hesabın var mı? giriş yap

  • küçükken aklıma takılmış ilginç bir sorudur. coder-tanri olarak yaklaşırsak soruyu

    a) kapasitesi en büyük
    b) en az yer kaplayacak
    c) yapimi(dolayısıyla dna'ya kodlanmasi en kolay)
    d) en sağlam
    petek şekli hangisidir? şeklinde sorabiliriz. şimdi bir bir incelersek..

    ilk olarak bir düzlemi kendi kendini tekrar ederek kaplayan kaç şekil olduğunu bulmamız gerekir. n kenarlı bir çokgende bir iç açının ölçüsü [(n-2)*180]/n formülü ile bulunur. bizim istediğimiz şekil hiç boşluk bırakmayacak şekilde birleşmelidir. şekil x kenarlıdır diyelim.. bunlardan kaç tanesinin bir köşesinin iç açısı toplamı 360 yapardı diye düşünürsek [(n-2)*180*x]/n=360 yazabiliriz. sadelestirme, vırt, zırt..

    (n-2)*x=2n --> nx-2x-2n=0 --> nx-2x-2n+4-4=0 --> (n-2)(x-2)=4 olur.. sadece pozitif tamsayılari kenar sayısı olarak alabileceğimizden..

    n=6 ve x=3 olabilir yani 3 tane düzgün altıgen (bkz: petek)
    n=6 ve x=6 olabilir yani 6 tane eşkenar üçgen.
    n=4 ve x=4 olabilir yani 4 tane kare.
    bu bölüm bilare isoperimetric problem başlığı yazılırsa daha anlamlı olacaktır..

    bizim kodlayacağımız arıların petekleri en az malzeme kullanarak yapmaları lazımdır, yoksa bir tanri olarak bize hiç mi hiç yakışmaz. sonra "optimize olmayan arı yapan tanri" diye adımız çıkar.. işte bu zorunluluk yüzünden arıların yaptıkları petekler maksimum bal alacak alana sahip olmalıdır.

    arı petekleri cevresi p olan bir kare olsaydı :
    (p/4)^2= yani 0,0625*p^2

    arı petekleri cevresi p olan bir eşkenar üçgen olsaydı :
    [(p^2)*kok3]/36 yani 0,0481*p^2

    arı petekleri cevresi p olan bir düzgün altıgen olsaydı :
    [(p^2)*kok3]/24 yani 0,0721*p^2

    sonuç olarak aynı çevreye sahip olmak koşulu ile bir yüzeyi kendini tekrar ederek kaplayan en fazla bal alabilecek şekil düzgün altıgen peteklerdir. biz de tanri olarak bu petekleri kullanalım, kullandiralim..

  • kemal kılıçdaroğlu hariç herhangi birisidir. kemal kılıçdaroğlu olumsuz bir şeyden sorumlu tutulamaz, tutulması akıldan bile geçirilemez.

  • hala türk silahlı kuvvetleri başlığında ayinler yapanlara duyurulması gereken taziyedir.

    tsk 2008-2011 arasında bahanelerle derdest edildi; temmuz 2011'de de ışık koşaner ve kuvvet komutanlarının da istifasıyla lağvını gerçekleştirmiş bir kurum.

  • ülkenin içişleri bakanının (bilinçli ya da bilinçsiz) azmettiricisi olduğu olay.

    edit: adam teröristse ya da teröre desteği varsa, ve delilin de varsa tutuklarsın yoksa mafya gibi sokak ortasında yüzbinlerin oyunu almış (beğen ya da beğenme) milletvekiline saldıramazsın.
    bu yoldan çıkmış saldırganlığınızla, işinize gelmeyene terörist, vatan haini diyerek bu ülkenin başındaki en büyük bela ve teörist sizsiniz.

    yakın dönemde af ile salıverilen mafya pisliklerin ne için salındığı da anlaşılmıştır umarım.

    edit2: pkk terör örgütüdür, apo da terörist, ikisinin de suratına sıçayım.
    ama ortada milyonlarca insan var biz bu ülkede eziliyoruz diyerek hdp'ye oy veren... siz hepsi terörist, hepsine kibrit suyu diyerek neyi çözüyorsunuz? siz insanları böyle döverek ve öldürerek neyi çözeceksiniz? bu kadar insan bir sabah kalkıp tamam la biz ikna olduk hiç derdimiz yok en birinci vatandaş biziz mi diyecek? ne cins bir gerizekalısınız lan siz?

  • sokaklarda mendil satarak geçimini sağlamaya çalışan yaşlı bir kadının, el ele tutuşmuş yaşlı bir çiftin arkasından hüzün dolu gözlerle bakması ve gözyaşlarına engel olamaması...

  • acun'un programlarıyla yetişen boş beleş gençlik yavaş yavaş mahsüllerini vermeye başlamış, hayırlı olsun.

    bunlara derhal üç posta aacayipsin-medcezir albümlerini dinletip üzerine de üç beş bölüm süper baba izleteceksin. 90'ların ruhundan biraz nasiplensinler de adam olsunlar.

  • “nemsin be? sevgili, dost, yâr, arkadaş. hepsi. en çok da en ilk de leylâ'sın bana. bir umudum, dünya gözüm, dikili ağacımsın. uçan kuşum, akan
    suyumsun.”

    her yazısında, şiirinde bir kez daha hayran kalıyorum.

  • askerde sık sık parti yapardık. parti dediysem askeriyenin yanındaki lojmanın marketine belli saatlerde girme iznimiz vardı. oradan cipsler kolalar alıp gazinoda toplanıp yer içer eğlenirdik. o markette kiloluk çiğ köfte, lavaş falan da olurdu. haliyle partimizin starı da çiğ köfteydi. genelde de lavaş yetmezdi. tabi o zamanlar böyle doritoslu dürümler ortada yok. arkadaşlardan birisi lavaş bitince doritosun üzerine koyup yemeye kalktı. tadının harika olduğunu söylese de hepimiz iğrenir gözle izledik onu. sonra birisi daha cesaret etti. o da çok beğendi. birisi daha birisi daha derken hepimiz bu eşsiz tadı denemiştik. artık partilerimizin starı doritoslu çiğ köfte olmuştu.

    zaman böyle akıp gitti biz terhis olduk. terhisten bir kaç ay sonra gördüm ki komagene bu doritoslu dürümleri listesine eklemiş. o yüzden hiçbir zaman kim olduğunu bulamadım ama bu fikri komagene'ye veren kişinin benim devrelerden birisi olduğuna eminim.