• body integrity identity disorder (beden bütünlüğü kimlik bozukluğu) denen illetten müsdarip kişilerin hayattaki tek isteği olabilirmiş hagaten. bbc'deki belgeselde ilk duyduğumda, sırtım televizyona dönük, bir yandan da ıspanak ayıklıyorum, ekranı görmüyorum ya, allah inandırsın, yanlış anladım sandım. durdum, dinledim, ağzım açık kaldı. "yok artık" nidalarıyla, gözlerim faltaşı gibi, zihnimi söylenenleri işlemeye zorladım. "bu bacak benim beden bütünlüğümü bozuyor, benim diil sanki" diye sapasağlam bacaklarını kestirenler mi istersiniz, iki kolunu birden omuzdan uçurmak isteyenler mi, bu isteğini "penisini kestirmek isteyen adamlara garip bakılmıyor da bize niye hasta muamelesi yapılıyor?" diye savunanlar mı, kısacası insan "vay amina kodumun delisi" demekten kendini alamıyor afedersiniz.
    vesselam, mesela ingiltere'de, bu kişileri muayene edip, bunun dışında başka bir delilikleri yoksa, "o kadar çok istiyorsa kendi bilir" diyerekten kesiveriyorlar neresini istiyorlarsa. sonra, hafta sonları bacağı kesikmiş gibi evde tekerlekli sandalyede prova yaparak zevkten zevke koşan insanlar, gerçekten bacaksız, ama beden bütünlükleri yerinde engelliler olarak yaşamlarını sürdürüyolar. kimisinin kendi işini görebilirken, mesela, neden iki elinden olmak istediğine, sağlıklı bir akıl eremez bence.
    yalnız, bu hastaların hepsinin çocukluğunda hayranlık duydukları ampute bir figürün olması kafa karıştırıcı bir özdeşleşme sorununu akla getiriyor.
  • bbc'deki belgesele göre body integrity identity disorder'dan muzdarip arkadaşlara amerika'da pek yardımcı olunmadığı için, orasından burasından kurtulmak isteyen ve fakat kendisini tren raylarına atmayı da hijyenik sebeplerden pek düşünmeyen kişiler kendilerini ingiliz deli hekimlerine emanet ediyorlarmış. ingiliz psikolog, kişinin deli olmadığını(!) yani her iki bacağından kurtulmak istemesinin kişi açısından son derece rasyonel ve gerekli olduğunu cerrah meslektaşlarına raporlar ise, ingiliz cerrahları iş başı yapıyorlar imiş. ilgili arkadaş ise hastalığından ve bacaklarından ve kollarından (kimi zaman 4'ünden birden evet) kurtulmuş, rahatlamış olarak ülkesine doğru havalanmaktadır. en azından deli olmadığı belgelenmiştir, inanmayan eşi dostu ise uzuvlara say-baksındır*.
  • body modification'ın son evresi. istenmeyen organların tamamen ortadan kaldırılması. parmaklarını aldıranlardan tutun da, yıllarca mahkeme mahkeme koşturup sonunda sapasağlam bacağının ampüte edilmesi için izin çıkaran adamlar var dünya üzerinde.
  • öğrendiğim kadarıyla kesilen ayağın hemen çöpe atılmadığı ve belli bir süre patolojide bekletildiği operasyon. annemin ayağı kesildikten sonra 4 gün sonra vefat etti. cenaze işlerini, mezar yerini herşeyi hallettik. konuyu bilen bir yakınımız telefonla arayıp "kesilen ayağı ne yaptınız" diye sorunca, çöpe atılmıştır diye çok üzerinde durmadığımızı söylediğimizde, ayağın kesildikten sonra patolojiye inceleme için götürüldüğünü ve 10 gün sonra çağırılacağımızı, ayağın incelemesi bitince ayağın bize geri verileceğini ve mezarın tekrar açılarak içine konulacağını söyledi. cenazenizi teslim alırken böyle saçma detaylar da insanın sinirini ayrıca bozabiliyor.

    sonradan patoloji ile konuştuğumda bu incelemenin rutin olduğunu, ölmüş veya hayatta olan hastalar arasında ayrım yapılmadığını mutlaka kesilen uzvun incelenmesi gerektiğini öğrendim. örnekler alındıktan sonra bacağı hemen teslim alabilmeniz lazım ihtiyaçları kalmıyor. ama siz talep etmezseniz, cenaze işleri bittikten sonra çağırılıp da al sana ayak git koy mezara denmesi de ayrı bir işkence şekli.
  • kol veya bacak gibi bir organın veya çıkıntı şeklinde uzanan bir oluşumun kesilip çıkarılmasıdır. gangrenin (kangren) sonunda bu yapılır.
  • eğer uzvu aniden sıkarsanız kangren riski artar ama yavaş yavaş kademe kademe sıkarsanız uzuv atrofiye uğrasa da kangren olmaz.

    internette dolaşan bir ampütasyon rehberi. (evde denemeyiniz.)
  • (bkz: phantom agri)
  • esas nokta çıkarılmak istenen ekstremitenin kemikten kesilmesidir, yani mümkün olan en kısa yol kullanılır. bir de dezartikülasyon var ki bu ekstremitenin eklemden çıkarılması anlamındadır. farkı ortada...
  • sünnet bir ampütasyon değildir. ampütasyon ilgili uzuvun ana atar damarını, toplar damarını bağlama işlemini de içerir. ampütasyonda önce keserle kesip sonrasında gazlı bezle sarmıyorlar. sünnet ise sirkümsizyon olarak da bilinir ve prepisyum isimli deri parçasının kesilmesidir ve damar filan da bağlanmaz. size sünnet yerine penil ampütasyon yapılmışsa bilemem. onu sünnetçinizle konuşacaksınız penis ampütasyonu sünnet
hesabın var mı? giriş yap