• michael schumacher'e bir röportajında sormuşlar. "ayrton senna yaşıyor olsaydı hala birinci olabilir miydin?" diye.

    michael schumacher'in verdiği cevap: ikinci olsam da olurdu...
  • interlagos 1991:

    her şey 61. turda başlamıştı.

    kendi ülkesindeki yarışı kazanmayı her zaman çok isteyen senna, bunu bir türlü başaramamıştır. 1991'deki yarışta da buna çok yakınken, bu kez de aracının vites kutusundaki problem buna engel olacak gibi görünmektedir.

    senna patrese'nin 40 saniye önünde liderdir. önce 3. vitesi kaybeder, sonra da 5. vitesi. 7 tur kala sağlam olarak kullanabildiği tek vites 6'dır artık.

    bu sırada patrese farkı 4 saniyeye kadar indirmiştir bile. senna'nın vites kolunu sürekli olarak sabit tutması gerekmektedir zira bunu yapmaması durumunda otomobil boş vitese düşmektedir.

    senna bu sebeple 7 tur boyunca aracı tek elle döndürmek zorunda kalır (o dönemde hidrolik direksiyon yoktu). bu turların 2'sinde hafif yağmurla karşılaşır ki, bu patrese'nin farkı daha fazla kapatamamasına yardım eder.

    viraj çıkışlarında yüksek viteste olmasına rağmen istikrarlı turlar atabilmesini sağlayan şey ise senna'nın uyguladığı sürüş tekniği olmuştur.

    sol ayağıyla debriyaj pedalına dibine kadar basarken, sağ ayağın uç kısmıyla ortadaki frene basarak viraj için yavaşlamaktadır. aynı sağ ayağın topuk kısmını ise gaz pedalına basmak için kullanır. bu sayede viraja doğru frenlerken aynı zamanda gaz vererek motor devrini yüksekte tutmakta, böylece viraj çıkışlarında yüksek vitese rağmen iyi bir motor devri yakalamaktadır.

    kendi evindeki yarışı kazanmayı o kadar istemiştir ki, kokpitteki tüm bu zorluklara karşın damalı bayrağı 1. sırada geçtiğinde, telsizden o meşhur çığlıklarını atmıştır.

    senna o kadar bitap düşer ki araçtan tek başına çıkamaz. kendine gelmeye başladığında podyuma ancak çıkabilir, ama galibiyet kupasını kaldırmakta dahi çok zorlanır. buna rağmen muhtelemen karşısındaki seyircilerden ve sevgi selinden güç alarak son enerjisiyle kupayı kaldırır.

    tarihin en iyisidir.
  • ölümü ile ilgili beni en çok etkileyen olay şu;

    1992 yılında formula 1 pilotlarından eric comas kaza yapar. hemen arkasında onu takip eden senna aracını sağa çekip comas'a yardıma koşar. hatta daha sonra comas yaptığı açıklamalarda senna'nın kazadan sonra yanına geldiğini ve aracın motorunu kapatarak patlama riskini ortadan kaldırdığını söyler. comas'a göre senna onun hayatını kurtarmıştır.

    1994 yılında ise senna o ölümcül kazayı yapar. bütün araçlar pistten çekilir. olay yerinde herkes şok içerisindedir. uzaklardan bir formula 1 aracının sesi yaklaşarak gelmektedir. herkes ne olduğunu anlamaya çalışır. araç olay yerine geldiğinde herkes panikle aracı durdurmaya çabalar. aracıyla oraya gelen pilot eric comas 'dır.

    comas daha önce kendisine yardım eden senna'ya yardıma gelmiştir. belki hayatını kurtaramadı ama ona olan borcunu hiç unutmadı.
  • sadece f1 in degil muhtemelen dunya spor organizasyonlarının en lanetli organizasyonu olan bir pilotun agır yaralandıgı iki pilotun da hayatını kaybettigi 1994 imola grand prix inde ne idugu belli belirsiz bir sebepten hayatını kaybeden pilottur.
    olumu herkesi uzmus ancak bir kişiyi daha derinden etkilemişti galiba...

    yarış durdurulmuş, ilkyardım ekibi senna yı kurtarmaya calısırken, onlarca kişi senna nın etrafında, ambulans helikopter de pistin uzerindeyken gerilerden bir araba son surat kalabalıgın arasına girer. sennanın hayatını kaybettiginden habersiz spiker o sırada bu arabanın pilotuna sovmektedir. "boyle rezillik olmaz", "kırmızı bayraklar sallanırken nasıl yarısa devam eder", "inanılır gibi degil" gibilerinden saydırır.

    oysa bilmez ki o gerilerden gelen pilot, daha once sennanın kendisine yardım edebilmek icin yarısı bırakıp pistin ortasında kosturdugu erik comas tır.

    comas, belki yardım edebilmek, belki pesinden kosabilmek belki de elinden bir sey gelmeyecegini bilse bile en azından orda olabilmek, geçmişi unutmadıgı gosterebilmek icin oraya gelmiştir....tabi ki artık cok geçtir.
  • kadınların ağlamasına gözlerimiz biraz daha alışıktır. peki ya ağlayan bir erkek görmek nasıl etkiler sizi? bu soru bir köşede dursun.

    ayrton senna formula 1 kariyerine 1984 yılında toleman takımıyla başladı. iddiasız bir araç olan toleman'ıyla, o yıl koşulan monaco grand prix'inde, yağmur başladıktan sonra amiyane tabirle "coşarak" önündeki rakipleri bir bir geçip, yarışı lider götüren alain prost'un peşine takıldı. ayrton senna farkı hızla kapatırken, alain prost her start finiş düzlüğü geçişinde yarışın sonlandırılması için komiserlere işaret veriyordu. farkı sekiz saniye civarına indirdiği 31'inci turda, yağmur nedeniyle yarış durduruldu. senna podyum ile yetinmek zorundaydı. tabii olarak tüm dikkatleri üzerine çekmişti. ikincilik kupasını donuk bir yüz ifadesiyle alsa da, podyumdan inerken verilen desteği görünce keyfi yerine gelmişti. yarış tamamlansa kimin kazanacağına dair herkes hemfikirdi.

    ertesi yıl toleman takımı ile sözleşmesi devam etmesine rağmen, başaltı takımlardan lotus'a transfer oldu. portekiz'de koşulan estoril grand prix'inde yağmur altında ilk zaferini elde etti.

    3 yıl boyunca zaman zaman parıldasa da, gerileme dönemine giren lotus takımı ile şampiyonluk mücadelesi veremedi. 1985'te estoril ve spa, 1986'da jerez ve detroit, 1987'de monaco ve detroit yarışlarını kazandı. artık rüştünü ispat etmişti. başa güreşen bir takıma gitme vakti çoktan gelmişti.

    1988 yılı için mclaren honda ile anlaştı. böylece son şampiyon alain prost ile takım arkadaşı olacaktı. sezona prost iyi girse de, sezon ortası 4 yarış üst üste kazanan senna inisiyatifi aldı. sezon boyu yapılan 16 yarışın sekizini kazanarak ilk şampiyonluğunu yaşadı. üzerinden büyük bir yük kalktığını söylemişti. zor günler geçiren brezilya'da senna ismini duyan herkes gülümsüyordu. sarı kasklı, pistlerdeki en hızlı adamdı.

    1989 yılında rekabet had safhadaydı. takım arkadaşı alain prost pabucun pahalı olduğunu anlamıştı. sondan üçüncü yarış olan ispanya'daki jerez grand prix'ini senna kazanıp mücadeleyi son iki yarışa taşımıştı. sıradaki japonya grand prix’i öncesinde, senna 6 prost 4 yarış kazanmasına rağmen, prost şampiyonada öndeydi. zaten bu da profesör lakabının kanıtıydı. her yarıştan kaç puan alması gerektiğini hesaplayıp ona göre yarışırdı. şampiyonluk mücadelesine devam etmek için ayrton senna’nın puan farkını azaltması gerekiyordu. sıralama turlarında senna ilk, prost ikinci sırayı aldı. ertesi gün start ile birlikte fırlayan prost öne geçti. 53 turluk yarışın 46'ıncı turunda senna şikan öncesi atak yaptı, ancak araçlar birbirine temas etti. önce iki araç da durdu. prost aracından indi. senna ise devam etmek zorundaydı. pist içindeki görevlilerin yardımıyla kaçış alanından geçerek devam etti. bunu gören prost, yarış kontrol odasına koştu. senna hasar alan ön kanadını değiştirmek için pit stop yaptı. bu esnada alessandro nannini liderliği aldı. kalan yedi tur içinde farkı kapatıp öne geçti ve yarışı lider bitirdi. mücadeleyi son yarışa taşıdığını sanıyordu. ama öyle olmadı. yarış komiserlerince şikanı es geçtiği gerekçesiyle diskalifiye edildi. prost şampiyon olmuştu.

    mclaren takımı sonuca itiraz etti. daha önce aynı şekilde hareket eden pilotların görüntülerini sundular. ancak kabul edilmedi.

    1990 yılında alain prost ferrari takımına geçti. sondan bir önceki yarış yine japonya/suzuka'daydı. ama bu yıl senna öndeydi. şampiyonluk iddiası için prost'un farkı kapatması gerekiyordu. geçen yıl olduğu gibi yine pol pozisyonunda senna, ikinci sırada prost başlıyordu. yarıştan önce ilk sıranın yeri değişmişti. senna ise eski haline geri dönülmesini istedi. ilk sıranın pistin kirli tarafına taşındığını, pol pozisyonu için bunun haksızlık olduğunu düşünüyordu. isteği kabul edilmedi. start verilince prost yine fırlayıp önce geçti, ancak senna hemen atak yaparak yaklaştı. viraja yaklaşınca prost kapıyı kapatmaya çalıştı. fakat senna geri adım atmamıştı. yine temas ederek beraber pist dışına çıktılar. iki pilot da yarış dışı kalmıştı. bu sonuçla senna şampiyon oldu. yıl boyunca 6 yarış kazanmıştı.

    1991 yılı başında ilk dört yarışı kazanıp farkı açmasına rağmen, sezon ortasında williams pilotu nigel mansell 3 yarış üst üste kazanarak senna'nın peşine düşmüştü. sondan bir önceki yarış olan japonya/suzuka grand prix'ine gelindiğinde halen mücadele sürüyordu. yarışın henüz 9'uncu turunda, alamadığı bir viraj nedeniyle pist dışına çıkan nigel mansell yarış dışı kalınca senna şampiyonluğunu ilan etti. michael schumacher ise bu sezon formula 1'e adımını atıyordu.

    sezonun ikinci yarışı olan brezilya/interlagos grand prix'inde unutulmaz bir direnç göstermişti. daha önce kendi ülkesi olan brezilya'da yarış kazanamamış olan senna, açık ara lider götürdüğü yarışın bitmesine yedi tur kala vites kutusuyla boğuşmaya başladı. araç 6'ıncı viteste takılı kalmıştı. müthiş efor sarfederek, bütün virajları en üst viteste dönmek zorunda olduğu yarışa devam etmiş, düşen hızı nedeniyle açtığı fark hızla kapanmasına rağmen, riccardo patrese'nin yaklaşık 3 saniye önünde damalı bayrağı görmeyi başarmıştı. kendisine uzatılan brezilya bayrağını alıp dalgalandırmaya başladı. ancak zafer turunu tamamlamaya dahi mecali kalmamıştı. hafif baygınlık geçirerek aracından sağlık görevlilerinin yardımıyla çıkmış, omzunu tuta tuta podyuma gelmişti. iki eliyle deneyip sol omzu yüzünden kaldıramadığı birincilik kupasını son bir hamleyle tek elle kaldırdığında, yüzünde gurur dolu bir ifade vardı.

    1992 ve 93 sezonları ise hayal kırıklıkları ile geçti. williams renault, çok öne çıkan bir araç tasarımıyla her iki sezonu domine etti. 92'de nigel mansell, 93'te ise alain prost şampiyon oldular. senna ise mutsuzdu. aracı williams ile baş edemiyordu. buna rağmen iki sezonda 8 yarış kazanmasını bilmişti. 93 sezonu içinde williams ile görüşmeye başlamıştı. ropörtajlarda bu konuda sorulan soruları, biraz da huzursuz şekilde, ama dürüstçe yanıtlıyordu. 94 yılına farklı takımda başlayacaktı. schumi ise adından söz ettirmeye başlamıştı.

    1992 belçika/spa grand prix'i antrenman turlarında yürekleri ağza getiren bir olay yaşandı. ligier renault pilotu eric comas ağır bir kaza geçirdi. hemen arkasından ayrton senna geliyordu. epey hasarlı durumdaki aracın yanından yavaşça geçen senna, yüksek devirde gelen motor sesini duymuştu. bunun anlamı pilotun ayağının gaz pedalına basılı halde kalması veya araca hükmedememesi olmalıydı. aracını durdurup devam eden arabaların arasından koşarak geçti ve eric comas'ın yanına vardı. 7000-8000 devirde çalışan motorun kontağını kapatıp sağlık görevlileri gelene kadar eric comas'ın başını sabit halde tuttu. kimbilir, belki de eric comas'ın hayatını kurtarmıştı. zira motorun patlaması halinde olacaklar tahmin edilebilirdi..

