hesabın var mı? giriş yap

  • hobimdir. 1.geleneksel ilişkinin bittiğini anlamama şenlikleri kapsamında, hislerim kuvvetli olsa da aklım inatla bastırır; salağa yatar. reddeder çünkü. o yüzden, muhakkak karşılıklı oturup "olmuyor; bitti" diye konuşmamız ve kapanışı yapmamız lazım. sonrası depresyon ve istiklal marşı.

  • yol yordam bilmeyen adam
    lan olm yüzyılın en büyük liderlerinden birinin yanındasın.
    ama sen hala çakallık peşindesin...
    anladık canın çekmiş... ama böyle olmaz ki...
    çaktırmadan arkasına geçip "höpürt" diye yenir mi...
    git kaptan köşküne bi yere arazi ol... istediğin kadar ye...
    kamera diye ayda yılda bir görünen bir alet var ortamda...
    sen atatürk'ün arkasında şeftali yiyen adam olarak geçiyorsun tarihe...
    hayır duyan da arkasından bir iş çeviriyorsun sanacak...
    şeftali lan...

    vidyoda bir diğer detay...
    ulan adam hesapta kimilerine göre "diktatör"...
    biri de çıkıp bir kültablası uzatmıyor adama...
    kahve fincanının yanına silkiyor külü...
    öğrenci evi tandansı...

  • kardeşimin hattı türk telekom’dan vodafone’a hiç bir beyanı olmadan, bayiye gitmeden, imza atmadan maraş’tan bir adamın numara taşıma işleminde bir sayı farklı söylemesiyle kardeşimin hattı vodafone’a geçiriliyor.

    türk telekom’da faturalı olan kardeşimin tüm geri kalan aylarının ücretinide son faturasına aynen yansıtıyolar.

    durumla ilgili vodafone ve türk telekom müşteri hizmetleriyle görüştük. ikiside “bizlik bir durum yok karşı tarafla görüşün” deyip suçu birbirlerine atıyorlar.

    büyük bir mağdurluğumuz var ama çözüm yok kaldık ortada mal gibi. rezalet üstüne rezalet. skandal üstüne skandal. kimliksiz imzasız bu kadar kolay mı?

  • starbucks ile aynı olmasını istiyorsanız. o zaman aynı şeyleri yapmanız gerekiyor.

    genişçe bardak starbucks gibi

    içi bol buz starbucks gibi

    1/5 oranında özü kat (extra öz istiyorsan 1.5/5 e çıkar oranı)

    (shakele)

    taze nane ve 1 tane limon dilimi at.

    birde öyle için bakalım. starbucks da sikilmeye bir daha gerek kalmayacağını anlarsınız.

  • giris gelisme ve sonuc taslagiyla anlatacagim olayi.
    amerikada bir ogrenci olarak saclarim erol buyukburc ekolunu yakalamisti. amerigali kizlardan saclar papaz olmus, turk elvis presley ine benzemissin uyarilari aldiktan sonra berbere gitmeye karar verdim. neyse bir berber tavsiye etti birisi oraya gittim.
    boyle modern falan biyer. ama kizlar var 20 civari yaslarda onlar kesiyolar saclari. e dedim bu bizim kuafor metin gibi degil istanbuldaki. neyse oturdum. tras toplam 5 dakka surdu ki turk berberini ozledim o sirada. cay gelecek. geyik muhabbeti donecek. futbol tartismasi yapilacak. hahahihi gulunecek. neyse kesim bitti. erol buyukburc degildim artik ama bir kustum. bu kadar kotu olabilecegini tahmin etmiyorum lakin otisabinin dedigi kadar varmis. 15 dolar sac kesimi ki bir de tip istedi utanmadan. ben de kibarca comak cikardim kendisine (bkz: nah) kredi kartiyla odedim omru hayatimda ilk kez berber parasini.
    ah ah istanbulda sac kesimi, yikama, sakal trasi ve doyumsuz muhabbet sadece 3 milyona maloluyo. anlatamadim derdimi tavuk gotu olsun diyemedim ingilizce. essek trasi olsun diyemedim. tarkan tarzinda olsun diyemedim. arko krem sur, yuzume masaj yap diyemedim. hey gidi.

