hesabın var mı? giriş yap

  • oyuncu doğa rutkay kamal beklenen istanbul depremiyle ilgili "500 bin insan ölümle burun buruna" diyen deprem uzmanı prof. dr. naci görür'e tepki gösterdi: "artık yeter. istanbul korkusundan yasımızı yaşayamadık. korkudan uyuyamıyoruz, anneyiz nefes alamıyoruz."

    ablacim 20 senedir konusuyor bu adam. dinlemiyorsunuz. icimizde olmasi gereken o korku olmadigi icin bu haldeyiz. hazmet, sindir, iliklerine kadar hisset ki, hissedelim ki bir seyler degissin; degil mi?

    tanim: kuma kafa gomme sanati.

    kaynak: https://www.sozcu.com.tr/…m_campaign=sag_textmanset

  • türbanlı bir kız olmanın hayatınıza getireceği 13 fayda başlığıyla hazırlanmış listedir.
    içeriği ise gerçekten çok üzücü.
    normalde ben "kim açık kim kapalı karışmam" demeyi bırak, başını kapatıp 5 kat makyaj yapan sonra duck face selfieler atan, daracık pantolon giyen vs. insana bile karışmam.
    banane yani, herkes kendinden sorumlu. bir kere gelmişiz dünyaya canı istiyosa öyle yapsın önemli olan mutlu yaşamak, insan olmak.. aç bi hayvan gördüğünde için titremiyosa banane başından, siyasetinden..
    ama yaptığın şey trollük bile olsa kimsenin namusuna, anneliğine, kadınlığına öyle 'başı açıklar' diye genelleyerek konuşamazsın. müslümanlıkta hoşgörü vs.yi geç ayıp ya neden yapıyosun ki.
    saygı görmek istiyorsan saygı göstereceksin. kimse türbanlı insanların sıkıntı çekmediğini iddia edemez. ama sıkıntı çektin diye de kimsenin namusuna,anneliğine laf etmene gerek yok. gene kız, eleştir ama bi üslubun olsun.

    'vücudunuzu sadece eşiniz olan kişiye saklamış olursunuz'
    'türbanlı kızlar açık kızlara göre çok daha iyi eş ve anne olurlar. gözleri kocalarından başkasına bakmaz'
    'türbanlı kızların sokakta taciz edilme oranı çok daha azdır' (hele bu söylencek laf değil dostum)
    'türbanlı kızların geneli namuslu ve eteği belinde kızlardır'
    bunlar edilcek laf mıdır?

    edit: haber silinmis.

    haberi elestirme sebebim turbanin ovuluyor olmasi degil, turbani ovmeye calisirken 'basi aciklar'a gereksiz yere hakarete varan yakistirmalarda bulunulmasi, bunun da cift tarafli zarar vermesi. bu gibi haberlerle kapali veya inanci olmayan insanlarda kapalilara karsi nefret olusursa, kapali olup diger bireylere saygili olan kisiler zan altinda birakilirsa herkes birbirinden nefret eder. eminim bu haberi okuyan turbanli insanlar da bu sozlerden rahatsiz olmustur.

  • polis banka onundeki park etmis arabanin plakasini anons eder. eleman para cektigini, arabayi hemen cekecegini isaretlerle polise anlatmaya calisir.

    polis ortaligi yikan anonsu patlatir:

    yuz milyon fazla cek, ceza yazdık!

  • ciddi ciddi istanbul trafiğinin nedenini yavaş giden arabalar olarak gören, bu nedenle hız sınırlarının kaldırılmasından tutun da yavaş giden arabaların trafiğe çıkmasını engellemeye kadar muhtelif cin fikirlere sahip olan insanlar var. benim önerim de bu insanların trafikten men edilmesi mesela, trafiğe çözüm olur mu bilmiyorum ama sürücülerin ortalama zeka seviyesini yükselteceği kesin.

  • (bkz: walter white) kirkli yaslarinin sonunda kendi halinde lisede kimya ogretmeni olarak calisirken kanser oldugunu ogrenince ailesine geride para birakma amacı ile liseden talebesi jesse pinkman ile uyusturucu imalati ve dagitimi işine girmistir.

