı..." diyor. bizim belediye başkanının vizyonu, kaldırım yapmakla sınırlıyken adamlar, başka ülkelerden politikacıları evlerinde ağırlıyor, onlara yemekler yapıyor, göçmen sorunları hakkında kalıcı çözümler buluyor ve bunları henüz 30'larının ortasındayken yapıyorlar; bir ayağı çukurdayken, yediği önünde yemediği ardındayken değil.

    ikinci sezon ikinci bölüm, şimdiye kadarki en iyi queer eye bölümüydü. nasıl güzel, nasıl naif aşkları vardı çiftin, izleyip izleyip ağladım şerefsizim. gözümden kalpler fırladı. ikinci bölümde ağlamayan göttür, gavattır, hayvandır... ağlamayan benimle konuşmasın.

    not: queer'i neden homo diye çevirdiniz, ben bile rahatsız oldum ki ömrüm ofansif stand up'lar izlemekle geçiyor skdkdkd.
  • ya bana dunyanin en mal programini izletecekler ha, bu antoni nediiiir? ekran karsisinda agzimi burnumu toplayamiyorum, surekli community'deki anne gibi 'ouuuwwwwww!!!' yapip duruyorum ekran karsisinda... bu kadar mi guzel bir yuze, guzel bir guluse, sicacik gozlere sahip olunur...

    elmyra gibi sarilasim var kendisine, kendimi kandiriyorum, yok yok gay degildir degildir bunlar hep pr diye..

    di mi...?*
  • dizayn işiyle uğraşan adama hasta olduğum program. mhmm, hayır, düşündüğünüz anlamda demedim. kaç yıllık mutlu bir evliliğim var.* şaka bir yana bobby berk adlı bu arkadaş o kadar mükemmel işler çıkarıyor ki, bu programı sırf evleri nasıl dizayn etmiş görmek için izliyorum. 3 günde koskoca evleri baştan aşağıya dekore ediyor. gerçekten inanılmaz. diğer queer‘ler bu adamın yaptığının onda birini bile yapmıyorlar tüm bir bölüm boyunca. bence başlı başına kendisinin sunduğu bir dizayn programı olmasını hakediyor bu bobby.
  • antoni’ye değinmeyeceğim haklı isyanlar yerinde yapılmış. tekrara düşmeyelim.

    sanırım onca değişimden en çok etkilendikleri, evin dekorasyonu oluyor. içlerinde en zorlu işi bobby çıkarıyor.

    jonathon, tatlım saçlarına bayılıyorum. hareketlerin, mimiklerin çok tatlı. içlerinde favorim sensin. bu bir reality showsa en çok sen izlettiriyorsun programı.
hesabın var mı? giriş yap