  • - bugün çok güzelsin
    - öyledir de bak ne diyeceğim...

    - senin gibi akıllı, güzel bir kız daha tanımadım inan
    - tanırsın ya ne olacak bir sürü var benim gibi

    - makyaj yapmana hiç gerek yok bence, makyaj senin güzelliğini perdeliyor
    - nasıl ama, rimelim iyi değil mi? yeni aldım mak faktar.

    böyle kadınlardır bunlar, yapılan iltifatı alırlar, güzel bir göğüs istopunun ardından taca atarlar. ya iltifata zerre kıymet vermiyorlardır, ya çokca iltifat aldıkları için bağışıklık kazanmışlardır ya da sizin önünüzü kesmek istiyorlardır ki %99 sonuncusudur. eğer bir kıza yaptığınız iltifatlar karşılık bulmuyorsa platonik aşk yaşamaya kendinizi hazırlasanız iyi edersiniz. çünkü bir kadın erkeğin iltifatını almıyorsa ondan uzak olmaya çalışıyordur.

    gözünüzün önünde bir film şeridi gibi geçti değil mi, hoşlandığınız kızın iltifatlarınız karşısında sığır gibi bakması? boşver arkadaşım, ben as good as it gets filminde jack nicholson'ın, kadının ayaklarını yerden kesen "senin için iyi biri olmaya çalışıyorum" iltifatını yaptığımda hoşlandığım kız, "ay o filmde bir köpek vardı hastaydım ben ona" demişti.

    köpek çektiler olm bana sen ne diyorsun... üzülme.

  • (bkz: amerika hapşırırsa dünya nezle olur)

    kriz her ne kadar abd'de başlasa da, dünya ekonomisi ikinci dünya savaşının sonuna kadar kendine gelememiştir. (komplo teorisi sevenler derneğine göre, zaten 2. dünya savaşı sırf bu bunalımdan sıyrılabilmek için başlatılmıştır). krizin avrupa için külfeti hem ekonomik, hem siyasi hem de insani açıdan ağır olmuştur.

    avusturya: yeryüzünün ensesi en kalın ailelerden biri olan rothschild ailesinin 1855 yılında kurduğu kreditanstalt bankası -ki avusturya'nın en büyük bankasıdır- kapanmıştır. 1931

    almanya: kanımca krizden en büyük darbeyi yiyen ülke olmuştur. amerika, alman markına verdiği desteği çektiği için ülkeden büyük bir sermaye kaçısı başlar. rivayet edilir ki, 6 ayda ülkeden çıkan para miktarı 1 milyar marktır. danat bank 1932'de iflas bayrağını açar. işsiz genç ordusu, umutsuzluk içinde nazi partisi saflarına katılmaya başlar.

    ingiltere: 1931 yılında ingiltere merkez bankası (boe) sterlin'in değerini yüzde 40 düşürür. george orwell ingiltere'nin durmunu özetler: "sokaktaki insanın ekmek bulma şansı, bir uçak sahibi olma şansına eşitti"

    fransa: işsiz sayısı 1931'de 400 bin iken, 1934 yılında 3 milyon 250 bine yükselmiştir. sosyal yardım kurumları insanları aç bırakmamak için çırpınmaktadır.

    brezilya: brezilyalılar artık kahvelerini satamadıkları için, kahveler tren lokomotiflerinde kömür niyetine kullanılmaya başlanmıştır.

    küba: küba'nın toplam ihracatının yüzde 80'inin oluşturan şeker ihracatı, 375 milyon dolardan 90 milyon dolara düşmüştür.

    sovyetler birliği: bak işte burası ilginç. krizden etkilenmeyen tek ülkedir.(valla tam tez konusu)

    bir de türkiye'ye etkisi var ki, o da iki kelimeyle geçiştirilemez elbet.