şiirsel *
-
çok iğrenç anlamına gelebileceği gibi, güzel anlamına da gelebilen bir kavram, bir sıfat; şiir kökünden türemiş, şiire ait, şiir gibi anlamına gelen bir kelimedir. bazı insanların bu kelimeye karşı antipatisi vardır. gerçi olur olmaz insanların yazdığı şiirleri, gazetelerdeki iğrenç şiir köşelerini gördükten sonra bu sözcüğe antipati beslememek çok güçtür, hatta çoğu kez bu, dönüşü olmayan bir yoldur.
-
(bkz: poetic)
-
"şiirsel" olan şiir olamayan, şiirmiş gibi yapandır; şiirin simülasyonudur, aslın yerine geçmeye çalışan surettir, hologramdır. ağızlarda sakız gibi uzatılan hisli kelimeler öbeğidir. yerleşiktir, ortalamadır, vasattır.
-
yeni sorular, yeni bakışlar, yeni tanımlar lâzım.
(bkz: şiir/#2640225)
(bkz: doğu-batı dîvanı/#1882599) -
"duyguyu çok ölçülü kullanmak gerek. bizim şiirimiz bu kötü kullanılışa verilecek örneklerle doludur. hatta belki de birkaç soy ozan dışında sadece bu örneklerle." turgut uyar
-
"bir yönetmen, 'şiirsel', 'entelektüel' ya da 'belgesel' üslup üzerinde değil, yalnız ve yalnız kendi düşüncesini tutarlı bir şekilde sonuna kadar götürmek üzerinde kafa yormalıdır. bu amaç uğruna nasıl bir kamera kullandığı yalnızca onu ilgilendirir. çünkü sanatta belgesel bir otantiklik ve nesnellik olmaz. nesnellik her zaman için yönetmen nesnelliğidir, yani özneldir. bu, yönetmenin belgesel bir malzemeyi birleştirdiği durumlarda bile böyledir." andrey tarkovski - die versiegelte zeit
"ve, glossaire (eski ve az bulunan sözcükler sözlüğü) adlı yapıtında bir yandan bazı sözcüklere şiirsel bir tanımlama, yani sesli kesim ile sözel ruh arasındaki karşılıklı içerimlerin bireşimi olacak bir tanımlama arayan, öte yandan da, daha yayınlanmamış bir yapıtta kendi gözünde, özellikle duygulandırıcı olan bazı sözcükleri kılavuz edinerek yitik zamanın ardına düşen leiris'in* bu ikili girişimini doğrulayan şey de budur işte. buna göre, şiirsel sözcük küçük bir evrendir." jean-paul sartre - qu'est-ce que la litterature*
"ozan bu küçük evrenlerden birkaçını biraraya getirdiğinde, elindeki renkleri bez üzerinde birleştiren ressamın yaptığı işi görmektedir; bir cümle kurduğu sanılır, oysa bu bir dış görünüştür: o bir nesne yaratmaktadır. nesne-sözcükler, tıpkı renk ve sesler gibi, aralarındaki uygun ve aykırı büyülü çağrışımlarla biraraya gelir, birbirini çeker ya da iterler, tutuşup* yanarlar ve biraraya gelişleri, nesne-cümleyi, yani asıl şiirsel birliği oluşturur." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"şiirsel bir dilim olduğunu şairler özellikle söylerler. ancak şiirsel bir dille, şiir yazmaya elverişli dilin karıştırılmaması gerekir." tomris uyar - kitapla direniş
(ilk giri tarihi: 19.1.2017)
(bkz: şiir), şiiral, şairane
(bkz: güzel ve genç bir kadının ölümü)
(bkz: çiçek açmış genç kızların gölgesinde)
(bkz: lenore/@ibisile)
(bkz: eulalie)
(bkz: annabel lee)
(bkz: edgar allan poe)
(bkz: sevim burak)
(bkz: moutsa)
(bkz: söylev/@ibisile) -
zengin semboller ve ritimli sözlerle, edebi tarzda anlatılan.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap