• 08.08.08 tarihinde yayınlanan bolumu ile hukumete cok guzel ayar veren dizi...
    bu ayarı oyle begendim ki pazar gunu dizinin tekrarını gorunce tekrar izledim.
    kendilerini tebrik ederim.

    halil ağa gelen yetkilileri sunları soyleyerek gonderir:

    halil ağa: rakkamlardan konuşcez. malum rakkamlar yalan soylemez. bu ne bu? bugday. bana 55 kuruşa maloluyor, 45 kuruşa satıyom. istanbulda ekmeğin tanesi 85 kuruş. önceleri kaç kuruştu? 50 kuruş.

    bu ne bu? pamuk! çifçilerden kilosunu 1 ytl'ye alıyonuz, işciler tarlalardan 75 kuruşa topluyo. bana 25 kuruş kalıyo. ben bu 25 kuruşla ilaç mı alem, mazot mu alem, gubre mi alem!

    bu ne bu? tutun! hatırlamıyonuz de mi? sayeniz de buralarda tutun yetişmez oldu artık. tumden kokunu kazıttınız tutunun.

    recep, al kısa yoldan devam et.

    recep: şimdi mazot gecen sene 1.15 kuruştu bu sene 3. 25 kuruş. ne olmuş? ya arkadaş, dunyada en pahalı mazotu biz kullanayoz. bi şey diycem, kara sabanlı gunlere donen diye mi uğraşıyonuz siz?

    halil ağa: bu millet size gelip bir sey soylemek istemez. ama bu demek degildir ki durumu iyi... efendiler dedim de aklıma geldi. koylu milletin efendisidir derdi biri. bu sozu unutmayın. soyleyeni hic unutmayin!
  • leyla ile mecnun harici türk dizisi izlemeyen, kaldıramayan bana bile kendini 5 bölüm arka arkaya izlettiren dizi. samimi bir havası var. ileride saçmaladı ondan mı yayından kalktı ya da sonu nedir hiç bilmiyorum ama hükümete köylünün gözünden soktuğu laflar bunun nedeni olabilir.

    misalen 5. bölümde tarlalardaki salgın üzerine köylü çare bulmak için toplanır. muhtar yoktur ortada. herkes isyan ederken;

    -dedik size, onu zamanında seçerken düşünecektiniz

    köylü1: tövbe valla oy bile vermedim.
    köylü2: ben de
    köylü3: ben hiç vermedim.

    -nasıl ya, hep böyle oluyor zaten. sorunca biz vermedik dersiniz. yav arkedeş bu adam %50 oyu nasıl aldı?

    köylü2: he valla haklısın.
    köylü3: haa gelecek o sandık köylünün önüne amma sıkı bir daha bu millet oy versin ona.

    halil efe: verirler verirler. bu millet verir.
  • ülkenin gidişinin gidiş olmadığını içine saplanılan yozlaşmış yaşam kültürünü sözüm ona yenmek için yaymaya çalıştıkları tarikatçı ve islamcı yaşam tarzlarınında aslında bizi özümüzden kopardığını ayar vererek ve en doğal halde muhalif olunarak anlatan alternatif yaşam dizisi.
    ve işte sırf bu gerçekci ve kendini fazla kasmadan yapmacık kalmadan gerek efe kültürünü gerek o dondurmam gaymaktaki gibi kulağa hoş gelen muğla ağzını gerekse o yöre insanının öz kültürlerini korurken sergiledikleri imrenecek tavırlar bu diziyi gerçekten önceki pek çok abartılı ağa dizilerinden ya da yapmacık köylü dizilerinden ayırmakta.

