ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bu kelimenin türkçede tam karşılığı yok
-
orhun yazıtlarından beri kullanıldığını sandığım türk özdeyişi.
- tonyukuk, abi "orhun yazıtları" diyelim mi bu yazdırdıklarımızın adına?
- yazıt mı? çince $½§ã yerine mi?
- evet abi.
- hmm.. yazıt.. yok yahu, olmuyor; bu $½§ã'nin türkçe'de tam karşılığı yok sanırım.
- ulan herhalde olmayacak, ilk defa biz bir şeyler çizittiriyoruz taşa, biz bir şeyler bulmazsak karşılığı olmaz tabi.
- değil ama, aynı tadı vermiyor, yazıt ziyadesiyle ajite edici, çok diskonnektivitant, çok maskülen.
- bak sen.
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
katil liderlerin paris'te teröre karşı yürümesi
-
orada protesto yürüyüşüne katıldığınızda tarih sizi o fotoğraf ile mi hatırlayacak?
ingilizce yetmiyor artık 4-5 dil biliyor millet
-
avrupa'da soyle, yok bilmem nerede boyle diye hayiflanip, ulkeye bok atmanin manasi yok.
adamlarin dilleri zaten ayni dil ailesinden (latince'den) geliyor. ufak tefek degisimler ile yepyeni bir dili konusabilir hale geliyorlar.
neyse ben kime ne diyeyim ki, kendi ezikliginizle yasamaya devam edin.
sevmek
-
tam karşımda oturuyor şu an.
aramızda bir haftadır evin orta sahasını parselleyen bilmem kaç bin parçalık bir yapboz var. "la palette bistro" diye küçük bir lokanta manzaralı. bitiremedik. her gün usul usul ekledi parçaları, sabırla. küçük karton parçalarını sanki sever gibi birbirine ekledi. ama bitiremedik. yapbozun kalan son parçası eksik çıktı. üzüntüden öyle bıraktı olduğu yerde, toplamadı. "sevmek", salonun orta yerinde terk edilmiş boş bir "dükkan"ın arkasında duruyor şu an.
elinde bir kitap var, "marifetler". onu okuyor. kitap okumasına o kadar alışığım ki. insanlar sevdiğine çiçek alır, ben yeni kitap kokusu hediye ediyorum ona. öyle bir gülüyor seviniyor ki. şu an elindeki kitabı okurken mesela, hayata dair bütün soru işaretleri siliniyor aklımdan. ona bakıyorum: huzurlu. sadece, geçen trenlerin sesine dönüp bakıyor arada bir, çocuklar gibi.
"koltuğun altında yapbozun o son parçasını bulamayınca dönüp bana baktığın yüz ifadeni özlüyorum."
tam bu cümleyi yazmayı bitirirken kalktı geldi yanıma: "ne yapıyorsun?". iş maillerimi açıp, gereksiz bir şeyler gösterdim. yaptığım işin belki de en güzel yanı bu; meraklısı olmayanın ilgisini dağıtacak sayısız malzemem var. hafif geri çekildi, defansta derinliğin kaybolduğu bu andan faydalanıp "belim ağrıyor" bahanesiyle yönümü değiştirdim, rahat yazabilmek için. sırf sana çaktırmadan, gönül rahatlığı ile şu yazıyı bitirebilmek için:
aramızda sadece bitmemiş bir yapboz kadar mesafe varken bile yine anladım.
seni her an özlüyorum ve seviyorum.
se7en serisinin ilk altı filmini izlememiş insan
-
se7en filmini izledim. birbirini seven 7 kişi arasındaki aşk yedigenini anlatıyor. serinin geri kalan filmlerinde dikkate değer bir şey göremedim.
