• tam adı "... and justice for all" olan albüm ve şarkı.
    "halls of justice painted green/money talking" gibi iddialı bir sözle başlar bu şarkı. türkiye'de böyle bir sözü bu kadar açıklıkla söylemek albümlerin toplatılmasıyla sonuçlanacağı için bir metallica bir megadeth çıkartamayız belki de...
  • lars ulrich'in neden dünyanın en ünlü bateristi olduğunu en net biçimde açıklayan şarkı. kaç şarkı vardır ki gidişatı ani ancak mükemmel davul ataklarıyla değiştirilebilir bilmiyorum. öyle ki bu şarkıda -hatta aynı adlı albümün genelinde- davul, gitar üçlüsünün ritmini sağlayan alet olmaktan çıkmakta ve zaman zaman vokalin bile önüne geçmektedir. zaten lars'ın grupta ve tabi ki müzik dünyasında böylesine sivrilmiş olmasının temelinde de bu, klasik davul anlayışını yıkma hırsı ve çabası yatmaktadır.
  • bas gitarin yoksunlugu, vokalin ozgunlugu, davulun (ozellikle kick) tarzi (ne diyecegimi bilemedim), $arkilarin geli$me bolumlerindeki geci$* riff'lerinin orgusunun progresife ta$an karma$ikligi ve enerjisi ile belki de muzik tarihinde tekrarlanamayacak bir ozgunluge imza atmi$ metallica albumu. cliff* olmeseydi bas gitari duyabilecek ama cok buyuk olasilikla $arkilarda inanilmaz depresif ve klinik bir hava soluyamayacaktik. james*'e hayati boyunca cliff'in yuzugunu ta$itan aci kendisini bu albumde en yogun $ekilde hissettiriyor ve tabi ki jason newsted gibi bir adam da ilk albumunde enstruman calamiyor ne yazik ki.
  • metallica 'nın geçirdiği dönemleri ikiye bölersek, bölme işlemine neden olan albüm olarak gösterilebilecek bir albümdür. kill 'em all , ride the lightning ve master of puppets birinci evredir. black albüm ve gerisi ise ikinci evredir. arada kalan ve bence adamların yaptığı en harbi albüm olan and justice for all. bu albüm ne ilk evredeki albümlere benzemekte ne de ikinci evredekilere. albümle aynı isimli parçanın konser kayıtlarından oluşan 10:47 lik klibi seyredilip olay daha da iyi anlaşılabilir.
    (bkz: muhteşem)
  • bir gun lars ulrich ucaga binmek uzere havaalanina gitmeden once sirketten yeni cikan bazi albumlerin kopyalarini alir, ucakta dinlemek uzere. ilk albumu koyar, artik kasetcalar mi discman mi oldugunu bilmedigim alete. ikinci parcanin baslamasi ile birlikte o gune kadar duymadigi, gormedigi bir soundla, tarzla karsi karsiya kalir. sarkinin adi it's so easy , albumun adi appetite for destruction ve produktoru de mike clink'dir. bunun uzerine metallica bir sonraki albumu and justice for all'u flemming rasmussen yerine mike clink ile kaydetmeye karar verir. mike clink shortest straw ve harvester of sorrow'un davul kayitlari ile ise baslar, ama yaptigi yapici elestirilere james ve lars direnc gosterir. radikal bir degisiklige gitmek istemezler ve sonunda fleming rasmussen ayni fatih terim gibi geri gelir. kayit sirasinda herkes kendi kisimlarinin yeteri kadar yuksek sesli olmadigini dusunur, herkesin sesi yukselir, ama jason'in bass'i unutulur. butun bu olaylar istemeden de olsa bu albume digerlerinden farkli olan o soguk ve keskin havayi vermistir. istemeden diyorum , cunku butun metallica uyeleri, bu albumun produksiyonundan memnun olmadiklarini cesitli defalar belirtmislerdir. zaten bir sonraki albumde kendilerini bob rock'a tam anlamiyla teslim etmislerdir.

    eger mike clink kovulmasaydi album nasil olurdu, hala cevabi merak edilen bir sorudur.
  • olayını seneler sonra farkettiğim albüm. bu albümde bas ne kadar kısıksa gitarların sesi de o kadar olmasa da bayağı az çıkıyor, davulların sesi ise aşırı yüksek. bunu yaparken ne düşündüler bilemiyorum, lars'ın ego sorunu muydu acaba.
  • hey yavrum heeeyy!açılır blackened'la kapanır dyers eve'le.lars ulrich tüm cesaretini toplamış crosslar çok daha belirginleşmiştir kayıtlarda ve kariyerinin en iyi performansını sergilemiştir.james hetfield hala öfkeli görünür,şarkı sözleri önceki albümlerdekilere göre farklılık gösterir.kirk hammett aynıdır wah wah! cliff burton ın kaybedilmesi üzerine yeni bir basçı gelmiştir bir diğer thrash grubundan ama uzunca bir süre sadece görüntüsünden yararlanılmıştır ve grup ergenlik dönemini bitirmiş sivilceler azalmış sakallar çıkmıştır.metallica tarihinin ilk devresi olan thrash devrinin son albümüdür,gürültü kesilmemiştir.kariyerin ilk klibi çekilir...ilk 3 albüme kıyasla en sert sound'un kullanıldığı albümdür.
  • metallicanın gerçek ruhunu taşıyan en sağlam albümü*..tarihi one parçasını içeren albüm..blackenedla başlayan and justice for all ile devam eden bir albüm nasıl kötü olabilirdi ki..hele o lanet olası her notası içinizde patlayan harvester of sorrow yok mudur..davulların,ritimlerin,vokalin bu kadar temiz olduğu kaç albüm vardır..metallica efsanesinin her parçası,her anı ayrı ayrı delirten en özen verdikleri albümüdür gözümde..haa bu adamlar son albümde godoşlaşmış olabilir,ama bok atmak yerine geçmişe saygı duymuyana da çekil kenara yolumu kapama derim arkadaş...
  • metallica'nın bence en özenli ve teknik albümü. rock müzik diyince hep sex'n drugs'n rock'n roll bir imaj gelir insanın aklına. ama metallica bu albümde tam tersini yapmıştır. hiç bir şarkı öyle gitarı eline alıp götünden akor sallamayla filan yazılmamıştır. her şarkı ufak ve çok güzel ritmlerin muhteşem şekilde iç içe girmesinden oluşur.

    bunun en güzel örneği de one. şarkının genelinde aynı ritm hakimdir. ama sonunda bir anda lars'ın bateri ritmi tek ritm olarak kalır. gitarlar susar. o anda "hastir nasıl bu kadar yumuşak geldik deminki alakasız riitmden buraya" dersiniz. defalarca defalarca dinlersiniz takıp kafayı. anlarsınız ki ritm her ölçüde çok yumuşak ve az değişiyor. en sonunda davul destekli gitar ritmi gidiyor. çok daha hızlı bir davul ritmi kalıyor tek başına. adamlar bunun için nasıl kasmışlar düşündükçe insan karşımıza müzik diye çıkan şeylerden nefret eder hale gelir.

    çok da anlamam müziğin teknik konularından ama bu albümün bu kadar efsane olmasının bence en önemli nedeni bu özenli ve teknik çalışmadır.
  • belki de jason'ın üvey evlat muamelesi görmesinin de payıyla basların neredeyse duyulamadığı, çok ama çok arka planda kaldığı bir albümdür, en büyük problemi de budur...
hesabın var mı? giriş yap