    1993 yılında "rainmaster nedir?" sorusunun cevabını donington park'ta dost, düşman herkese gösterdi. yağmur altında başlayan yarışta start verildiğinde 4'üncü olan senna, daha ilk tur bitmeden schumacher, damon hill ve prost'u geride bırakıp liderliği aldı. yarış bittiğinde en yakın rakibi hill'in tam 83 saniye önündeydi. damon hill haricinde bütün pilotlara tur bindirmişti. sezonu şampiyon bitirecek olan prost da bu pilotların arasındaydı. yarış tarihinin en etkileyici performanslarından birini göstermişti. ancak bütün yarışlarda yağmur yağmıyordu. sezon sonu mclaren takımı ile "severek" ayrıldılar. senna artık williams renault adına yarışacaktı.

    1994 sezonu öncesi bir takım kural değişiklikleri getirildi. "araçlarda sürüşü etkileyecek elektronik aygıt bulunamayacağı" kuralı ise williams takımının en büyük avantajını elinden almıştı. araçlarını son dönemde buna göre dizayn eden williams mühendisleri, bu aygıttan mahrum kalınca denge sorunuyla boğuşmaya başladılar. senna yaptığı testlerden çok memnuniyetsizdi. aracına güvenemiyordu. bu şartlarla başlayan sezonun ilk iki yarışında senna finiş göremedi. huzursuzluğu iyiden iyiye artmıştı. 3. yarış olan san marino/imola grand prix'inde kendi adına "sezonu açmak" istiyordu.

    29 nisan cuma günü pilotlar piste çıktılar. jordan adına yarışan rubens barrichello çok ciddi bir kaza geçirdi. aracı uçak misali havalanıp lastik bariyerlerin üzerine çıktıktan sonra taklalar atarak yere düştü. barrichello bilinçsiz şekilde aracından çıkarıldı. muayenesi sonucu kazayı ucuz atlattığı anlaşıldı. vatandaşının ziyaretine giden senna, barrichello'nun şok geçirse de iyi durumda olduğunu söyledi.

    30 nisan cumartesi günü sıralama turları seansı başladı. ayrton senna iyi bir derece yaparak garaja dönmüştü. simtek takımının avusturyalı pilotu roland ratzenberger, villeneuve virajını alamayarak dik açıyla beton bariyerlere çarptı. ratzenberger'in kaskının hareketsizliğini gören senna'nın içi cız etmişti. formula 1 sağlık direktörü sid watkins ve görevliler kaza yerine koştular. hastaneye kaldırılan avusturyalı pilot, kafatasında meydana gelen kırık nedeniyle hayatını kaybetti. haliyle herkesin yüzü düştü. gözyaşlarını tutamayan senna, sıralama turlarına devam edemedi. attığı tek tur pol pozisyonu için yetmişti.

    kaza sonrası sid watkins ile senna bir ara sohbet ettiler. kır saçlı doktor senna'ya "emekli olalım, 3 şampiyonluğun var yetmez mi? gidip balık tutalım" diye sordu. senna ise bırakmaya hazır değildi. "yapamam sid, tek bildiğim iş bu, sabah gözlerimi yarışmak için açıyorum" dedi.

    ve 1 mayıs 1994. araçlar start finiş düzlüğündeki yerlerini aldılar. ışıklar söndü ve yarış başladı, başlamasıyla birlikte yine kaza oldu. pedro lamy, startta aracını hareket ettiremeyen j.j.lehto'ya arkadan çarptı. piste fırlayan lastik ve otomobil parçaları yüzünden güvenlik aracı yarış alanına girdi. 5 tur boyunca temizlik yapıldı. 6'ıncı turda temizlik bitti ve güvenlik aracı pistten çıktı.

    yarış tekrar başlamıştı. senna önde schumacher peşindeydi. 6'ıncı tur bitti, 7'nci tur başladı. start finiş düzlüğünü geçen senna, tamburello virajına yaklaştı, direksiyonu çevirdi. ancak araç dönmedi...

