hesabın var mı? giriş yap

  • bu konulardan muzdarip olanlara,başka bir bakış açısıyla nacizane tavsiyelerim;

    1-beslenme alışkanlığınızı değiştirin.çok yağlı,çok çekerli,çok unlu gıdalardan uzak durun.

    2-gazete ve tv'lerden uzak durun...rahatlatıcı belgeseller izleyin.

    3-kimseyle tartışmaya,kavgaya girmemeye çalışın.

    4-erken uyuyup,erken kalkın.

    5-bir hobi edinin.

    6-temiz hava yürüyüşleri yapın.

    7-hayatınıza zarar verdiğini düşündüğünüz kişilerle iletişimi kesinkes koparın.

    8-bağımlılık ve alışkanlıklarınızı asgari seviyeye indirin veya terk edin.

    9-insanlara veya hayvanlara yardımcı olun...bir fakire yardım edin...bir öğrenciye yardım edin...sokak kedileri,sokak köpekleri vs organizsyonlarına da yardım edebilirsiniz.yardım etme duygusu stress ve anksiyetenin en etkili düşmanıdır.

    10-geleceğinizi düşünmeyin,geçmişinize takılmayın ve şimdi de de boğulmayın...akışına bırakın.

    11-gülümseyin...her durumda tebessüm edebilmeyi kendinize öğretin.size kızgınlık ve sinirlenme duygusu veren tüm kişi,olay ve mevzuları bir kağıda yazın...ardından o kağıdı buruşturup çöpe atın.

    12-ailenizle sık sık temasta bulunun...kendinizi sevdiklerinizden izole etmeyin.

    13-kendinizi sevin...kendinizi yalnız bırakmayın...kendinize sahip çıkın.

    unutmayın; sizi en iyi tanıyan siz olduğunuz gibi,sizi en iyi anlayacak olan da yine sizsiniz!

  • araba binilmesi için vardır. ötv düşerse benim arabam kadar diğer arabaların da değeri düşecektir. benim açımdan sorun yoktur. al-sat ile hiçbir şey üretmeden zengin olan yamyamlar düşünsün.

  • ileri demokrasinin temsilcisi ve önde gelen uygulayıcılarından istanbul valisi hüseyin avni mutlu'nun beyanatı.

    insanları korkutarak sindirmeye çalıştıkça batacaklarından haberdarlar mı acaba? suç olmayan bir eyleme katılanların peşinde koşacağınıza suçlularla ilgilenseniz nasıl olur sayın vali? siz o kamera kayıtlarıyla başbakana yaranacağız diye uğraşırken mesaisini o işle harcayan memurların işini tam yapamaması dolayısıyla işlenen her suçta katkınız olacağının farkında mısınız? elinizdeki kaynaklar bu kadar mı bol da bu işlerle devletin memurlarını meşgul ediyorsunuz?

    "...istanbul valisi hüseyin avni mutlu, türk telekom arena'nın açılışında protesto eyleminde bulunan kişilere ilişkin görüntü kayıtlarının ellerinde olduğunu belirterek, yapılacak tespitler için bunlar üzerinde çalışıldığını söyledi..."

    http://www.hurriyet.com.tr/…em/16792366.asp?gid=373

  • videonun kurgu olduğunu düşünenler ya tipik türk ailesinde yetişmemiş ya da zamanında fazladan izlediği teletabi programları beyinlerini yakmıştır. ortalama bir türk ailesinde yetişen herkesin buna benzer anıları vardır. zamanında kameramız yoktu ki çekelim.

    not :aramızda kim bilir kaç kişi pamuk içindeki çimlendirdiği mercimek, fasulye için bir gün annenin "attım o pis şeyi" lafına kaldı...

  • on numaradır. iyi pişmiş istediğinizde bile içindeki eti/köfteyi kurutmadan pişirme yeteneğine sahip ustaları olan mekandır.

  • bazen buna bile fırsat vermiyorlar ya, reddedilmekten daha beter o. bir keresinde barda salça olucam kızın birine, tam yanına yanaşırken kız bana dönüp "devaam eeettt" dedi, hatun değil sanki trafik polisi amk. gelişime vurdu kız, ben sadece burdan geçiyordum tripleri yaptım ama ben bile inanmadım kendime. tanısa severdi lan aslında.

  • nasıl başkanlık sistemi? güzel mi parti devleti olmak?

    meşajımı aldın mı köydeki ahmet dayı?

    nasıl millet bahçeleri? çaylar sıcak, kekler taze mi?

    nerde yetmez ama evetçiler? nerde çalıyor ama çalışıyor tayfası?

    ödüyor muyuz geçmediğimiz köprülerin? uçmadığımız havaalanlarının parasını?

    hazır mıyız son bölüme?

  • 1920'li yıllarda bilimsel çalışması yapılıp 1930'un şubatında da yayınlanmış hadise.

    şöyle ki;

    zamanında iki gönüllü vilhjalmur stefansson ve ekürisi andersen bu çılgın diyeti gerçekleştirmeye karar veriyorlar. sadece gerçekleştirmekle de kalmayıp üstüne bir de insanlığın bilgisine sunup bizim de fikir edinmemizi sağlıyorlar bize de bunu anlatmak kalıyor.

    stefansson amca bugün ne çılgınlık yapsam bugünkü işsizliğimi nasıl gidersem diyerekten aklında bir ampul yanıyor ve protein diyetine başlıyor(gerçi protein demek ne kadar doğru onu da bilmiyorum, adam sadece et yiyor), o kadar proteini alınca vücut afallıyor tabi ve hem motoru bozuyor hem de acayip bir bulantı çekiyor. sonrasında diyor ki "yok abicim bu böyle olmaz, tamam karbonhidrat yok dediniz de yağ da mı yok kardeşim? rasim kap gel oradan yağlı bir biftek yağı bol olsun diyerekten diyetindeki yağ oranını arttırıyor. zaten tükettiği protein ve yağa bakınca nasıl mide var arkadaş diyesi geliyor insanın.

    bu arada et tercihi olarak stefansson kuzu etini tercih ederken(kokmuyor mu amcacım nasıl yiyorsun o kadar) andersen sığır eti yiyor.

    bu iki çılgın adam günde yaklaşık 800 gr et tüketiyorlar. gün içerisinde 100-140 gr protein, 200-300 gr yağ ve sadece 7-12 gr karbonhidrat alıyorlar. aldıkları kalorinin 15-25% protein, 75-85% yağ ve sadece %1-2 karbonhidrat.

    bir de günlerini nasıl geçirdiklerine bakalım;

    kahvaltı: yağsız sığır eti 190 gr; yağ 100 gr
    öğlen: ciğer 200 gr; yağ 75 gr
    akşam: sığır eti 200 gr; ilik 70gr

    1 yılın ardından; kafayı sıyırmalarını bekledim ben şahsen, insan arada çaktırmadan çuklat gömer yahu ama gavur bizim gibi değil arkadaş bilim için her şeyi feda ediyorlar. her neyse yaptıkları diyette mental ya da fiziksel anlamda herhangi olumsuz bir etkiyle karşılaşmıyorlar(hadi fiziksel tamam da mental :)) yemeyin bizi hiç mi aşermiyorlar allasen). günlük olarak bakıldığında 2000 ile 3100 kcal arasında bir tüketimleri varmış ve bu amcaların şöyle de bir diyet programları gözküyor söylediklerine göre.

    bunların dışında fiziksel yorgunluk, mental yavaşlama gibi problemlerle karşılaşmıyorlar. başta da belirttiğim gibi yüksek protein %45 protein %55 yağ ile başladıklarında sadece sindirim problemleri ortaya çıkmış fakat bu oranı biraz düşürünce (%20 protein, %80 yağ) o da ortadan kalkmış.

    klinik olarak herhangi bir vitamin eksikliği efenime söyliyim kalsiyum eksikliği gözlemlenmemiş canavar gibiler yani anlayacağınız. şuradan daha çok detay alabilirsiniz.

    üstüne üstlük andersen, et diyetinin başlamasından kısa bir süre sonra saçlarının dökülmesinin durduğunu bildirirken stefansson, ayrıca saçlarının daha da büyümeye başladığını ve kafa derisinin daha sağlıklı olduğunu belirtmiştir. sonra saçım neden dökülüyor diye mesaj atıyorsunuz aha da çözümü burada :)) sabah poğaca öğle pilav akşam makarna yersen ben sana ne edeyim gardaşım di mi ama?

    tabi bu diyet ikisinde de ketozis'e neden oldu. buna rağmen böbreklerde sıkıntı çıkmamış(hadi yine iyisin stefo bak ileride aç kalırsan böbrek sağlam) diyette yağ/protein oranı artıkça yani yağ daha fazla tüketilince ketozis daha da artmış. (ek bilgi: genel olarak erkeklerde yağ oranı 1,5'un üzerine çıktığında ketozis meydana geliyor.)

    7 yıl bu diyete devam eden stefan amcam hayatımın en iyi dönemini geçirdiğini saçlarının daha kalın olduğunu ve saç derisinin daha sağlıklı olduğunu belirtiyor.

    son olarak bu çılgın eleman bizim yaşantımıza döndükten sonra da izleniyor ve stefansson 84 kiloya çıkıyor ki diyet zamanında 73 ile başlayıp 1 yılın sonunda 69,4 kiloya inmişti bu arada merak edenler için boyu da 180(kesin 178'dir o). tansiyonu 120/80'in üzerine çıkmıştır ki diyet zamanında 105/70 civarlarındaydı.

    yukarıdaki çalışmadan çıkarılacak en büyük sonuç bana kalırsa düşük karbonhidrat diyetlerinde sadece proteine yüklenmemek gerekli yağ muhakkak o diyette olmalı, hem de bolca olmalı.

  • bu ehliyetsiz barzolar yüzünden 2 kişi hayatını kaybetmiş ve insanlar twitterda siyasileri etiketleyerek adalet arıyor. başka türlü adaletin olmayacağını herkes farkında.

    ülkenin geldiği durum budur.