    aslında başından beri anlattıkları ve biz burdayız dedirten bir duruş var ;
    atatürk'ün köylü milletin efendisidir sözünde dediği gibi cumhuriyetçi olma anlayışını kendi öz kimlikleriyle yoğurmada sıkıntı yaşamamış ve sistemle hesaplaşma içine girmemiş olma duruşu işte bu duruşu gayet samimi ve rahat biçimde birilerine ders vererek anlatıyolar.
    eminim tarikatlanma yapısı hiyerarşisindekiler buna çok kızıyodur diye düşünüyorum hayda bu da nerden çıktı diyolar diye tahmin ediyorum.
    çünkü yozlaşmanın olmadığı ve kendi milli kimliklerini bozmadan yaşayan bu insanların içinde beyin yıkama faaliyetlerinin bir işlevi kalmayacağından laiklik geldi böyle oldu mavallarına kimsenin inanamayacağı gerçeğini çıkaran ve hala ''lan böyle yaşamlar varmıydı ?'' diye bilmeyen ve haberi olmayan kişilere gösterilen bu tarz yapımlar onlar için büyük bir açık olarak karşılarına çıkmakta bu yüzden bu toplumsal görevi hala üstlenen yapımcıları görmek iktidar odaklarını ve onların kendi sistemleri için altyapı oluşturan o felsefik yapının kadrosunu kızdırmaktadır.
    ve baktığında niye kızmasınlar ki? hem laik hem de aile namusuna düşkünler nasıl olur? halbuki atatürk filan diyen rakı şarap buldumu affetmeyen bu insanlar batı özentisidir,laikcidir ve kızları namuslu filan olamaz,hem ne o başında türbanda yok,kadınların taktığı başörtüsüde saç tellerini gösteriyor,yok yok olmaz öyle şey.kuran ın kesin emri var saçın bir tek teli bile gözükmeyecek yapıyosan bir işi tam yap!!
    sonra düğünlerdeki o katılımcı hava çay çorba için buluşmalar filan ya kaç bölümdür seyrediyoruz bir kere yasin okutmadın,kuran günleri filan da yapmıyorsunuz o birlik beraberlik katılım ruhunu böyle batıl şölenlere harcamakta neymiş.
    yani bu olağanüstü denge ve kıvamı bilme karşısında televizyon karşısında kıvrandıklarına ve kıskandıklarına eminim. erkekler ve kadınlar birbirinin elini sıkmada tereddüt etmezken yine de laf söz olmasın diye bir araya gelmeme sorumluluklarını ihmal etmemeleri,gerektiğinde milli içkimiz olan rakı'yla ilgili ''düğün dedimiydi 200 şişe rakı olucak bu da 4000 ytl eder'' türünden lafları söylerken çekinmemeleri filan .
    valla bak şu işe yüzyılın hareketi şakird'lik kavramı yıllar yılı televizyon ile bu kadar ciddi bir şekilde yıpratılmamıştı,hem de hiç öyle göstere göstere filan vurmuyolar adamcağızlara en gerçekci haliyle en doğal haliyle.

    engin şenkan'a da ayrı bir parantez açmak gerekir,gerçekten efe rolünü tam layıkıyla yapmış.
    ha bir de cemile'ye burdan selamlarımı iletirim.
    (bkz: gülden dudarık)
  • güzel memleketimde çekilen oldukça güzel ve eğlenceli dizi.sözlük ahalisi zaten parça parça da olsa oldukça güzel tespitlerde ve yorumlarda bulunmuşlar, ben de bunları bir araya toplayıp eklemeler yapmak isterim. buyrun:

    --köy dizisi diyince hemen akla gelen yapmacık semboller bu dizide mevcut değil. örneğin,sırf başrol karakterlerini idealize etmek için yapılan saçmalıklar yok,seyfi ağa varlıklı fakat inanılmaz zengin değil, kapısının önünde reno 12 duruyor, köylüler kendisiyle kahvede rahat rahat atıp tutabiliyor.(köyün en hakim noktasında sarayı olan köy ağalı dizileri hatırlayın, ağayı görünce altına zıçan köylülerin olduğu dizileri hatırlayın)

    --ne mutlu ki bu dizideki 2 büyük aile ( seyfi ağa, halil efe) evde kendi işlerini kendisi görüyor. yani asmalı konak ile başlayan ve bıkkınlık getiren "hizmetçiler, kahyalar odası" olgusu bu dizide yok.halil efe'nin kahvede en az kendisi kadar saygı gören bi kahyası yok. sadece hafif saf kardeşi recep var.

    --dizideki bacanak karakterine dikkat çekmek istiyorum.(bkz: mustafa şen) gözü açık, kurnaz köylü rolünü cılkını çıkartmadan ve muhteşem şekilde yorumluyor.ayrıca işleri iyi giden bir esnafın yapabileceği gibi o da normal bi seçim yapmış ve fiat dobloalmış.köyüne volvo xc90 ile gelmiyor.

