• mehmet rifat'in marcel proust'u, kayıp zamanın izinde adlı romanından ve özel yaşamından hareketle incelediği yapıtı.

    mehmet rifat, bilindiği üzere türkiye'de göstergebilim üzerine çevirileri ve denemeleri ile meşhur. bu kitabında ise rifat, marcel proust'un devasa yapıtı kayıp zamanın izinde'yi adım adım anlatıyor. romanı didik didik eden, satır satır inceleyen rifat, yerinde alıntılarıyla da önemli noktların okurlar tarafından bizzat görülmesine vesile oluyor.
    incelemesinin sonlarına doğru geniş bir proust fotograf arşivi ile kitabını zenginleştirmiş.

    proust sevenler için türkçedeki nadir incelemelerden biri..
  • proust severler için çok keyifli bir kitap.gerek kayıp zamanın izinde'den yapılmış alıntılarla olsun, gerek proust ile ilgili bilinmeyen küçük ayrıntıları işlemesiyle olsun,proust fotoğraf albümüyle olsun fevkalade.ayrıca bu kitabı okuduktan sonra fark ettim ki kayıp zamanın izinde de dikkatimden kaçan şeyler de varmış.

    tabii bir de...

    en çok sevdiği iş;
    "sevmek" miş.

    olmak istediği şey ise;
    "kendim olmak isterdim;sevdiğim kişilerin beni görmek istedikleri gibi biri olmak isterdim" miş.

    canım.
  • eğer (bkz: kayıp zamanın izinde) okumadıysanız, bu kitabı da okumayın. asla proust'a giriş kitabı değildir. ben de önce proust'u okudum ve çok beğendim, proust'u okumak tek başına da elbette çok değerli ama bu tarz kitaplar olunca proust'u anlamak, marcel'in hayatıyla eserini paralel düşünmek daha güzel oluyor... kitabın içeriğinde özellikle celeste'in tanıklığı bölümünden etkilendim.
  • "*uykusuzluk çeker. yazdığı son yapıtlarını üslup bakımından çok kuru bulur. mahpus'ta* ölümü anlatılır: üremi krizi çektiği bir sırada hasta yatağından kalkıp vermeer'in delft manzara* tablosunu görmeye gider ve tablodaki "küçük sarı duvar parçası"nı, tablonun müthiş dokusunu seyrederken fenalaşır ve yere yuvarlanıp ölür." mehmet rifat - marcel proust ya da bir roman yaratmak

    "edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler bergotte'un gerisinde model olarak özellikle anatole france'ı görmüşlerdir. ama proust'un bergotte adını paul bourget ile henri bergson adlarının karışımından oluşturduğu da ileri sürülür. (...) kimi araştırmacılar yazar bergotte karakterinin gerisinde model olarak flaubert'i de görürler." agy

    "kimi kez yüceltilen kimi kez da aşağılanan biri olarak geçer. ama sonuç'ta proust'un trajik-olan ile gülünç-olanın karışımı olarak yarattığı en önemli roman kişilerinden biridir. parisli bir aristokrat olan ve saint-germain muhitindeki yüksek sosyetenin gözdesi sayılan charlus aynı zamanda kibar bir eşcinseldir. çatık kaşlı bir aristoktat, aşklarını ve öfkelerini görkemli yaşayan biridir, bulunduğu her yerde ve her zaman mükemmel bir beğeniyle tuhaf zevklerin karıştığı bir gülünçlük sergiler." agy

    [proust charlus karakterinin "bütünüyle kendisi tarafından yaratılmış" olduğunu ve gerçek yaşamda* bir modeli bulunmadığını ileri sürmüştür ancak yine de proust'un, charlus karakteri için özellikle düşmanlarını sevmeyi , dostlarınaysa kötü davranmayı huy edinmiş olan, dönemin şair ve aristokratı, dandy'si, isteriği ve dekadanı robert de montesquiou'yu model aldığı ileri sürülür.] agy

    "bir kere elstir adının, hem whistler'den (proust bu sanatçıyla ruskin hakkında konuşmuştur) hem de helleu'den* (proust bu sanatçıyı da tanımıştır ve hatta ondan armağan olarak bir tablo edinmiştir) kaynaklandığı, bu iki özel adın yaklaşık bir anagramı olduğu söylenir. (...) elstir'in tablolarındaki birçok özelliği etkileyen bir başka ressam da izlenimciliğin öncüsü sayılan ingiliz turner'dır." agy

    "kayıp zamanın izinde'de anlatıcı'ya küçüklüğünden başlayarak göz kulak olan ve onu koruyan hizmetkar. (...) françoise anlatıcı'nın yaratma çabasından* duyduğu mutluluğu tahmin edebilmekte, onun çalışmasına da saygı duymaktadır. (...) françoise karakterinin proust'un yaşamındaki modelleri arasında illiers'deki* amiot ailesinin hizmetkarı ernestine gallou ile bazı özelliklerini aldığı, proust'un 1914-1922 yılları arasındaki hizmetkarı celeste albaret gösterilir." agy

