• istanbul bilgi üniversitesi müzik bölümünde nefesli çalgılar hocası..
    aslen tenor saksofon çalmakta..çok tatlı biridir,dersleri de oldukça eğlenceli geçer..
  • bilgi müzikteki gerçek efsanevi jazz müzisyeni. charles mingus'la çalmış baba saksafoncu...
  • didgeridoo ve altoyu ayni anda calabilen,sempatik bir muzisyen ve hoca.ensemble dersine nota goturmezseniz"where's yo music girl,where's yo muuusic" diyerek ustunuze yurur,zor durumda kalirsiniz,siz bir chorus solo calarsaniz o 42 chorus calarak karsilik verir,gikiniz cikamaz.
  • inanılmaz eğlenceli bir kişilik.hele bir de yıllarca eğitim fakültelerinde sürünmüş ve çalgı dersi adı altında dünyanın en sıkıcı temrinine maruz kalmışsanız.kendisiyle girilen her dialog ayrı bir komik hikaye potansiyeli taşımaktadır.
    bir de her ders döktüğü andy warhol incileri vardır ricky'nin ki, bir sonraki ders "bak böyle bi laf söylemiştim ben sana geçen ders, sööle bakim kimin lafıydı o" şeklinde insanı sıkıştırıp gülmekten yerlere yatırır.akademik kariyerini sonradan yapmıştır. zaten kendini bildi bileli çalmaktadır.zira burada babaannesi bile big band' de çalmış bir adamdan bahsediyoruz ki;
    (bkz: oha)
    ayrıca berbat çaldığım gayet aşikarken hiç üşenmez ve
    her seferinde
    'you saund veri guud today,yes yes ay em siriyıs' şeklinde gaz verir. ayırıca bunu tüm öğrencilerine yapar ki bu büyük müzisyenin öğrencilerine olan tavrı da eğitimin ne kadar leziz bir şey olabileceği ve illa bir takım eğitim fakültelerinde yapıldığı gibi gestapolukla pedagojik cahillik karışımı salak bir tavra gerek olmadığının en büyük ispatıdır.
  • bir gün derste istediği transkripti çalarken:
    -böyle asma suratını (yazar inciler dışındaki diyaloğu türkçe'ye çeviriyor.) music is fun, muuusic is funnn... hep eğlenmelisin...
    -peki ricky.

    başka birgün:
    -ricky, olmuyo yapamıyorum!!korkunç acılar içindeyim...yetişmiy'cek program...
    -ne acı mı?e iyi ya işte. 'no pain no gain'!!! iyidir acı. yetişeceğinin asıl göstergesi acı çekmen, devam et sen .acı iyidir. no pain no gain no pain no gain.

    bir diğer gün iki öğrenciyle daha ders yaparken:
    -you guys asmayın suratınızı ama çalıyorsunuz ne güzel işte.music is funn, music is fun.there's no pain in music...
    -e ricky iyi de daha önce no pain no gain dedin.şimdi de no pain in müysik diyosun?
    -hmmm, çalmaya devam edin siz!
    ben:
    -hehehehehe
    ricky:
    -hehehehhe
    (diğer öğrencilerle birlikte koro halinde)
    -hehehehehha
    ricky (solo)
    -hehehehehehhhe.... tamam bırakalım çalmayı ben biraz jimi hendrix dinletiyim size.
  • hayal kahvesi'ndeki acid trippin gecesinde, saksafonu cinsel ilişkiye girer gibi çaldığını görmüş, sagygı duymuştum. mikrofonu saksafonun içine sokarak üfledikçe üfledi... sonunda mikrofon dayanamayarak düştü. her sabah kalkıp düzenli saksafon etüdü çalan, disiplinli bir insan. çok yemek yediği de rivayet edilir.
  • kebapsever, çaysever.türk yemeklerine hemmen de uyum sağlamış kişilik.
    bir de bu aralar ney üflemeye merak saldı.bi' güzel çalışı var ki evlere şenlik.şirin şirin çağırıp "bak ben ne çalıyorum, dinle bakim nasıl olmuş, eleştir biraz" diyebilen inanılmaz **alçakgönüllü, dünya çapında müzisyen. penceresi minör pentatonik muallimim.
  • abdullah ibrahim , lionel hampton , yusef lateef , charles mingus , mccoy tyner , sonny stitt , mal waldron gibi aşmış kişilerle kayıtları bulunan büyük üstad.
hesabın var mı? giriş yap