    son bir hamle ile hızını 306 km/saatten 211 km/saate düşürerek beton duvara çarptı. sağ tarafı paramparça olan araç, metrelerce sürüklendikten sonra durabilmişti. yakınlaşan kamera senna'nın hareketsiz gözüken kaskında küçük bir kıpırtı yakaladı. formula 1 sağlık direktörü sid watkins ve görevliler derhal müdahale ettiler. senna araçtan çıkarılıp yere yatırıldı. sid watkins, nefes almayı bırakan senna'ya trakeostomi yaptı. kan izleri görülebiliyordu. yarış durmuş, araçlar garajlarına dönmüştü. senna'nın helikopterle hastaneye sevk edilmesine karar verildi.

    araçların hepsi garaja dönse de bir tanesi piste tekrar çıktı. eric comas kimbilir hangi düşüncelerle senna'ya doğru gelmeye çalışıyordu. kırmızı bayrak sallayan görevlilerin şaşkın bakışları, spikerlerin "saçmalık bu!" nidaları arasında tamburello'ya vardı. senna'ya yardım etmek istiyordu. kaskını sabit tutabilirdi mesela. veya kapanması gereken bir kontak olabilirdi. ne olursa olsun, olması gereken yer tamburello virajıydı...

    sid watkins ise senna'nın son nefesini verdiğini anlamıştı. asla balık tutamayacaklardı.

    yerden yükselen helikopteri izleyenler, bir gün pistlere dönmesi için dua ediyorlardı. oysa helikopter yaralı bir pilot değil, hüzün taşıyordu. resmi açıklama 18:40'ta yapıldı, senna'nın ölüm saati 14:17 olarak bildirildi.

    verdiği bir ropörtajda, bir gün ağır bir kaza yapması halinde, yatalak veya sakat kalmak yerine ölmeyi tercih edeceğini söylemişti. her şeyin orada, bir an içinde olup bitmesini isterim demişti. istediği gibi oldu. tamburello virajı girişinde hayattaydı, çıkışını göremedi.

    hastanede tulumunun içinden avusturya bayrağı çıkmıştı. yarışı kazanması halinde bu bayrakla zafer turu atacak, bir gün önce ölen roland ratzenberger'i anacaktı. planlar tutmadı. yarışı michael schumacher kazandı. ne bir zafer turu atıldı, ne şampanya patlatıldı.

    ayrton senna'nın 41 yarış kazandığı kariyeri, 23 yıl önce bugün, 1 mayıs 1994'te sonlandı.

    zaman durmadı, seneler geçti. 6 yıl sonra 2000 italya/monza grand prix'inde, michael schumacher kariyerinin 41'inci zaferini kazandı. basın toplantısı başlarken durgundu. yarışı genel olarak değerlendirdikten sonra sorulara geçildi. ilk soru "41'inci yarışını kazanarak ayrton senna'yı yakaladığı, bunun kendisi için özel bir anlam ifade edip etmediği" idi. schumi cevabını böyle * verdi.

    ayrton senna pist üzerindeyken, en sevdiği işi yaparken, hızlıyken, genç yaşta öldü. hafızalarda her daim bu şekilde yer ediyor..
  • 1992 belçika gp'sinde sıralama turları esnasında hemen önünde seyrederken çok ciddi bir kaza yapan ve arabası paramparça olan erik comas'ı seyretmek veya yanından tırıs tırıs gitmek yerine kendi aracını durdurup henüz sarı bayrakları farketmeyip vızır vızır geçen diğer otomobillere aldırmadan, hayatını riske etmek pahasına comas'ın yardımına koşan ve onu hurda haline gelen araçtan çıkaran pilot. yaptığı çılgınlıktı belki de ama o seviyeye gelmiş bir pilot olarak bir makina değil en delikanlısından bir insan evladı olduğunu bizlere göstermiş, formula 1'in cesur yüreği... güzel olan her şey gibi erken biten...

