hesabın var mı? giriş yap

  • yaptığı telefon görüşmesi yüzünden, gözaltına alınabileceğini bilen ahmet hakan'ın bir nevi ön açıklama tadında olan yazısı.

  • efendim, işte bu hayvanların bayrak tutanlarından biri, yani bir efes pilsen sever yanına bir stella sever, bir samuel adams sever, bir youngling sever ve pilsner urquell sever ile birlikte bara gitmiş.

    stella'cı tabiatiyle barmenden stella istemiş, barmen vermiş, samuel adams'çı bir samuel istemiş, barmen vermiş, younglingçi, bir youngling yolla bakayım barmen derken, pilsner urquell'i seven arkadaş da pilsner urquell istemiş.

    efes pilsen sever hayvanoğluhayvan kıro da, bir bardak su istemiş efendim.

    tabi diğerleri şaşırmış, nasıl olur demişler, sen neden bira söylemedin?

    bizimkinin cevabı hazır tabi, "baktım kimse bira içmiyor, ben de içmiyim bari" demiş.

  • yılllardır benimde kafama takılan ikilem.bir hafta kettle'da bir hafta ocakta kaynatarak ortalama maliyetten içimi ferahlatıyorum.

  • marmara üniversitesi göztepe kampüsü - maltepe arasında 2 yıl boyunca 17 nolu hat ile yaptığım yolculuklarda sinirlerimi sıkça geren hadise.

    bu yolculuklardan birinde:
    teyzenin biri ineceği yere yaklaştığında yakınındaki kızlardan birine seslenip "gel kızım sen otur" deyip "ben de şimdi ineceğim vs." cevabını aldıktan sonra bir kaç genç kızda daha şansını deneyip olumsuz yanıt almıştı. ayaktaki genç erkeklerden birisinin "teyze sen indikten sonra koltuğun ne olacak onu dert etme, orasını bırak da biz düşünelim" demişti de yüreğimize tercüman olmuştu.

    sözün kısası millet olarak her boku çok sahiplenip kendimize mal etme huyumuzdan kaynaklanıyor bu koltukoğulları hanedanı meselesi.

  • dört harbiyeli genç haftasonu izinlerini geçirmek için üniformaları üzerlerinde dışarı çıkmışlar ve bir hayli kalabalıkve oldukça piyasa bir cafeye oturmuşlardır...cafedeki tek üniformalılar olarak dikkat de çekmektedirler.yakın bir masada da dört adet güzel hatun oturmaktadır...uzun uzun kesişmelerden sonra gençlerden biri dayanamaz ve kızların masasına gider...

    g-merhaba,tanışabilir miyiz?
    k1-ne istiyosun yaaa?
    g-dedim ya belki biraz muhabbet ederiz...
    kızlar hep bir ağızdan: off be yeter bıktık sizden,siz harbiyeliler amma da abazasınız...defol git!!
    şeklinde bağırırlar...harbiyeli genç başı önünde, etraftaki masaların kendisine alaycı bakışlarını ve gülüşmelerini hafiften hissederek masasına döner...o andan itibaren masada buyuk bir sukunet söz konusudur...bir süre sonra şaşırtıcı bir gelişme yaşanır...demin masasına giden genci tersleyen kahraman kızımız ayaga kalkar ve gülümseyerek harbiyeli gençlerin yanına gelir..etraftaki diger masalar için de bir probleme dönüşmüştür artık hadise..buyuk merak konusudur..cafedeki herkes demin ki olayın ardından az sonra gececek diyaloğu dinleyebilmek için kulak kabartmıştır..harbiyeli genç de yanına yaklaşan kıza gülümser...

    k1-(hafif ürkek,etraftan duyulmayacak şekilde) tekrar merhaba,demin ki olay için üzgünüm,biz sana bir şaka yaptık...biz psikoloji ögrencisiyiz,senin bakışlarından yanımıza gelecegini tahmin ettik ve boyle davranarak o anda verecegin tepiyi görmek istedik...ben nihal,merhaba...
    g-(herkesin duyabileceği bir şekilde bağırarak) yok artık daha neler..yuh anasını satayım...saati 100 dolar haa!!!tamam tamam vazgectik biz,kalkın beyler kalkın gidelim!!!
    olayın şokunu atlatamayan kız,bir masadan kalkan dört harbiyeli gence bir de etraftaki masalardan kendisine kahkahalarla gülen insanlara bakmaktadır...
    o cafe birdaha bu tarz bir hadiseye tanıklık etmiş midir bilinmez ama o kızın psikoloji bölümünden hala mezun olup olamadığı muammadır...

  • (bkz: yaa zekeriya kardeş çok rahat tutukluyordun)

    debe editi: debe editi olayına gıcık olduğum için hep "debe'ye gireyim de bir trollük yapayım" diyordum. nasıl mı, bu entry'yi tamamen değiştirip, tamamen zıt anlamlı bir şeyler yazmak, insanları ekşisözlük'te böyle şeyler nasıl yazılır diye şaşırtmak. mesela:

    -türkiye'yi yıllardır muhteşem bir şekilde yönetip çağ atlatan, hiçbir yolsuzluk ya da yasa dışı iş yapmayan ak parti'ye kurduğu kumpasın cezasını çekmektedir.

    gibi bir şey. ama yapmaya kıyamadım, çünkü zekeriya öz, başka bir şey demeye gerek var mı?

  • 1950'lerde başlayan 1960'lı yıllarda milton friedman'ın liderliğindeki chigago iktisat okulu tarafından geliştirilen akım, kaynağını klasik miktar teorisinden alan anti-keynesçi bir tepkidir. amacı enflasyonu yenmektir. faizler düşürülür, kredi kullanımını artırıp tüketimi fazlalaştırır. ekonomideki para stoğunun parasal gelir düzeyini değiştiren en önemli faktördür. savaşlardan sonra çöken ekonomi için iyi bir yöntem olarak görülebilir. ama olay kafadan para basmak değildir.
    1940'lı ve 50'li yıllarda parlak dönemini yaşayan keynes teorisinin 1960'larda gelişmiş sanayi ülkelerinde ortaya çıkan ekonomik sorunları açıklamakta ve gidermekte çaresiz kalması, monetarizmin gelişimini güçlendirmiştir.

  • yanlış önerme. türkiye'nin %90'ı deist de değildir, müslüman da değildir, pokemon da değildir. türkiye'nin %90'ı cahildir. üzülerek söylüyorum ki biricik hayatlarını başkalarının yönlendirmesine, yönetmesine alışmış tembel insan topluluğundan başka hiçbir şey değildir ama olsun türk ulusu çok yüce. en büyük biziz! hadi yatalım...

  • normal bir ülkede olsa hükümet düşürecek cinsten skandaldır. ama biz tabiki muz cumhuriyeti ile yönetilen şahsım devleti olduğumuz için hiçbir şey olmayı bırakın, birkaç bağımsız gazete dışında hiçbir yerde haber olmayacaktır. bağımsız olduğunu iddia eden youtuber gazetecileri de haber yapmayacaktır.

    gelelim skandala... iktidarın “cebimizden kuruş çıkmadan yapıyoruz” diye pazarladığı osmangazi köprüsü’nde geçmeyen araçlar için verilen garantinin yanı sıra "güncel fiyat ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki fark" da devlet tarafından karşılanıyor.

    • osmangazi köprüsünün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı tek yönlü güncellenmiş resmi ücreti kdv dahil 117,90, hariç ise 109,17 tl’dir.

    • sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret ise 247,80 tl’dir. bu durumda katkı payı 138,64 tl’dir. garanti edilen 40.000 araç için her halûkarda 138 tl tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir.

    • ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret de (247,80 tl) işletmeciye ödenmektedir.

    bunun nedeni ise, verilen geçiş garantisinin döviz cinsinden abd tüm kentsel tüketici fiyatları endeksine göre güncellenmesi. şimdi sorum ak yavşaklara: dolar kuru ile ilgili yorum yaptığımızda bu ülkede tl ile iş yapılıyor, dolarla hesap yapıp algı yapıyorsunuz diyorlardı ya; ne oldu lan şimdi? bu ülkenin para birimi tl değil mi? bu ülkede yapılan bir altyapı projesine geçiş garantisi veriyorsunuz, bir de bunu dolar üzerinden bir endekse göre yapıyorsunuz. yani dolar artarken, bir yandan da endeks artıyor. yemin ediyorum türev piyasası şu olayı görse diz çöker tövbe ister!

    haberin devamı