  • telegram bilgilerinizi kimseye vermiyor değil mi ? amerikan mandasından rus himayesine geçiyorsunuz asagagagcahsbs

  • iki gunde buyukce bir kismi gezilebilen sehir. elbette tarih/arkeoloji meraklisiysaniz bir hafta da yetmeyebilir. yurudugunuz her yerde bir kalintiyla karsilasiyorsunuz. sadece iki gunu olanlar icin birkac tavsiyede bulunayim nacizane.

    gezilecek yerler:

    - akropol: atina'ya gelip de burayi gormeyen yoktur herhalde. sabah erkenden gidilmesi salik verilir. saat 11 civarinda ortalik turist kayniyordu. ciddi ciddi sabah acilis saatinde (8) gidin buraya. hem hava cok isinmadan, hem de cok kalabaliklasmadan iyice gezin. birazcik hakkinda okuyup gidin. parthenon, erektheion gibi farkli yapilarin onemini, hikayesini bilirseniz daha ilginc geliyor. bir bilgi daha... sayet "ancient agora", "roman agora", "hadrianus kütüphanesi", "zeus tapinagi" gibi yerleri de gezmeyi dusunuyorsaniz ozel bir bilet var. sadece akropol icin giris bileti 20 euro iken, bu ozel bilet 30 euro. normalde bu saydigim yerlerin giris ucretleri 6-8 euro her biri icin. dolayisiyla bu ozel bilet baya avantajli. ama sunu da not etmeden gecmeyeyim. mesela roman agoranin ya da zeus tapinaginin cogu disaridan da gorulebiliyor.

    - akropol muzesi: akropol'de gordugunuz pek cok sey replika. orjinallerini gormeniz icin bu muzeye girmeniz gerek. 1-1.5 saat ayirin en azindan derim. bu muzenin ucuncu katinda zamaninda parthenon tapinaginin uzerinde bulunan heykeller ayni sirayla sergileniyor. oldukca guzel. girisi 10 euro.

    - "ancient agora": burasi oldukca buyuk bir yer. gezmek en azindan 1 saat aliyor. icerisinde kilise, tapinak, muze vs ihtiva ediyor. kanaatimce buranin highlight'i da hephaistos tapinagi idi. parthenon'u tasarlayan mimarlardan biri tasarlamis bunu da.

    - "hadrian kutuphanesi": yine buyukce bir cogunlugu disaridan gorulebilen bir yer burasi. ama yakindan gormek ayri guzel.

    - "temple of olympian zeus": burayi gezmek icin 15-30dk arasi yeterli. disaridan gorseniz de olur sanirim.

    - "roman agora": pek bir sey kalmamis bir harebe esasinda. ama bunun icinde osmanli zamanindan kalma bir camii (su an sergiler icin kullaniliyor sanirim); bir de "tower of the winds" bulunuyor. bana baya ilginc geldi bu kule. icerisinde su saati bulunuyor.

    - "tomb of the unknown soldier": parlamentonun hemen onunde bulunuyor. burada ilgi cekici olan nobetcilerin gorev degisim anlari. her saat basinda oluyor. zaten saat baslarina yakin zamanda giderseniz kalabaligi gorursunuz.

    yeme-icme:

    - avli: mukemmel bir yer. diger turist sacmaliklarina benzemiyor. bizim disimizda bir tane yabanci cift vardi ortamda. geri kalan herkes lokaldi. sanki birinin evinin avlusunda raki iciyormusuz gibi hissettirdi. porsiyonlar baya buyuk; siparis verirken arsizlik yapmayin. ciger cok guzeldi bu arada. kizarmis peynir de oyle... tavuk da mukemmeldi... canim cekti yine. yaninda uzo icin mukkak derim. uzo da super ucuzdu bu arada. 20cl uzo sadece 6 euro. siddetle tavsiye edilir.

    - karamanlidika: burasi da oldukca onerilen bir yer. pastirmaci gibi gorunuyor icerisi. menusunde "adana sudjuk" falan var. baya da guzel bu sucuk. bir de kavurmali pastirmali omlet falan yapiyorlar. ayhan sicimoglu da tavsiye etmisti burayi bir programinda. oldukca lezzetliydi. sucuk ve pastirma da alin buradan eve goturmek icin.

    - brettos: olaganustu bir bar. instagram spot denebilir tam. burada uzo icilmeli muhakkak. sanirim 5 cesit uzolari var. yesil renkli olan (3 kere distile edilmis) 47% alkollu olani bir deneyin derim.

    - couleur locale: harika bir rooftop bar. akropol manzarasina bakarak kokteylinizi icin efendim. yalniz biraz erken gidin. aksam cok kalabaliklasiyor.

    - 360: yine akropol manzarali bir rooftop bar. kokteyller oldukca guzel.

    - o thanasis: sanirim atina'nin en meshur kebapcisi. oldukca buyuk bir restaurant. porsiyonlar yine cok buyuk. 9 euro yogurtlu kebap. lezzetli ama turkiye'den gelip de bunu yemenin pek manasi yok.

    - yiasemi: atina ile ilgili rehberlerde oldukca onerilen bir cafe. yoruldugunuzda bir kahve icip, bir turta yemek icin ideal. merdivenlerde oturuyorsunuz. soyle bir yer. ispanakli peynirli pie mukemmeldi.

    - iceroll: tava dondurma denen sey sanirim bu. cok lezzetliydi. yemegin ustune gidip burada bir dondurma yiyin. isteginize gore yapiyorlar dondurmayi.

    - gregory's: cafe zinciri. kahvaltiliklar oldukca lezzetliydi.

