hesabın var mı? giriş yap

  • evet demelerine memnun olduğum ünlüler. bunlardan bir tanesi hayır dese şüpheye düşerdim. acaba ben mi yanlış düşünüyorum diye.

  • ok iade alam.
    benim için bu üslup yeterli.kimse sizin uşağınız değil karşınızdaki de insan.herkese dolandırıcı yaftası yapıştırmasını biliyorsunuz ama karşınızdaki insana hayvan muamelesi yapmakta sakınca görmüyorsunuz

  • brezilya'da metro bileti yerine kullanılan kitap biletler.

    ülkede yıllık kitap okuma oranının yüzde ikiye düşmesiyle alınan bir önlem esasında. adamlar hemen önlem almaya çalışmış ve böyle bir işe girişmiş. ülkenin büyük yayınevlerinden biriyle anlaşıp seçilen kitapların içine bir kart sitemi kurmuşlar.

    her kitabın 10 ücretsiz geçiş hakkı var. kitap kapak tasarımları da metro hatlarından esinlenip tasarlanmış. millet yanında kitap gezdirsin okuma alışkanlığı artsın diye bir de cep boyunda yapmışlar. hem yanında taşımak durumunda kaldığın bir bilet hem de kitabın oluyor. sonrasında aynı kitaplara da internetten kredi yükleyebiliyorlarmış.

    seçilen kitapların arasında pablo neruda, agatha christie, william shakespeare'in kitapları var.

    ilk sao paolo metro istasyonları'nda başlamış şu anda kullanım artmıştır diye tahmin ediyorum. özendik tabi yine. adamlar eksiklerini bulup kapatmak için bir şeyler yaratıyor.

    vidyo

    neyse ya ben bir şey demiyorum.

    kaynak

  • birinin çıkıp acilen yalanlaması gerekn iddia. yemin ediyorum sinirden kendimi sevicem şimdi.

    yahu bu kadın ne iş yapar? programının vasfı nedir? günde 3 saat boş muhabbet etmek için bu kadar para alabilir hale nasıl geldi bu kadın?

    komik desem değil. eğlenceli desem değil. yeri doldurulamaz desem değil. eğitici desem değil. faydalı desem değil. bir bok değil ulan! günde 50.000 lira nedir yahu?

    kriterlerin ne? e hadi siz bir çay için demek için bu kadar para nasıl kazanabilir bir insan?

    sümeyyenin maaşından sonra en çok sinirlendiğim para kazanma durumu bu oldu sanırım. bir süre atlatamam bunun şokunu.

  • 2023-2024 eğitim öğretim yılı başladığında okulun öğrencilerini ve velilerini dumura uğratan olay. çocuklar ilk gün makarna ve çorbayla karşılandı. akşama yine aynısı. sonraki günler ve öğünler de hep aynı devam etti. arada bir öğün kuru fasulye, bir öğün de nohut verdiler.
    kızım da bu yıl yatılı olarak hazırlık sınıfında okumaya başladığı için olan biteni yakından takip edebiliyorum.
    sabah kahvaltısı içler acısı. çocuklar okul açıldığı günden bu yana etli yemek nedir görmedi. dün mantı çıkmış, kızım telefonu açmış bana coşkuyla anlatıyor. annesi dedi ki: "kızım içini açıp baktın mı, et var mıydı?"
    şu yemeklerin fotoğraflarını görünce ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız umarım.

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    görsel

    okul idaresi hükümetin reva gördüğü 39 tl ile çocuklara nasıl 3 öğün yemek vereceğinin çaresizliği içerisinde. okul aile birliği de velilerin bağışlarıyla durumu kotarmaya çalışıyor.

    saray'da ve meclis'te çöpe dökülenleri düşününce sinir olmamak elde değil.
    öğrenci velileri olarak çocuklarımıza reva görülen bu saçma sapan durumdan kurtulmanın yollarını arıyoruz. fatih portakal da bu okuldan mezun. fox tv, sözcü tv ve diğer basın araçlarını da devreye sokmaya çalışıyoruz ama bize biraz sabredin bütçe artırımı talep edildi deniyor. bu ne kadar sürer bilemiyorum.

    okul müdürünün de katıldığı online bir toplantı yaptılar pazartesi günü. okul müdürü geçen yıl öğle yemeklerinin fiyatında artış yapmış ve bu yüzden soruşturma geçirmiş. ben toplantıda kendisinde bu sorunun çözümüne dair pek bir azim ve kararlılık göremedim. sanırım geçirdiği soruşturma onu biraz pasifize etmiş.
    bakın ben okul müdürünü ya da okuldaki başka bir görevliyi suçlamıyorum. suçlu düpedüz hükümet. diyanete, savaşa, göçmene para akıtan hükümet kendi çocuklarını aç bırakıyor. bu çocuklar ülkenin lgs denilen rezalet sınav sisteminden alnının akıyla çıkmış, yüzde 0,7lik dilimin içinde, geleceğin umudu, zeki ve çalışkan çocuklar. öyle olmasa da olurdu? ne fark eder? gelişme çağındaki çocuklar bunlar.

  • hani bizim gibi salaklar da anlayabilsin diye bir açıklaması var, "elini fırına sok 1 saat gibi gelir, ama güzel bir kızlar 1 saat konuş 1 dakika gibi gelir" diye. yani diyor ki güzel şeyler çabuk geçer, kötü şeyler bir ömür sürer. peki bu durumda kişinin en güzel çağlarını yaşadığı gençliğin bir saniye, yaşlılığın ise bir ömür sürmesi gerekmiyor mu? niye gençler bir türlü büyüyemediklerinden, yaşlılar ise yılların su gibi aktığından şikayetçi? tersi olması gerekmiyor mu? güzel geçen gençlik yılları içinde olana neden bitmez tükenmez geliyor da yaşlılıkta günler 1 saatte bitiyor?

    şu an izafiyet teorisinin açığını buldum resmen. einstein yaşasaydı, tebeşiri tahtaya fırlatır "kahretsin işte bunu ben de açıklayamıyorum" derdi. ama şimdi beni anlayacak kimse yok. zekamla başbaşa, hızlı geçen bir ömrü tüketiyorum anasını satayım.

  • sismometrenin yaygınlaşmasıyla teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık depremler anlık kayıt altına alınıyor. 1881 yılından bu yana kayıt altına alınan deprem felaketleri insanlığın hafızasından hiç bir zaman silinmedi.

    1) 22 mayıs 1960 tarihinde şili’de yaşanan deprem richter ölçeğiyle ölçülen en büyük depremdi. 9,5 şiddetindeydi. deprem sonucunda onlarca metre yüksekliğindeki tsunami japonya’ya kadar ulaşmış ve binlerce insanın ölümüne neden olmuştu.
    https://youtu.be/dflltvpzwga

    2) en büyük ikinci deprem ise 28 mart 1964 yılında 9,2 şiddetinde alaska’da meydana geldi. 128 kişi hayatını kaybetti.
    https://youtu.be/nzn3j8x-ljk

    3) endonezya’da 26 aralık 2004’te yaşanan deprem, yaklaşık 10 dakika sürerek dünyanın kayıt altına alınan en uzun depremi oldu. 9,1 şiddetğndeki deprem dünyanın 1 cm kadar titremesine, bir çok ülkenin etkilenip bir çok deprem deprem fay hattının tetiklenmesine ve yaklaşık 230 bin kişinin ölümüne neden oldu.
    https://youtu.be/rohjxv_u3wc

    4) rusya’nın doğu bölgesinde 4 kasım 1952 yılında 9,0 şiddetinde deprem yaşandı. 6 bin kişinin yaşadığı bölgede yaklaşık 2500 kişi hayatını kaybetti.
    https://rekorlardunyasi.com/…rusya-depremi-1952.jpg

    5) 11 mart 2011’de japonya’da yaşanan 9,0 şiddetindeki deprem sık sık deprem yaşayan japonya’nın tarihindeki en büyük depremdir. tohoku bölgesinde meydana gelen depremin etkisiyle 40 metreye kadar ulaşan dev tsunamiler kıyıdan içeri doğru 9-10 km’lik alanda büyük zarara yol açtı. fukuşima nükleer santralinde meydana gelen sızıntı çernobil’den sonra yaşanan en büyük nükleer felaket oldu.
    https://youtu.be/dj878dzqcqc

  • ''kız gecelikle fotoğraf çekilmiş yüzüne 1 kilo makyaj yapmış fotoğrafın altınada 'ev halim' yazmış. hangi evdeyse artık.''