    "onunla* ilişkiye girmesi, onunla sevişmesi için uzun süre geçer. "aşk yapmak", "sevişmek" de aralarında "katleya yapmak" deyişiyle dile getirilmeye başlar. katleya (cattleya) orkide cinsinden bir çiçektir ve odette göğsüne bu çiçekleri takar. (...) odette kayıp zamanın izinde'de hiçbir zaman "anne" olan bir kadını temsil etmez; evli bile olsa, bir çocuğu bile bulunsa, o hep hafifmeşrep bir kadındır, erkeklerin bakışlarını üstünde toplayan, erkeklerin arzuladığı bir kadındır. (...) proust'un odette, özellikle 'pembeli hanım' görünümü için örnek aldığı modeller arasında, güzelliğiyle dönemin ressamlarına ve edebiyatçılarına esin kaynağı olmuş, kibar fahişe laure hayman (1851-1932) gösterilir." mehmet rifat - marcel proust ya da bir roman yaratmak

    "prenslerin ve sanatçıların yakın dostu, kültürlü, iyi konuşmasını bilen, dreyfus yanlısı charles swann şıklık düşkünü bir karakter olarak kayıp zamanın izinde'nin en çarpıcı ve adı albertine ile guermantes'tan sonra en çok geçen kişisidir (1643 kez). paris'in saint-germain muhitine girebilmeyi ender olarak başaran yahudiler arasında yer alır (tıpkı gerçek yaşamdaki modeli kabul edilen charles haas gibi). kızıla çalan sarı saçlarıyla, yeşil gözleriyle, bıyığıyla ve o seçkin monokluyla dikkat çeken swann, odette de crecy ile karşılaşır, aşık olur ve onunla evlenir." agy

    "* combray yakınlarındaki mountjuvain'de yaşayan silik bir piyano hocasıdır ama paris'te dahi bir besteci olarak kabul edilir. böylece yaşamdami toplumsal benliğin silikliği karşısında yaratıcı benliğin başarısı ortaya konmuş olur. (...) vinteuil'in müziğinin (özellikle de "müzik cümleciği"nin*), proust'un açıklamalarına da dayanarak saint-saens, wagner, cesar franck, beethoven, schubert, emmanuel chabrier, ve gabriel faure'den esinlendiği ileri sürülür." agy

    [yine proust'a göre, "aynı bedende büyük bir deha ile birlikte yaşayan insanın bu dehayla çok az bir bağlantısı vardır; yakınlarının tanıdığıysa bu insandır; dolayısıyla, sainte-beuve gibi yapıp şairi insana bakarak veya dostlarının sözleriyle yargılamak saçmadır. insanın kendisine gelince o yalnızca bir insandır ve kendi içinde yaşayan şairin ne istediğinden de tamamen habersiz olabilir." (...) toplumsal yaşamlarında baudelaire'in tuhaf, stendhal'in gösterişsiz, flaubert'in ise iyi, uysal biri olmasının yanı sıra yapıtlarının bir dehanın yapıtları olduğunu görememiştir sainte-beuve, proust'a göre.] agy

    "paris'te kontesler, düşesler fortuny mantoları, elbiseleri, sabahlıkları giyerler. dönemin ünlü tiyatro sanatçıları (sarah bernhardt) ve dansçıları (isadora duncan) da fortuny'nin çizdiği modellerden yararılmış kıyafetlerle sahneye çıkarlar." agy

    "g. deleuze, söz konusu romanın geçmişe değil, geleceğe dönük olduğuna inanır. öğrenmek de özellikle göstergelerin edinilmesiyle ilgilidir. (...) kibarlar aleminin göstergeleri (başka bir şeye göndermeyen boş göstergeler); aşk göstergeleri (aldatıcı göstergeler); izlenimlerin ya da duyumsanabilir niteliklerin göstergeleri; ve son olarak da temel nitelikli sanat göstergeleri (bütün öbür göstergeleri dönüştüren göstergeler)." mehmet rifat - marcel proust ya da bir roman yaratmak

    ["elimi çabuk tutmalıyım" derdi bana, "ölüm sırtımda, eğer bitiremezsem her şey boşa gidecek." hastaydı, sağlıksız bir yaşamı vardı, dışarı gitmezdi, yataktan çıkmazdı, yemek yemezdi, süt içer, kahve hülasası içerdi. ya da ara sıra karnı birdenbire acıkıverdiğinde, canı çörek çektiğinde, küçük bir pasta çektiğinde bunun çok iyi bir yerden alınmasını isterdi.] celeste albaret (marcel proust ya da bir roman yaratmak'ta)
hesabın var mı? giriş yap