ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nur yerlitaş'ın nothing else matters klibi
-
avuçlarından tuz mu yalıyor nedir çözemediğim.
yanlış numara diyalogları
-
-alo
-yavruum, nasılsıın?
-iyiyim sağolun, siz nasılsınız?
-ben de iyiyim canım kızım sağol. tanıdın mı beni?
-ehem. şey hayır.
-kadriye teyzen ben.
(bilindiği kadarıyla annenin 3 adet kadriye isminde arkadaşı vardır.)
-ay evet, kusura bakmayın çıkaramadım sesinizden.
-ne demek canım, nasılsın bakayım okul nasıl? abin nasıl?
(evet, 1 adet abi de mevcuttur evimizde)
-iyiii naaapsın. ben de okul, sınavlar filan işte eki eki.
-iyidiiiir iyidiiiir. gitmiyor musunuz bu yaz antalya'ya?
(neredeyse her yaz antalya'ya gideriz, evet.)
-yani bakalım. benim sınavlar biterse işte.
-biter biter güneş'cim, güzel kızım benim.
-(hö?) güneş mi?
-yavrum güneş değil misin sen?
-yok hayır değilim.
-ay yanlış aramış olamam ben, nevin hanım'ın kızı değil misin sen çocuğum?
-yok yok, yanlış aramışsınız.
-ayyy hah hah haaay... yavrum seninle de sohbet etmiş olduk fena mı?
-ehi ehi doğru haklısınız.
-hadi bakalım güzel kızım kendine iyi bak.
-ehi ehi. teşekkür ederim siz de.
saniyelik salaklıklar
-
dolmuşta giderken, şoför "metroda inicek var mı?" dediğinde, "yoooooooook" diye bağırmak.
manavgat'taki yangın manzaralı yemek sofrası
-
senin şehrinde kafede oturmandan ne farkı var? suçluyu yanlış yerde aramayın.
edit: insanların hangi ruh halinde olduklarını bu açıdan nasıl anladınız?
tek oturuşta 12 bira içtim yalanı
-
inanılmaz bir başlık. millet ciddi ciddi hiç tanımadığı birine 12 bira içebildiğini ispatlamaya çalışıyor.
zengin olunca yapılacak ufak şımarıklıklar
-
ahahha milletçe ruhumuz fakir lan. adam şehirlerarası otobüsle gidiyor zengin de olsa. bir yerine iki bilet alıyor sadece, zarar gelmez bu insanlardan.
zengin olmaya programlanmadığımız için error verdiğimiz konu başlığı.
furkan bölükbaşı'nın atatürk hakkındaki açıklaması
-
etkileşim almak için sallıyor. yorum atmayın, adam aç kaldı iyice saçmalıyor.
böyle trolleri biz büyütüyoruz. yorumlara bakıyorum %90'ı dediklerine karşı çıkıyor.
bu yorumlar sayesinde etkileşim alıyorlar. hiçbirine cevap vermeyin.
"acaba ne demiş" diye tıklamayın bile.
tatil yöresi migros'u
-
karpuzların hemen yanında, kapının önünde deniz malzemeleri bulunur.
şişme simitler deniz yatakları deniz topları gibi.
ömer seyfettin'in çocukların psikolojisini bozması
-
duygularıma tercüman olan bir durum tespiti. kaşağı'yı okuduğumdan beri hala mutlu olmam gereken anlarda kötü bir şey olacakmış zannediyorum ve mutlu olamıyorum.
şu an hala okutuyorlarsa çocuklara geçmiş olsun.
ilişki bitiminde yazılan devasa boyuttaki mail
-
"bu son" diye başlar "re:re:re:re:re:re:re:re:re:re:re:re bu son" diye biter.
dücane cündioğlu'nun attığı saçma tweet
-
dücane cündioğlu çok okumuş, okuyan birisi. hiç kuşku yok ki zeki de birisi. fakat onu dinlerken genellikle beni rahatsız eden bir şey var. bu kesinlikle onun sosyolojik orijini ile alakalı bir şey değil. sanırım daha çok üslubu ve keskin çıkarımları ile alakalı. kullandığı cümle yapıları kesinlik içeren cümleler. oysa kendisinde yakaladığım hal, çalkantılı bir ruh hali. bir emin olamama durumu. fakat önermelerinde bu şüphelilik durumunu yakalayamıyorum. hatta zaman zaman dinleyicilerine hitabederken kullandığı kibirli üslubu söylemlerine yedirilmiş halde görüyorum. dinleyicileriyle kurduğu ilişkideki üslubunu hoca-talebe ilişkisi bağlamında anlamlandırabiliyorum, ama söylemlerindeki keskinliği bağlamlandırabileceğim tek şey, kendi idrakine olan güven ya da belki esir düşmek.
"yasadır: erkek sahip, kadın ait olmak ister." içerikli tweetini görünce de bunları hatırladım. aslında bu ülkede farklı toplumsal grupların hem erkek, hem de kadın bilinçaltını özetler bu cümle. belki binlerce yıllık pratiklerin birkaç on yılda sökülüp atılabilmesi kolay olmasa gerek.
bu aslında çok erkek merkezli bir bakış açısı. benim düşüncem o ki, kadın da erkek kadar sahip olmak, erkek de kadın kadar ait olmak ister. fakat söylemi elinde bulunduran erkek, bütün diskuru kendi cinsini merkeze alarak modellemiş. yine de farklı biyokimyasal düzenlere sahip bulunan iki farklı cinsin eğilimler yönünden birbirinden ayrılması olasıdır. fakat bunun formülü bu kadar keskin ve sert olamaz. uzun tefsir gerektirir. bu cümle kadını nesneleştiren, erkeği özneleştiren bir dile sahip. bir diğer sorun da, kadının, erkek tarafından tanımlanma girişimidir. kadınların bu konuda travmatik bir belleği var. dikey bir hiyerarşi dayatır gibi gözüken böylesi bir ayrım onları incitiyor. belki metnin içeriğinde gerçekliğe denk düşen bir yan varsa dahi, bu daha incelikli bir betimlemeyi hak eder. bu da twitter'ın karakter sınırları içinde gerçekleşebilecek bir şey gibi gözükmüyor.
ali baba ve 7 cüceler
-
sayın cem yılmaz'a bana bu şerefi layık gördüğü için teşekkür ederim...
belki nereden esinlendiğini de açıklar ;)