hesabın var mı? giriş yap

  • bir kere korkmadım onda da gözümü ambulansta açtım. yıllar önce trafikte biriyle tartışmıştım, artık kavga edecek kıvama geldik ben tam yumruğumu sıktım tiger uppercut yapacağım sırada elektrikler gitti ama sadece bende gitmiş. gözümü ambulansta açtım. sonra hastanede babama n'oldu dedim, ilk rauntta nakavt oldun dedi, herif tek yumrukla beni asfalta yapıştırmış. ben tabi umursamıyormuş gibi işi şakaya vurdum, ağzımı yamultup "adrian adrian" diye bağırdım hastanede.

    ilkokul birinci sınıftan sonra ilk kavgam bu olacaktı ve ben kendimi çok hazır hissediyordum. ama beni tek yumrukla harikalar diyarına gönderen bir boks hocasıymış. bir insan boks yapabilir, hobi olarak yapar profesyonel olarak yapar hiç sorun değil ama boks hocası nedir arkadaş. türkiye'de kaç tane boks hocası var bunların kaçı trafikte seyir halinde? zaten herif boks hocası gibi de değildi. senin benim gibi biri işte. insanda şans olsa arabadan fadıl fıdıllıoğlu gibi biri inerdi. neyse şikayetçi olmadım, o da özür diledi zaten. konu kapandı ama kafamdaki şişlik baki.

  • kıyaslama;

    denize doğru > uzi'nin şimdiye dek yaptığı ve ölene kadar yapabileceği tüm şarkılar.

    ben bu adamı 25 sene önce de, iki ay önce de sahnede dinledim ve şunu söyleyebilirim ki enerjisinden gr eksilme yok adamın. dans eder, enstrüman çalar, dili vardır, yurt dışı görüsü muazzamdır ama her şeyden çok müzisyen kere müzisyendir. düşününce adamın 35 senelik sanat hayatında tek falsosu da yok.

    kendisi "kanka olunmak istenen ünlüler" listemin tepelerinde yer alan ender müzisyenlerdendir, hatta şimdi düşündüm de george michael ve david bowie ölünce en tepeye yerleşti sanırım.

    ömrü uzun olsun. herkesin de dediği üzere, yaptıkları nesiller sonra da elbet dinlenecektir.

  • ehliyeti yok, araç kullanmayı da bilmiyor. silahla insan öldürmekten ne farkı var şimdi bunun?

  • kötü bir dönem geçirmiş ve sevilen kişiden ayrılmış bir şekilde ailemi ziyaret etmek üzre uçağa bindim. duygular tavan. tek yapmak istediğim kulaklığımı takıp müzik dinleyerek uyumak. fakat koltuğuma oturur oturmaz başladım ağlamaya. zaten ağlak bir insanım ama insanların içinde genelde ağlamam. tutamadım kendimi, iki gözüm iki çeşme ağlıyorum. yalnız hıçkırık yok, damla damla gözyaşlarım süzülüyor. ama nasıl, dur durak bilmiyor. ben bir tane siliyorum, ardından iki tane daha geliyor. önce yolcular soruyor ne var diye, bir şey yok diyorum. sorular arttıkça hostesler olaya dahil oluyor. ne var diyorlar, bir şey yok diyorum ama damlalar aksini söylüyor. uçağın bir bölümü durmuş beni izliyor artık ve yolcular aralarında konuşmaya başliyor, neden ağladığıma dair teori üretiyorlar. bu arada yer görevlileri de olaya dahil oluyor. iyiyim diyorum, kimse inanmıyor. uçak bir türlü kalkmiyor, herkes ağlamama yoğunlaşmış şekilde bana bakıyor. yanımdaki norveçli kadın yolcu, uçuş boyunca elimi tutabilirsin diyor. iyiyim, teşekkür ederim diyorum. o da inanmıyor. sonradan hollandalı olduğunu öğrendiğim bir adam yanıma gelip bir paket cips uzattıyor. "iyi gelir ye," diyor. durumun saçmalığına gülümseyip cipsi kabul edip uçuşa hazır olduğumuzun sinyalini verince herkes alkışlıyor ve gözler üzerimden çekiliyor.

    sorunlarımı cipsle aşmama yardımcı olan hollandalı amcaya "büyüksün" diyorum.

  • bir örnekle ele alalım konuyu. diyelim ki birisi size nüfuzunu kullanarak sizin ya da çocuklarınızın ya da bir yakınınızın haksız kazanç elde ettiğini söylüyor. yetinmiyor elindeki gücü kullanarak evinize baskın yapıp, hayatın olağan akışına aykırı miktarda parayı evinizdeki 7 kasanın ve ayakkabı kutularının içinde buluyor. bunun üzerine size bu paraları haksız yollardan elde ettin, rüşvet aldın, vs. diyor.

    yapmanız gereken nedir? elbette ki bu paranın kaynağını açıklamak, belgeleriyle ortaya koymaktır. mesela o para ev satışından mı geldi? ev nerededir, ne zaman, kime satılmıştır, bunun karşılığında kaç para alınmıştır, bu para neden bankada değil de evde durmaktadır bunların belgelerini ortaya koyarsın iddia çöker. türkiye’de ev alım satımları takas usulü yapılmıyor, 1.200 milyon gibi bir para elden verilmiyor. genelde bu işler için bankalar kullanılıyor. para hareketleri, evin emsal değeri, tapu, ipotek gibi kayıtlar tutuluyor. eğer sen yasalara uygun bir ev satışı yapmış ve parayı yine yasalara uygun yollar üzerinden temin etmişsen bu iftirayı (!) 2 saat içinde çökertirsin.

    peki durum böyle değilse? o zaman alnımız ak başımız dik! diye sağda solda böğürürsün ki sesinin tellerini seveyim ben.

  • danimarka'da bahşiş alışkanlığı olmadığından mantıklı, muhtemelen değnekçiler olmadığından otopark sorunsuzdur. tr de ki gibi küçük 1 kron büyük 2 kron mantığında tuvalet kullanımı da yoktur. işporta desen bulamazsın varsa da kalkması için iyi yöntem. geriye dilenciler kalıyor. onların da danimarka vatandaşı olmadığını düşünüyorum. arkadaş bu ülke bu kadar mı mantıklı iş yapar.

  • *çok tatlı çıkmışsın fıstığım, bikinin de süpermiş.
    -sağol cnm, romadan getirdi onu babam :))
    *foto da güzel, ibiza mı orası?
    -mykonos
    +ben çektim.
    -ay saçmalama sedat nasıl sen çektin, biz o zamanlar tanışmıyorduk bile.
    +yok ben şimdi çektim, ossbir yani, sedat kaçar:/

  • chernobyl santralinde patlamadan sonra çatıyı temizlerken yere düşen işçinin akıbetinden bile daha kötü sonuçlar verebilecek elim olay.

    düşüncesi bile korkunç.