hesabın var mı? giriş yap

  • haftalık keşif listesini spotify'ın nasıl oluşturduğunu merak eden çok sayıda insan görmeye başladım. o nedenle bu merakı biraz olsun gidermek üzere elimden geldiğince anlatayım. bu sadece haftalık keşif için değil, çalma listesi oluşturduğunuzda o listeye eklemeniz için gelen öneriler ile de ilgili. enrtry biraz uzun oldu, olayı merak eden ama "kim okuyacak lan" diyen varsa direkt son paragrafa atlasın özetin özeti var orada.

    recommendation system* denilen ve yıllardır üzerinde türlü algoritmalar geliştirilerek çalışılan, sürekli iyileştirilmeye çabalanan bir alan var. öneri sistemlerindeki temel amaç, eldeki verileri kullanarak işe yarar çıkarımlar yapmak ve elde edilen bu çıkarımlar üzerinden tahminde bulunarak bu tahminleri "bunu da beğenebilirsiniz" diye kullanıcılara önermek.

    spotify'ın haftalık keşif listesi de bir öneri sisteminin ürünü. sizin spotify'da ne tarz müzik dinlediğiniz gibi verileriniz bu öneri sisteminin sizi tanımasını sağlıyor. sizi tanıdıktan sonra aşağıda bahsettiğim bir takım algoritmalar sayesinde sizin beğenebileceğiniz şarkılar tahmin ediliyor. spotify'da 2008 - 2015 yılları arasında çalışmış olan erik bernhardsson, başarılı öneriler sağlamanın en iyi yolunun collaborative filtering metodu olduğunu düşünüyor [1]. bunun üzerine koyarak önerileri mükemmelleştirmenin yolunun da deep learning'ten geçtiğini söylüyor. deep learning oldukça kapsamlı, ucu bucağı olmayan ve benim de kendimi uzman olarak görmem için kırk fırın ekmek yemem gereken bir konu ama collaborative filtering metodunu özetleyeyim.

    collaborative filtering'de temel olarak 2 ana yöntem vardır. ilkinde (user based cf) yapılan şudur; sizinle benzer zevklere sahip kişiler bulunur (kaydettiğiniz, dinlediğiniz veya çalma listenize eklediğiniz şarkıların aynılarını kayıt etmiş, dinlemiş veya çalma listesine eklemiş başka kişiler), o kişilerin dinleyip de beğendikleri fakat sizin spotify üzerinden daha önce dinlemediğiniz parçalar bulunur, bu kişilerle benzer zevklere sahip olduğunuz için bu parçaları sizin de beğenebileceğiniz çıkarımı yapılır, bir sonraki adımda da bu parçalar size haftalık keşif listesinde önerilir. aynı şekilde bir başkasının keşif listesi oluşturulurken de eğer siz o kişiyle benzer zevke sahipseniz spotify sizin dinlediğiniz ama o kişinin dinlemediği parçayı o kişiye önerir. bu tabi ki tek kişi üzerinden yapılmaz. binlerce kişilik benzerlik havuzları oluşturulur. bu havuza dahil olan kişilerin, elde edilecek sonuca olan etkilerini belirleyen ağırlıklandırmaları vardır.

    sizinle benzer zevke sahip kişiler üzerinden öneri yapılması dışında bir de birbirine benzer şarkılar üzerinden öneriler yapılır. yani collaborative filtering'deki ikinci yöntem (item based cf). şarkıların birbirine benzeyip benzemediğini bilgisayar yine kullanıcıların aksiyonları sayesinde öğrenir. örneğin a grubunun x isimli şarkısı yine a grubunun y isimli şarkısına benziyordur, bilgisayar bunu daha önceden öğrenmiştir. eğer siz a grubunu yeni öğrenen biriyseniz ve sadece x isimli şarkısını dinliyorsaniz bir sonraki hafta keşif listenizde muhtemelen a grubunun y isimli şarkısını da göreceksiniz. eminim bir çok kişinin karşılaştığı bir durumdur. veya çok sevdiğiniz ve sürekli dinlediğiniz bir şarkı vardır, size o şarkının başka bir grup tarafından yapılmış cover'ı da önerilir. bu da eminim sıkça karşılaştığınız bir durumdur.

