silik
-
varlık gösteremeyen.
-
okunamayan
-
akılda kalmayan.
-
aldırış etmediğiniz insan müsvettelerine takılan lakap
"çok silik adam" -
kalabaligin icinde herhangi biri olmanin verdigi hafiflik. genelde fark edilmeyen, dikkat cekmeyen, cevherini yansitamayan insanlara da kondurulabilecek sifat. bir baska kisiye, bir baska seye gore bir sifat sahibi olmak mesele degildir, zira, kisi silik olmayi tercih etmisse -ki burda araya idrak girmistir coktan- kendini ispat etmek, gostermek, dikkat cekmek gibi bir niyeti/beklentisi yoktur, kim bilir, belki de takdirlerin en büyügü kendisine gitmistir de bizim kicimizdan haberimiz yoktur..
bir de ayrica (bkz: isilik)* -
kendini gözden çıkarmış olan.
-
aneanemin genis kufur yelpazesinden genellikle kizlar icin kullandigi kelime
-
bir şekilde silinmiş.
kimin sildiği, nasıl sildiği, niye sildiği, ne zaman sildiği, önemli değildir. silinmişliğin önemli olduğu durumlarda kullanılır. -
gözle görünemeyecek kadar sıradan... kader. astigmatlar hiç göremez zaten. lazerler çizmesin.
-
"* combray yakınlarındaki mountjuvain'de yaşayan silik bir piyano hocasıdır ama paris'te dahi bir besteci olarak kabul edilir. böylece yaşamdami toplumsal benliğin silikliği karşısında yaratıcı benliğin başarısı ortaya konmuş olur. (...) vinteuil'in müziğinin (özellikle de "müzik cümleciği"nin*), proust'un açıklamalarına da dayanarak saint-sanes, wagner, cesar franck, beethoven, schubert, emmanuel chabrier, ve gabriel faure'den esinlendiği ileri sürülür." mehmet rifat - marcel proust ya da bir roman yaratmak
(bkz: silikleşmek), siliklik
(bkz: sapısilik)
(bkz: siliniş), silinik
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap