hesabın var mı? giriş yap

  • araba ba$inda hal ve hareketleri ile kar$i cinsten ayrilan suruculer. bazi mizansenler:

    1) siz arkasindasinizdir, daha 3 metre vardir sizin on tampona, e$$ek gibi basar duduge, yer ver diye. hemen iceri bakiniz. (sonuc :%93 kadin %6 maymun %1 ya$li bir amca)
    2) onunuzden donecektir, lakin ya zort diye doner arka lastigi kaldirima cikarir, ya cok gec kalir, geri cikmasi gerekir. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %91 kadin %7 lama %2 acemi erkek)
    3) bayirda durmak zorunda kalmi$tir. el freni tribi ile kalkacaktir, etrafta bir lastik ve balata kokusu, kirmizi bir duman. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %82 kadin %14 buffalo %4 acemi erkek)
    4) coktan ye$il yanmi$, orta $eritte bir polo hareket etmemi$tir. ayna ba$inda faaliyet vardir. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %99 kadin, %1 direksiyon ba$inda vefat etmi$ bir erkek)
    5) bir yerde durmu$ bir i$inizle ugra$iyorsunuzdur. yaninizda bir firkatein gececek kadar yer vardir. sert ve uzun bir korna ile irkilirsiniz. hemen iceri bakiniz. (sonuc: %80 kadin, %15 polis, %4 acemi erkek, %1 nil timsahi)
    6) sol $eritte 40 km hizla bir clio gitmekte $eridi ortalamakta zorlanmaktadir. herkes bu arabanin sagindan ayar verir. icerdeki goruntu. (%91 kadin, %6 koala, %2 surucusuz otomobil prototipi, %1 erkek)
    7) bir araba geri manevra ile park edecektir. lakin icindeki bunye, direksiyonu hic hareket ettirmeden ileri geri yaparak daha uygun pozisyonun kendiliginden gelecegini ummaktadir. bu arada da aracin vites kutusu ve $anziman sisteminden aglama sesleri gelmektedir. suzun icerisini, suzun suzun tirsmayin sizi gormez. (sonuc: %99 kadin, %1 jefrey yunusu)

    verdigim oranlardan da anla$ilacagi gibi. (bkz: istisna)

  • ortaokuldayken almanya'da yaşayan ama okumak için anne ve abisi ile türkiye'ye gelen bir arkadaşım vardı ki benim ve ailemin zihninde tam olarak bu kategoride yer etti.
    bir yaz tatili bitiminde beni evine davet etti. sohbet, muhabbet devam ederken birden "aa sana ne göstereceğim?" diyerek yerinden fırladı ve çalışma masasının (üstü kitaplıklı olanlardan) en ücra köşesinden bir kucak çikolata çıkarttı. hepsini tek tek nereden, ne kadara aldığını anlattı saatlerce, tabi bu arada bende ikram etmesini bekliyorum. anlatması bitince "çok güzeller değil mi?" diyerek hepsini yerlerine kaldırdı. böylesini ve bunu o günden sonra hiç görmedim.

  • iğrenç pislikler, saf kötülükler adamlar kalkıp ülkene gelmiş vatandaşını enkazdan çıkartmış yardım etmiş teşekkür edeceğine dediği şeye bak yaratıkların. bunların cenazesine kefen dikeni de su vereni de arkalarından bir gram iyi şey diyeninde , bu tuvalet kağıdıyla kıçını silenin de yüzü gülmesin.

  • başlık : steve jobs ile nejat işler in bi alakası var mı
    entry: yoksa sadece soyisim benzerliği mi?

  • arka kapak yazısında geçtiği gibi bir tarih kitabı, dahası şahane bir kitap. çok klişe gibi gelecek ama okumaya başladığımdan beri ciddi anlamda ufkumu açan ve tarihi olaylara daha değişik bir pencereden bakmamı sağlayacak bir kitap oldu.

    tarih kitabı sınıflandırmasına aldanmamak gerek, zira çıkarım yaparken biyoloji, antropoloji, coğrafya gibi bilim dallarından yararlanmasıyla o çok basit gibi görünen ancak genelde doyurucu bir şekilde cevaplanamayan "neden?"li sorulara etkileyici yanıtlar üretiyor. örneğin, klasik bir tarih kitabının kuru anlatımıyla açıklanamayan ilişkiler, neden ve sonuçlar biyoloji biliminin de desteği alınarak masaya oturtulduğunda bir anda açık bir şekilde görünür oluyor ki yazarının bu kadar değişik alanlardan yararlanarak elde ettiği bilgileri bir tarih kitabına yedirmesi çok başarılı şekilde kotarılmış. bu durumu okurken fark etmenin en kolay yolu 600'da küsür sayfa boyunca bulabildiğiniz "saçma" önermelerin sayısı. zira çarkların arka planındaki tarihin kendi akışından bağımsız sürekli gerçekleşen bilimsel olgular kitapta anlatılıp ilişkiler kuruldukça, o önermeler son derece akla yatkın hale geliyor; çoğunluğu sayısal ve bulgulara dayanan bilgiler olduğu için de güvenilirliği artıyor. bu nedenle de tarihin özellikle yaşadığımız ülkede benimsetilmeye çalışılan ezberlenecek bir olaylar ve kişiler silsilesi olmaktan çıkarak rasyonel bir zemine oturmasına yardımcı oluyor.

    kitap, konu edindiği "basit" sorulara böyle "basit" cevaplar (toplumların gelişiminde besinlerin rolü, kıtaların coğrafi konumu ve uzanışı, salgın hastalıklar vs.) verdiği için de "bütün her şeyi bunlarla açıklayamazsın" türünden eleştirilerle karşılaşabiliyor ki bu da son derece doğal aslında. ancak bu konu üzerinde daha geniş bilgi sahibi olmak ve çeşitli kaynaklarla karşılaştırma yapmak isteyen bir okuyucu eleştiriler konusunda dikkatli olmak zorunda (aslında bu her eleştiri okumasında geçerli, bu kitaba özgü değil) çünkü guns germs and steel ciddi anlamda evrim gibi mekanizmalara değinen bir kitap. işin boktan tarafı bazı eleştirilerde bu noktadan sonra ortaya çıkıyor, kitabın evrimsel tartışma kısmının okunup artık geçerli olmayan lamarkizm mantığıyla incelenmesi ve dahası doğal seleksiyonun geçerli olmadığı aşamalarda sanki kitap tersini iddia ediyormuş gibi örnekler verilmesi gibi bazı sakat durumlar mevcut.

    bioloji ile alakalı bir eseri eleştirecek insanların biyoloji ile yeterince ilgili olması doğaldır ancak bu "tarih kitabı" hakkında fikir beyan edenlerin çoğu ne yazık ki kitabın bilim dallarındaki çeşitliliğini yakalayamadığı için eleştirilerle beraber okunurken dikkatli olunması şart. eğer okuyucu da aynı durumdaysa bazen bu çarpık eleştirilere kapılıp kitabın bahsetmediği şeyleri bahsediyor zannetmek veya anlatılanları yanlış anlamak mümkün.

    ha ben bu eleştiri kısmına niye bu kadar taktım onu da belirteyim, kitabı okumaya başladığımdan beri etkilenmiş olduğumdan, sözlüktekilere ek olarak hakkında yazılanları okumak için çıktığım bir internet gezintisinde karşılaştığım birkaç eleştiri metninde (blog, kişisel sayfa vs.) bu hataların tipik bir şekilde birbirini andırdığını fark edip rahatsızlık hissediverdim; bu da beni böylece bu uzun entrynin sonuna getirdi. bu metinlerdeki bazı görüşleri de daha detaylı bir şekilde değerlendirmek istedim ancak henüz kitabı okumayı bitirmediğim için bunu askıya alıyorum.

    kaçıranlar için previously on #11143507 : okuyun, okutturun.

  • öncelikle, veranda ne amk diyecekler için; (bkz: veranda)

    ya ben köy evlerinde bile çok az gördüm bunu. geçenlerde bi çiftlik evinde görür gibi oldum onu da pimapen ile kapatmışlardı amk. bir de teoman kafası iyiyken bir kır evinde görmüş bunu ama nası uçuyorsa orada bi rüzgar gülüne rastlamış konuşmuş falan. yani o da görmemiş..

    her neyse bence amerika'yı amerika yapan şey aha bu verandadır arkadaşım. babanla bir sorunun mu var, otur veranda da konuş. ananla mı var gel verandaya bağır çağır, düşmanın mı var al silahı verandaya otur...

    sen bildin onu filmlerden, beyaz boyalı, sallanan koltuk var orada en yaşlı insan oturuyor. 20 sene sonra gelmiş evlat hesap soruyor,şurada bana tokat attın, orada beni mahçup ettin burada bok ettin diyerek.. tanıdın tabii.

    türkiye de veranda olmayınca ne oluyor, salon var babaya hesap sormaya geliyorsun altı ay sonra ( bizde öyle 20 sene 25 sene ayrılık olmaz en babası bi bayram arası) ülke tv açık. salondaki büfe enerjini alıyor kafadan, büfe ne amk diye düşünürken az yumuşuyorsun, koltuk örtüsünün üstündeki kırlent, bardakların üstündeki dantel, ülke tv spikerinin naif ve mıymıntı sesi derken odaya girdiğinin 10. saniyesinde yumuşuyorsun. bir de anan poğaça viriyim ayrana katık eden mi diye sorunca ne oluyor, hesap soramıyorsun. ömrünce taşıyorsun o ağırlığı.

    amerikalı o verandadan zıpkın gibi çıkıyor. sorunlarını halletmiş, herkes bir diğerini bağışlamış diyor ki sorunum yok madem gideyim afganistan'ı işgal edeyim diye süper güç oluyor, uzaya çıkıyor adam. onun için veranda mecbur tutulmalı. 38 katlı apartmanın hemen giriş kapısının yanında bi veranda olsa fena mı olur?

    neyse bi şarkı ile bitireyim, bir kır evinin verandasında bir rüzgar gülüne rastladım, insanmışçasına konuşmaya lay lay lay..

  • genetik,psikolojik ve sosyal faktörlerin biraraya gelmesiyle ortaya çıkan yeme düzenindeki anormallikler olarak tanımlanabilir.kişi kendini aç bırakarak minimum düzeyde besin alabilir(bkz: anorexia nervoza),yeme atakları sonrası bunu dengelemek için çeşitli yollarla yediklerini çıkarmaya çalışabilir(bkz: blumia nervoza),tıkınırcasına yeme düzenine sahip olabilir(bkz: obezite).tüm yeme bozuklukları kişinin metabolik faaliyetlerine ciddi zararlar verir.özellikle durum anorexia'da ölümle sonuçlanabilir.anorexic kişilerde beden algısında ciddi bozulmalar görülür.kişi yeme davranışındaki anormalliğin farkında değildir.bu yüzden tedavisi zorlu bir süreç gerektirir.yemek yerken bunu bir ritüelmiş gibi görerek obsesiflik derecesinde belirli kurallarla yemek yerler.bu kişiler genelde hayatlarının kontrolünü tam olarak ellerinde tutamayan kimselerdir ve yeme davranışlarını aşırı biçimde kontrolde tutmaya çalışırlar. blumia'da ise kişi bir problemi olduğunun genellikle farkındadır ve tedavi süreci anorexia'ya oranla bu açıdan daha kolaydır.nedenleri çok çeşitli sebeplere dayanabilir.genetik faktörler burada önemli rol oynar.bunun yanısıra günümüzde sürekli empoze edilen 'zayıf kadın,güzel kadın'anlayışı bu hastalıkların tetiklenmesinde etkilidir.psikolojik faktörlere gelecek olursak,mutluluk eşittir yemek yemek gibi bir şemayı zihnine yerleştiren kişi hayatının mutsuz anlarında bu formülü kullanarak kendini sürekli yeme davranışına sürükler.kişilerde depresyon,kaygı bozukluğu,asosyal davranışlar görülebilir.

  • dün akşamki yayınlarında film eleştirisi yaptıkları bölümde;

    cenk : ....küçükken doğduğum sokağın numarası da 109'du, o yüzden bu 109 dakikalık filmle duygusal bağ kurdum.

    erdem : küçükken doğmuş olmanız büyük avantaj cenk bey.

    cenk : evet bu sayede hayata erken atıldım.

    böyle de manyaklar.