ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
16 nisan 2014 real madrid barcelona maçı
-
gareth bale'in topu barcelona yarı sahasına atıp bartra'ya "git bak bakalım ben orada mıyım" dediği, bartra gittiğinde hakikaten de orda olduğu maçtır.
umut sarıkaya
-
zırtlan ete gelmiş*, avurtları çökük halinden eser kalmamış*. tv'ye çıkacak diye traş da olmuş ha benim zırtlanıma. ya kesin yarışmamıştır mk artizi diye düşünürken programa misafir olarak gittiği söyleniyor, yine arazi reis. hasan can kaya'nın 40 milyona ev aldığı yerde bu adamı mercekle arıyoruz. adam millete küfrede küfrede ev yaptırdı kendine*, senin tespitlerinle beylikdüzü satın alınırdı aah ah*
.. dön şu ramadan'da dualarımız kabul olsun artık*..
debedit: referans karikatürler eklendi :m
iz bırakan kitap cümleleri
-
"bir sinekle bir devlet adamı arasındaki benzerlik nedir?" sorusunun cevabı 19. yüzyıldan hazırdır. " ikisini de gazeteyle öldürebilirsin!"
(bkz: kaosa mütevazı bir katkı)
sevilen şiirin en vurucu cümlesi
-
ben sensiz de yaşarım
ama seninle bir başka yaşarım.
(bkz: nazım hikmet ran)
edison'un babaannesi kaşar.
(bkz: nikola tesla)
duygusallığa gelemiyorum da
tetris sendromu
-
“her hangi bir aktiviteye, oldukça fazla zaman ayırıp, yüksek ilgi düzeyi gerçekleştirdiğiniz yani takılıp kaldığınızda oluşan bir durumdur” diye tanımlamış sitesinde erkan tozluyurt.
bir şeyi gerçekten öğrenmek isteyen insanın kesinlikle karşılaşacağı durumdur. aksi halde orada adanmamışlık vardır. öğrenilmek istenen şeyde hep eksikler kalacaktır. öğrenmek için kafaya taktığım, emek verdiğim her konuyu gün içinde düşünürüm, yatarken düşünürüm, rüyamda görürüm, uyanınca üzerine tekrar düşünürüm, üzerinde çalışmaya devam ederim. bu süreci yaşamadığım konularda hep yüzeysel bilgilerin sahibi oldum, vasat yetkinlik sağladılar bana.
size somut katkılar sağlayacak konularda tetris sendromu son derece faydalı bir göstergedir!
13 ekim 1975 özel çamlıca lisesi rezaleti
-
sinirden ellerimi ayaklarımı titretmiş rezalet.
kayseri'den okuması için istanbul'a gönderdiğim, selvi boylu biricik oğlumun başına gelen rezalet.
her ay binlerce lira taksidini ödediğim okulun böyle bir rezalete imza atması beni çok üzdü.
yaşanan rezaletin baş aktörü mahmut alnıgeniş adlı bir tarih öğretmeni.
öğretmen demeye bin şahit ister. keşke kpss'de barajı geçemeseymiş. (duyduğuma göre konya lisesi'nden gelmiş çamlıca'ya, şu anda bakan ve işadamı olan öğrencileri varmış. arkası sağlam belli ki)
gencecik çocukları yağmur altında tek ayak üstünde bekleten bu vicdansız psikopat hocanın gereken cezayı alması için tüm yetkili mercilere başvuracağım.
apar topar kayseri'den geldim ve oğlumun fanilası hala ıslaktı, çocukcağız zaten çelimsiz. umarım zatürre olmaz.
bu nasıl bir eğitim nasıl bir disiplin anlayışıdır. sen kimsin mahmut alnıgeniş?
umarım daha kötü uygulamaları olmamıştır bu mahmut adlı kişinin.
edit: sağolsun özel çamlıca lisesi'nin müdürü ve sahibi muharrem gür bana ulaştı. bu mahmut isimli hocadan kendisinin de haz etmediğini söyledi. bu yaşanan olay sebebiyle gelecek ay taksidi bizden dedi.
ama mahmut denilen öğretmenin kötü uygulamalarının peşini bırakmayacağım.
hiç ama hiçbir türk'ten çocuk yapmayı düşünmüyorum
-
gülse'nin başımıza bela ettiği, her anlamda başarısız ve bomboş kişiliğin yeni saçmalaması. dur artık bir yerde.
norveç'te lisede çekilmiş fotoğraf
-
hayat bazılarına torpil geçiyor.
oruç tutan biz, sadaka veren biz, namaz kılan biz, hiç bir cumayı kaçırmayan biz... peki bu iskandinavya ülkerine ne oluyor ?? neden yani ?? eksik yaptığımız bir şey mi var yarabbim ??
31 temmuz 2014 murat göğebakan'ın vefat etmesi
-
son zamanlarda çıkar için yaptığı iktidar yalakalığı tüm ömrünü silip atar mı ki....? bilemedim...
ama casinolarda 10 yılda tanımadığım ünlü kalmadı. tüm ünlülerin, şarkıcıların, artistlerin 'herkes bana bakıyor mu acaba' tripleri ya da 'daha çok ilgi istiyorum' kaprisleri varken bu adamın sıfır kompleksi, olağanüstü alçak gönüllülüğü, herkese gülümseyerek yaklaşma çabası, sıradanlığıyla her zaman yeri benim için ayrıydı.
adam sanki casinoya tatile eğlenceye gelmemiş de ramazanda aş evine bi tabldot doldurmaya gelmiş gibi minnettar ve alçak gönüllü olurdu hep. kesme kristaller içindeki 60 yıllık scotchların beğenilmediği yerde, demli bir çay için defalarca teşekkür ederdi.
kolları dört bir yanı saran, kendinden olmayanı ekmeğe muhtaç bırakan iktidar seni de kirletti ya ne diyelim...
kimse kusursuz değil ki bu dünya'da, huzur içinde uyu...