• elif, kef ve lam ile yazılır ve yiyen anlamındadır. akıl sahibi anlamındaki kelime ayn, elif, kaf ve lam ile yazılır; 'âkıl şeklindedir.

    (bkz: #33051504)
  • ukalâlık etmiş gibi olmayalım sevgili sözlük, ama „akil“ akil diye yazılmaz, yazılsa da akil diye okunmaz.

    dogrusu uzun a ile ya da sanki iki tane a varmışçasına bir çay kaşıgı miktârınca uzun okunan şapkalı „â“ ile yazılır kî, okunuşu da dogru ifade edilebilsin.

    degerli „âkil“ kelime-i tayyibesinin cümle içinde kullanılışına örnek:

    „ne âkilem ne divâne
    gel gör beni aşk neyledi“
  • dinen :
    akıllı kimse; iyi ve kötüyü, faydalı ve zararlıyı birbirinden ayırabilen kimse.
    çocuk yedi yaşında âkıl olur. yedi ile onbeş yaş arasında iken akıllı çocuk denir.
    âkıl olmayan çocukların bütün sözleşmeleri bâtıldır, hükümsüzdür. (ibn-i âbidîn)
    âkıl olan bir çocuk, şeker, meyve gibi kendine yarar şey isterse ona satmak câiz değildir. çünkü velîsi izin vermemiş demektir. eğer, tuz, pirinç gibi evle ilgili bir şey isterse, satmak sahîh (geçerli, doğru) olur. çünkü velîsinin izin verdiği anlaş ılır. bunun izin ile alış-veriş etmesi câizdir. çocuk akıllı olmamış ise, velîsinin izni olsa da, alış-veriş etmesi sahîh olmaz. (hamza efendi) âkıl isen kıl namazı çün seâdet tâcıdır sen namazı şöyle bil ki mü'minin mîrâcıdır.
    (seâdet-i ebediyye)
  • ks: ak partili ilim adamı

    daha önceden aydın dediğimiz kişiler vardı, ne oldu onlar. türk, kürt aydınları çözüm için seferber olmuştu bir ara.
    aydın denince akla chp gelmesi sebebiyle üretilmiş bir kelime bu.
  • achilleus'a da "akil" der kimi insanlar, ben demem ama dendiğinde anlarım.
  • düşünebilme, düşünürken sorgulayabilme, eleştirilebilme, hesap edebilme ve kuvvetli içgüdü yeteneği.
  • akıl değil âkil bağlamında;

    aklı başında, aklı selim sahibi, arif, basiretli, zeki, mantıklı, sağduyulu, sağgörülü
  • âkil'in kelime anlamı; arapça ekl “yemek”ten âkil; yiyen, yiyici.

    *ağzı âkilü’n-nebat hayvânâtın ağzına benziyordu (bkz: refik halit karay).

    (ağzı, otobur -ot yiyen- hayvanların ağzına benziyordu.)
  • "âkıl" olan doğrusu "akıllı, uslu, bilinçli" anlamına gelirken, "âkil" olan yanlış kullanımı "yiyen, yiyici" anlamına geliyorsa (ki hem mustafa nihat özön hem de ismail parlatır'ın sözlüklerine göre geliyor), doğrusuna da bakılır, eğrisine de – bakılmalıdır.

    örneğin, filim çekebilmek için başbakanım çok yaşa dedikten kısa süre sonra bir devlet bankasından yüklüce bağış alan mükremin çıtır bunlardan hangisi? "âkıl" mı, "âkil" mi!
hesabın var mı? giriş yap