    - nancy's sweet home: burasi da turistik bir yer kanimca. porsiyonlar cok buyuk ama son derece lezzetli. profiterole bayildik.

    - crescendo: sayet ilk gun erkenden kalkip akropolu gezdiyseniz; akropol muzesine girmden once bir kahvalti yapilabilir burada. cok ozel birsey beklemeyin. sadece o bolgedeyseniz atistirmak icin guzel.

    - kotili: burasi muhtemelen monastiraki bolgesinde yururken onunden gececeginiz bir restoran. canli muzik falan var direk dikkat cekiyor. sirtaki yapsin diye de bir cocuk bir kiz tutmuslar. adamlarin isi oynamak ya; cok komik. burasi tam bir turist tuzagi. tuzak dediysem kazik falan anlaminda degil. yemekler kalitesiz; masalarin cogu elbette turist. ama biraz eglence isterseniz dusunebilirsiniz. kisi basi minimum 15 euro harcama zorunlulugu var. kesinlikle kalamar almayin. yedigim en kotu kalamardi.

    notlar:
    - sayet ilk gun erken baslarsaniz gezmeye (en gec 9.30da akropolde olursaniz); gezilecek yerlerin buyuk cogunlugunu ilk gun gezebilirsiniz. biz yaptik en azindan. sadece olympian zeus tapinagi ile parlamentoyu ikinci gun gezdik; geri kalan herseyi ilk gun bitirdik.

    - taksi icin beat diye bir uygulama var. onu indirin gitmeden. paypal ile kullanabiliyorsunuz. taksici kazikladi mi, dolastirdi mi, bozuk var mi vs sikintisi yok.

    - bazi kisimlari tehlikeli atinanin (oyle diyorlar en azindan). riske girmeyin taksiyle gidin bilmediginiz yerlere.

  • ne intel ik ne de kapitalizmin bu oyunda suçu yok.

    psikopat yıllarca ailesinden ve arkadaşlarından kendisini saklayabildiyse yılda bir kez görüştüğü ik dan tabii ki saklar.
    iyi okullarda okumak, çok para kazanmak, aileden sevgi görmek psikopatlığı geçirmiyor, belki fakir ve eğitimsiz bir insana göre daha iyi sakladığı için farkedilmeden yaşamasına yol açıyor ama kesinlikle yok etmiyor.

    öte yandan intel, samsung, unilever gibi şriketlerin şahısların psikopatça tavırlarını başarıya giden yol olarak görüp destekledikleri de bir gerçek.
    uzun yıllar samsung , unileverin belli markaları, mastercard vs bakan ajanslarda çalıştım. müşterilerimin ortak özelliği kendilerinde diğer insanları rahatsız etme hakkı olduğunu sanmalarıydı.
    kaba olmak, başkalarını kırmak, olmayacak bir işi zorlamak, mesai saatleri dışında taciz edercesine aramak onlar için “utana sıkala” yapılan eylemler değildi, aksine başarı göstergesiydi.
    yani 23.45 de revizyon için aramak “adanmışlık”, 1 iş parasına 3 iş çıkartmak için karşı şirketi tehdit etmek “iyi pazarlık” , ekibindeki bir insana kafayı takıp onu insanların önünde rezil edercesine sürekli yermek “liderlik”.
    hal böyle olunca ahlaksızca hırsı insanlar başarılı oluyor, makul insanlar ise alt kademelerde yer alıyor çünkü adamın / kadının patronu çıkıp “evet haklısın gülsu çalışması çok zor ve problemli ama sayesinde 2 liralık işi 1 liraya ve 5 hafta yerine 4 haftada bitirdik o yüzden şirketimiz için değerli bir “asset” “ diyebiliyor. yani ahlaksızlık, tehdit, kabalık şirket çıkarını sağladığı sürece ödüllendiriliyor, böyle olmayanlar “vasat” olarak kalıyor...

    cihan açarmana geri dönersek.
    hırslı ama vasat.

    kimse alınmasın 1999 yılında bilgi üniversitesine girmek dünyanın en kolay şeyiydi, öss den barajı geçmeniz bile yeterli oluyordu neredeyse (açıkçası bizim okulda bilgi 2003-2004 yıllarına kadar öss de istediğini kazanamayanların gittiği okul olarak kaldı.) o nedenle 1999 yılında bilgiyi kazanmış birisine akıllı diyemeyeceğim, ortaokul-lise eğitimini yazmadığına göre vasat bir okuldan. robert, alman vs olsa onu da büyük harflerle yazardı mutlaka.

    mutluluğu bile “türkiyede en mutlu ilk 10 aile arasında girerdik” diyerek sıralandıran manevi derinlikten yoksun bir babanın verdiği hırsla yaşamış. düşünsenize mutluluğunuzu bile sıralandırmanız gereken bir ortamda büyüyorsunuz...