    --istanbuldan gelen ekip(kızlar sahte mühendisler) köylüler tarafından uzaydan gelmiş gibi karşılanmıyor.şehirden gelene kul köle köpek olan , karşılarında ezilip bükülen köylüler yok artık, o diğer dizilerdeki gibi. anladın sen onu.

    --şivenin ayarını çok iyi tutturmuşlar, alkış.
  • az önce yanlış duymadıysam evin ufak çocuğu "takının büyüğünü düğünde damat takacak" diyerek beni bilgisayar başında yarmıştır. vay sıpa vay...
  • detaylara dikkat edildigini dusundugum ve begendigim dizi.

    --- spoiler icerebilir ---
    mesela, araba secimleri; oyle bilmem ne aga dizileri gibi otantik eski evlerin onunde egreti duran jipler yerine, hakkaten yore halkının tercih ettigi renault marka arabalar secilmiş. artı 1 puan. hele bir de halil efe istanbul'a aslanlaanı almaya giderken arabanın arkasındaki cuval veya hararın kenarı gorunmuyor muydu, bittim walla.
    bir de su sapka olayı; ozelligini hala anlayamamama ragmen "nerden buldun bu sapkayı?" sorusuna "yatagan bazarından" denmesi
    krem olayı; "getir bizim su almanyadan gelen kremleri" nin uzerine kremlerin cek-yat'ın icinden cikarilmasi
    kaşıntı olayı; kaşıntıdan duramayan adamın sirtina golonya surmesi icin karisini gecenin bir korunde uyandirmak istemesi ve karisinin da ona hic aldirmayip, yataga iyice yerlesmesi
    ay bir de belediyede gorev almak isteyen esnafin sosyal demokrat bacanagina laf atmasi :)
    ve ve, dizinin degisik sahnelerinde kulagimizi oksayan özay gönlüm nidalari, hadi gariii sen deee geeel..
    --- spoiler icerebilir ---

    super yaw, yalnız genc oyuncular şiveye daha dikkat etmeli. biraz daha ozen gosterirlerse dadından yenmeycek gari..

    dip not: (bkz: engin senkan)ve (bkz: ali surmeli)
  • gizli hiciv barındır. bir eleştiri vardır içerisinde farkedene tabi.
    örnek olarak:
    halil efe'nin köye gelen siyasetçilere ayar verdiği sahne.
    muhtardan şikayetçi olan köylülere recep'in hepiniz şikayetçisiniz madem bu adam niye oyunu arttırarak tekrar muhtar oldu, demesi.
  • seyfi efe'nin * birden bire kaçmasıyla yeri istanbul'dan gelen abisi kabadayı yusuf, payyon şarkıcısı çakma ajda, bi zurnacı ve bi dabrukatör tarafından doldurulmaya çalışılıyor ama nafile. fırıldak seyfi'nin yerini doldurmaya 4 kişi bile yetmiyor.
  • türk televizyonlarında yapılmış en matrak dizilerden biri. şu sıralar star tv'de haberlerden önce tekrar bölümleri yayınlanıyor. köy yaşantısını abartmadan, gerçeğine uygun anlatması da dizinin izlenebilirliğini arttırıyor.
    dizideki tek saçmalık ise o şehirli tikimsi kızlardan birinin tıp, diğerinin hukuk okuması bence.
    bu arada burak özçivit, algı eke, feyza çıpa, gülden dudarık ve ceren hindistan gibi oyuncuların çömez hallerini bu dizide görmek mümkündür.
  • selanik... baba ocağı...
    kilise çanlarının ezanla karışıp gittiği cocukluk yıllarım.
    gür ağaçlı bahçeler ve tadına doyamadığım kara dut.
    daracık sokaklarında kaybolup gittiğimiz liman şehri.
    yorgun, tembel balıkçıların beni uzaklara salacağı martı sesleri.
    baharda gürlediği vakit, beni korkutan, korkuttuğu kadar da düşündüren gök gürültüleri.
    selanik gecelerinde yıldızlar kocaman olurlardı... ya da ben öyle hatırlıyorum.
    ne kadar cok, ne kadar da parlaktılar... bir o kadar da uzak.
    arkadaşlarım komşu cocukları. gayrimüslim arkadaşlarımız cok olmazdı. olanlar da bize en yakın yıldız kadar yakın.
    oysa yaşadığımız acı tatlı ne varsa bu küçücük şehirdeydi.

    (bkz: bir devrimcinin güncesi)
hesabın var mı? giriş yap