hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: gazete damga ne amk?)

    hazır konu açılmışken yazayım, dinleyin lan taksici sürüsü, sizin plakalara bayıldığınız para bizi ilgilendirmiyor. işler bu noktaya gelene kadar her türlü itliği şerefsizliği çakallığı yapıp über gelince "gorsan bunlaaar" diye feryat etmeye hakkınız yok. bu saatten sonra adam olmazsınız, pislik yuvası mafya meslek odanız kıçını da yırtsa artık insanların size itimadı kalmadı. bokunuzda boğulun..

    edit: başlığı açan taksici borazanı anti-uber fikirlerini benimle özelden paylaşıyor şu an. bu uber hakkında ilk başlığı değil, ve maksatlı olduğu da çok belli. sadece bir haberi duyuruyormuş. ticari dergilerdeki haber kılıklı reklamlarla gerçek haberi ayırt edebilecek düzeydeyiz aslanım.

    edit2: evet taksicilerimiz medeni bir şekilde haklarını arıyorlar işte hak arayışları lan bu adamların kullandığı arabalarda yemin ederim kelle koltukta yaşıyoruz.

  • 1945-1998 yılları arasında dünyada 2053 tane nükleer patlama gerçekleşmiştir. bu nükleer patlamaların geneli nükleer bomba testlerinden oluşmaktadır.

    bu patlamalardan ülkeler aşağıdaki dağılım ile sorumludur:

    pakistan: 2 adet
    hindistan: 4 adet
    çin: 45 adet
    birleşik krallık: 45 adet
    fransa: 210 adet
    sovyetler birliği: 715 adet
    amerika birleşik devletleri: 1032 adet

    video'da kuşbakışı görüntü ile bu patlamaların yerlerini kronolojik olarak görebilirsiniz.

    1998 yılından sonra ise kuzey kore'nin 6 adet nükleer bomba testi yaptığı düşünülmekte, çin'in ise 1 adet nükleer bomba testi yaptığından şüphelenilmektedir.

    yapılan en büyük 5 nükleer bomba testinin tamamı ise sovyetler birliği tarafından 1961-1962 yıllarında yapılmıştır. görsel

    nükleer test görüntüleri:
    sovyetler birliği: rds-3 1951
    amerika birleşik deblerleri: operation hardtack i 1958

    kaynak: ctbto.org - wiki 1 - wiki 2

  • sene 1997, lisede bilgisayar dershanesindeki bir bilgisayarın masaüstündeki microsoft word kısayolunu kopyalayıp diskete yapıştırmak. bir gün bilgisayar alırsam word yüklerim diye düşünüp o disketi uzun süre saklamak.

  • merkel'e olan saygımı arttırmış olay. siyasetçi dediğin duygularıyla hareket etmez. hayat adil değil. her acıtmasyon yapanı ülkeye alacak halleri yok.

  • yer: esenler otogarındaki bir bank
    tarih: 3 ocak 2009
    saat: 01:00 suları

    olayı anlatan abimiz otogara gelecek bir akrabasını beklerken bir bankta oturur vaziyettedir, at hırsızı tipli bir adam gelir ve gözünü ayırmadan abimize uzun uzun bakar...

    diyalog aynen şöyledir:

    abimiz: ya ne bakıyosun iki saattir dayı ne var ya?
    at hırsızı tipli adam: sen şimdi düşün eve geldin ben senin yatağında oturuyorum, nası?
    abimiz: *?!;%&

  • herkese merhaba arkadaşlar kanalıma hoş geldiniz, bugün yine sizlerle güzel bir veri paylaşmak istiyorum :

    http://prntscr.com/osig9b

    o ülkenin (yıllık) asgari ücretini kazanabilmek için spotify, tidal, youtube, apple music vs gibi mecralarda kaç kez stream edilmeniz gerektiğini gösteren tablo.

    elbette bu rakamlar youtube'un, spotify'ın vs ödediği rakamlar. bunun vergisini düşüyorsunuz eğer bağımsız sanatçı iseniz.

    eğer arada plak şirketi varsa %99 sözleşmenizde streaming haklarını plak şirketine devretmiş olduğunuz için para plak şirketine gidiyor (size verilen pay sözleşmenizde yazan pay - yeni sanatçılar için genelde streaming haklarının tamamını plak şirketine aktarıyorsunuz).

    plak şirketleriyle anlaşma yapan ve bu işten zararlı çıkan arkadaşlarıma bu rakamları gösterdiğimde "ama plak şirketinin youtube kanalında yayınlanmasaydım o streamleri de elde edemeyecektim" bahanesiyle geliyorlar.

    bu doğru - ancak aslında stream edilmiş olmaları dinlendikleri manasına gelmiyor. bir çok insan atıyorum netd muziğin youtube kanalına abone ve kanalı evde, dükkanda vs radyo niyetine açarak izliyor. artık kanalda ne varsa arkada çalıyor.

    özellikle "ahmet yılmaz - aşk" diye sanatçı ismi ve şarkı ile aramaya yaparak dinleyenlerin sayısı netd muzik abonelerinin arkada açıp çalmasına kıyasla çok az.

    ama bu az sayıdaki insanın sanatçıya konser bileti olarak dönüşü çok daha fazla.

    benim argümanım da "konserine gelip sana para kazandırmayacak ve stream parasını plak şirketine veren dinleyici ha var ha yok, senin için bir şey fark etmiyor".

    geriye kalan tek fark sanal bir "layk" veya "view" sayısı.

    e derdin sadece "x milyon view" ise onu da blackhat marketing forumlarında çok daha ucuza alabiliyorsun. plak şirketiyle muhatap olmak için hiç bir geçerli sebep yok.

  • şu anda "emekli" olan kişi, çalışmaya başladığı tarihte devletle bir anlaşma yapar. her ay maaşının belli bir kısmı kesilerek devlet hazinesine aktarılır. işveren de devletin hazinesine işçi adına olacak şekilde bir pay daha yatırır. neticede bu insan adına her ay "iki" pay devlete verilir. bu 25 yıl boyunca (en az) devam eder.
    devlette, "sen bana bunu veriyorsun ya ben de sana 25 yıl-5400 iş günü - 65 yaş olunca şimdi aldığından az ama sonuçta bir maaş bağlayacağım der ve anlaşma devreye girer.

    bu verilen maaş, devletin bana verdiği bir sadaka değildir. en az 25 yıl çayır çatır maaşımın bir kısmını devlete vermişimdir.

    bu maaş devleti yönetme iddiasındaki kişilerin bana bahşettiği bir armağan değildir. 25 yıl ben bunun karşılığını fazla fazla ödemişimdir.

    ben ölünceye kadar bu maaşı yaptığımız anlaşma gereği bana ödemek zorundadır. her yıl bu maaşa kendi sebep olduğu enflasyon kadar zam yapmak zorundadır.

    bu sürede bana ücretsiz sağlık hizmeti vermek zorundadır ki bu da anlaşma gereğidir.

    işin daha da ilginç tarafı fikir yürütmekten bile aciz üç yüz küsür yazarda bu başlığın saçma olan ilk mesajını favlamıştır.

    yazıktır.

    edit : @cakura adlı yazar arkadaşın bir mesajı üzerine, "devletle yapılan anlaşma" diyoruz ama, aslında bu devletin zorunlu tuttuğu bir anlaşma. anlaşma yapmazsan sen ve işveren bir de ceza yiyorsun. yani emekli aldığı maaşı kuruşuna kadar hak ediyor. üstelik ödediğinden eksik bir miktarı. hakikaten bir "söğüşleme" söz konusu burada, bir yazık da devlete.