(bkz: funda özkalyoncuoğlu)
omicron varyantı
-
delta varyantından 2 kat daha fazla mutasyon içeren, bu haliyle bilim dünyasını alarma geçiren ve en son güney afrika'da tespit edilmiş covid-19 varyantı.
an itibariyle hem israil hem de ingiltere jet hızıyla güney afrika'ya yapılan tüm uçuşları iptal ettiğini duyurdu. buyur burdan yak!
yasaklı diğer ülkeler: namibya, lesotho, botsvana, zimbabve, eswatini.
https://www.mirror.co.uk/…uth-africa-go-uk-25549232
https://www.timesofisrael.com/…irus-mutant-worries/
25 haziran 2018 muharrem ince'nin attığı tweet
-
ulan türkiye, videodan sonra anladım ki sen tam (bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi) başlığındaki hatunsun.
o nasıl video başkanım? eski sevgilimi bekler gibi hüzünlendim.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"hatunun boyu 1.50, aradığı adamın boyu 1.90, beraberlik 3.90"
lihtenştayn
-
avrupada bi yerlerde elbette ama haritada gostermemi beklemek yanlis olur
türk insanının hayattan zevk alamaması
-
az once bir program seyrettim. genc bir dalgic, soyle bir sey soyledi "ailemin en buyuk hayali dunyayi gezmekti, ben cocukken evimizi satip bir tekne aldilar ve ben denizi o zaman sevdim."
dusundum sonra, biz asla boyle ailelere sahip olamayiz ve bir gun aile oldugumuzda biz de boyle aileler olamayiz. hayallerimiz "gelecegimizi garantiye almak" uzerine kurulu.
hayallerimiz "evlenmek, ev almak, arabayi degistirmek, daha cok para kazanmak, pirlanta yuzukler almak, koltuklari degistirmek" ekseninde donup duruyor. ıcimizden gercekten hayal kurabilenleri de "akli bir karis havada" diye diye el birligiyle vazgecirebiliyoruz.
hayattan aldigi keyif "hep daha fazlasi" uzerine kurulu olan insanlar olarak dogmuyoruz ama boyle yontuluyoruz, sekillendiriliyoruz ve ne yazik ki cocuklarimiz da boyle sekilleniyor.
gercekten hayal kurmuyoruz, hayal kuramayan insan hayattan keyif alamaz. biz gelecegimizi garantiye almaya calisirken kendimizi unutuyoruz ve bence bize cok yazik oluyor.
trt'nin ebrar ve vargas ile röportaj yapmaması
-
kupa töreninden sonra neredeyse tüm oyunculara mikrofon uzattılar. ebrar ve vargas hariç.
kafanıza girsin sizin o yobazlığınız.
25 haziran 2018 muharrem ince basın toplantısı
-
bence bu fıkrayı anlatarak bitirmeli:
büyük köpek maması fabrikatörü, şirketinin bütün müdürlerini, fabrikasının bütün şeflerini, amerika’nın tüm eyaletlerine dağılmış satış temsilcilerini, reklam, halkla ilişkiler görevlilerini toplamış.
kürsüye çıkmış..
“bu ülkenin en büyük köpek maması fabrikası kimin” diye bağırmış..
yüzlerce kişi bağırarak cevap vermişler: “bizim..”
patron yine sormuş: “besin değeri en yüksek köpek mamasını kim üretiyor?”
“biz” diye haykırmış kalabalık.
“en çarpıcı, en göze batan paketi, kutuyu kim yapıyor?.”
“biz” diye haykırmış kalabalık.
“en büyük reklam kampanyasını kim yapıyor” diye bağırmış patron..
“biz” diye yanıt gelmiş yine hep bir ağızdan..”
en büyük süpermarketten en ücra köydeki bakkala en iyi dağıtımı kim yapıyor?” diye bağırmış patron..
“biz” diye haykırmış salon.. “o zaman” diye gürlemiş patron..
“o zaman niye satamıyoruz bu mamaları?!..” salondaki ölüm sessizliğini arka sıralardan gelen cılız bir ses bozmuş..
“lanet olası köpekler yemiyorlar ki!