    önceki link ölmüş ersnntn yeni link gönderdi: http://www.youtube.com/watch?v=eogiguiuyz4
  • sene 1991. brezilya. interlagos pisti. yarışın bitimine 10 tur kala ayrton senna, ricardo patrese'nin yaklaşık 40 saniye önünde rahat bir liderlik sürdürmektedir. herkes yarışı onun kazanacağından emindir. üstelik bu zaferin çok ama çok büyük bir anlamı da vardır. senna'nın evinde, brezilya'da kazanacağı ilk grand prix olacaktır.

    derken en istenmeyen, en beklenmeyen şey olur. senna'nın aracının vites kutusunda problem çıkar. önce 4, sonra 3, 2 derken 6. vites hariç bütün viteslerini kaybeder senna. 6. vites hariç hepsini. yarışın geri kalanını, eğer tamamlayabilirse, tek vitesle bitirmek zorundadır artık ayrton. elbette bu sorun tur zamanlarına derhal yansır. patrese hızlı bir şekilde arayı kapatmaya başlar. galibiyet artık tehlikededir.

    fakat senna neden efsane olduğunu ispatlar o gün. yarışın geri kalanını o tek vitesle tamamlar. pistin en hızlı düzlüklerinde de en yavaş virajlarında da o 6. vitesle gitmektedir. ki f1 arabalarının kontrollerinin çok ama çok daha zor olduğu, herşeyden öte vitesin manuel olduğu o günlerde bunu başarabilmek, aracı o halde yolda tutabilmek fiziksel anlamda hiçbirimizin tahmin bile edemeyeceği kadar zordur, yıpratıcıdır. fakat senna enerjisinin son damlasına kadar harcayarak savaşır arabayla o gün. ve inanılmazı başarıp o tek vitesi kalmış mclaren ile patrese'nin sadece 3 saniye önünde damalı bayrağı görür.

    tribünlerdeki binlerce brezilyalı deliye dönmüştür. brezilya'nın dünya kupası'nı kazanması kadar büyük bir olaydır bu onlar için. senna'nın arabası daha fazla dayanamaz ve çizgiyi geçtikten bir süre sonra istop eder. pist görevlileri bir taraftan çılgınlar gibi sevinirken bir taraftan sararlar senna'nın aracının etrafını.

    ama herkesten çok senna sevinmiştir bu galibiyete. arabasının içinde çığlıklar atmaktadır. fiziksel olarak bitmiştir, arabadan çıktıgında kolunu dahi oynatamamaktadır. podyumda kupayı zor kaldırır. ama değmiştir herşeye. kendi evinde, kendi seyircisi önünde mükemmel bir zafere imza atmıştır.

    bu akşam interlagos'ta 2006 formula 1 şampiyonu belli olacak. aklıma bu yarış geldi nedense.

    kolay kolay efsane olunmuyor.

    buyrun bu da videosu: http://www.youtube.com/watch?v=3eydmazzede
  • dun kendisini anlatan senna'yi izledim.

    tum olaylari biliyor olmama ragmen kaza sonrasi ve cenaze goruntulerinde cok kotu oldum. oyle ki, 88 dogumlu biri olarak hic canli izlemedigim, duygusal bag kurmadigim bir insanin olumune bu kadar uzulebilecegimi hic dusunmemistim. yani kobe bryant oldugunde cok kotu olmustum ama yasim nedeniyle ayrton senna'yi yasarken bilmiyordum bile, iki durum birbirinden cok farkli. ustelik bu belgesel/film 25 yil oncesini anlatiyor ve surpriz degil.

    tabutun ilk gorundugu an ve cenaze toreninde bulunan insanlar ve ayrton ile birarada olduklari onceki goruntulerinin art arda verilme anlari bir spor belgeselinden bir anmaya donusturuyor isi resmen. 36 yasinda bir insanin, tum dunyanin izledigi bir anda oylece gitmesi hala cok garip geliyor.

    doktorunun dedigine gore vucunda hic bir morluk ya da kirik yokmus. basina gelen o parca 15cm asagi ya da yukari gelseydi aractan yuruyerek ayrilabilirmis. ancak iste oyle bir aciyla geliyor ki o viraja, geri donusu de olmuyor.

    6. viteste takilip kalan aracla yaris bitirmesi, pistin ortasinda sikisip kalan bir pilota kendi aracindan inip yardima kosmasi ve bir baska efsane alain prost ile yasadiklariyla her seyiyle buyuk efsanelerdendi.
  • hadi hepsini geçtim, bugünkü f1 araçlarındaki kontrol sitemlerinin onda birinin olmadığı zamanda çekilen şu video herşeyi özetliyor.

    vettel o arabayı kullansa daha 2. virajda vites kolu götüne girer lan.
  • iyiler çabuk ölüyor. o bir efsane...
hesabın var mı? giriş yap