    çok detaylı olmadı ama genel olarak fikir vermesi için yazdım zaten. özetle benzer zevke sahip kişiler ve birbirine benzer şarkılar üzerinden dönüyor iş. o yüzden "ama ben hep tame impala dinlediğim halde bana sürekli alişan öneriliyor" şeklindeki şikayetlerin müsebbibi spotify değil, sizin gibi tame impala dinleyen ama aynı zamanda iflah olmaz bir alişan fanı olan kişi yüzünden geliyor o öneri :/

    [1] https://www.forbes.com/…hine-learning/#d8cb5e1665c7

  • gündem malum. iş yerinde sıkıldığımda herkes gibi benim de imdadıma değişik grupların yayın organları yetişiyor bu ara. tabi ki de bunların arasında açık ara lider yine habervaktim.com.

    diğer gelişmelerde olduğu gibi erdoğan bayraktar'ın istifasını tüm gazeteler nasıl görmüş diye eğlenirken habervaktim'de karşıma bu manşet çıktı:

    chp'de bir istifa depremi daha!*

    antalya'nın merkez ilçelerinden kepez'de chp'nin belediye başkan aday adayı olan zeki başaran, eski ak partili erdal öner'in aday gösterilmesi üzerine partisinden istifa etti.

    sanırım gündemin hızına yetişemeyip delirip inzivaya çekileceğim artık. chp kepez belediye başkan aday adayı da istifa ettiyse ülke gerçekten karışmış olmalı. bakalım taraf'ta bu haberi görücek yürek var mı?

  • dedem onunla rakı içerdi. babam onunla, annem onunla içti. benim de black eyed peas ile içecek halim yoktu herhalde, ben de onunla içtim. o olmasaydı da rakı içerdik biz elbette ama aynı tadı alır mıydık, orası şüpheli. hatta şüpheli bile değil. net bir biçimde almazdık.

    tanım gerekirse eğer, benim için anadilimin türkçe olmasının en güzel yanıdır kendisi.

  • yetişin adam s.kiyorlar... ortamlarda yıllık enflasyon %54 dersiniz. zaten alınması başlı başına haraç kesmekken 50 tl'den 150 tl'ye çıkarılmış.

    10 yıllık pasaport 1.703 tl, vizeler 80 euro, 160 usd, 495 usd (schengen, abd, uk), kurlar beceriksizlikleri yüzünden zaten zirvede. bu harç, okumuş, yurt dışı gezecek vizyonda kişilerden (ki kendi seçmenlerinin çoğu bu tanımın dışında) insanlardan kesilen resmi haraçtır.

    dolar ve euro ile karşılığını hesaplayıp aklamaya çalışmasın kimse. ülkeden çıkmak için para alıyorlar sizler de "alt tarafı x dolar, y euro" diyip duruyorsunuz. 1 tl de olsa aptalcadır, 1.000 tl olsa da... her şeyden önce de haraçtır...
    _
    yandaşlar saltanatı döneminde her şey başıboş kalmış, rüşvet alıp başını gitmişti. devlet israf içinde yüzerken, halk ağır vergiler altında eziliyor, hukuk işlemiyor, ekonomi yürümüyor, kargaşanın müsebbibi olan siyasal islamcılar ise keyiflerine bakıyor, ekonomiden başka her şeyle ilgileniyorlardı.

    saraylarda smoothie içiliyor, âlem yapılıyordu. esnaf haraca bağlanmıştı. memurlar tek adam adına haraç topluyordu...

    edit: "bu parayı ödeyemiyorsan yurt dışına çıkma" sığlığında entryler görüyorum, hatta benzer mesajlar alıyorum. yazının hiçbir yerinde ödeyemediğime hatta ödeyemediğimize dair bir şey yazmıyor. sözlük enteresan bir yer haline geldi. delinin biri 5 yıllık entry'lerimi ayıklayıp "zengin olduğunun reklamını yapıyor" diyor, sonraki başlıkta "10 euro'yu ödeyemeyen insan" yaftası yiyorsunuz.

    haksız talep edilen bir para, siz ödeyebildiğiniz için haklı olmuyor. mesela benim özel sağlık sigortam olduğu halde, gss prim borcumu ödüyorum, ödeyebiliyorum ve hoşuma gitmiyor orada borç gözükmesi. görsel bu bana gss priminin haklı olduğunu mu söyletmeli? gidip başlığında "sağlığı için ayda 150 tl ödeyemeyen ölsün" mü diyeyim?

  • aşı karşıtlarının verileri çarpıtmaktan bıkmadıklarını gösteren bir başka haber. örneğin:

    - 100 kişilik bir popülasyonda, 95 aşılı + 5 aşısız varsa,

    - 95 aşılıdan 7'si ve 5 aşısızdan 3'ü hastaneye yatıyorsa,

    eğer aşı karşıtı bir cahilseniz, hastaneye yatan 10 kişiden 7'si aşılı olduğu için buradan hastaneye yatanların %70'i aşılı diye manipülasyon yapabilirsiniz. kağıt üzerinde doğru bilgi ama bu orana bakıp aşılar işe yaramıyor demek için salak olmak lazım.

    aklı başında mantıklı biriyseniz, aşının hastaneye yatıştan koruma oranının %90'ın üzerinde olduğunu, aşısızların hastaneye yatış oranlarının ise %60 gibi yüksek bir oranda olduğunu hesaplayabilirsiniz. işte aşı karşıtları bu iki oranı görmezden gelip yukarıdaki gerçeği yansıtmayan oranı işlerine geldiği gibi yayıyorlar. bunların veri çarpıtma tuzağına düşmeyin.